İran'da İslamiyet'in doğuşundan Arap egemenliğinin sonuna kadar halk hareketleri
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 10031
- Danışmanlar: PROF. DR. MUSTAFA TOKTAMIŞ ATEŞ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Siyasal Bilimler, Political Science
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1990
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 122
Özet
ÖZET İran tarihi üzerinde duran ve bu konuda çalışma lar yapan tarihçilerin hemen hemen hepsi, İslamiyetin İran'a gelişini ve bu yeni dinin İran toplumunun sosyo ekonomik ve kültürel hayatında yarattığı önemli değişik likleri göz önünde bulundurarak, İran tarihini, İslami yetten önce ve İslamiyetten sonra iki döneme ayırmış lardır. İslamiyetten önceki Sasaniler dönemine baktığımız da Kast sistemini andıran sınıfsal bir toplumun var oldu ğunu görmekteyiz. Aristokratlar, Bozorgan (büyükler), Ruhaniler (din adamları), Debiran (kâtipler), Dihganan (orta boydaki toprak sahipleri), köylüler ve köleler Sâ sâni devrinin en belirgin sınıfları idi. Adı geçen sınıf lar aşılması, pek zor olan sınırlarla birbirinden ayrıl mışlar ve bir alt sınıftan yukarı bir sınıfa geçmek im kansız hale getirilmişti. 0 tarihlerde İran'da yarı feodal ve yarı kölelik düzeni hakim idi. Ülkenin doğusu ve kuzeyinde kölelik düzeninin kalıntıları ile birlikte feodal sistemin geliş tiği ve günden güne güçlendiği göze çarpmaktaydı. Bunun yanında batı ve güney bölgelerinde ise kölelikten feoda lizme geçiş daha ağır tempoda cereyan etmekteydi. Sasani döneminin en kalabalık sınıfını köylüler oluşturmakta ve ekonomik düzenin bütün yükü bu sınıfın omuzlarındaydı. Tarımsal üretimde verdikleri emeğin karşılığında düşük- 106 - bir pay almakta ve bu pay günden güne azalmaktaydı. Buna göre köylüler sömürülen bir sınıf olarak, devlet ve mer kezi hükümete karşı yapılan ayaklanmalarda en ön safha larda yer almışlardır. Sasani döneminin egemen dini zerdüştilikti. Bu din ilk başlarda birçok insancıl amaçlar gütmesine rağmen devletin resmi dini halini aldıktan sonra bir baskı unsu runa dönüşmüştür. Zerdüştiliğin yanı sıra ve ona bir tep ki olarak Manizm, Mezdekizm ve Zervanilik gibi dinler ortaya çıkmış ve geniş halk kitleleri arasında rağbet görmüşlerdir. Mezdekizm halkçı ve devrimci niteliğinden dolayı İslamiyetin gelişinden sonra Arap egemenliğine karşı yapılan halk hareketlerinin bir çoğunun ideolojisi ni oluşturmuştur. Sasani İran'ın da görünüşü ihtişamlı ama temelden gitgide çürümeye yüz tutan bir düzen devam ederken İran' in güneyindeki Arabistan'da, kabile sisteminin yıkıldığı ve sınıfsal bir toplum yapısına yaklaşıldığı sırada İsla miyet adı altında yeni bir din ortaya çıktı. Tek tanrıya inanan ve insanlar arasındaki eşitlik ve adaleti savunan bu yeni din, Arabistan'ın içinde hızla yayıldığı gibi Arabistan sınırlarının dışındaki toplumları da etkilemeğe başladı. Bu tarihlerde İran halkı, herhangi bir iç ve ya dış etkenin yaratacağı müsait ortamdan yararlanıp azınlığın mutluluğu için kurulan Sasani düzenini yıkmak istemekteydi. Doğal olarak da Sasani rejimi, yarattığı ekonomik ve toplumsal koşullarından dolayı yıkılmağa mah kûmdu. Bu ortamda İran'a saldıran yeni Müslüman olmuş Araplar, inandıkları bu yeni din ve ideolojinin yardımı ile bu rejimi yıkmayı başardılar. Hz. Muhammed, Mekke ve Tayifi feth etmeden ve tüm Arabistan'ı egemenliği al tına almadan önce Sasani şahı Hüsrev Perviz'e bir elçi107 - göndererek İslamiyeti kabul etmeğe çağırdı. İran şahı kendi tabası bir Arabın bu çağrısını sert bir şekilde geri çevirdi. Müslümanların üçüncü halifesi Ömer'in hila feti sırasında İran'ın durumu daha da kötüleşmekte ve iç huzursuzluk günden güne büyümekteydi. Sasani şahı Yezdgird'in tahta oturduğu günlerde Arap saldırıları baş lamış oldu. Meydana gelen bir çok savaştan sonra M.S. yedinci yüzyılda İran ordusunun Nihavend savaşındaki ye nilgisi ile birlikte ondört asırlık Pers imparatorluğu yıkıldı ve bu parlak medeniyet geçici bile olsa noktalan mış oldu. Arapların İran'daki egemenlik yıllarını araştıran birçok tarihçi, ilk dört halife (Ebu Bekir - Ömer - Osman Ali) dışındaki halifeleri Muluk (Melik'in çoğulu) diye hitap etmişlerdir. Gerçekten de Ali'nin hilafetinden son ra Emevi hanedanından olan Muaviye'nin hükümeti sırasında hükümet şeklinde temel değişiklikler meydana gelmişti. İslamiyet'in ilk yıllarındaki yalın demokrasi yerini des pot bir imparatorluğa bırakmış ve halifelik müessesesi, Arap asil sınıfına dayanan bir Arap monarşisine dönüşmüş tür. Bu değişiklikler, İslamiyet'in kolay bir şekilde İran'ın ele geçirilmesini sağlayan kardeşlik, eşitlik ve adalet gibi ilkelerinde unutulmasına neden olmuştur. Bir süre İslamiyetin getirdiği güzel vâadlerle avunan halk kitlesinin ekonomik ve sosyal hayatında bir değişiklik kaydedilmediği gibi milli gururları da zede lemişti. Başka bir deyimle eskiden çektikleri sıkıntıla rın aynen devam etmesi ile birlikte bir de yabancı bir yönetimin egemenliği altına girmişlerdi.- 108 - Arap egemenliği, tarımsal toprakların mülkiyetinde de köylünün aleyhine olan bazı değişiklikleri de berabe rinde getirdi. Bunun yanında, eksiden de halkın sırtında olan vergilerde biraz daha artırıldı. Sâsani zamanında alınan vergiler olduğu gibi kaldı ve bunlara İslamiyetin de öngördüğü vergiler de eklendi. Bu yeni doğan toprak ilişkileri ve vergi sistemi İran halk hareketlerinin mad di temellerini oluşturan en önemli etkenlerdir. Sözü edilen ekonomik faktörlerin yanısıra halkın sosyal hayatında köklü ve olumsuz değişikliklerde meydana geldi. Araplar istila ettikleri her bölgede İran'lıları Araplaştırmak maksadı ile bir çok Arap ailesini bu bölge lere yerleştirdiler. İran'lılarla yan yana yaşayan Arap lar zaman geçtikçe kendilerini onlardan üstün görmeye başladılar. Mevali diye hitap ettikleri İran'lıları ga vurluktan kurtarıp Müslüman yapmakla şereflendirdiklerini iddia ettiler. Emeviler bu şovenist duygularda o kadar ileri gittiler ki Arap olmayan müslüman İran'lılarla gö rüşmeyi ve aynı sofrada oturmayı bile kendilerini küçük düşüreceğini ileri sürdüler. İstilacı Araplar ve onların yerli işbirlikçilerine karşı sürdürülen direnişler değişik adlar ve nedenlerle yapılmıştır. Toplumdaki sınıf lararası ekonomik ve sosyal zıtlaşmaların belirginleşmesi bu hareketlere belli yönler vermiş ve onları şekillendirmiştir. Bilindiği gibi orta çağın lider değeri dindi. İşte bu çağda filizlenip ve büyüyen İran halk hareketleri de çağın koşullarına uygun olarak hemen hemen hepsi bir din veya mezhebin örtüsü altında yapılmıştır. Bu hareketlere hedef olan hakim çev rede yine aynı silahla onlara karşılık vermiştir. ¦- 109 İslamiyetin İran'a gelişinden sonra sayıları yüz lerceye ulaşan halk hareketlerinin iki ana -kolda cereyan ettiğini görmekteyiz. Birincisi İslamiyet'ten önceki din lere dayanan halk hareketleridir ki bunların en belirgini Hürremdini hareketidir. Bu hareketin ideolojisi eski Mez dekizmden kaynaklanmaktadır. İkincisi ise İslamiyet'ten ayrılan değişik hareketlerdir kibunların en önemlisi Hâricilik ve Şii'liktir. Bu hareketler bazen öyle içice girmişler ve birbirlerini etkilemişlerdirki aynı çağlarda yaşayan tarihçiler bile bunları ayırmakta güçlük çekmiş lerdir. Adı geçen hareketlerin içerisinde yer alan şu'ubi'ler İran ırkının üstünlüğüne inanıyor ve Arap ege menliğine karşı çıkıyorlardı. Bu düşüncenin oluşumunda Arapların İran halkına karşı takındıkları tutum ve kendi lerini onlardan üstün görme duygusu etkili olmuştur. İran'lılar tarafından Arap egemenliğine karşı baş latılan direnişlerin genel çerçevesi içerisinde yapılan ferdi hareketlerinin hemen hemen hepsinin ideolojisi ya Mânizm ve Mezdekim gibi İslamiyetten önceki dinlerden veya İslamiyetten sonra meydana çıkan ve müslüman köken li olan mezheblerden kaynaklandığını daha önce belirtmiş tik. Haddaş, Ebu Müslim, İshak-ı-Türk, Sendbâd, Ustadsis ve Elmogen'ne, Araplara karşı yapılan hareketlere önder lik etmişler ve bu yolda canlarından olmuşlardır. İran halk hareketlerinin en önemlisi Hürremdinilerin başlat tıkları harekettir. Bâbek önderliğinde yapılan bu hareket Arap egemenliğinin temellerini sarsan ve onun yıkılması için gerekli koşulları hazırlayan en etkili ve kalıcı bir hareket olmuştur. Bâbek' ten sonra bu hareketi Maziyar devam ettirmiş ve kardeşinin ihaneti sonucu işkence al tında öldürülmüştür.- 110 - Ali ibni Muhammed liderliğindeki zencilerin ayak lanması İran halk hareketleri arasında kendine özgü bir yere sahiptir, bu hareketi başlatan ilk gurupların Afri ka'dan gelen zenci köleler olduğu için zencilerin ayak lanması adı ile tanınmaktadır. Zencilerin ayaklanması Abbasi halifesi, Elmutemet zamanında başladı ve ondan sonraki iki halife süresince devam etti. Bu müddet zar fında halife ile zenciler arasında 156 savaş meydana gel miştir. Abbasi hilafetinin ekonomik bakımdan çok önem taşıyan güneybatı bölgelerini ele geçiren ve ona büyük darbeler vuran ama sonuçta girdikleri bölgelerden çıkmak zorunda kalan ve bağımsız bir devlet kuramayan zencilerin başarısızlığını, bu hareketin devrimci bir örgütlenmeden yoksun oluşu ve kölelik düzenini yıkmak amacı ile yola çıkan bu eski kölelerin, savaşlarda esir aldıkları yüz lerce insanı köle durumuna getirerek, köle sahibi durumu na geldiklerine bağlamak mümkündür. Emevi ve Abbasiler zamanında meydana gelen halk hareketlerinin sonucu olarak Horasan'da yarı bağımsız ilk İran'lı hükümet, Tahiriler tarafından kuruldu ve böy lece 200 yıllık Arap egemenliğinin sona ermesinde ilk adımlar atılmış oldu.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Birinci asırda Güney Arap kabilelerinin ilk siyasî oluşumlardaki rolü
The role of the South Arab tribes in the first political formations in the first century
VEYSİ TURUN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
TarihAnkara Üniversitesiİslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İRFAN AYCAN
- İslam ordularının Maveraünnehir'de Karluk-Türgeş sahasında askerî ilerleyişi ve dâîlerin faaliyetleri
Military progress of islamic armies in transoxiana Kharluk- Turgesh area and activity of da'i's
SÜMEYRA TÜRK
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
TarihÇankırı Karatekin ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUSTAFA KALKAN
- Kelam ilminin doğuşunda İran kültürünün etkileri
The effects of Iranian culture on the birth of kalam
OĞUZHAN ÖZOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
DinAnkara ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MAHMUT AY
- Mimar Sinan dönemi camileri içerisinde yer alan Diyarbakır İskender Paşa Caminin önemi ve koruma sorunları
Importance and protection problems of Diyarbakir İskender Paşa Mosque taking place among the mosques of the Mimar Sinan period
MÜCAHİT POLAT
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
MimarlıkDicle ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FATMA MERAL HALİFEOĞLU