САБАХАТТИН АЛИНИН ӨМҮРҮ, ЧЫГАРМАЧЫЛЫГЫ ЖАНА ӨРНӨКТҮҮ АҢГЕМЕЛЕРИНИН КЫРГЫЗЧА КОТОРМОСУ
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 576002
- Danışmanlar: PROF. DR. SALİCAN CİGİTOV
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Türk Dili ve Edebiyatı, Turkish Language and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2005
- Dil: Kırgızca
- Üniversite: Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Türkoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 165
Özet
Son yıllarda ülkemiz tarihinde büyük değişiklik yapan ve büyük anlamlar taşıyan olaylar gerçekleşmiştir. Bunun yanı sıra ülkemizin Uzakdoğu ve Yakındoğu ülkeleriyle ekonomik, toplumsal ve kültürel ilişkiler kurması da büyük anlam taşımaktadır.Yabancı ülkelerle olan dostluk ve işbirliği, toplumsal hayatımızın çeşitli dallarını etkilemektedir. Bununla birlikte, dil ve edebiyat alanına da yenilikler katmaktadırlar. Mesela Kırgızistan- Türkiye Manas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türkoloji bölümü lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin bitirme tezlerinin ne kadar yararlı olduğundan da bahsedebiliriz.İlimbek Canuzakov'un şair Necip Fazıl Kısakürek'in ve Altınbek İsmailov'un Yunus Emre'nin hayatını, faaliyetlerini ve bilinen şiirlerini çevirmelerini örnek olarak verebiliriz. Yüksek Lisans mezunlarından olan Kızcibek Mırzaibraimova Sait Faik Abasıyanık'ın ve Nazgül Mırzakmatova da Memduh Şevket Esendal'ın hayatını ve bazı hikayelerini Kırgızca'ya çevirmişlerdir. Ünlü Türk yazarı Sabahattin Ali'nin hayatı ve eserleriyle ilgili çalışmamız da yukarıda söz ettiğimiz eserlerdendir. Yazar Sabahattin Ali'nin Eserleri Rusça'ya, Çek ve Bulgar dillerine çevrilmiştir. Yazarımızın eserlerini okuyucularımız da Rusça olarak okuyup tanımışlardı.1940'ta Kırgız yazarı Temirkul Ümetaliev Sabahattin Ali'nin“Değirmen”adlı eserini düzyazıdan şiir haline aktarmıştı. Daha sonra 1958'de tercüman A. Kamilov, onun yirmi üç hikayesini Rusça'dan Kırgızca'ya çevirerek“Kireşelüü Üy”adıyla kitap olarak yayımlamıştır. Yüksek Lisans bitirme tezimin konusu da,“Sabahattin Ali'nin Hayatı, Faaliyetleri ve Önemli Hikayelerinin Kırgızca Çevrilmesi”dir. Bu çalışmam üç bölüm oluşmaktadır. Birinci bölümde Türk Edebiyatında nesir şeklinin gelişmesi ve Cumhuriyet dönemindeki hikayeler arasında Sabahattin Ali'nin aldığı yeri ve önemi, ikinci bölümde Sabahattin Ali'nin hayatı ve faaliyetlerinin genel özellikleri hakkındaki bilgiler, üçüncü bölümde ise Sabahattin Ali'nin“Sırça Köşk”,“Sıcak Su”,“Kafa Kağıdı”,“Araba”,“ Viyolonsel”,“Değirmen”,“Ev”,“Kırlangıçlar”,“Hasan Boğuldu”adlı eserlerinin Kırgızca'ya çevirileri yer almıştır. Türk edebiyatında nesir şeklinin gelişmesi her dönemde değişse bile halkın sanatsal söz hünerinde yaşaya gelmiştir. Dinlenmek, rahatlamak, akıl, nasihat öğüt vermek amacıyla söylenmiş masallara, destanlara ta baştan hikaye adı verilir.Hikaye toplumda insanların kabile olarak yaşamasından beri varlığını sürdürmektedir. Eskiden bir öyküyü anlatan tüm metinlere hikaye adı verilirdi, günümüzde ise öykünün içeriğini anlatmadan sadece bir olayı kısaca özetleyerek, ana fikri anlatmaya ve önemli olayları tasvir etmeye hikaye denmektedir. Türk edebiyatındaki nesir şeklinin gelişmesini iki yönden ele aldık. Cumhuriyet Dönemi öncesi ve Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı. Hikayeler Divan edebiyatının nazım şeklinden ortaya çıkmıştır. Divan yazarları da anlama daha çok önem vermişlerdi. Onları anlamı bakımından hikayeye benzetebiliriz. Hikayenin kökenine bakarsak halk ağzında yaşamını sürdüren, düzyazıyla yazılmış eserleri görebiliriz. Uzun zaman geçmesi nedeniyle içeriğinde bir çok değişiklikler meydana gelmiştir. Hikaye metnin hacmine göre uzun yada kısa hikaye olarak adlandırılmaya başlanmıştır. 1960'tan başlayarak hikaye kelimesi öykü kelimesiyle değiştirilmiştir. Günümüzde bu iki kelime de eşanlamlı kelimeler olarak kullanılmaktadır. Tanzimat döneminin hikayelerini ikiye ayırarak inceleyebiliriz. İlkini Osmanlı döneminde yaşayan toplumun Tanzimat döneminde yaşadıkları değişim ve gelişimleri genel olarak yansıtan hikayeler oluşturur.Bu dönemin en bilinen edebiyatçıları Emin Nihat ve Ahmet Mithat'tır. Ahmet Mithat'ın yedi hikayelik“Müsameretname”(1872) ve“Letaaif-i Rivayet”(1870) adlı eserleri vardır. Bu eserleri düz yazı şeklindedir. Bu iki eser de doğu edebiyatı geleneğinin devamını sağlayan eserlerdendir. İkincisini ise batı edebiyatına ait eserlere dayanarak yazılan hikayeler oluşturur. Bu devrin en büyük temsilcileri de Sami Paşazade Sezai, Nabizade Nazım, Halit Ziya Uşaklıgil, Recaizade Ekrem'dir. Hikayeyi romandan ayıran Sami Paşazade Sezai“Küçük Şeylerde”(1892)adlı kitabını küçük hikayeler şeklinde yazmıştır. Bu hikayelerde insan hayatı ve günlük olaylar anlatılmıştır.Yine küçük hikayelerden oluşan Halit Ziya Uşaklıgil'in“Bir İzdivacın Tarih-i Muşakası”ve“Bir Muhtıranın Son Yaprakları”(1888) adlı kitapları da yayımlanmıştır. Recaizade Ekrem'in“Araba Sevdası”adlı eseri 1855'te düzyazı halinde yayımlanmıştır. 19. yüzyılın eserleri arasında Nabizade Nazım'ın“Karabibik”adlı hikayesi de önemli yer tutmaktadır. Bu hikayede doğa tasvirleri ile ilk kez karşılaşılmıştır. Nabizade Nazım Anadolu'ya pek önem vermeyen ilgisizlikle bakan aydın insanları eleştirmiş ve suçlamıştır. Servet-i Fü'nun hikayeleri gerçekçiliği kabul etmekle romantizmden uzaklaşamamıştır. Bu arada bir çok hikaye gibi Halit Ziya Uşaklıgil'in eserleri de basit ve anlaşılır dilde yazılmıştır. Yazar eserlerinde ezilmişleri, unutulmuşları garibanları anlatmıştır. Mehmet Rauf hikayelerinden ziyade romanlarıyla daha çok tanınmış, daha çok ün kazanmıştır. Hikaye yazmayı meslek edinen Cahit Yalçın aydınların ve İstanbul sosyetesinin hayatlarını seçmiştir. İkinci Meşrutiyet sonunda hikaye yazmaya başlayan yazarlar Cumhuriyet dönemi öncesinde Türk- Batı ülkelerinin hikaye şekline benzer şekilde yazmaya başlamışlardı. Bu zamanın en önde gelen , bilinen hikayecilerinden biri olan Ömer Seyfeddin'e Türk hikayesinin yaratıcısı diyebiliriz. Ömer Seyfeddin hikayeciliği meslek edinmiştir. Ömer Seyfeddin hikayelerini halkın kullandığı basit dille yazarak, hikayeye canlılık, etkileyicilik verebilmiştir. Cumhuriyet Döneminde Türk toplumunun tüm dallarında yenilenme süreçleri gerçekleşmiştir. Türk hikayeleri de bu değişikliklerden nasibini almıştır. Milli Edebiyat döneminde gelişen“Gerçekçilik”kavramı Cumhuriyet döneminde de yaşamını sürdüre gelmiştir. Sadri Ertem ve Sabahattin Ali başta olmak üzere genç yazarlar“Toplumsal Gerçekçilik”alanında çalışarak, toplumdaki olumsuz davranışları fazlasıyla kağıt üzerine dökmeye başlamışlardı. 1930-1950 yıllar arasında hikaye türünün canlanmaya , hızla gelişmeye başladığı fark edilebilir. Bazı yazarlar, mesela Osman Cemal Kaygılı ve F. Celalettin gibi yazarlar toplumsal hayatı hiciv şeklinde anlatmışlardı. Batıda kazanılan başarılar Türk edebiyatını olumlu yönde etkilemiştir. Örneğin Türk edebiyatçıları Fransız Yazarı Gi de Mopassan'ın ve dünyaca bilinen Rus yazarı Anton Pavloviç Çehov'un tecrübelerinden faydalanmışlardır. Türk hikaye konuları genişleyerek, içeriğini oluşturan unsurlar zenginleşmiştir. Bunu Ömer Seyfeddin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Memduh Şevket Esendal, Refik Halit Karay ve benzeri yazarların düzyazı halindeki eserleri ispatlayabilir. Türk edebiyatındaki hikayecilik gün geçtikçe gelişerek günümüze ulaşmıştır. Yabancı dillere, dünya dillerine çevrilerek doğayı ve karakterleri tasvir şekli zenginleşmiştir. Bu gelişme Cumhuriyet döneminde başlamıştır.Türk eserlerinde gerçek hayat beyan edilerek, halkın durumu, yaşam tarzı, yaşam olanakları, gelenek görenekleri net anlatılarak , anlatım tarzı gelişmiştir. Cumhuriyet dönemindeki hikayecilerin arasında Sabahattin Ali'nin yeri ve önemi büyüktür.O Türkiye'nin en önde gelen yazarları arasında yer alır. Sabahattin Ali dünya edebiyat hazinesinden gelenek -görenekleri öğrenmiştir. Buna rağmen Sabahattin Ali'ye zamanında değer verilmemiştir. Çünkü onu solcuların sırasına katarak, bazı eserlerini yayımlamamışlardır. Sabahattin Ali'nin eserleri sadece o dönemdeki Türk devletinin yürüttüğü yanlış siyasetinin sonucunda zarar gören köylü insanların hayatı, kaderi, tarlası olamayan köylü insanları, adaletsiz yöneticileri anlatmıştı. Sabahattin Ali'nin hikaye ve romanlarından kendi hayatını anlatan izleri görebiliriz. Bu eserlerinden dolayı hapishaneye de atılmış ve sürülmüştü. Vaktin geçmesiyle zamanında hiç önemsenmeyen değer verilmeyen yazara vefat ettikten sonra değer verilerek, eserlerinin tamamı kitap halinde yayımlanmıştı.Sabahattin Ali Türkiye'nin birçok yerinde bulunmuş ve Türklerin hayatını, kültürünü yakından tanımıştı. Eserlerinde insanoğlunun iç dünyasını , psikolojisini ihtiyatla yansıtmıştır. Sabahattin Ali'nin eserlerini okumuş birisi heyecanlanmadan duramaz, birisini okuyup bitirdikten sonra diğerini okumaya çalışır. Onun romanları ve hikayeleri Rusça'ya tamamıyla çevrilmiştir. Sabahattin Ali'nin eserlerinde değinilen problemler günümüzde de vardır. Onun kitapları günümüzde de defalarca yayımlanmaktadır. Sabahattin Ali yeni Türk Edebiyat tarihinin seçkin yazarı olarak tanınmaktadır. Ömer Seyfeddin ve Refik Halit'in klasik olaylardan oluşan hikayeciliğine sosyaldemokrat yazar Sabahattin Ali devam ederek, gelecekteki kuşaklara bunları ulaştırmıştır. Sabahattin Ali'nin konu, içerik, tavır yaratma ve toprak ile insanoğlu arasındaki ilişkiye yaklaşma tarzı Mopassan'ın tarzına benzer. Sabahattin Ali Türk edebiyatındaki en seçkin hikayecilerden biri sayılmaktadır.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.