Türkiye Selçukluları ile zengîler arasındaki münasebetler
The relations between Turkey Seljuks and zangids
- Tez No: 678650
- Danışmanlar: PROF. DR. MUHARREM KESİK
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Türkiye Selçuklu Devleti, Zengîler, I. Mesud, II. Kılıç Arslan, İmâdeddîn Zengî, Nûreddîn Mahmû, Turkey Seljuk State, Zangids, Mas‛ūd I, Kilidj Arslān II, İmād al-Dīn Zangī, Nūr al-Dīn Mahmūd
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 294
Özet
Anadolu, Suriye, Irak, el-Cezîre ve Mısır gibi topraklarda yaşamış olan Türkiye Selçukluları ve Zengîler, 12. yüzyılın en önemli Müslüman-Türk devletleri arasında yer almışlardır. Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah'ın kardeşi Tutuş'un Türkiye Selçuklu Sultanı Süleymanşâh ve Zengîlerin kurucusu İmâdeddîn Zengî'nin babası Aksungur'un vefatına sebep olması, iki taraf için de zor bir sürecin başlangıcı olmuştur. Türkiye Selçuklu Devleti Sultanı I. Kılıç Arslan, İznik'e gelip idareyi ele aldıktan sonra ülkesi bir müddet rahatladı. I. Kılıç Arslan, Zengî'nin gençlik yıllarını geçirdiği Musul'u ele geçirdi. Ancak o, Musul valisi olarak atanan Çavlı Sakavu ile savaşı sonucunda 1107 senesinde hayatını kaybetti. Türkiye Selçukluları 1116 senesinde başa geçen I. Mesud sayesinde tekrar güç kazandı. Mesud, siyasî ve askerî açıdan zeki bir hükümdardı. Bu sayede o hem ülkesini hem de kendisini İslâm devletleri nezdinde büyük bir otorite hâline getirmeyi başarmıştır. Bu sırada Musul ve çevresinde gücünü hissettiren İmâdeddîn, bilhassa Haçlılara karşı verdiği mücadele ile Müslümanlar arasında bir kahraman olarak anılmaya başlamıştır. I. Mesud ile İmâdeddîn Zengî, Bizans İmparatoru II. Ioannes'in 1137-38 senesinde düzenlediği Kuzey Suriye seferine karşılık müttefik olmasalar da Bizans ordusuna karşı koymuşlardır. İmparator, Müslümanlara karşı Haçlılarla anlaşmıştır. Zengî ise buna karşılık Sultan I. Mesud'un yanı sıra pek çok Müslüman idareciye yardım çağrısı yapmıştır. Ancak Bizans-Haçlı orduları geri çekilince bu tehlike ortadan kalkmıştır. Türkiye Selçuklu sultanı ise bu sayede Bizans imparatorunun sefere çıkarken Selçuklu topraklarına verdiği zararın intikamını almıştır. İmâdeddîn Zengî'nin Kuzey Suriye'de yayılma politikası ve bu nedenle Artuklu topraklarına saldırıları Türkiye Selçukluları ve Zengîleri karşı karşıya getirmiştir. Türkiye Selçuklularının da kuruluş döneminden itibaren Güneydoğu Anadolu'ya olan ilgisi iki tarafın rakip olmasına neden olmuştur. Hısn-ı Keyfâ Artuklu Hükümdarı Kara Arslan, kardeşi Arslan Doğmuş'un Zengî ile iii kendisine karşı ittifak kurması üzerine Türkiye Selçuklu Sultanı I. Mesud'dan yardım talep etmiştir. Bunun üzerine I. Mesud, 20.000 kişilik bir askerî kuvvet hazırlamıştır. Selçuklu ordusu, İmâdeddîn Zengî ve Arslan Doğmuş ile çarpışmak üzere yola çıkmıştır. İmâdeddîn Zengî ise I. Mesud'un Kara Arslan'a gönderdiği yardımı öğrendikten sonra Türkiye Selçuklu Devleti'yle mücadele etmek istememiş ve askerleriyle birlikte geri çekilmeye karar vermiştir. Bu süreçten sonra I. Mesud, Zengîler hânedanıyla münasebetlerini iyi yönde geliştirme kararı almıştır. Sultan I. Mesud, muhtemelen II. Haçlı Seferi'nin ardından Zengî'nin oğlu Nûreddîn Mahmûd'u kızı ile evlendirerek akrabalık ilişkisi kurmuştur. Böylece Türkiye Selçukluları ve Zengîler, güçlü bir ittifak meydana getirerek Haçlılara karşı savaşmaya başlamışlardır. Bu ittifakın ardından Antakya Prinkepsi Raymond de Poitiers hayatını kaybetmiş, Tell-Bâşir Hâkimi II. Joscelin esir edilmiş ve Urfa Haçlı Kontluğu'nun devamı niteliğindeki Tell-Bâşir Senyörlüğü tarih sahnesinden silinmiştir. Ancak Türk tarihî adına önemli başarılar elde eden Selçuklu-Zengî ittifakı, I. Mesud'un vefatı ile sona ermiştir. Nûreddîn Mahmûd ve Bizans İmparatoru Manuel, II. Kılıç Arslan'a karşı kardeşi Şahinşah ile Dânişmendlileri desteklemek suretiyle Anadolu'da iç karışıklık çıkarmaya çalışmaktaydılar. 1155 senesinde Nûreddîn Mahmûd, daha önce kayınpederi I. Mesud'un iki taraf arasında çizdiği sınırları ihlal ederek Selçuklu topraklarında ilerlemeye başladı. Böylece Türkiye Selçukluları ve Zengîler arasında Güneydoğu Anadolu'daki hâkimiyet mücadelesi resmen başladı. Nûreddîn, bu nedenle 1159 yılında Bizans İmparatorluğu ile II. Kılıç Arslan'a karşı bir ittifak kurdu. Bunun sonucu olarak müttefiklerden Nûreddîn, Selçuklulara ikinci defa saldırdı; İmparator Manuel ise Dânişmendlilerin Kılıç Arslan ile mücadele etmesi amacıyla onlara askerî anlamda destek verdi. II. Kılıç Arslan, ülkesine karşı yapılan düşmanca faaliyetleri bertaraf etmek amacıyla daha önce kendisine sığınmış olan Nûreddîn Mahmûd'un kardeşi Nusretüddin Emîr-i Emîrân'ı yanına alarak Bizans İmparatorluğu'nun başkentine gitti. Selçuklu sultanı, Bizans İmparatoru Manuel ile İstanbul'da gerçekleştirdiği antlaşma sayesinde durumu kendi lehine çevirmeyi başardı. Kılıç Arslan'ın Anadolu'da üstünlüğü ele geçirmesiyle kardeşi Şahinşah ve Dânişmendli Beyi Zünnûn, Anadolu'dan kaçarak Nûreddîn Mahmûd'a sığınmak zorunda kaldı. Nûreddîn Mahmûd, bu sayede II. Kılıç Arslan'a karşı büyük bir koz elde etti ve Türkiye Selçuklularına savaş açtı. Türkiye Selçukluları ve Zengîler, büyük bir savaşın eşiğine gelse de bu durum, iki taraf için de kötü sonuçlar meydana getireceği için II. Kılıç Arslan ve Nûreddîn Mahmûd, barış yapmaya karar verdiler. Ancak 1174 senesinde Nûreddîn Mahmûd'un vefatı ile yapılan antlaşma sona erdi. Zengîler ve Türkiye Selçukluları arasındaki çekişme de böylece bitmiş oldu. Nûreddîn Mahmûd'un ölümünün ardından Zengîler, Türkiye Selçuklu Devleti ile iyi ilişkiler sürdürmeyi tercih etti. Zengîlerin Türkiye Selçukluları ile olan mücadelesi, Nûreddîn'den Salâhaddîn Eyyûbî'ye miras kaldı. Tezimizde Arapça, Farsça, Grekçe, Latince, Süryanice ve Ermenice gibi dillerle yazılmış kaynakları, modern araştırmalarla mukayese edip bilimsel metodolojiye uygun bir şekilde incelemeye çalıştık. Böylece iki taraf arasında yaşanan ittifak ve mücadelelerin nasıl geliştiğini, ne gibi sonuçlara sebep olduğunu tespit etmekle beraber literatürde bu konu hakkındaki eksiklikleri ve hatalı düşünceleri gidermeye gayret ettik.
Özet (Çeviri)
Turkey Seljuks and Zangids who lived in lands such as Anatolia, Syria, Iraq, AlJazeera and Egypt were among the most important Muslim-Turkish states of the 12th century. It was the beginning of a difficult period for both sides inasmuch as Tutush, the brother of the great Seljuk Sultan Malik Shāh, caused the death of the Turkey Seljuk Sultan Sulaymān Shāh and Aksunkur, who is the father of the founder Zangids, Imād al-Dīn Zangī. After the sultan of the Turkey Seljuk State Kilidj Aslan I, had come to Nicea and took over the administration, his country was relieved for a while. Kilidj Arslān I captured Mosul, where Zangī spent his youth. However, he died in 1107 as a result of his war with Jawali Saqawa, who was appointed as the governor of Mosul. Turkey Seljuks regained power due to Mas‛ūd I, who ascended the Turkey Seljuk throne in 1116. Mas‛ūd I, was a politically and militarily intelligent ruler. Thus, he succeeded in making both his country and himself a great authority in the eyes of Islamic states. Meanwhile, Imād al-Dīn, who showed his power in Mosul and its surroundings began to be remembered as a hero among Muslims, in virtue of his struggle against the Crusaders. Mas‛ūd I and Imād al-Dīn Zangī opposed the Byzantine army, even if not allied, in response to the Northern Syria expedition organized by the Byzantine Emperor John II in 1137-38. Although Mas‛ūd I and Imād al-Dīn Zangī were not allies, they opposed the Byzantine army, in response to the Northern Syria expedition, organized by the Byzantine Emperor John II in 1137-38. The emperor made an agreement with the Crusaders against the Muslims. On the other hand, Zangī called for help to many Muslim administrators as well as to Sultan Mas‛ūd I. However, this danger disappeared when the Byzantine-Crusader armies withdrew. Thus, the sultan of the Turkey Seljuk took revenge for the damage by the Byzantine emperor to the Seljuk lands during his expedition. Imād al-Dīn Zangī's expansion policy in Northern Syria and therefore his attacks on the Artukid lands brought the Seljuks of Turkey and the Zangids against each other. The Turkey Seljuk's interest in southeast vi Anatolia since the country's founding has resulted in both sides becoming rivals. Hisn Kayfā the Artukid ruler Kara Arslān has requested help from Turkey Seljuk Sultan Mas‛ūd I since his brother Arslān Dogmush formed an alliance with Zangids against him. Thereupon, Mas‛ūd I prepared a military force composed of 20.000 people. The Seljuk army set out to fight with Imād al-Dīn Zangī and Arslān Dogmush. Imād al-Dīn Zangī, moreover, did not want to fight against the Seljuk State of Turkey after learning about the help that Mas‛ūd I had sent to Kara Arslān and decided to withdraw with his soldiers. After this event, Mas‛ūd I took a decision to positively improve his relations with the Zangid dynasty. Sultan Mesud I probably established a kinship relationship by marrying Nūr al-Dīn Mahmūd the son of Zangī to his daughter after the Second Crusade. Thus, the Turkey Seljuks and Zangids started to fight against the Crusaders by forming a strong alliance. Due to this alliance, Raymond of Poitiers, Prince of Antioch, lost his life and Tell-Bashir Ruler Joscelin II was taken prisoner and the TellBashir Seigneurship which was a continuation of the Country of Edessa, was erased from the stage of history. However, the Seljuk-Zangī alliance, which achieved important successes on behalf of Turkish history, ended with the death of Mas‛ūd I. Nūr al-Dīn Mahmūd and Byzantine Emperor Manuel were trying to cause internal turmoil in Anatolia by supporting Kilidj Arslān's brother Shāhin Shāh and Dānishmendids against Kilidj Arslān II. In 1155, Nūr al-Dīn Mahmūd began to march to in the Seljuk lands, violating the borders which were established by his father-in-law, Mas‛ūd I. Thus, the struggle for dominance in southeastern Anatolia between the Turkey Seljuks and the Zangids officially began. Because of this reason, Nūr al-Dīn, formed an alliance against Kilidj Arslān II with the Byzantine Empire in 1159. As a result, one of the allies Nūr al-Dīn, attacked the Seljuks a second time; on the other hand, Emperor Manuel gave military support to the Dānishmendids in order to fight Kilidj Arslān. Kilidj Arslān II went to the capital of the Byzantine Empire, taking with Nusrat al-Dīn Amīr-Amīrān the brother of Nūr al-Dīn Mahmūd, who had taken refuge in him before, in order to eliminate the hostile activities against his country. The Seljuk sultan managed to turn the situation in his favour due to the agreement he made with the Byzantine Emperor Manuel in Istanbul. After Kilidj Arslān had the upper hand in Anatolia, his brother Shāhin Shāh and Dānishmendid Dhu'l-Nūn had to flee from Anatolia and take shelter in Nūr al-Dīn Mahmūd. Thus, Nūr al-Dīn Mahmūd gained a big trump card against Kilidj Arslān II and declared war on the Turkey Seljuks. Although the Turkey Seljuks and Zangids came to the brink of a great war, Kilidj Arslān II and Nūr al-Dīn Mahmūd decided to make peace, as this would bring bad consequences for both sides. However, with the death of Nūr al-Dīn Mahmūd in 1174, the treaty ended. Thus, the conflict between the Zangids and the Turkey Seljuks came to an end. After the death of Nūr al-Dīn Mahmūd, the Zangids preferred to maintain good relations with the Turkey Seljuk State. The struggle of Zangids with the Turkey Seljuk State inherited from Nūr al-Dīn to Salāh al-Dīn Ayyūb. In our thesis, we tried to examine the sources written in languages such as Arabic, Persian, Greek, Latin, Syriac and Armenian with modern researches and in accordance with scientific methodology. Thus, we tried to eliminate the faults and erroneous thoughts about this issue in the literature, as well as determining how the alliances and struggles between the two sides developed and what results they caused.
Benzer Tezler
- Artuklular Beyliği üzerine Türkiye'de yapılmış çalışmalar hakkında bir bibliyografya denemesi
A bibliography experiment on studies made in Turkey on the Artuqids Principal
MURAT ŞİMŞEK
- Memlûk-Haçlı mücadelesi
Mamluk-Crusaders struggle
SEVGİ DUMLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Tarihİzmir Katip Çelebi ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FATMA AKKUŞ YİĞİT
- Nûreddin Mahmud Zengî ile II. Kılıçarslan arasında yaşanan siyasi rekabette dindarlığın ve dinî davranışın önemi
The importance of religiosity and religious behavior in the political rivalry between Nureddin Mahmud Zengi and II. Kiliçarslan
SÜMEYYE ELİF CANÖZER
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
TarihEskişehir Osmangazi Üniversitesiİslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HASAN HÜSEYİN ADALIOĞLU
- Mardin merkezdeki dini yapılarda yer alan bezeme unsurları kaynak alınarak takı koleksiyonu oluşturulması
Creating a jewelry collection by combining the elements of decoration in religious buildings in Mardin city center with welding
EMİNE DALICI
Sanatta Yeterlik
Türkçe
2023
El SanatlarıDokuz Eylül ÜniversitesiGeleneksel Türk Sanatları Ana Bilim Dalı
DOÇ. GONCA KARAVAR
- İmparator I. Manuel Komnenos dönemi Bizans dış siyâseti: Batılılar, Türkler ve Haçlılarla ilişkiler (1143-1180)
Byzantine foreign policy in the Era of Emperor Manuel I Komnenos: Relations with Westerners, Turks, and Crusaders (1143-1180)
HATİCE AYDIN