Geri Dön

Sezaryen sonrası cilt inbsizyonunu kapatmada kullanılan Vıcryl( POliglaktın910)Tekmon(poliglekapron 25) ve Prolen(polipropilen) üç farklı sütür materyallerinin postoperatif erken ve geç dönem yara iyileşmesi ve kozmetik sonuçlarının değerlendirilmesi

Pfannenstiel skin in ceseran surgeryvicryl® (polyglactin 910) used in incision,tekmon® (poliglekapron 25) and prolen ® (polypropylene)early and late wound of suture materialshealing and cosmetic resultsevaluation

PDF İndir

  1. Tez No: 810126
  2. Yazar: AYŞENUR ÇALIŞ ÖZBAYRAM
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. BARIŞ KAYA
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Sezaryen, Pfannenstiel, Sezaryen cilt skarı, Sütür materyali, Cesarean section, Pfannenstiel, Caesarean section skin scar, Suture materia
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Tıp Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Tıp Eğitimi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 52

Özet

Amaç: Sezaryen doğum, tüm dünyada kadınlarda en sık olan cerrahi operasyondur ve insidansı gün geçtikçe artmaktadır. Gebe kadınların ABD'de %32'si, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde %28,4, Türkiye'de %48'i 1 sezaryen ile doğum yapmaktadır. Sezaryen doğumu takiben yara komplikasyonlarının insidansının %3 ila %30 arasında olduğu bildirilmiştir; bu yara komplikasyonları arasında cerrahi alan enfeksiyonu, hematom, seroma ve yara açılması yer alır. 2,3 Ayrıca sezaryan kesisinin kozmetik sonuçları da günümüzde önem kazanmıştır. Bu sebeple Pfannenstiel insizyon skarının optimal kozmetik sonucunu veren cerrahi insizyon tekniğini ve kullanılan sütür materyalini belirlemekle ilgili çalışmalar yapılmaya devam etmaktedir. Çalışmamızda birincil amacımız sezaryen gibi sık yapılan ameliyatta cilt insizyonuna bağlı komplikasyonları azaltabilmek için en faydalı sütürü belirlemek, ikincil amacımız ise kullandığımız sütür materyalinin erken ve geç dönemde kozmetik sonuçlarını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Biz çalışmamızda 6 aylık zaman diliminde hastanemizde ilk kez sezaryen doğum yapan ve çalışma kriterlerini karşılayan hastalarımızı çalışmaya dahil ettik. Çalışmaya dahil edilen hastalar post operatif 1. gününde cerrahın tercih ettiği 2/0 keskin Vıcryl® (Poliglaktin 910), Tekmon® (Poliglekapron 25) ve Prolen® (polipropilen) sütüre göre üç gruba ayrıldı.Çalışmaya toplam 300 hasta dahil edildi fakat bu hatstalardan 283 hasta 10.gün kontrolüne, 251 hasta 2.ay ve 6.ay kontrolünde değerlendirilmiştir. Kliniğimizde profilaktik olarak her operasyondan 1 saat saat önce sefazolin 2 gr intravenöz olarak uygulandı. Rutin sezaryenda pubik simfizin 2 cm yukarısından Pfannenstiel cilt insizyonu uygulanıp, cilt subkutan cerrahın tercih ettiği sütür ile kapatıldı. Hastalar post operatif 10. Gün, 2.ay ve 6. Ayda kontrole çağırıldı. Post operatif 10. Günde yara yeri enfeksiyonu açısından değerlendirildi, (eritem,ısı artışı , pürülan akıntı varlığı ,yara yeri açılması yara yeri enfeksiyonu olarak kabul edildi) uygun görülürse prolen sütür grubundaki hastaların sütürleri alındı. Kontrole gelen tüm gruplar post op 2. ve 6.ayda hasta ve gözlemci değerlendirme ölçekleri Patient and Observer Scar Assessment Scale (POSAS) ve Vancouver Scar Scale (VSS) ile hasta ve gözlemci doktor tarafından değerlendirildi. Bulgular: Çalışmamız ile post operatif 10. gün kontrolünde Vıcryl® ile kapatılan grubun yara yeri enfeksiyonu oranı diğer gruplara göre istatistiksel olarak anlamlı (p:0,021) olarak daha yüksek olduğu saptanmıştır (vicryl %13; Prolen%5,3; Tekmon%3,1). 2. ay kontrolünde hem POSAS hem de VSS değerlendirme ölçeğine göre Tekmon® grubunun Vıcryl® ve Prolen® gruplarına göre istatistiksel olarak anlamlı olarak skarın kozmetik iyileşmesi daha iyi bulunmuştur (p:0,001). Prolen® grubu ile Tekmon® grubu karşılaştırdığımızda Tekmon® grubu hem POSAS'a hem VSS'e göre skarın kozmetik iyileşmesi istatistiksel olarak anlamlı olarak daha iyi bulunmuştur (p:0,048, p:0,080). 6.ay kontrolünde de hem POSAS hem de VSS değerlendirme ölçeğine göre Tekmon® grubu diğer iki gruptan anlamlı olarak kozmetik iyileşme daha iyi bulunmuştur(p:0,001). Prolen® grubu ile Tekmon® kıyaslandığında POSAS değerlendiremesine göre istatistiksel olarak Tekmon® grubu kozmetik sonuçları anlamlı olarak daha iyi bulunmuştur(p:0,049). VSS skoruna göre de Prolen® ve Tekmon® arası kozmetik sonucunda anlamlı bir farklılık bulunamamıştır (p:0,608 ). Sonuç: Çalışmamızda sezaryende Pfannenstiel insizyonunun kapatılmasında en sık kullanılan üç sütür materyali yara yeri enfeksiyonu ve kozmetik sonuçlar açısından kıyaslanmıştır. Tekmon® grubunda, Vıcryl® ve Prolen® sütür gruplarına göre hem yara yeri enfeksiyonu açısından hem de kozmetik sonuç açısından anlamlı düzeyde daha iyi sonuçlar elde edilmiştir. Kozmetik sonuçlar açısından post operatif 2. ayda ve 6. Ayda Vicryl® grubu en kötü sonuçlara sahip, 6. Ay POSAS değerlendirme ölçeğine göre Tekmon® grubunun kozmetik sonuçları Prolen® grubununa göre istatistiksel açıdan daha iyi olmasına rağmen VSS ölçeğine göre gruplar arasında anlamlı fark bulunamamıştır. Hangi sütür materyalinin daha iyi kozmetik sonuçlar vereceği ile ilgili daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır

Özet (Çeviri)

Objective: Cesarean section is the most common surgical operation in women all over the world and its incidence is increasing day by day. 32% of pregnant women in the USA, 28.4% in the European Union (EU) countries, and 48% in Turkey give birth by cesarean section. The incidence of wound complications following cesarean delivery has been reported to range from 3% to 30%; these wound complications include surgical site infection, hematoma, seroma, and wound dehiscence. 2,3 In addition, the cosmetic results of the cesarean section have gained importance today. For this reason, studies continue to be conducted to determine the surgical incision technique and suture used, which gives the optimal cosmetic result of the pfannenstiel incision scar. In our study, our primary aim is to determine the most beneficial suture in order to reduce complications related to skin incision in frequently performed surgery such as cesarean section, and our secondary aim is to evaluate the early and late cosmetic results of the suture material we use. Materials and Methods: In our study, we included patients who had a cesarean delivery for the first time in our hospital within a 6-month period and met the study criteria. The patients included in the study were divided into three groups according to the surgeons preferred Vicryl® (Poliglactin 910), Tekmon® (Polyglekapron 25) and Prolen® (polypropylene) sutures on the 1st postoperative day. In our clinic, 2 g of cefazolin was administered prophylactically 1 hour before each operation. In routine cesarean section, a Pfannenstiel skin incision was made 2 cm above the pubic symphysis, and the skin was closed with the subcutaneous suture preferred by the surgeon. The patients were called for control on the 10th day, 2nd month and 6th month postoperatively. Wound site infection was evaluated on the 10th postoperative day (erythema, increased temperature, presence of purulent discharge, wound opening was considered as wound site infection), and if deemed appropriate, the sutures of the patients in the prolene suture group were removed. All groups who came to the control group were evaluated by the patient and the observer doctor with the patient and observer evaluation scales Patient and Observer Scar Assessment Scale (POSAS) and Vancouver Scar Scale (VSS) at the 2nd and 6th months post op. Results: In our study, the rate of wound infection in the group closed with Vicryl® at post op day 10 control was found to be statistically significantly (p:0.021) higher than the other groups (vicryl 13%; Prolen 7%; Tekmon 3%). In the 2nd month follow-up, the cosmetic improvement of the scar was found to be statistically significantly worse in the Vicryl® group compared to the Prolen® and Tekmon® groups according to both POSAS and VSS assessment scales (p:0.001). When we compared the Prolen® group with the Tekmon® group, the cosmetic improvement of the scar was found to be statistically significantly worse in the prolen® group compared to both POSAS and VSS (p:0.048, p:0.080). In the 6th month follow-up, both the POSAS and VSS assessment scales showed that the Tekmon® group had significantly worse cosmetic improvement than the other two groups (p:0.001). When the Prolen® group and Tekmon® were compared, statistically, the cosmetic results of the prolen® group were found to be significantly worse according to POSAS evaluation (p:0.050). According to the VSS score, there was no significant difference in cosmetic results between Prolen® and Tekmon® (p:0.608 ). Conclusion: In our study, the three most commonly used suture materials for closure of the pfannenstiel incision in cesarean section were compared in terms of wound infection and cosmetic results. Compared to Vicryl®, Prolen® and Tekmon® suture groups, significantly worse results were obtained in terms of both wound infection and cosmetic results. In terms of cosmetic results, while the Vicryl® group had the worst results at postoperative 2nd and 6th months, there was no significant difference between Prolen® and Tekmon® sutures.More studies are needed on which suture material will give better cosmetic results.

Benzer Tezler

  1. Tez No

    515252

    Elektif sezaryen operasyonu yapılacak gebelerde sıvı yanıtlılığını öngörmede pasif bacak kaldırma manevrasının performansının (geçerlilik ve güvenilirliğinin) değerlendirilmesi

    Assessment of passive leg raising maneuver performance (validity and reliability) for prediction of fluid responsiveness in pregnant women who planned elective cesarean operation

    BORA ÇAKMAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. SERKAN ŞENKAL

  2. Tez No

    347838

    Elektif sezaryan ameliyatlarında anne ve yenidoğan üzerine etkileri açısından optimal anestezi yöntemi: Genel, spinal veya epidural anestezi

    Başlık çevirisi yok

    MELİHA ORHON ERGÜN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Anestezi ve ReanimasyonMarmara Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZEYNEP ETİ

  3. Tez No

    803261

    Assessment of nurses' knowledge about causes and associated factors of wound infection after cesarean section

    Hemşirelerin sezaryen sonrası yara enfeksiyonu nedenleri ve ilişkili faktörler hakkındaki bilgilerinin değerlendirilmesi

    NABAA AZEEZ GHALI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    HemşirelikÇankırı Karatekin Üniversitesi

    Hemşirelik Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ESRA ARSLAN GÜRCÜOĞLU

  4. Tez No

    711451

    Sezaryen operasyonlarında intraperitoneal bupivakain ile birlikte lidokain uygulamasının yara yeri infiltrasyonu ile karşılaştırılması: Randomize, çift- kör, plasebo kontrollü çalışma

    Comparison of the application of lidocaine with intraperitoneal bupivacaine in cesarian operations wound infiltration: Randomized, double-blind, placebo controlled study

    GÖZDENUR DAĞAŞAN ÇETİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Anestezi ve ReanimasyonAtatürk Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞENUR DOSTBİL

  5. Tez No

    639029

    Ekstraabdominal ve intraabdominal uterotomi kapatma teknikleri sonrası sezaryen skar istmoseli insidans ve derinliğinin transvajinal ultrasonografi ile değerlendirilmesi

    Evaluation of cesarian scar istmocelli insidance and depth after extraabdominal and intraabdominal uterotomy closure techniques by transvaginal ultrasonography

    MUHAMMET FATİH ALPTEKİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kadın Hastalıkları ve DoğumTokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İLHAN BAHRİ DELİBAŞ

Geri Dön