Geri Dön

Lesesozialisation im medienzeitalter zur theorie und praxis des faches lesen an den Deutschdidaktikabteilungen in der Türkei

İletişim çağında okumanın toplumsallaştırılması Türkiye'de Almanca öğretmeni yetiştiren bölümlerde 'okuma becerileri' derslerine yönelik kuram ve uygulama

  1. Tez No: 92282
  2. Yazar: MERAL ÇAPOĞLU ÇAKIR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. TÜLİN POLAT
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Alman Dili ve Edebiyatı, German Linguistics and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1999
  8. Dil: Almanca
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Alman Dili Eğitimi Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 194

Özet

173 8. Zusammenfassung auf Tiirkisch Günümüzün değişen koşullan yaşamın her alanını yeniden yapılandırıyor. Yeni koşulların yarattığı yeni gereksinimler kuşkusuz bildik ve yerleşik düzenlemelerinde yeniden gözden geçirilerek ele alınmasını ve uygun değişimlerin gerçekleşmesini gerekli kılıyor. İste bu noktada eğitim alamna yönelik çalışmalarda da yeni koşullara uygun düşen yenileşmelerin kaçınılmazlığı ortaya çıkıyor. Demek ki değişen koşullar nasıl bir dünya ve nasıl bir insan tipi bizleri bekliyor sorusu tüm çalışmalarda üzerinde özenle durulması gereken temel bir sorun. Bu soru çok yönlü irdelenmesi gereken ve yeni bir bin yıla girerken özellikle şimdinin ve geleceğin kuşaklarını yetiştirmekle yüklü kişilerin kayıtsız kalamıyacağı bir soru. Bu nedenle bu çalışmada bu soruyu çıkış noktası olarak kültürel iletişiminin temel yollarından biri olan okuma uğraşım irdelemeyi amaçladık. Sözlü kültürden yazılı kültüre geçişle insanlar ve toplumlararası iletişimde okuma-anlama giderek karşılıklı bilgilenmenin, duygu ve düşünce aktarımının, kısacası kültürel iletişiminin en önemli araçlarından biri konumuna geldi. Ancak günümüzün belirleyici olgularından biri olan teknolojik devrim kültürel iletişim biçimlerini derinden etkilerken, okuma uğraşına da yeni boyutlar kazandırdı. Artık günümüzün inşam bilgi alımı ve sunumunda görsel araçları eskiye oranla kıyaslanmıyacak denli bir yoğunlukta kullanıyor. Bu durumun doğal bir sonucu olarak da okuma ilgisi ve isteğinin giderek azaldığımda gözleyebiliyoruz. Kuşkusuz yeniliklere ve değişimlere karşı durmak olanaksız, doğru da değil. Ne var ki, okumanın insanın gelişimine kazandırdıklarını göz ardı etmek de doğru mu? Yeni bir kültürel etkileşim biçimine uyum174 sağlarken görece eski olanı savsaklamak çok yönlü, çok boyutlu insanı yetiştirme amacına ters düşmez mi? Demek ki önümüzde iki yol var: Ya görselliğe dayanan iletişim biçimleri ile yetineceğiz, ya da görselliğin yanısıra okuma uğraşımda pekiştirmeye yönelik yeni yollar yaratma çabası içine gireceğiz. Bu araştırmayı yönlendiren temel düşünce ise günümüzün değişen koşullarında, yani iletişim çağında, okuma ilgi ve isteğini canlı tutma ve güçlendirme çabasından kaynaklanmaktadır. Bu yönelimle çalışmanın ilk bölümlerinde okuma kuramsal düzlemde değişik yönleri ile ele alınmış ve okuma uğraşına yönelik açıklamalar yapılmıştır. Çalışmanın son bölümlerinde ise konuyla ilgili yaklaşımların uygulamaya yansıması işlenmiştir. Bu bağlamda ele aldığımız konuyu belli bir temelde somutlaştırabilmek amacıyla Almanca Öğretmenlerin yetiştirme süreci dayanak noktası olarak belirlenmiştir. Bilindiği gibi Eğitim Fakültelerini yemden yapılandırma bağlamında öğretmen yetiştiren izlenceler yenileştirilmiş ve 1998/99 öğretim yılı itibariyle yeni izlenceler uygulamaya konulmuştur. Almanca Öğretmeni yetiştirmeye yönelik yeni izlencelere baktığımızda okuma- anlama, yazma ve konuşma gibi dil becerilerinin amaç belirlemede önemli bir yer tuttuğunu görmekteyiz. Buna bağlı olarakta okuma odaklı derslerin bir gelişim çizgisi içerisinde ağırlık noktası oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bu da, okuma-anlama becerisine yönelik çalışmaların yeni yöntemsel gelişmeler ışığında ele alınarak yürütülmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Okuma edimini irdelediğimiz bu çalışmada Almanca Öğretmeni yetiştiren izlenceleri temel almamızın nedeni de budur.175 LESESOZIALISATION IM MEDIENZEITALTER Zur Theorie Vnd Praxis Des Faches Lesen An Den Deutschdidaktikabteilungen İn Der Tûrkei (İLETİŞİM ÇAĞINDA OKUMANIN TOPLUMSALLAŞTIRILMASI Türkiyede Almanca Öğretmeni Yetiştiren Bölümlerde“Okuma Becerileri”Derslerine Yönelik Kuram Ve Uygulama) adlı bu araştırmanın birinci bölümünde genel olarak okuma kültürünün günümüzdeki değişimi ele alınmıştır. Sorunu uluslararası ölçekte tanıtabilmek amacıyla değişik ülkelerde okumanın toplumsallaştırması süreci ana çizgileri ile gösterilmiş ve kıyaslamalı bir değerlendirme yapılmıştır. Bu bölümde görsel iletişiminin okumayı nasıl etkilediği vurgulanırken, okumanın televizyon, film gibi araçlara karşın sürdürülmesi ve korunarak güçlendirilmesi konusu gerekçelendirilmeye çalışılmıştır. Bu noktada savunduğumuz temel düşünce okumanın özgürleştirici ve koşullanmayı önleyici bir işlevi olmasıdır. (BÖLÜM 1) Çalışmanın ikinci bölümünde ise okuma edimi kavramsal düzlemde irdelenmiş ve okuma sürecinin değişik yönleri sergilenmiştir. Bu bölümün temel konuları arasında okumanın toplumsallaştınlması bir kültür tekniği olarak okuma eyleminin işleyişi, metin düzleminde okuma eyleminin gerçekleşmesi ve zihinsel bir etkinlik olarak okuma becerisi incelenmiş ve okumanın edilgen değil de etkin bir süreç olduğu gösterilmeye çalışılmıştır. (BÖLÜM 2) Okuma kişilik gelişiminde önemli bir yer tutan etkinliklerdendir. Bu nedenle okuma etkinliği genel eğitiminin önemli bir parçasını oluşturur. Şöyle de diyebiliriz: Eğitim önemli ölçüde okuma ile gerçekleşen bir süreçtir. Bu görüşten yola çıkarak bu bölümde okuma edimi bir öğrenme süreci olarak ele alınmış. Öğrenme süreci ile okuma süreci arasındaki bağlantılar okul eğitimi bağlamında gösterilmiştir. Bu bölümde okumanın öğrenme ile ilişkisi açısından ülkemizdeki durumuda irdelenmiş ve ülkemizdeki öğrenme alışkanlıkları ile ilgili sorunlara da değinilmiştir.176 Anadilde okumanın yanısıra yabancı dilde okumanın yeri ve işlevi bu bölümün konulan arasındadır. Yabancı dilde okuma alışkanlığı, kuşkusuz ana dildeki okuma alışkanlıkları ile yakından ilgilidir. Bu nedenle ana dilde üretken ve öğrenciyi etkin kılan okuma çalışmaların yapılması yabancı dilde okumayı da olumlu yönde etkileyecektir. (BÖLÜM 3) Üretken bir öğrenciyi etkin kılacak okuma çalışmaları ancak bu yönde eğitim görmüş öğretmenlerle sağlanabilir. Demek ki eğitim ve okumanın toplumsallaştınlması bağlamında okumaya özendirici çalışmaların yapılması öğretmen boyutuna bağlı bir sorundur. Bu nedenle öğretmenlerin verimli okuma çalışmaları yapabilecek bir donanımla yetiştirilmesi gerekir. Almanca Öğretmeni yetiştirilmesinde de bu yetinin kazandırılması temel amaçlar arasında olmalıdır. Araştırmamızın dördüncü bölümünde bu nedenle Almanca Öğretmeni yetiştiren bölümlerimizde okuma derslerinin işlevi üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda okuma ağırlıklı derslerde izlenmsei gereken yol, gerçekleştirilmesi gereken amaç etkinlikler ve öğrenme amaçlan/içerikleri işlenmiştir. (BÖLÜM 4) Yukarıda da belirtiğimiz gibi Almanca Öğretmeni yetiştiren bölümlerimizde okuma becerisinin kazandırılması ve geliştirilmesi önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle Almanca Öğretmenlerinin yetiştirilmesine yönelik izlencelerde okuma derslerinin yeri ve işlevi bu çalışmanın beşinci bölümünde ele alınmıştır. Bu konuyla ilgili olarak okuma ağırlıklı dersler kapsamında bu bölümde izlenmesi gereken yol ve benimsenmesi gereken ilkeler üzerinde durulmuştur. Okuma ilgisi/yönelimi, metin türleri ve okuma biçemleri arasında karşılıklı bağımlılığa dayanan bir ilişki vardır. Bu nedenle Almanca Öğretmeleri yetiştirim sürecinde öğretmen adayları ile yapılacak okuma çalışmalarında okuma sürecini etkileyen bu öğeler doğrultusunda izlenceler177 oluşturulmalıdır. Metin seçiminde metin türlerinin belirlenmesinde belirli ilkeler sözkonusudur. Bu ilkeler ışığında yapılacak çalışmalar kuşkusuz öğrencileride daha verimli ve istekli kılacaktır. (BÖLÜM 5) Çalışmanın son bölümünde ülkemizdeki Almanca Öğretmeni yetiştiren bölümlere yönelik bir öneri örneği sunulmuştur. Öneri örneğinin oluşturulmasında yönlendirici ilke olarak okuma biçemleri temel alınmıştır. Öğretmen yetiştiren bölümlerinin önemli bir özelliği, kuram uygulama bütünlüğünün sağlanmasıdır. Öğretmen adayları öğrenim süreçlerinde edindikleri bilgi ve becerileri öğrenim sonrası mesleklerinde uygulamak zorundadırlar. Bu nedenle öğretmen adaylarının okuma yetilerini geliştirme amaçlı izlencelerin iki yönlü bir işlevi vardır: a) Öğretmen adaylarının okuma yetilerini geliştirmek ve pekiştirmek. b) Öğretmen adaylarına edindikleri bilgi ve becerileri uygulamaya dönüştürecek eylem yetisi kazandırmak. Bu bakımdan okuma derslerinde izlenecek yol, ders adımları ve aşamaları biçiminde önce soyut bir model olarak gösterilmiş ve ardından“vatan/anayurt”konusu ile somutlaştırılmıştır. Örneğimizi somutlaştırmada bu konuyu seçmemizin nedeni konunun karşılaştırmalı kültür çalışmalarına elverişli olmasıdır. (BÖLÜM 6) Okuma bilgiyi alımlama sürecinde etkin bir yoldur. Günümüzün değişen koşullan okuma sürecine de yeni boyutlar kazandırmıştır. Kısacası, okuma eylemi işlevini değişik biçimlerde de olsa sürdürmektedir. Bu noktada önemli olan geleneksel okuma etkinliklerini yeni gelişmeler ışığında yenileştirebilmektir. Okuma ilgisini ve isteğini güçlendirecek olan da bu yöndeki çabalardır. Bu araştırma böyle bir yönelimin ürünüdür.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler