Monitoring of changes in methanogenic populations during operation of anaerobic reactors with molecular biology tools
Anaerobik reaktörlerin işletilmesi sırasında metanojenik populasyondaki değişimin moleküler biyoloji teknikleri ile izlenmesi
- Tez No: 105218
- Danışmanlar: DOÇ. DR. BÜLENT İNANÇ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Çevre Mühendisliği, Environmental Engineering
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2001
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Çevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 88
Özet
ÖZET ANAEROBİK REAKTÖRLERİN İŞLETİLMESİ SIRASINDA METANOJENİK POPULASYONDAKİ DEĞİŞİMİN MOLEKÜLER BİYOLOJİ TEKNİKLERİ İLE İZLENMESİ Bu çalışmada, üç farklı laboratuar ölçekli anaerobik reaktör, yukarı akışlı çamur yatağı (UASB), anaerobik filtre (AF) ve hibrit reaktör, yüksek amonyak ihtiva eden sızıntı suyu ile 1000 günden fazla süre beslenmiştir. Serbest amonyak konsantrasyonu inhibisyon seviyesine ulaşmadığı sürece, her üç reaktörde de benzer performanslar gözlenmiştir. Sonuçlar anaerobik filtre (AF) veya hibrit reaktör' ün yüksek amonyak konsantrasyonlarında sızıntı suyunu başarıyla arıtabildiğim göstermektedir. Yukarı akışlı çamur yatağı (UASB) serbest amonyak ve organik yük artışlarına karşı en duyarlı reaktör tipidir. Ham sızıntı suyunun pFFı 175-860 günleri arasında serbest amonyak inhibisyonunun metanojenler üzerindeki etkisini engellemek için düşürülmüştür. DGGE ve FISH metotları aynı sızıntı suyunu arıtan üç farklı anaerobik reaktörden alman çamur numunelerindeki mikrobiyolojik popülasyonun tanımlanmasında kullanılmıştır. Moleküler tekniklerden elde edilen bulgular, aynı sızıntı suyu ile uzun süreli beslenen reaktörlerde reaktör konfıgürasyonunun mikroorganizma türlerinin dağılımı üzerinde etkisi olmadığını göstermektedir. DGGE sonuçları bakteri ve archaea topluluklarının yapısının tüm reaktörlerde aynı olduğunu göstermiştir. Bir diğer manada, aynı sızıntı suyu ile uzun süreli beslenen reaktörlerde, reaktör konfıgürasyonunun mikroorganizmalar üzerinde önemli bir etkisinin olmadığını gösterilmiştir. Sonuçlar aşı çamurundaki metanojenik türlerin reaktörlerde tutunamayıp kaybolduğunu yerine büyük ihtimalle ham sızıntı suyu ile gelen türlerin dominant olduğunu göstermiştir. FISH deneyleri sonucunda reaktörlerde, archaea türlerinin bakterilere karşı daha baskın, asetoklastik metanojenler arasında ise Methanosaeta'nm Methanosarcina'ya karşı daha baskın olduğu gözlenmiştir. Reaktör yüksekliği boyunca alman numunelerde de benzer sonuçlar gözlenmiştir. II
Özet (Çeviri)
ABSTRACT MONITORING OF CHANGES IN METHANOGENIC POPULATIONS DURING OPERATION OF ANAEROBIC REACTORS WITH MOLECULAR BIOLOGY TOOLS In this study, three different laboratory scale anaerobic reactors namely upflow anaerobic sludge bed reactor (UASB), anaerobic upflow filter (AF) and hybrid bed reactor were operated for more than 1000 days in the treatment of high ammonia landfill leachate. All the reactors showed similar performances unless free ammonia reach to inhibitory levels. The results indicated that high ammonia leachate can be treated successfully by anaerobic filter or hybrid bed reactor. UASB is the most sensitive reactor type against free ammonia and organic shocks. Reducing the influent pH can be used to prevent the free ammonia inhibition on methanogens. Denaturing gradient gel electrophoresis (DGGE) and FISH were used complimentary to each other in the identification of microbial population in the sludge samples taken from these three different anaerobic reactors treating the same leachate. Findings of molecular techniques suggest that, reactor configuration does not have an impact on microbial diversity which were fed with the same leachate, in long-term. DGGE results indicated that bacterial and archaeal community structures were similar in all the reactors, meaning no significant effect of reactors configuration, which were fed with the same wastewater, in long-term. The microorganisms in the reactor came from not only seed sludge but also influent wastewaters. FISH experiments indicated that archaea species were dominant against bacteria species and among acetoclastic methanogens Methanosaeta was dominant against Methanosarcina in all the reactors. The results were similar through height of the reactors.
Benzer Tezler
- Investigation of ammonia removal and biogas recovery following anaerobic stabilization of the chicken wastes
Tavuk atıklarının havasız stabilizasyonu sonrasında anaerobik amonyak giderimi ve biyogaz geri kazanımının araştırılması
GÖKŞEN PEKYAVAŞ
Yüksek Lisans
İngilizce
2017
Çevre Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiÇevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÇİĞDEM GÖMEÇ
- Anerobik çürütücülerde karışım şartlarının çürütücü verimine etkisinin araştırılması
Başlık çevirisi yok
AHMET GÜNAY
Yüksek Lisans
Türkçe
1998
Çevre Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiÇevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. LÜTFİ AKÇA
- Acidogenesis in two phase anaerobic treatment of dairy wastewater
Süt endüstrisi atık suyunun iki fazlı anaerobik arıtımında asit fazı
BURAK DEMİREL
Doktora
İngilizce
2003
Çevre MühendisliğiBoğaziçi ÜniversitesiÇevre Teknolojileri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ORHAN YENİGÜN
- Determining identity of anaerobic/anoxic hydrocarbon degrading microbial species in Tuzla and Halic bay sediments
Tuzla ve Haliç koylarında bulunan anaerobik/anoksik hidrokarbon yıkımından sorumlu mikrobiyal türlerin belirlenmesi
SAMET AZMAN
Yüksek Lisans
İngilizce
2011
Biyoteknolojiİstanbul Teknik ÜniversitesiÇevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ORHAN İNCE
- Determination of anaerobic and anoxic biodegradation capacity of sulfamethaxosole and the effects on mixed microbial culture
Sulfametoksazolun anaerobik ve anoksik biyodegredasyon kapasitesinin belirlenmesi ve mikorbiyal kültür üzerindeki etklileri
NAZLI GÖKÇEK
Yüksek Lisans
İngilizce
2011
Çevre Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiÇevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ORHAN INCE