Geri Dön

Şizofrenik bozukluğu olan hastalarda obsesif kompülsif belirtilerin deskriptif ve fenomenolojik yönden incelenmesi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 141656
  2. Yazar: ÖZGÜR ÖZTÜRK
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. BAYBARS VEZNEDAROĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2003
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 59

Özet

ÖZET Obsesif-kompulsif bozukluk ve şizofreni bilinen en eski psikiyatrik talıklardandır. OKB yaklaşık üç yüzyıldır bilinen bir hastalık olup, tıp ratüründe ilk kez 19.yüzyıl başlarında tanımlanmıştır (Steketee,1993). Bu iki eski talik, aslmda birbirinden çok farklı gibi gözükseler de, şizofrenide obsesif- npulsif fenomenin varlığına dair ilk yayınlar altmış sene öncesine dayanmaktadır nton, McGlashan 1986). Her iki bozukluk için de düşünce sürecindeki bozukluk, ı patolojisi ve klinik gidiş açısından örtüşmeler olabileceği ve birinden diğerine.işin mümkün olduğuna dair yayınlar vardır (Yaryura-Tobias ve ark 1995; demir Tükel ve ark. 2000). Şizofreni'de OK (obsesif-kompulsif) semptomlarının lığıyla ilgili araştırmalar iki döneme ayrılabilir. 20. yüzyılın son çeyreğinden önce ulan bazı kesitsel çalışmalarda (Jahrreissl926, Stengel 1945, Rosen 1957), Dfrenik bireylerde obsesif-kompulsif semptomların oram %1 ile %3,5 arasmda iirilmiştir. Yine aynı çalışmacılar, şizofrenik hastalarda obsesif-kompulsif ıptomlann, şizofreni tanısı almadan yıllar önce başladığım ve bu hastalarda gnozun genel olarak 'kötü gidişli'olmadığını belirtmişlerdir. Modern ıflandırma sistemleri öncesinde yapılmış olan bu araştırmalar, tanımlama tundaki eksiklikleri nedeniyle çelişkili sonuçlar ortaya koymuş olsa da, sonuç rak psikotik bulgularla, obsesif-kompulsif bulguların beraberliğine işaret etmeleri smdan önemlidirler (Tibbo, Warneke,1999). Bu tür araştırmalar için dönüm etasını Fenton ve McGlashan' in 1986 yılında yaptıkları çalışma oluşturmaktadır, çalışmada araştırmacılar, şizofrenideki OK fenomeninin araştırılmasında sistemik pirik yöntemleri kullanmışlardır. Ancak halen daha modern tanımlama ölçütleri lanılan ve metodolojik açıdan yeterli bulunan çalışmalar yeterli sayıda değildir. 1990 'lı yıllara kadar, şizofrenik hastaların neredeyse % 60'ında görülen OK aptomlann etiyolojisi konusunda fazla bir bilgi yoktur (Berman & Chang ve ark ?9). Yakın zamanda hem OKB hem de şizofrenide yapısal ve işlevsel anomalileri klamak konusunda belirgin ilerlemeler olmuştur. Kortiko-subkortikal devrelerle 40li son yayınlar bu iki hastalıktaki semptom örtûşmesini açıklayabilmektedir bboveWarneke,1999). Şizofreni ve OKB ilişkisi, yaklaşık 75 yıldan beri psikiyatri için bir ilgi lusudur. İlk zamanlarda iki bozukluk arasında deskriptif anlamda bazı benzerlikler ımlanmış ve daha sonra biyolojik gelişmeler ışığında bu benzerliklere birtakım fopatolojik açıklamalar yapılmaya çalışılmışsa da, bu konudaki son sözler henüz lenmemiştir. Metodolojik açıdan yeterli, klinisy enler tarafmdan birebir üşmelerle yapılan ve her türlü psikotik hastayı kapsayan çalışma çok azdır. Ayrı şizo-obsesif hasta grubunun varlığı ve bunların tedavi stratejileri henüz geniş »ul görmüş değildir.. Özellikle hasta örneklemlerinin yetersizliği ve metodolojik ı sorunlar elde edilen sonuçlan tartışılır kılmaktadır. Ülkemizde ise henüz bu amda kapsamlı ve tanımlayıcı bir çalışma yapılmamıştır. Bu çalışmada DSM-IV kriterleri ve uluslararası düzeyde kabul görmüş ekler kullanılarak (Yale-Brown obsesyon kompulsiyon ölçeği, Calgary Dfreni'de depresyon ölçeği, PANSS, İşlevselliğin genel değerlendirmesi ölçeği, ndardize mini mental test ve Chouinard ekstrapiramidal sistem yan etki jerlendirme ölçeği) naturalistik kesitsel bir araştırma yapılmıştır. Ege Üniversitesi » Fakültesi Psikiyatri kliniğine başvuran hastalar randomize edilmiş ve içleme ütlerine uyanlar çalışmaya dahil edilmiştir. Örneklem sayısı 100 olarak irlenmiş ve çalışma Aralık 2002 ile Mayıs 2003 tarihleri arasında tamamlanmıştır. Ortaya çıkan bulgular arasında dikkat çekici olanlar şöyledir: - Çalışmaya alman tüm şizofrenik hastalar arasında OKB tanısı alanların ju % 30 (n=30) olarak saptanmıştır. - Halihazırda herhangi bir obsesif kompulsif semptomatoloji gösteren îtalann oram % 64 (n=64) olarak saptanmıştır - Hastalarımızda yaşam boyu OKB prevalansı ise %59 olarak saptanmıştır. 41- Obsesif kompulsif özellikleri fazla olan (Y-BOCS 'den daha yüksek puan ıış olan) hastalar aynı zamanda daha ağır psikotik hastalardır (PANS S toplam ınlan istatistiki olarak anlamlı şekilde daha yüksektir) - Hastalığın ( şizofreni'nin) tanısından sonra geçen süre ne kadar fazlaysa ra başka bir deyişle hastalık kronik seyir kazandıkça kompulsiyonlar irginleşmektedir. - Şizofrenisi daha ağır olan hastaların obsesif kompulsif semptomatolojisi depresif özellikleri artmakta, mental durumları kötüleşmektedir. - Hastaların halihazırda PANSS'dan aldıkları toplam puanın yüksekliği miste daha yüksek bir kompulsif semptomatoloj iyi işaret etmektedir. - Geçmişte obsesyonal semptomatolojisi olan şizofrenik bireylerin bugünkü ntal durumlarının daha iyi olması beklenebilir. - Atipik antipsikotiklerin şizofrenik hastalarda obsesif kompulsif ıptomatolojiyi alevlendirdiğine dair yayınlar olmasına rağmen bizim bulgularımız iddiayı desteklememektedir. - Şizofrenik kadm bireylerde depresyon ve kompulsiyonlann şizofrenik erkek bireylerden daha sık görüldüğü söylenebilir. - Şizofrenik hastalarda antidepresan kullanımı obsesif-kompulsif nptomatolojiyi etkilememektedir. 42

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Atipik antipsikotik ilaç kullanan şizofrenik bozukluklu hastalarda obsesif-kompulsif belirtilerin araştırılması

    Başlık çevirisi yok

    BÜLENT KAYAHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    PsikiyatriEge Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. YUSUF ALPER

  2. Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Psikiyatri Kliniğinde izlenen Bipolar-I bozukluğu olan hastalarda klinik ve tedavi özellikleri ile hastalığın seyri arasındaki ilişki

    The association between the clinical and therapeutic features and the course of the illness in patients with Bipolar-I disorder treated in Selçuk University Medical Faculty Psychiatry department

    İBRAHİM FATİH KARABABA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    PsikiyatriSelçuk Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RÜSTEM AŞKIN

  3. Klozapin kullanan psikotik hastalarda bilişsel işlevlerin ve obsesif kompulsif belirtilerin ilaç kan düzeyi; Serotoninerjik ve muskarinik reseptör gen polimorfizmleri ve frontal korteks aktivitesiyle ilişkisi

    The relationship of cognitive functions and obsessive compulsive symptoms with drug blood level, serotoninergic and muscarinic reseptor gene polymorphisms and frontal cortex activity in psychotic patients using clozapine

    YAĞMUR KIR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    PsikiyatriAnkara Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BORA BASKAK

  4. Obsesif kompulsif bozukluk tanılı ergenlerde bağlanma ve bağlanmanın yeme tutumu ile ilişkisinin değerlendirilmesi

    Assessment of attachment and its relationship with eating attitude in adolescents with obsessive-compulsive disorder

    FEYZA HATİCE SEVGEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    PsikiyatriKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. HATİCE ALTUN