Geri Dön

Akut miyokard infarktüsünde intravenöz heparin tedavisi ile alınan sonuçlar (karşılaştırmalı bir çalışma)

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 1562
  2. Yazar: MEHMET ALİ ÇOBANOĞLU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. REMZİ ÖZCAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1987
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 94

Özet

ÖZET Antikoagülan ilaçlar akut miyokard infarktüsü tedavisinde uzun yıllar kullanılagelmiştir. Faydası ve zararı yıllarca tartışılan bu ilaç ların son zamanlarda:. a) Derin ven trombozu proflaksisinde dolayısı ile pulmoner embo- liyi önlemede, b) Sistemik arteryel embolileri önlemede, c) İnfarktüs alanını sınırlandırmada, d) Mortaliteyi azaltmada yararlı etkilerinin olduğuna dair yayınlar vardır. Derin ven trombozunun ancak % 50 teşhis edilebildiği, geri kalan % 50' sinin ise sinsi olduğu ve hiçbir şikayete sebep olmadığı gibi, klinik bir bulguda vermediği, aktif olarak trombüs yapısına katılan İyot-125 ile işaretli fibrinojen verilerek yapılan sintigraf ilerde tespit edilmiştir. Bu sintigrafik çalışmalarla akut miyokard infarktüslü ha^t-alarda derin ven trombozu sıklığı % 22' den % 37' e çıkmıştır. Akut miyokard infarktüsünden ölen hastaların otopsi çalışmalarında % 16,5 oranında pulmoner emboliye rastlanmıştır. Akut miyokard infarktüslü hastalarda infarktüs alanında oluşan mural trombüsden kaynaklanan serebral embolilerle hastayı sakat bırakacak kalıcı nörolojik defektler oluşmasınıda dikkate alarak i.v. heparin in- füzyon tedavisinin ve oral antiogregon tedavinin akut miyokard infarktü- sündeki, tromboembolik komplikasyonlara, infarktüs alanındaki yayılmaya ve mortaliteye etkilerini görmek amacı ile bu çalışmayı düzenledik.Akut miyokard infarktüsü: Koroner arterlerde çocukluktan itibaren başlayan arteryosklerozun oluşturduğu aterom plağının parçalanması ile oluşan akut iskemi veya aterom plağının üzerinde meydana gelen tıkayıcı trombüs ile oluşur. Akut miyokard infarktüsü kliniği: Göğüs ağrısı genellikle retros- termal ezici, sıkıştırıcı karakterde ve çok şiddetlidir. Ağrı sol kola, çeneye, bele, omuza ve epigastriuma yayılabilir. Genellikle ağrı ile birlikte bulantı, kusma ve terlemede vardır, tstirahatle yada eforla başlayabilen ağrı 30 dakikadan fazladır ve nitrogliserine cevap vermez, bazı hastalarda ani ölüm ilk semptom olabilir, bazı hastalar ise akut akciğer ödemi veya şokda gelebilir. Hastalar huzursuz, ajite ve korku içindedirler. Kalb yetmezliği gelişenlerde staz, S", taşikardi görülebilir. Aritmi, bradikardi, hipotansiyon, hipertansiyon bulunabilir, % 98 S, vardır. 37,5- 38,5 C ateş olabilir, transmural miyokard infarktüslerinde frotman duyula bilir. Mitral odakta birinci ses hafifler, bazen de 1-2/6 pan sistolik sufl duyulur. Tanı; anamnez, EKG ve enzim bulguları ile konur. Materyalimizi 1985-1986 yıllarında, İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Acil Polikliniğine müracaat ile koroner yoğun. bakım ünitesine yatırılarak, akut miyokard infarktüsü tanısı konmuş bulunan 240 hasta oluşturmuştur. Hastaların 27' si kadın, 213'ü erkek olup yaş ortalaması 53+9 senedir. Aşağıdaki hastalıklara sahip olan hastalara heparin veya antiagre- gon verilmemiştir: - Koroner arter hastalığı dışında yüksek ölüm riski olan veya kooperasyonu bozan başka hastalıklar bulunması (kanser, koma, sepsis, karaciğer ve böbrek hastalığı), - Ciddi hipertansiyonu olanlar (Sistolik 170 mmHg ve daha fazla, diastolik 105 mmHg ve daha fazla) - Gastrointestinal, genitoüriner sistem ve solunum yollarında aktif kanama bulunması, - Böbrek taşı ve peptik ülser anamnezi, - Serebral hemorajisi olanlar, - Ciddi psikiatrik ve nörolojik hastalığı olanlar,Son 1 ay içinde abdominal, torasik, artiküler, göz ve ağız operasyonu geçirmiş olanlar, - Ciddi psikiyatrik, ve nörolojik hastalığı olanlar, - Son 1 ay içinde abdominal, torasik, artiküler, göz veya ağız operasyonu geçirmiş olanlar, - Romatizmal ateş, endokardit, tüberküloz ve benzeri akciğer infeksiyonları geçirmekte olmak, - Gebelik ve ilk 10 günlük postpartum dönem, - Dissekan aort anevrizması şüphesi, - Tedaviye rağmen 1 saatte düzelmeyen akut akciğer ödemi, - 70 yaşın üzerinde olanlar. 240 Akut miyokard infarktüslü hastalar tesadüfi olarak 3 gruba bölündü: GRUP 1 : 80 hasta içeren bu gruptaki hastalara koroner yoğun bakım ünitesi ne yatar yatmaz önce 500u İÜ heparin İ.V yoldan bolüs şeklinde verilmiş tir, hemen bunu takiben saatte 1000 İÜ heparin infüzyonuna borçlanmıştır. Kesintisiz uygulanan heparin infüzyonu her bir hastada 5 gün devam ettirilmiştir. Heparin tedavisinden önce ve heparin infüzyonu esnasında her 4 saat ara ile Lee-White yöntemi kullanarak pıhtılaşma zamanı kontrol e- dilmiştir. Heparin tedavisi tedavi öncesi pıhtılaşma zamanının 2.5 misli olacak şekilde ayarlanmıştır, aksi takdirde saatteki infüzyon dozu azaltılma yoluna gidilmiştir. 5 gün sürdürülen heparin infüzyonunun takiben, hastalara oral antiagregan olarak 125 mg acetyl sal is ilik asit ve 225 mg dypridamole tedavisi başlanmış, hasta çıkana kadar sürdürülmüştür. GRUP 2: 80 hasta içeren bu gruptaki hastaları ise koroner yoğun bakım ünitesine yattıktan itibaren oral antiagregan olarak 125 mg acetylsali- silik asit ve 225 mg dypridamole oral yoldan başlanmış, hastalar çıkana kadar devam ettirilmiştir. GRUP 3: 80 hasta içeren bu gruptaki hastalara heparin veya antiagregan ilaç verilmemiştir.Tüm hastalar klinik ve laboratuar bulgularla, koroner yoğun bakım ünitesinde ve serviste yattıkları süre içinde, tromboembloi ve rein- farktüs oluşması açısından takip edildiler. Çalışmada elde edilen sonuçlar ki-kare (X^-testi) testi kullanılarak her 3 grupta birbirleri ile istatistiki açıdan karşılaştırılmış- tır. 240 akut miyokard infarktüslü hastada; koroner yetmezliği anamnezi olan 93 hasta (%38), Prodrom dönemi şikayetleri olan 48 hasta (%20), ani den şikayetleri başlayan 99 hasta (%42) bulunmuştur. Prodrom dönemi şikayetleri olan 48 hastadan; unstabil angina pektorise 28 (%50) hastada, stabil anginapektorise 20 (%41) hastada rastlanmıştır. Toplam 240 miyokard infarktüslü hastadaki major risk faktörlerinin oranı: Sigara içen 180 (%75) hasta, hipertansiyon 90 (%37.5)hasta, aile vi faktör 96 (%40) hasta, obezite 73 (%30.4) hasta, diabetes mellitus 34 (%14.1) hasta bulundu. Heparin verilen grupta (Grup 1); 1 hastada infarktüs alanında yayılma görüldü, tromboembolik bir komplikasyon görülmedi, 1 hasta major aritmiden vefat etti. Oral antiagregan verilen grupta (Grup 2): 1 hasta pulmoner emboliden vefat etti, 1 hastada serebral emboli görüldü, 8 hastada infarktüs alanında yayılma oldu. Heparin veya oral antiagregan verilmeyen grupta (Grup 3) : 2 hasta pulmoner emboliden vefat etti, 7 hastada serebral emboli, 4 hastada alt ekstremite embolisi görüldü, 11 hastada infarktüs alanında yayılma oldu, 1 hasta sol kalb yetmezliğinden, 1 hasta da infarktüs alanında yayılma sırasında major aritmiden vefat etti. Heparin verilen grupta, 1 hastada subkonjoktival kanama görülünce, heparin kesildi ve bu subkonjoktival kanama da geçti, yine bu gruptahastada erken, perikardit görüldüğünde hemoperikordiuma engel olmak amacı ile heparin infüzyonuna son verildi. Serebral emboli görülen 8 hastadan 6' sı yaygın ön cidar, 2' si in ferior lokal izasyonlu olup hepsi transmural idi ve hepsinde hemipleji, afazi, hemiparezi şeklinde kalıcı nörolojik defektler oluştu. Alt ekstremite embolisi görülen 4 hastadan 2' si anterior, 2' si inferior lokalizasyonlu olup, 3'ü nontransmural, 1'i transmural idi ve hepsinde iliofemoral bölgede emboli oluştu, acilen fogarty kateteri ile embolektomi yapıldı. Pulmoner emboli gelişen 3 hasta inferior lokalizasyonlu olup, 2'si nontransmural, 1'i transmural idi ve 3'ü de pulmoner emboliden ve fat etti. İnfarktüs alanında yayılma görülen hastaların 9'u anterior, 11 'i inferior lokalizasyonlu olup, 10'u (%50) transmural, 1C'u (%50) nontrans mural idi. Yayılma 4 hastada (%2ü) ayrı bölgede, 16 hastada (%80) aynı bölgede yani infarktüsün oluştuğu bölgede meydana geldi. Sonuç olarak, bu bulgular ışığı altında akut miyokard infarktüsü seyri esnasında t.V heparin infüzyonu tedavisinin venöz tarafta trombotik hadiseleri engellemek sureti ile pulmoner emboli insidensini azaltmakta, arteryel tarafta ise mural trombus oluşumunu ve buna ilaveten yeni trombus teşekkülünü azaltmak sureti ile sistemik arteryel embolileri engelle diği düşünülmüştür. Akut miyokard infarktüsünün seyri esnasında tromboembolik komplikas- yonların çok görülmesi ve buna bağlı olarak mortalitenin artması nedeni ile iyi seçilmiş akut miyokard infarktüslü vakalarda, t.V. heparin infüzyonunun uygulanmasının mortaliteyi belirgin şekilde etkileyeceği kanaati doğmuştur.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Akut miyokard enfarktüsünde intravenöz streptokinaz uygulaması,uygulamada görülen elektriksel ve mekanik komplikasyonlar

    Intravenous streptokinase administration in acute myocardial infarction, electrical and mechanical complications in application

    MEHMET EMİN PİŞKİNPAŞA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1993

    İç HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    Dahiliye Ana Bilim Dalı

    ÖĞR. GÖR. MECDİ ERGÜNEY