Term ve terme yakın yenidoğanlarda erken parenteral beslenme yenidoğan sarılığını önleyebilir mi?
Can early intravenous nutrition prevent neonatal hyperbilirubinemia at term and near-term neonates?
- Tez No: 156441
- Danışmanlar: DOÇ.DR. NURAY DUMAN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: erken parenteral beslenme, indirekt hiperbilirubinemi, yenidoğan, early parenteral nutrition, indirect hyperbilirubinemia, newborn
- Yıl: 2004
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 101
Özet
ÖZET Term ve Terme Yakın Yenidoğanlarda Erken Parenteral Beslenme Yenidoğan Sarılığını önleyebilir mi? AMAÇ: Yenidoğanın indirekt hiperbilirubinemisi sık karşılaşılan bir sorundur. Bilirubin metabolizmasının kalorik alımdan etkilendiği ve enteral beslenmeye erken başlamanın yenidoğan sarılığının şiddeti ve süresini azalttığı yıllardır bilinmektedir. Erken enteral beslenmeye geçiş ile intestinal transit zamanında kısalmaya bağlı olarak bilirubinin enterohepatik dolaşımım azalmaktadır. Ayrıca yeterli kalorik alıma bağlı olarak bilirubin metabolizmasının enerji bağımlı basamaklarının daha iyi işlediği ve oluşan pozitif nitrojen dengesinin bilirubin konjugasyonunu arttırdığı öne sürülmektedir. Bazı yenidoğanlarda enteral beslenme hemen başlanamaz. Bu bebeklerde enteral beslenmeye geçiş günler alabilir ve yeterli kalorik destek intravenöz beslenme solüsyonları ile sağlanır. Bu solüsyonlar genellikle hayatin ilk günlerinde yalnızca dekstroz ve elektrolit içerirken, üçüncü günden sonra aminoasit, lipid ve vitamin eklenir. Ağızdan beslenemeyen bu bebeklerde hayatin ilk günü başlatılan erken parenteral beslenme ile yeterli kalorik destek ve pozitif nitrojen dengesinin sağlanmasının, erken enteral beslenmeye benzer şekilde sarılığın şiddeti ve süresi üzerine olumlu etldlerinin olup olmayacağı bilinmemektedir. Bu çalışmada hayatin en az ilk iki günü enteral beslenemeyecek durumda olan term ve terme yakın yenidoğanlarda, erken parenteral beslenmenin rutin intravenöz sıvılarla karşılaştırdığında yenidoğan sarılığının şiddeti, süresi ve tedavi ihtiyacını azaltıp azaltmayacağı araştırılmıştır. ÇALIŞMA DÜZENİ: Prospektif, randomize ve kontrollü klinik çalışmaHASTALAR VE YÖNTEM: Bu çalışma Ekim 2003 - Eylül 2004 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi'nde yatırılarak izlenen hastalardan belirlenen kriterlere uygun olanlar arasında yapıldı. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde doğan veya hayatın ilk 12 saati içinde sevk edilen, 35 ve üzerindeki gestasyonel haftadaki tekil gebelikten doğan, doğumdan itibaren hiç enteral beslenmemiş olan ve en az 48 saat süreyle enteral beslenemeyeceği düşünülen bebekler çalışmaya dahil edildi. întrauterin enfeksiyon, maternal diabetes mellitus, polisitemi, asfiksi, hipotermi, perinatal enfeksiyon, sefal hematom ve intrakranial hemoraji gibi perinatal risk faktörleri olan; izoimmünizasyon, pozitif Cooombs testi, glukoz 6 fosfat dehidrogenaz eksikliği olan yada retikülositoz, anemi ve anormal periferik kan yayması ile hemoliz bulguları gösteren; enfeksiyonun klinik ve laboratuvar bulgularına sahip olan; intestinal transit zamanının uzamasına ve bilirubin metabolizmasının bozulmasına yol açacak bir hastalığı, major konjenital anomalisi yada ilaç kullanımı öyküsü olan ve hayatın ilk 48 saati içinde enteral beslenmeye başlanabilen yenidoğanlar çalışma dışı bırakıldı. Çalışmaya alınan bebekler iki gruba randomize edildi. Grup 1' e dahil olan bebekler“erken parenteral beslenme”olarak tanımlanan aminoasit ve lipid ilaveli dekstroz ve elektrolit içeren sıvılarla parenteral beslenirken, Grup 2' ye dahil olan bebekler“konvansiyonel parenteral beslenme”olarak tanımlanan yalnızca dekstroz ve elektrolit içeren sıvılarla parenteral olarak beslendi. Her iki gruptaki tüm bebeklerde asıl hastalıklarına yönelik olarak istenecek tetkikler yanında, hayatin 24, 48 ve 72. saatlerinde kapiller bilirubin düzeyi, kan gazları ve kan şekeri ölçüldü. Üçüncü günde elektrolit düzeyleri, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri değerlendirildi. Kapiller total bilirubin değerleri ölçüt alınarak kliniğin protokolüne göre tedavi sınırlarını aşan hastalara fototerapi yada kan değişimi uygulandı. Bu bebekler patolojiksanlık sebepleri yönünden ileri tetkik edildi, kan değişimi sayısı, fototerapiye başlama zamanı ve uygulama süresi kaydedildi. Ayrıca tüm bebeklerin demografik ve klinik özellikleri, parenteral beslenme gereksiniminin süresi, enteral beslenmeye başlama ve full enteral beslenmeye geçiş zamanı, günlük alınan sıvı, glukoz, amino asit ve lipid miktarları, ağırlık değişimleri ve gaita sayılan not edildi. Her iki gruptaki bebeklerin hastanede kaldıkları süre içinde aldıkları tamlar, uygulanan ek tedaviler ve hastanede yatış süreleri belirlendi. Ayrıca tüm bebeklerin taburculuk sonrası 15. gündeki sanlık durumları değerlendirildi. BULGULAR : Çalışma süresince dahil edilme kriterlerini karşılayan toplam 43 yenidoğandan“erken parenteral beslenme”grubuna randomize olan üç ve“konvansiyonel parenteral beslenme”grubuna randomize olan yedi bebek değişik nedenlerle çalışma dışı bırakıldı. Sonuçta toplam 33 hasta çalışmayı tamamladı. Bunlardan iki tanesi respiratuvar distres sendromu (RDS), diğerleri ise yenidoğanın geçici takipnesi (YGT) tanısı ile izlenen bebeklerdi. Erken parenteral beslenme uygulanan hastalarda konvansiyonel parenteral beslenme grubu ile karşılaştırıldığında hayalın ilk günü verilen kalori açısından anlamlı fark bulunmadı (p=0.11), fakat hayalın 2. ve 3. günü erken parenteral beslenme grubunda daha yüksek kalori verildiği saptandı (pO.Ol). Grup 1 ve grup 2 arasında hayatın ilk üç günü gözlenen ağırlık kaybı açısından anlamlı fark yoktu (p>0.01). Enteral beslenmeye başlama saati ve full enteral beslenmeye ulaşma süresi gruplar arasında benzerdi. Her iki grup arasında ilk gaita çıkış zamanı açısından anlamlı fark yoktu. Aynca grup 1 ve grup 2' deki olgular arasında hayatin 1, 2 ve 3. günlerindeki günlük ortalama gaita sayılan açısından da anlamlı fark bulunmadı (p>0.01). Grup 1 ve grup 2 hayatin 24, 48 ve 72. saatlerindeki total kapiller bilirubin düzeyleri açısından karşılaştınldığmda aralarında anlamlı fark saptanmadı (sırasıyla p=0.79, p=0.75 ve P=0.75). Toplam 33 hastanın 17'sinde (%51.5) fototerapi sınırını aşan hiperbilirubinemi saptandı. Grup l'deki 18 hastanın 8'ine (%44.5), grup 2'deki 15 hastanın 9'una (%60) fototerapi uygulandı. îki grup arasında fototerapi uygulaması, fototerapiyebaşlama zamanı yada fototerapi süresi açısından anlamlı bir fark bulunmadı (sırasıyla p=0.59, 0.73 ve p=0.14). Fototerapi alan olguların hastanede kalış süresi iki grup arasında benzer olup, grup l'de 9.1± 4.1 gün iken grup 2'de 11.4 ± 5.2 gün olarak saptandı (p=0.33). Her iki grupta endotrakeal entübasyon uygulanan toplam 10 hastanın 8'ine (%80) fototerapi uygulandığı gözlendi. Bu oran endotrakeal entübasyon yapılmayan bebeklerle karşılaştırıldığında daha yüksekti (p=0.024). Erken parenteral beslenme grubunda ulaşılan 17 hastadan 3'ü (%17.6), konvansiyonel parenteral beslenme grubunda ulaşılan 12 hastadan 4'ü (%33.3) 15. günde halen sanlıklı idi. Benzer oranlarda anne sütü yada formula alan iki grup arasında 15. günde sanlık varlığı açısından anlamlı fark saptanmadı (p=0.40). SONUÇLAR : Hayatın ilk günlerinde enteral yoldan beslenemeyen term ve terme yakın yenidoğanlarda erken parenteral beslenme ile sağlanan ek kalori ve protein desteğinin konvansiyonel parenteral beslenme ile karşılaştuıldığmda yenidoğan sarılığının şiddeti, süresi ve tedavi ihtiyacı üzerine olumlu etkisi yoktur.
Özet (Çeviri)
SUMMARY Can early intravenous nutrition prevent neonatal hyperbilirubinemia at term and near- term neonates? OBJECTIVES: Neonatal jaundice is a common medical problem. The effect of caloric intake on bilirubin metabolism and the decrease in severity and duration of neonatal jaundice by early institution of enteral feeding was known for many years. By early introduction of enteral feeding a reduction in intestinal transit time occurs with a resulting decrease in enterohepatic circulation of bilirubin. Furthermore, it is suggested that the energy dependent steps of bilirubin metabolism functions better due to sufficient caloric intake and achieved positive nitrogen balance increases hepatic conjugation of bilirubin. In some newborn infants, enteral feeds cannot be commenced. In these infants, the institution of enteral feeds may be delayed for many days and caloric support is achieved by the use of intravenous nutrition solutions. Such solutions generally contain only dextrose and electrolytes in the first days of life following the addition of amino acids, lipids and vitamins at the third day. It is not known whether the sufficient caloric support and positive nitrogen balance achieved by early introduction of parenteral nutrition may lead to a positive effect on the severity and duration of neonatal jaundice as well as early enteral feeding or not. In this study, early parenteral feeding was compared to routine intravenous solutions to investigate its effects on severity, duration and therapy requirement of neonatal jaundice in term and near-term neonates who could not be enteraly fed at least in the first two days of life. STUDY DESIGN: Controlled, prospective, randomized clinical trial PATD3NTS AND METHODS: This study was conducted in Dokuz Eylül University Faculty of Medicine Neonatal Intensive Care Unit between October 2003 and September 2004. Patients who were born in Dokuz Eylül University Hospital or transported in the first12 hours of life, 35 or more weeks of gestation, singelton, who were not fed enterally and expected not to be fed enterally at least 48 hours period were enrolled in the study. Patients who had risk factors such as intrauterin infection, maternal diabetes mellitus, polycythemia, asphyxia, hypothermia, perinatal infection, cephalhematoma, and intracranial haemorrhage; who had isoimmunation, positive direct Coombs test, glucose 6 phosphate dehidrogenase deficiency or signs of hemolysis such as reticulocytosis, anemia and anormal blood smear; who had clinical and laboratory signs of infection; who had major congenital anomalia or a disease which may cause an increase at intestinal transit time leading to a disruptive bilirubin metabolism; who had a history of drug application at intrauterin or neonatal period which may effect bilirubin metabolism and patients who could be introduced enteral feeding in the first 48 hours of life were excluded from the study. Patients were randomized into two groups. Patients in Group 1 were fed with“early parenteral feeding”defined as amino acids and lipid added dextrose and electrolyte solutions while patients in Group 2 were fed with“convantional parenteral feeding”consisting of dextrose and electrolyte solutions. In both groups, bilirubin levels, blood gases and blood glucose were measured at 24, 48, and 72. hours of life beside the laboratory tests concerning their primary ilnesses. The third day, the renal and liver function tests were assesed. According to our clinical protocol, patients received phototherapy or exchange transfusion considering their capillary total bilirubin levels. These neonates were further evaluated for reasons of pathological hyperbilirubinemia and number of exchange transfusions, timing of phototherapy, duration of phototherapy were recorded. Demographical and clinical features of all patients were noted. In addition, period of parenteral nutrition requirement; time of introduction of enteral feds; time of transition to full enteral feeding; daily amount of fluid, glucose, amino acids, and lipid intake; daily changes in weight and daily number of feaces were recorded. The diagnosis of patients during the hospital stay, additional therapies applied, and period of stay in hospitalwere determined. Besides, all patients were re-evaluated for jaundice at the 15th day of the life after the discharge. RESULTS: Forty three infants were initially enrolled in the study: 3 patients randomized in“early parenteral nutrition”group and 7 patients randomized in“conventional parenteral nutrition”group were excluded. Finally, 33 patients completed the study. Two of them were diagnosed with respiratory distress syndrome (RDS) while the others were diagnosed as transient tachypnea of the newborn (TTN). There was no difference in the caloric intake at the first day of life (p=0.11) while statistically significant higher caloric intake was achieved at 2nd and 3rd day of life (p0.01). Time of initiating enteral feeding and time needed for reaching full enteral feeding were similar in both groups. There was no difference between groups in time of first stool production. Besides, there was no difference in the amount of daily stool production in first three days (p>0.01). Group 1 and Group 2 did not differ significantly in bilirubin levels during 24, 48, and 72. hours of life (respectively p=0.79, p=0.75 and P=0.75). Seventeen of 33 patients (51.5%) had developed hyperbilirubinemia requiring phototherapy. Eight of 18 patients (44.5%) in Group 1 and 9 of 15 patients (60%) in Group 2 received phototherapy. Both groups did not differ significantly in phototherapy requirement, timing of phototherapy or duration of phototherapy application (respectively p=0.59, 0.73 and p=0.14). The duration of hospitalization in patients who received phototherapy were similar in both groups and estimated as 9.1± 4.1 days in Group 1 and 11.4 ± 5.2 days in Group 2 (p=0.33). Eight of 10 patients (80%) in both groups who had an endotracheal intubation underwent phototherapy. This was statistically significant when compared to newborns who did not have intubation (p=0.024) Three of 17 patients(17.6%) early parenterally fed and 4 of 12 patients (33.3%) conventionally fed had still jaundice at day 15. The difference between groups was not significant (p=0.40). CONCLUSION: Early parenteral nutrition in term and near-term newborns who can not fed enterally in the first days of life has no proven benefit on the therapy requirement, severity and duration of neonatal jaundice comparing to conventional parenteral nutrition.
Benzer Tezler
- Fetal karın ön duvarı defektlerinin prenatal tanısı ve neonatal sonuçlarının retrospektif olarak incelenmesi
Prenatal diagnosis and neonatal outcomes of fetal anterior abdominal wall defects: A retrospective study
FATİH AKTOZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Kadın Hastalıkları ve DoğumHacettepe ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZGÜR ÖZYÜNCÜ
- Yenidoğan döneminde hipernatremik dehidratasyon
Hypernatremic dehydration in the newborn period
ABDURRAHMAN AKGÜN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDicle ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SELAHATTİN KATAR
- Yenidoğan döneminde hipernatremik dehidratasyon
The hypernatremic dehydration in newborn
ABDURRAHMAN AKGÜN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDicle ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SELAHATTİN KATAR
- Yenidoğanın geçici takipnesinde kan laktat düzeyi ile hospitalizasyon süresi arasındaki ilişkinin retrospektif olarak değerlendirilmesi
Retroperspective assessment of the relationship between the blood lactate level and hospitalization time in the transient tachypnea of newborn
İMRAN DUMANOĞLU DOĞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ADEM KARBUZ
- 35 hafta ve altındaki yenidoğanlarda sarılığın sefalokaudal progresyonu ve etki eden klinik ve laboratuar faktörler
Cephalocaudal progression of jaundice in i̇nfants of gestational age under 35 weeks and the relationship with clinical outcomes
ÇİSİL ÇERÇİ KUBUR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDokuz Eylül ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. HASAN ÖZKAN