Geri Dön

Çölyak hastalığında serum homosistein, vitamin B12 ve folik asit düzeyleri

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 163526
  2. Yazar: DİLEK BEKER
  3. Danışmanlar: Y.DOÇ.DR. YÜKSEL ALİYAZICIOĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Biyokimya, Biochemistry
  6. Anahtar Kelimeler: Çölyak Hastalığı, Homosistein, Vitamin B12, Celiac Disease, Homocysteine, Vitamine B12, Folic Acid XI
  7. Yıl: 2005
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ondokuz Mayıs Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Biyokimya Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 108

Özet

ÖZET Çölyak hastalığı, prevalansı daha önce tahmin edilenden daha yüksek olan gluten' e anormal T hücre cevabı ile karakterize sistemik bir hastalıktır. Farklı klinik bulgularla ortaya çıkabilen çölyak hastalığı tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açtığı için erken dönemde tanının konması oldukça önemlidir. Hastalık 100 yıldan daha uzun süredir bilinmesine rağmen, yakın zamandaki gelişmeler hastalığın prevalansı, patogenezi ve komplikasyonlarının daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Oldukça sensitif ve spesifik serolojik testlerin geliştirilmesi ile doğru tam ve tedavi şansı artmış ve semptomatik rahatlama ile kanser, osteoporoz gibi ilişkili komplikasyonların riskinde azalma sağlanmıştır. Homosistein, esansiyel bir aminoasit olan metioninin katabolizması sırasında oluşan sülfür içeren bir aminoasittir. Hiperhomosistenemi için cut-off değerleri belirlenirken sıklıkla sağlıklı kontrollerden elde edilen açlık değerlerinin ortalamasının 2SD üzeri ya da 95. persentilin üzeri kullanılır. Normal plazma homosistein düzeyleri 5- 15 umol/L arasındadır. Genetik, fizyolojik, patolojik ve beslenme faktörlerinden biri yada kombinasyonları, ilişkili homosistinüri görülmeksizin homosistein düzeylerinde orta düzeyde artışa neden olur. Sonuç olarak MTHFR mutasyonları (örneğin termolabil MTHFR), ileri yaş, erkek cinsiyet, postmenopozal durum, sigara kullanımı, sedanter yaşam şekli, beslenme faktörleri, metionin içeriği zengin olan hayvansal proteinlerin fazla miktarda alımı, folik asit, B12, B6 vitaminlerinin yetersiz alımı, azalmış renal fonksiyon, transplantasyon, kortikosteroidler ve siklosporin gibi ilaçların kullanımı hafif ya da orta düzeyde hiperhomosisteinemi ile ilişkilidir. Vitamin B12, vitamin B6, folik asit gibi homosistein metabolizması için gerekli olan vitamin kofaktörlerin nutrisyonel eksikliği özellikle önemlidir Bu çalışmada histopatolojik olarak çölyak hastalığı tanısı almış 32 vaka, pediatrik gastroenteroloji polikliniğinde takip edilen 14 remisyonda çölyak hastası ve 30 sağlıklı çocuktan oluşan kontrol grubunda serum homosistein, vitamin B12 ve folik asit düzeyleri ölçüldü. Serum homosistein değerleri çölyak hastalığı grubunda (min.-max.) 2.04 -52.19 umol/L, remisyon grubunda 7.28-54.57 umol/L ve kontrol grubunda 7.18-39.04 umol/L arasında değişiyordu. Çölyak hastası çocuklarda homosistein için aritmetik ortalama ± SD; 22.87Ü.69 umol/L, remisyon grubunda 17.31±1.94 umol/L ve kontrol grubunda VIdaha fazla ilişkili olabileceğini göstermektedir ancak bu konuda daha fazla sayıda hasta ve remisyonda çölyak hastasının yer aldığı, daha uzun takip süresi olan çalışmaların yapılmasının bu hasta grubunda homosistein düzeylerindeki artışın mekanizmasını daha iyi açıklayabileceği kanısındayız. Kontrol grubunda ölçülen ortalama homosistein konsantrasyonunun, kardiyovasküler hastalık için sınır olarak kabul edilen 15 umol/L'den yüksek olması bizim populasyonumuz için homosistein referans aralıklarının belirlenmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Ayrıca çölyak hastalarında malabsorbsiyona bağlı olarak lipid emiliminin bozulması ve kolesterol düzeylerinin düşmesi kardiyovasküler hastalık için koruyucu bir faktördür. Bütün bunlar göz önüne alındığında çölyak hastalarında kardiyovasküler riskin doğru olarak belirlenebilmesi için homosistein düzeyleri ile birlikte lipid parametrelerinin ve hatta diğer kardiyovasküler risk faktörlerinin de (diabet, hipertansiyon gibi) bir arada değerlendirildiği çalışmalara ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

ABSTRACT Celiac disease, also known as celiac sprue or gluten sensitive enteropathy, is a multifactorial systemic disorder with its central component being an abnormal T cell response to gluten in predisposed individuals. Although this disease has been recognised for more than a century, recent data have improved our understanding of its prevalance, pathogenesis and complications. There is a growing awareness in the general population, as well as in the medical community, that celiac disease may be more common than previously suspected. With the advent of highly sensitive and spesific serologic tests for celiac disease comes the possibility of prompt accurate diagnosis and treatment, leading to symptomatic relief and posssible mitigation of the risk of a number of associated disorders such as cancer and osteoporosis. Homocysteine is a sulfur containing amino acid produced during catabolism of the essential amino acid methionine. Hyperhomocysteinemia is usually defined by using arbitrary cut-off points for example above the 95'th percentile or more than two SD's above the mean of values obtained from fasting, healthy controls. Normal plasma homocysteine levels usually range from 5-15 umol/L. One or a combination of genetic, physiologic, pathologic, and nutritional factors causes modest elevations in homocysteine levels without associated homocystinuria. Therefore, MTHFR mutations, older age, male sex, postmenopausal status, smoking, sedentary lifestyle, dietary factors, including increased intake of animal proteins, low intake of folic acid, vitamin B6 and vitamin B12, decreased renal function, transplantation and such medications as coticosteroids and cyclosporine have been associated with mild and moderate hyperhomocysteinemia. Defficiencies of vitB12, B6 and folic acid that are important vitamin cofactors in homocysteine metabolism are especially important. In this study serum homocysteine, vitamine B12, folic acid levels were measured in 32 histologicaly defined celiac patients, 14 celiac patients in remission and 30 healthy controls. Serum homocysteine levels were found between 2.04-52.19 umol/L in celiac patient group, 7.28-54.57 umol/L in remission group, and 7.18-54.57 umol/L in control group. (Aritmetic mean±SD; 22.8Ü.69, 17.31±1.94, and 15.21il.69 umol/L). There is no statistically significant difference between remission and control group (p>0.05), IXbut difference between celiac group and remission group is statistically significant. (p0.05) Serum folic acid levels were between 2.26-19.9 ng/ml in celiac patients (aritmetic mean±SD; 7.04±0.74 ng/ml). In remission group serum folic acid levels were between 5.25-24 ng/ml (aritmetic mean±SD; 12.95±1.9 ng/ml). There is statistically significant difference between folic acid levels of two groups (p0.05), and remission groups(r=0.06, p>0.05). Also in this study relationship between homocysteine and folic acid levels in two group examined; we found no statistically significant relationship between serum homocysteine and folic acid levels in celiac (r=0.12, p>0.05), and in remission group (r=0.04, p>0.05). In conclusion; in the present study homocystein levels are higher in celiac group than remission group. In previous studies about this topic usually celiac patients are compared with healthy controls. In remission group due to mucosal improvement absorbtion of the vitamins involved in homocysteine metabolism increased and homocysteine levels expected to be low. Since there is no significant difference in vitamin B12 levels between two groups we might think that changes in vitamin B12 levels may not influence homocysteine levels. Also in this study difference in folic acid levels between two groups may show that changes in folic acid levels related to changes in homocysteine levels. Prospective studies including larger number of patients, remission groups and longer follow up times are necessary to understand the mechanism of increase in homocysteine levels. Since we found homocysteine levels above the cut-off value for cardiovascular risk (15 umol/L) in control group, we should define refference ranges for our Xpopulation. In addition due to malabsorbtion of lipids cholesterol levels decrease in celiac patients and this effect protects againist cardiovascular disease. In order to define cardiovascular risk correctly we need studies that evaluate lipid parameters and other cardiovascular risk factors (diabetes, hypertension etc.) together in celiac patients.

Benzer Tezler

  1. Çölyak hastalarında endotel disfonksiyonunun adezyon molekülleri ile değerlendirilmesi

    Assessment of endothelial dysfunction via adhesion molecules in patients with celiac disease

    ATAKAN COMBA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÖNÜL ÇALTEPE

  2. Çocukluk çağı inflamatuvar bağırsak hastalığı: Klinik, laboratuvar ve endoskopik bulguları, tedavi ve uzun süreli izlemi

    Başlık çevirisi yok

    MAKBULE EREN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Beslenme ve DiyetetikHacettepe Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NURTEN KOÇAK

  3. Çölyak hastalığında themis ve RUNX3 genlerinin ekspresyonlarının incelenmesi

    The investigation of themis and RUNX3 gene expressions in celiac disease

    MUSTAFA KURTULUŞ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Tıbbi Biyolojiİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    Tıbbi Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İBRAHİM PİRİM

  4. Çölyak hastalarında doku transglutaminaz antikorlarına göre serum amiloid A düzeyleri karşılaştırılması

    Comparison of serum amyloid A-levels according to tissue transglutaminase antibodies in celiac patients

    REFİKA YORULMAZ ÇAKMAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    GastroenterolojiGazi Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET ARHAN

  5. Çölyak hastalarında anemi parametrelerinin değerlendirilmesi ve serum hepsidin düzeyleri ile ilişkisi

    The evaluation of anemia parameters in patients with celiac disease and relationship with serum hepcidin levels

    ÇAĞLAR KESKİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    GastroenterolojiGazi Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET CİNDORUK