Kronik adenotosillitli olgularda Chylamydia pneumoniae varlığının çeşitli yöntemlerle araştırılması
Investigation of Chylamydia pneumoniae with different methods in chronic adenotosillitis cases
- Tez No: 164344
- Danışmanlar: DOÇ.DR. DEVRAN GERÇEKER
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Mikrobiyoloji, Microbiology
- Anahtar Kelimeler: C.pneumoniae, IHC, Kronik Adenotonsillit, PZR 68, C.pneumoniae, Chronic Adenotonsillitis, IHC, PCR 70
- Yıl: 2005
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 95
Özet
ÖZET Kronik Adenotonsillitli Olgularda Chlamydia pneumoniae Varlığının Çeşitli Yöntemlerle Araştırılması Akut ve kronik adenotonsillitler toplumda oldukça sık görülen üst solunum yolu infeksiyonlandır Bunun yam sıra birçok soruna neden olan, rekürren veya kronik adenotonsillit nedeniyle oluşan adenotonsiller hipertrofi de oldukça fazla gözlenmektedir. Uygun medikal tedaviye rağmen adenotonsillitin en az 3-6 aydan beri devam etmesi kronik adenotonsillit olarak tanımlanır. Yetersiz süre ve dozdaki antibiyotik tedavisi lenfoid foliküler dokuda fokal infeksiyona neden olabilir ve böylece adenotonsillit devam edebilir, günler ve haftalar sonra yeni bir adenotonsillit atağı görülebilir. Adenotonsillitlerin etyoloj isinde sıklıkla virüsler rol oynadığından boğaz kültürü sonucunda herhangi bir bakteri tespit edilememektedir. Bazı vakalarda ise klinik bulgularla seyreden infeksiyonun varlığına rağmen infeksiyon etkeni belirlenememekte ve medikal tedavi başarısızlıkla sonuçlandığından tonsil ve adenoidler cerrahi girişim ile çıkarılmaktadır. Özellikle medikal tedaviye yanıt vermeyen ve boğaz sürüntüsü örneklerinde patojen bir bakteri üremesinin olmadığı olgularda adenotonsillit etyolojisinde C.pneumoniae gibi bir bakterinin de düşünülmesi gerekmektedir. C.pneumoniae sıklıkla atipik pnömoni etkeni olarak bilinen hücre içi bir bakteridir. Bunun yam sıra farenjit, bronşit, pürülan sinüzit ve seröz otitis media gibi diğer akut ve kronik solunum sistemi infeksiyonlarma da sebep olmaktadır. C.pneumoniae'mn, rekürren ve kronik üst solunum yolu infeksiyonlarmda, bu bakteri için rezervuar olduğu düşünülen tonsil ve adenoid dokuda araştırılması gerektiği düşünülmektedir. Bu çalışmaya, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz kliniğinde kronik adenotonsillit ve bunun neden olduğu klinik sorunlar nedeniyle tonsillektomi veya adenoidektomi yapılan 51 hasta katılmıştır. Yaş ve cinsiyet açısından hasta grubuyla uyumlu 50 sağlıklı kişi kontrol grubu olarak seçilmiştir. 51 hastadan 35 tonsil, 19 adenoid olmak üzere toplam 54 doku örneği ve her hastadan 2 boğaz sürüntüsü örneği alınmıştır. Bir boğaz sürüntü örneği 2SP taşıma besiyeri diğeri Stuart taşıma besiyeri içine konulmuştur. Aynı işlem kontrol grubundan alman boğaz sürüntü örneklerinde de uygulanmıştır. Stuart taşıma besiyeri içindeki boğaz sürüntü örnekleri %5 koyun kanlı agar, Çukulata agar, MacConkey agar ve Sabouroud Dextroz Agar besiyerlerine ekilerek rutin bakteriyolojik incelemeler yapılmıştır. Tüm örneklerden fenol-kloroform ekstraksiyonu ve etanol presipitasyonu ile DNA izolasyonu yapılmış, bakterinin PstI 61fragmanına spesifik primerler (HL-1, HR-1) ve ayrıca 16S rRNA bölgesini hedefleyen primerler (CpnA, Cpnl220R) ile PZR yöntemi kullanılarak C.pneumoniae DNA' sı araştırılmıştır. Hastalardan alman doku örnekleri %10 formalinle fiske edilip, parafin ile dondurulduktan sonra 4 um'lik kesitler alınmış tür-spesifik monoklonal antikor kullanılarak immünhistokimyasal boyama yapılmıştır. Rutin bakteriyolojik incelemeler sonucunda 13 hastanın ve 2 kontrol olgusunun boğaz kültüründe normal boğaz florasındaki bakterilerin dışında patojen mikroorganizma üremesi olduğu tespit edilmiştir. Boğaz kültürlerinde 10 hastada ve 2 kontrol olgusunda olmak üzere en fazla S. aureus üremiştir. Bakterinin PstI fragmanına spesifik primerler ile yapılan PZR çalışmalarında 2 adenoid doku örneğinde ve 2 boğaz sürüntü örneğinde olmak üzere toplam 4 örnekte C.pneumoniae DNA'sı tespit edilmiştir. Ayrıca 16S rRNA bölgesini hedefleyen primerler ile yapılan PZR çalışmalarında da bu sonuçlar doğrulanmıştır. Kontrol grubundan alman boğaz sürüntü örnekleri ile yapılan PZR çalışmalarında hiçbir örnekte C.pneumoniae DNA'sı saptanmamıştır. IHC yönteminde, PZR ile C.pneumoniae DNA'sı tespit edilen adenoid doku örneklerinden sadece l'inde C.pneumoniae antijenleri saptanmıştır. Fisher-Exact testi kullanılarak yapılan istatistiksel değerlendirmede; hasta ve kontrol grubunda boğaz sürüntü örneklerinde yapılan PZR sonuçlan karşılaştırılmış ve iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p = 0.27). Bu çalışmada kronik adenotonsillit ile C.pneumoniae arasında direkt olarak bir ilişki bulunmamıştır. Ancak C.pneumoniae özellikle de yetersiz antibakteriyel tedavi verilenlerde bir çok kronik infeksiyonun etyoloj sinde önemli olduğu gibi kronik adenotonsillit etyoloj isinde önemli olabilir. C.pneumoniae ve kronik adenotonsillit arasındaki ilişkiyi araştırmak amacıyla çok sayıda hasta ile sağlıklı kişinin dahil edildiği çalışmalara ihtiyaç vardır.
Özet (Çeviri)
SUMMARY Investigation of Chlamydia pneumoniae with Different Methods in Chronic Adenotonsillitis Cases Frequently seen in community acute and chronic adenotonsillitis is an upper respiratory infection, at the same time recurrent and chronic adenotonsillitis resulting in adenotonsillar hypertrophy, which is often observed and also causes many medical problems. In spite of appropriate medical therapy acute adenotonsillitis, has been going on for at least 3-6 months, is defined as a chronic adenotonsillitis. During the antibiotic treatment, insufficient time and dose can cause focal infection in lymphoid follicular tissue, so the acute adenotonsilltis can continue and the new acute episodes can occur days and weeks later. As viruses play role in etiology of adenotonsillitis the throat culture may not show any bacteria at all. Also in some cases, though the clinical symptoms occur in patients, infection agent can not be recognized and as the medical treatment is failed, the surgery to remove tonsil and adenoid tissue has to be performed. C.pneumoniae like bacteria should be considered in etiology of adenotonsillitis, while the other pathogens are negative in throat cultures and give no response to a medical therapy. C.pneumoniae, an intracellular bacteria known as one of the causative agents of atypical pneumonia, is also associated with pharyngitis, bronchitis, sinusitis, serous otitis media may induce/precipitate other acute and chronic respiratory infection. In recurrent and chronic upper respiratory tract infections, it has been suggested to investigate C.pneumoniae in tonsil and adenoid tissue as they considered to be a reservoir for bacteria. In this study 51 patient were followed for clinical symptoms of chronic adenotonsillitis and subsequentelly undergone to surgery of tonsillectomy or adenoidectomy in Ankara University Faculty of Medicine Otorhinolaryngology Department. 50 healthy people with apropriate age and sex were selected as control group. 35 tonsils, 19 adenoid tissues (totally 54 tissues) and 2 swabs samples of each patient were collected from 51 patients. One of the swab samples was placed into 2SP Chlamydia-transport medium and the other was in Stuart transport medium. Same procedure was applied to the control group. Specimens in Stuart medium were inoculated onto plates 5% sheep blood agar, chocolate agar, MacConkey agar and Sabouraud Dextroz Agar for routine bacteriological examination. DNA isolation was performed from all specimens by means of fenol-chloroform extraction and ethanol precipitation. Subsequent C.pneumoniae DNA was investigated by PCR via 69primers targeted Pstl fragment (HL-1, HR-1) and 16S rRNA (CpnA, Cpnl220R) region of C. pneumoniae. After fixation with 10 % formalin and freeze in paraffin 4 urn sections were received from tissues and this sections were stained by IHC used species-specific monoclonal antibody. As the result of the bacteriological culture tests pathogen bacteria growth, besides flora, was determined in 13 patients and 2 control swabs. S.aureus was the most isolated (frequently seen) bacteria among the throat swabs obtained in 10 patients and two control groups. In PCR test, C.pneumoniae DNA was positive for specific primers to Pstl fragment and primer that targets to 16S rRNA region of bacteria in 2 adenoid tissues and 2 throat samples. C.pneumoniae DNA was negative in all swab samples of the control group. Only in one adenoid tissue sample C.pneumoniae DNA was positive. Earlier the PCR test was confirmed by IHC method with determining Chlamydial antigens. The statistical analysis of Fisher-Exact test was used to evaluate the results of throat swabs with PCR test between the patients and the control group. Due to PCR methods there were no significant differences between two groups (p = 0.27). Results of the study show that there is no relation between C.pneumoniae with chronic adenotonsillitis directly. However, C.pneumoniae should be considered in chronic adenotonsillitis especially in ineffective antibacterial therapy, since it cause many chronic infections. To make clear the relationship between C.pneumoniae and chronic adenotonsillitis, larger patient groups are needed for further studies.
Benzer Tezler
- Modern fonolojide nihon-kohden VC-10 model dual-beam kompüterize ossiloskopunun değeri
Başlık çevirisi yok
M. TAHSİN ÖZBEK
- Kronik sinüzitlerin radar ve kısa dalga diatermi ile tedavisinde alınan sonuçların değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
AYHAN EKTİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1986
Fiziksel Tıp ve RehabilitasyonSağlık BakanlığıFizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı
- Kronik anal fissürlerin tedavisinde 'Lateral İnternal Sfinkterotomi'nin yeri
Başlık çevirisi yok
ORHAN YALÇIN