Yüzeysel suların ötrofikasyona duyarlılığı üzerine bir araştırma ve Sakarya havzası örneği
A research on the eutrophication sensitivity of the surface waters and Sakarya river basin sample
- Tez No: 172200
- Danışmanlar: PROF.DR. LÜTFİ AKÇA
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Çevre Mühendisliği, Environmental Engineering
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2006
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 85
Özet
ÖZET Türkiye su potansiyeli fazla olan bir ülkedir. Artan nüfus ve endüstri kuruluşlarının çevreye arıtmadan deşarj ettiği atıksular Türkiye'nin denizlerini, akarsularını, göllerini ve yer altı sularını kirlenmeye karşı tehdit etmektedir. Bu çalışmada, kirlenmeyle ilgili olarak özellikle göllerin en büyük problemi olan ötrofikasyon incelenmiştir. ötrofikasyon, gerek doğal süreçler ve gerekse insan faaliyetleri sonucu su yataklarındaki mikroorganizmaların gelişmesini sağlayan besi maddelerinin artması anlamına gelmektedir. Ancak doğal süreçlerle meydana gelen beslenme son derece yavaş olurken insan faaliyetleriyle ortaya çıkan gelişme bazen son derece hızlı olmaktadır. Oldukça hızlı akan akarsuların dışındaki su yataklarında özellikle göl ve haliçlerde ötrofikasyona sebep olan iki temel besi maddesi azot ve fosfor bileşikleridir. Kullanılmış suların su yataklarına boşaltılması, alglerin gelişmesi için esas besin olan bu maddelerin bol miktarda ortama verilmesi demektir. Bunun sonucunda böyle su çevrelerinde algler ve diğer mikroorganizmalar arzu edilmeyecek miktarlarda çoğalarak suyun kalitesini bozarlar. Besi elementlerinin başlıca dış kaynakları evsel atıklar, endüstriyel atıklar, ziraat arazisinden gelen yağmur suyu, ormanlık bölgelerden gelen yağmur suyu, meskun bölgelerden gelen yağmur suyu, atmosferik döküntü maddeleri olarak sıralanabilir. Avrupa Birliği ötrofikasyonla ilgili olarak üye olan her ülkenin hassas alanlanını belirlemesi gerektiğini kapsayan direktifler yayımlamıştır. Türkiye'de de son dönemlerde hassas bölgelerle ilgili olarak yönetmelikler revize edilmiştir ve kriterler oluşturulmuştur. Hassas su alanı tanımı şu şekilde yapılmaktadır. Ötrofik olduğu belirlenen ya da eğer gerekli önlemler alınmazsa yakın gelecekte ötrofık hale gelecek doğal tatlı su gölleri, diğer tatlı su kaynakları, haliçler ve kıyı suları. önlem alınmaması halinde, "İçme Suyu Elde Edilen veya Elde Edilmesi Planlanan Yüzeysel Suların Kalitesine İlişkin Yönetmelik (75/440/EEC)Din ilgili hükümlerinde belirlenen düzeylerden daha yüksek nitrat konsantrasyonları içerebilecek içme suyu temini amaçlanan yerüstü tatlı suları. ikincil arıtmadan daha ileri arıtma gerektiren bölgeler. ıxHassas bölgelerin belirlenebilmesi için öncelikle incelenen bölgenin bütün özellikleri bilinmelidir. Bu çalışma kapsamında Türkiye'nin % 7'lik bölümünü kaplayan Sakarya Havzası'nın hassasiyeti incelenmiştir. Sakarya Havzası Anadolu'nun kuzeybatısında yer almaktadır. Kuzeybatı Anadolu'nun en büyük akarsuyu olan Sakarya nehri Afyon'un kuzeyindeki Seyitgazi platolarının Bayat yaylasından doğar ve 824 km uzunluğunda alt havzalarını dolaştıktan sonra Sakaryaağzı denilen yerde Karadeniz'e dökülür. Sakarya Havzası'nı 10 alt havzada incelemek mümkündür. Böylece her alt havza için nehire deşarj edilen kirlilik yükünün değerinin bulunması ve kirletici kaynakların belirlenmesi daha kolay olacaktır. Sakarya Havzası'nda 8 büyük yerleşim merkezi ve bunlara bağlı ilçeler yerleşim merkezlerinden gelen kirlilik yüklerini oluşturmaktadır. Porsuk Havzasında Kütahya ve Eskişehir, Ankaraçayı Havzasında Ankara, Karasu Havzasında Bilecik, Çarksuyu Havzasında Adapazarı ve Bolu, Bursa ve Afyon illerinin bir kısmı Sakarya Havasında yerleşimlerden kaynaklanan evsel atıksuların kaynağını oluşturmaktadır. Havzada endüstriler en yoğun şekilde Porsuk ve Karasu alt havzalarında toplanmışlardır. Ayrıca tarım ve ormanlık alanlar da yine havza genelinde büyük yer tutmaktadır. Sakarya Nehri'nin Karadeniz'e taşıdığı azot ve fosfor parametrelerinin oluşturduğu kirlilik yükünün bulunabilmesi için yerleşimlerden gelen, endüstrilerden gelen ve tarım ile ormanlık alanlardan gelen deşarj sularında inorganik azot ve fosfor parametreleri hesaplanmıştır. Ayrıca havzadaki baraj göllerinde de bu parametrelerin biriktirdiği senelik yükler alanlara göre bulunmuş ve göller için literatürde verilen kriterlere göre hangi sınıfa girdiği saptanmıştır. Bu çalışmalar sonucunda Sakarya Havzası'nın Avrupa Biriiği'nde ve Türkiye'de tanımlanan hassas bölge tanımına uyduğu ve kirlenme yükünün azaltılması ve ötrofikasyonun önlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Özet (Çeviri)
A RESEARCH ON THE EUTROPHICATION SENSITIVITY OF THE SURFACE WATERS AND SAKARYA RIVER BASIN SAMPLE SUMMARY Turkey is a country who has a huge amount of water potential. A result of increasing population and quantity of industrial foundations which don't treat their wastewater; seas, rivers, lakes and subsurface water areas of Turkey are in risk of pollution. This study is about a big problem in lakes, eutrophication. Eutrophication is a process whereby water bodies, such as lakes, estuaries, or slow-moving streams receive excess nutrients that stimulate excessive plant growth by the effect of nature and human kind. However, humans, through their various cultural activities, have greatly accelerated this process in thousands of lakes around the globe. Except the flowing waters at the water bodies; the main elements that cause the eutrophication are Nitrogen and Phosphorus compounds. The discharge of the wastewater to water bodies, is the process of supplying these materials for mass amounts for algae growth. This causes the poorness of quality for the water body however not a desired situation. The supply for the process can be counted as domestic wastes, industrial wastes, rainfalls coming through the agricultural area, rainfalls coming through the countryside and atmospheric remainings. EU has declared for all member countries that they have to find out their sensitive area about eutrophication. At Turkey also there has been revisions for these areas and new criterias are formed, recently. Sensitive water areas are defined as the natural water bodies, other water springs, estuaries and coastal waters that has been found out as eutrophic or are going to be eutrophic in recent future if any precautions are not made. The point is for determining the sensitive areas is to be aware of all caracteristics for the selected region. In this case it has been examined the sensitivity of Sakarya river basin for eutrophication which is forming the 7 % part of whole Turkey. Sakarya river basin stands at the Northwest Anatolia. The biggest river at the Northwest Anatolia Sakarya River is born at the north side of Afyon where the Seyitgazi plateau's Bayat XIgrounds stands and falls after 824 km circulating the sub river basins where it is called Sakaryaagzi to BlackSea. It is possible to examine the Sakarya river-basin in ten sub river- basins. So it will be much easier and more deterministic to examine the evaculated pollution amount and the origination of the pollution. It is determined that 8 big population center and other settlements located to these centers form the pollution amount. At the Porsuk sub river basin Kütahya and Eskişehir, at the Ankaraçayı sub river basin Ankara, at the Karasu sub river basin Bilecik, at te Çarksuyu sub river basin Adapazarı and some parts of Bolu, Bursa and Afyon cities form the domestic wastewater. At the river-basin the most intensive industrial pollution is located at Porsuk and Karasu sub river basins. And also most of the area of the river-basin is covered by agricultural area and woodlands. To determine pollution loads of nitrogen and phosphorus that is carried to Karadeniz by Sakarya river; inorganic nitrogen and phosporous compounds which comes with discharges of wastewaters from settlements, industries, agricultural fields and woodlands. Also at the dam lakes in river basins the yearly loads that have been formed by these parameters have been calculated for lake areas and for these lakes it has been selected from the literature the valuable section for the criterias. After all these studies for a conclusion; it has been determined that Sakarya river basin is accepted as sensitive region for EU Criterias and for Turkish Criterias. Not only avoiding pollution but also an amendment must be done at the Sakarya river basin. xu
Benzer Tezler
- Yeşilırmak havzasındaki durgun su kütlelerinin özümleme kapasitelerinin belirlenmesi
Determination of assimilative capacities of stagnant water bodies of Yesilirmak basin
RUKEN ZİLAN ARSLAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Çevre Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiÇevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MELİKE GÜREL
- Yüksek konsantrasyonda amonyak içeren atık suların döner diskler ile nitrifikasyonu
Nitrification of strong ammonia wastes by rotating discs
H.OKTAR TİMUR
- Treatability of aircraft deicing fluids (ADFs) by high-rate anaerobic systems: An investigation on biogas potential and energy recovery
Havalimanlarında ortaya çıkan buz çözücü sıvıların yüksek-hızlı anaerobik sistemlerde arıtılabilirliği: Biyogaz potansiyeli ve enerji geri kazanımının araştırılması
GİZEM ENGİZ
Yüksek Lisans
İngilizce
2018
Çevre Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiÇevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÇİĞDEM GÖMEÇ
- Aksu çayı üst havzası yüzey sularının hidrojeokimyasal özellikleri ve su kalitesinin belirlenmesi
Hydrogeochemical properties of aksu stream upper basin surface waters and determination of water quality
MEHMET ULUSOY
Doktora
Türkçe
2023
BiyolojiSüleyman Demirel ÜniversitesiSu Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SİMGE VAROL
- Eğirdir Gölü hidrodinamik ve su kalitesinin delft3D modeli ile modellenmesi
Hydrodynamic and water quality modelling of the lake Eğirdir with deft3d model
MELTEM KAÇIKOÇ
Doktora
Türkçe
2013
Çevre MühendisliğiSüleyman Demirel ÜniversitesiÇevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MEHMET BEYHAN