Tarihsel sapmaları döndüren genç kuşak için referans genç kadın: Elektra?edebiyatta, sinemada, müzikte, elektra öyküsünü konu alan çalışmalar
Electra, a young woman, as a referance for young generation restoring historical deviations: Work on the story of electra in literature, cinema and music
- Tez No: 230896
- Danışmanlar: PROF. DR. YETKİN ÖZER
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Batı Dilleri ve Edebiyatı, Sahne ve Görüntü Sanatları, Sosyoloji, Western Linguistics and Literature, Performing and Visual Arts, Sociology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2008
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ege Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Temel Bilimler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 121
Özet
Bu tezde, önce, Euripides (İ.Ö. 480-406) ve Sofokles'in (İ.Ö.496-406) Elektra adlı trajedileri tahlil edilerek, iki yazarın dünya görüşleri arasındaki kutuplaşma ortaya konmaktadır. 20.yy. sanatçıları arasında da, Sofokles'in oyununu model almış olan Richard Strauss'un (1864-1949) Elektra (1909) adlı operası, ve Euripides'in trajedisinin bir uyarlaması olan Mihail Cacoyannis'in (1922) Elektra (1962) adlı sinema filmi arasındaki anlayış ve söylem farkları tahlil edilmektedir. Böylece, Eskiçağ'daki karşıt ideolojik davranışlara koşut olarak, çağımızda da benzer karşıtlıkların sürmekte olduğu gözlemlenmektedir.Konu şöyle özetlenebilir: Agamemnon'un büyük büyük babası Tantalos, sofrasına konuk gelen tanrılara oğlu Pelops'u kesip yedirince, cezalandırılmış ve lanetlenmişti. Bu lanet, bütün sülaleyi kuşaklar boyunca birbirine düşüren bir kan davasına yol açtı. Bu soydan gelen genç Orestes te, ablası Elektra'nın teşvikiyle annesini öldürdüğünde, yargılayan jürinin biçimsel bir adalet anlayışına hizmet eden kesimi onu idama mahkum etme eğilimindeydiler. Fakat, bu cinayetin ?kan davası? niteliğinde değil, kötülüklere isyan eden gençliğin toplumu yanlış yönlere sürükleyen bir siyasal iktidara karşı bir eylemi olduğunu farkeden tanrılar, müdahale ederek, onu kurtarmışlardı. Çünkü, öldürülen anne, yani kraliçe Klitemnestra, kocasının bir komployla öldürülmesini ve krallık erkinin katile devredilmesini planlayan kimseydi.Sofokles'in trajedisi, kurulu düzeni koruyan bir anlayışın sonucu olarak, olayları Elektra yönünden ele alır. Elektra'nın, Agamemnon'un öldürülmesi sonucu düştüğü ?korkunç? durum, bu durumun onun üzerinde yarattığı büyük acılar ve bu acılar sonucu oluşan intikam duygularının haklılığı üzerine, Klitemnestra'nın öldürülmesinin, adaletin bir gereği olduğu vurgulanmıştır. Sofokles'in ?kan davâsı? gibi öznel ve biçimsel bir kavramı adaletin temeline yerleştiren, ?soylu tutkular? üzerine kurulu, bir dünya görüşü vardır.Euripides'in yaklaşımı, olabildiğince nesneldir; ?soyluluk? ve ?ahlak? kavramlarına göndermeler yapmak suretiyle, eleştirel bir tavır içerir. Öyküyü sarayın dışına taşıyarak, trajedisine ?soylu? olmayanları da ekler. Kahramanlarının insani yönlerini vurgular. Taraf değil, gözlemcidir.Strauss'un operası, yaşadığı dönemin yenilikçi akımlarından uzak, ?tutucu? bir müzik dili ile yazılmıştır. ?Sonat formu? uygulanmış, kromatik bir müzik dili kullanılmıştır. Libretto Hugo von Hofmannsthal'ın 1903'te yazdığı aynı adlı tiyatro yapıtından operaya uyarlanmıştır. Sofokles'in trajedisi model alınmış ve kurulu düzenin biçimsel adalet anlayışı işlenmiştir.Cacoyannis, Euripides'in trajedisini sinemaya uyarlamıştır. Sembolik bir anlatımı tercih etmiş, kişilerin yaşadıkları olaylar sonucu yaşadıkları ?dönüşüm? üzerinde yoğunlaşmıştır. Hem görsel, hem de duysal açıdan, ?tematik? bir anlayış benimsemiş, bu yolla, dokuda ve kurguda süreklilik aramıştır.
Özet (Çeviri)
In this thesis, the two tragedies with the same name, Electra, by Euripides (B.C. 480-406) and Sophocles (B.C. 496-406) will be first analyzed to indicate the polarization between the world views of these two authors. Then, among the 20th Century artists, the opera Elektra (1909) by Richard Strauss (1864-1949) that was modeled after Sophocles? tragedy, as well as the movie Electra (1962) by the filmmaker Michail Cacoyannis (1922), a remake of the Euripides tragedy, will be analyzed to figure out the differences of conception and discourse between the two modern works. These observations are conducive to thinking that, parallel to some contrasting ideological behaviors in Antiquity, similar contrasting behaviors are still on the agenda in the present era, as well.The plot can be summarized thus: Tantalos, Agamemnon?s great grandfather, had been punished after he had sacrificed his son Pelops and had served his meat to the gods who were his guests; moreover, a curse was placed upon all his descendants. In effect, due to this curse, each generation of the family suffered from a never-ending vendetta. When Orestes, a young man under the same parental curse, killed his mother upon the instigation of his sister, Electra, a faction of the jury, who conceived justice merely in formal manner, were inclined to give him a capital sentence. However, when the gods noticed that, in this particular instance, it was not a simple case of vendetta, but rather an action of a youth revolted against corruption, a violence intended to topple a political power that was dragging the whole society in disastrous directions, they interfered and had Orestes released. They were taking into consideration that the assassinated queen Clytemnestra was the one who organized a plot to kill her husband in order to put the killer, her lover Aegistos, on the throne.The Sophocles tragedy approaches the case from Electra?s subjective point of view and presents the assassination as a measure to maintain the status quo. Clytemnestra?s assassination is justified as a requirement of eternal justice, considering the ?awful? state that befell upon Electra at her father?s death, the great pains this situation inflicted on her and an urge of vindictiveness that she felt under the impact of these pains. Sophocles displays a world view based on aristocratic passions; ?vendetta --a subjective and formal concept? is seen as one of the fundamental values of Justice.Euripides? approach is utterly objective; it contains a critical attitude through references to ?dignity? and ?fairness.? He carries the story to the real world outside the palace, incorporating thus the ?non-aristocratic ones? into the tragedy. He emphasizes the human aspect of his protagonists. He is an observer, not a party.The opera by Strauss is isolated from the artistic innovations of his era and has a conservative musical idiom. The ?sonata form? is prevalent, and chromatic harmonies are used. The libretto is adapted from a theater play by Hugo von Hofmannsthal in 1903. Sophocles? tragedy is taken as a model, exalting the establishment?s concept of a formal justice.Cacoyannis has applied Euripides? work to cinematography. He opted for a symbolic language and concentrated on the processes of change prompted by lived experiences. He used thematic materials in both visual and audio senses to create a continuum in texture, as well as in editing.
Benzer Tezler
- Cemal Süreya'nın şiirlerinin dil sapmaları açısından incelenmesi
An analysis of Cemal Süreya's poems in terms of linguistic deviations
ÖZNUR GÜLEÇ DÜĞENCİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Türk Dili ve EdebiyatıArdahan ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. RAMAZAN KORKMAZ
- Karacaoğlan ve Dadaloğlu'nda sapmalar
Devination at Karacaoğlan and Dadaloğlu
ÖMER YAŞAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Türk Dili ve EdebiyatıFırat ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. BİROL İPEK
- Arbitrage opportunities in Turkish electricity spot market within the framework of wind forecast errors
Rüzgar tahmin sapmaları çerçevesinde Türkiye elektrik spot piyasasında arbitraj imkanları
YUSUF İKBAL BEYTUR
Yüksek Lisans
İngilizce
2023
EnerjiBahçeşehir Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ SONAT BAYRAM
- The role of the timbral manipulation in electroacoustic composition in historical context
Tını manipülasyonun elektroakustik kompozisyonda tarihsel bağlamdaki rolü
CEMAL BARKIN ENGİN
- Tarih felsefesinin tarih yazımı açısından önemi Prof. Dr. Doğan Özlem ve hermeneutik
The importance of the philosophy of history in terms of historical writing Prof. Dr. Doğan Özlem and hermeneutic
BÜŞRA DİLARA ÇİMEN