Türk şiirinde taşra: 1859-1959
The province in Turkish poetry: 1859-1959
- Tez No: 235142
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. NURAN TEZCAN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Türk Dili ve Edebiyatı, Turkish Language and Literature
- Anahtar Kelimeler: Şiir, Türk Şiiri, Taşra, Tanzimat Şiiri, Cumhuriyet Dönemi Şiiri, Poetry, Turkish poetry, Province, Tanzimat poetry, Poetry in Turkish Republic
- Yıl: 2009
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Türk Edebiyatı Bölümü
- Bilim Dalı: Yeni Türk Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 444
Özet
Türk Şiirinde Taşra: 1859-1959?, Türk şiiri tarihinde taşra olgusunun geçirdiği dönüşüme odaklanan bir çalışmadır. Bu çalışmada, edebî merkezin dışında kalan bölgeler olarak tarif edilen taşranın şiirde nasıl işlendiği üzerinde durulmaktadır. Doğası ve üzerinde yaşayan insanlarıyla taşra anlatımında ortaya çıkan özellikler, tezin ilgi alanını oluşturmuştur. Taşrayı anlatan şiirlerde kullanılan dil, anlatıcının bakış açısı ve yeğlenen imajların çözümlendiği bu çalışmada, taşra anlatımında ortaya çıkan özelliklerin dönüşümü açıklanmaktadır.Bu çalışmada taşranın nesnel gerçekliğinin şiire yeterince yansımadığı belirlemesi yapılmaktadır. Taşrayı işleyen şiirlerde taşra, büyük ölçüde belirli bir düşünceyi anlatmanın vesilesidir. Bu şiirlerde merkezin seçkinci ve standart dili değil, taşra dili ve sanatına öykünen bir dil kullanılır. Bu şiirlerdeki anlatıcılar, karşılaştıkları farklı formları ancak merkezin yaydığı estetik ideolojinin form bilgisine çevirerek tanımlayabilmişlerdir. Bu yüzden bu şiirlerde görsel imajlar ve benzetmeler baskındır.Divan şiiri döneminde anlatılan taşra bütün Osmanlı coğrafyası değil, merkezî eyaletlerdir. Cumhuriyet döneminde ise taşra uzun süre denize uzak bölgeler olarak anlaşılmıştır. Taşra anlatımında çok sayıda ortak özellik bulunmasına karşın üç ayrı bölgenin üç ayrı şekilde işlendiği gözlemlenmektedir: Yakın taşra (Edirne, Bursa, Ege havzası), uzak taşra (Eskişehir-Afyon hattı, İç Anadolu, Batı ile Orta Karadeniz ile Batı ile Orta Akdeniz'in iç bölgeleri) ve derin taşra (Sivas, Doğu Akdeniz'in iç bölgeleri, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Doğu Akdeniz bölgeleri).Yakın taşrada uhreviyet, erotizm, bereket, mutluluk, yaşama sevinci ve gündelik sıkıntılar öne çıkar. Uzak taşrada yoksulluk, taşralıyla özdeşleşme, göç, tarımda makinalaşma, halkçı simgeler işlenir. Derin taşrada ise isyan, milliyetçilik, geri kalmışlık, aydınlanma arzusu, yiğitlik ve epik söylem dikkati çeker.
Özet (Çeviri)
?The Province in Turkish Poetry: 1859-1959? is a study which focuses on the transformation of the fact of province in the history of Turkish poetry. In this study, it is elaborated that how the province, which is described as the regions outside the literal center, is treated in the poetry. The features which arose from the narratives of province with its nature and inhabitants are the area of interest of this thesis. This study, in which the language used in the poems, the viewpoint of the persona and the preferred images are analyzed, the transformation of the features that emerge in the narration of the province are explained.In this study, it is identified that the objective realities of the province didn?t reflect well enough in the poetry. In the poems which narrate the province, the province is mainly a means to explain a certain thought. In these poems, a language that imitates the language and art of province is used, when the elitist and standard language of the center is neglected. The personas in these poems, could only identify the different forms that they met by transforming them to the formal information of the aesthetic ideology which was disseminated by the center. In these poems, therefore, the visual images and metaphors are dominant.The province, which was narrated in the period of Divan poetry, is not the whole Ottoman geography but the central states. In the period of the Republic, the province is called as the places that are far from the sea. Although there are many common features in the narrations of province, it is observed that three different regions are treated with three different ways: Near province (Edirne, Bursa, Ege Basin), far province (Eskişehir-Afyon line, Central Anatolia, Western and Central Black Sea and the inner regions of Western and Central Mediterranean) and the deep province (Sivas, Eastern Anatolia, Southeastern Anatolia, Eastern Mediterranean and the inner parts of Eastern Black Sea).In near province, otherworldliness, eroticism, prosperity, happiness, pleasure and daily troubles are manifested. In far province, poverty, identification with provincial, immigration, mechanization in agriculture and popular symbols are used. In deep province, rebellion, nationality, underdevelopment, the desire for enlightenment, bravery and epic discourse are remarkable.
Benzer Tezler
- 15. yüzyıl klasik Türk şiirinde ah kavramı
15th century classical Turkish poetry ah propositions
FATIMA ZEYNEP TAŞA
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Türk Dili ve EdebiyatıKütahya Dumlupınar ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ATİLLA BATUR
- 1970'li yıllarda âşık şiirinde politik söylem
Political discourse in minstrel poetry in the 1970's
SİNAN AKKUŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Halk Bilimi (Folklor)İstanbul Kültür ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUHARREM KAYA
- Erzurumlu Zihni Divanı'nın tahlili
Analises of Erzurumlu Zihnî's Divân'
TOLGA ÖNTÜRK
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Türk Dili ve EdebiyatıYüzüncü Yıl ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. M. HALİL ERZEN
- Dı helbestên Goran de tasîra rêbazên pernasîzımê û sembolîzımê
Goran şiirin de pernasizmin ve sembolizmin etkisi
AVAN OMER SADIQ
Yüksek Lisans
Kürtçe
2017
DilbilimYüzüncü Yıl ÜniversitesiKürt Dili ve Kültürü Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. NESİM SÖNMEZ