Türkiye taşkömürü kurumu ocaklarında gürültü koşullarının incelenmesi, etkilenim düzeylerinin istatistiksel analizi ve risk değerlendirme
Investigation of noise conditions, statistical analysis of noise exposure levels and risk assessment in turkish hard coal enterprise
- Tez No: 252390
- Danışmanlar: PROF. DR. GÜNDÜZ ÖKTEN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Maden Mühendisliği ve Madencilik, Mining Engineering and Mining
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2008
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 217
Özet
Günümüzde endüstriyel kalkınmanın ve modern teknolojinin ulaştığı düzey, bünyesinde bir çok olumlu gelişme barındırmakla birlikte yaşamı kolaylaştırmaya yönelik bu girişimlerin insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen yanları da vardır. Bu tür olumsuzlukların biri de gürültüdür. Gelişen teknoloji ile birlikte gürültü, bütün işyerlerinde olduğu gibi maden işletmeleri için de önemli bir sorundur.Yeraltı maden ocaklarındaki üretim aktiviteleri, yüksek hareketlilik gerektiren işlerdir. Günümüz madenciliğinde yüksek verim ve düşük maliyet elde etmek amacıyla mekanizasyona önem verilmekte, sonuç olarak gürültülü bir çalışma ortamı meydana gelmektedir. Madenciliğin ülke ekonomisindeki yeri ne kadar önemli ise, maden işçilerinin çalışma şartlarının iş sağlığı ve güvenliği açısından iyileştirilmesi de o derece öneme sahip bir konudur. Bu durum gürültü açısından ele alındığında, gürültü kontrolüne yönelik devamlı ve etkin mücadele stratejilerinin daha sağlıklı, verimli bir çalışma ortamının oluşturulmasına katkı sağlayacağı açıktır.Yeraltı maden ocaklarında çalışanların etkisi altında kaldıkları gürültü düzeyini, bunun yaşam kalitesi üzerindeki olumsuz etkilerini ve gürültü etkilenim düzeyinin standartlara göre uygunluğunu değerlendiren araştırmalar ülkemiz için yok denecek kadar azdır. Madencilik sektöründeki gürültüden kaynaklanan sorunlar üzerine kapsamlı ve yeterli sayıda çalışma bulunmaması bir eksiklik olarak görülmüştür. Bu eksikliği vurgulayarak konunun açılımına katkıda bulunmak, ülkemiz madencilik sektöründe önemli yeri olan Zonguldak Taşkömürü Havzası'ndaki ocaklarda çalışanların maruz kaldıkları gürültü seviyelerini tespit ederek, ulusal ve uluslararası standartlarla karşılaştırmak ve çalışanların işitme kaybı riskini değerlendirmek bu çalışmanın başlıca amaçları arasındadır.Çalışma kapsamında ilk olarak TTK'na bağlı Yeraltı Maden İşletmelerinde işçilerin yoğun olarak çalıştıkları işyerlerinin ortalama gürültü düzeyleri belirlenmiştir. Bunun için, gürültü ölçümleri yeraltında üretim panolarında, hazırlık galerilerinde, motor garajlarında, tulumba dairelerinde, tali vantilatörlerin bulunduğu galerilerde, tumba istasyonlarında ve kuyu dibi tesislerinde; yerüstünde aspiratör ve kompresör dairelerinde, mekanizasyon ve hızar atölyelerinde ve kuyu başı tesislerinde, kömür yıkama tesislerindeki değişik ünitelerin bulunduğu yerlerde ve Maden Makineleri İşletme Müdürlüğü atölyelerinde gerçekleştirilmiştir. Söz konusu işyerlerinde 2004 ? 2007 yılları arasında değişik zamanlarda yaklaşık 2800 adet gürültü ölçümü yapılmıştır. Bu işyerlerinde en yüksek gürültü düzeyi tali vantilatörlerin bulunduğu yerler ile hazırlık galerilerinde sondaj makinesi ile delik delme ve posta makinesiyle yükleme işleri yapılırken ölçülmüştür. En düşük gürültü düzeyi ise akülü lokomotif garajlarında ve üretim panolarında tahkimat işleri yapılırken tespit edilmiştir.TTK'nda çalışan işçilerin gürültü etkilenim düzeylerinin belirlenmesi için çalışanlar homojen etkilenim gruplarına ayrılmış ve gürültü ölçümleri herbir grubun gürültü etkilenim düzeyinin belirlenmesine yönelik olarak yapılmıştır. İşçiler ilk olarak yeraltı ve yerüstü olmak üzere iki gruba ayrılmışlardır. Yeraltında çalışan işçiler de kendi aralarında 11 farklı grupta sınıflandırılmıştır. Yerüstünde çalışan işçiler ise ilk olarak, 5 Müesseseye bağlı yerüstü işyerlerinde çalışanlar ve Maden Makineleri Fabrikası'nda çalışanlar olarak iki gruba ayrıldıktan sonra kendi aralarında sınıflandırmaya tabi tutulmuşlardır. Yerüstünde çalışanlar 9, Maden Makineleri Fabrikası'nda çalışanlar ise 5 farklı meslek grubuna ayrılmışlardır.Homojen etkilenim grupları için yapılan gürültü ölçümlerinden hareketle ?Günlük Gürültü Etkilenim Düzeyleri (LEX,8h)? nin belirlenebilmesi için oluşturulan grupların gerçekten homojen olup olmadıklarının ve elde edilen gürültü düzeyi (LAeq) değerlerinin normal dağılma uygunluğunun test edilmesi gerekmektedir. Homojenlik testi için tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. Normal dağılım varsayımının sağlanıp sağlanamadığının araştırılmasında Bernard ve Castel tarafından önerilen model ile birlikte verilerin frekans dağılımlarını gösteren histogramları çizilmiştir. Ayrıca parametrik testlerden Çarpıklık ve Basıklık Katsayıları ile non-parametrik testlerden Tek Örneklem Kolmogorov ? Simirnov Testi ile verilerin normallik varsayımını sağlayıp sağlamadıkları kontrol edilmiştir. Tek yönlü varyans analizi ve normallik testlerinin sonuçlarına göre oluşturulan grupların homojen olduğu ve elde edilen verilerin de normal dağılıma uygun olduğu görülmüştür.Yeraltı homojen etkilenim grupları arasında en küçük ve en büyük günlük gürültü etkilenim düzeyleri 73,9 dBA ve 103,3 dBA olarak sırasıyla Barutçu ve Sondaj işçisi için elde edilmiştir. Pano Ayak Üretim, Hazırlık ve Nakliyat en çok işçinin istihdam edildiği gruplardır. Toplam yeraltı iş gücünün yaklaşık % 78' i bu iş kollarında çalışmaktadır. Söz konusu homojen etkilenim grupları için elde edilen günlük gürültü etkilenim düzeyleri sırasıyla 89,7 dBA, 101,3 dBA ve 93,3 dBA olarak belirlenmiştir.Yerüstü homojen etkilenim grupları arasında en düşük ve en büyük günlük gürültü etkilenim düzeyleri 80,8 dBA ve 100,1 dBA olarak sırasıyla Kuyu Vinç ve Ağaç İşleri işçisi için elde edilmiştir. Nakliyat, Kuyu Vinç, Mekanizasyon ve Pres ve Lavuar grupları için elde edilen günlük gürültü etkilenim düzeyleri sırasıyla 97,2 dBA, 80,8 dBA, 95,2 ve 87,3 dBA' dır.Maden Makinaları Fabrikası homojen etkilenim grupları arasında en düşük ve en büyük günlük gürültü etkilenim düzeyleri 86,5 dBA ve 97,7 dBA olarak sırasıyla Kaynakçılık ve Mekanizasyon ve Pres işçisi için elde edilmiştir. Talaşlı İmalat, Dökümcülük ve Elektrikçi grupları için elde edilen günlük gürültü etkilenim düzeyleri sırasıyla 91,6 dBA, 97,6 dBA ve 88,7 dBA' dır.Türkiye Taşkömürü Kurumu'na bağlı yeraltı ve yerüstü işyerlerinde çalışan işçiler arasında gürültüye bağlı işitme kaybı görülme sıklığını tahmin etmek için farklı meslek gruplarına ait 411 işçinin odiyometrik test sonuçları analiz edilmiştir. İşçiler yaptıkları görevler ve yaşları dikkate alınarak uğradıkları işitme kaybının derecesine göre sınıflandırılmıştır. Etkisi altında kaldıkları gürültü düzeyi ve yaş ile işitme kayıpları arasındaki ilişki araştırılmıştır. Hava yolu saf ses odiyometrik testleri TTK bünyesinde bulunan uzman hekimler tarafından 2006 ? 2007 yıllarında gerçekleştirilmiştir. Ölçümler 125, 500, 1000, 2000, 3000, 4000, 6000 ve 8000 Hz frekanslarda her iki kulakta yapılmıştır. İşitme kayıplarının tespit edilmesi için test sonuçlarının değerlendirilmesinde ISO-1999 ve TS-2607:ISO 1999 standartlarında önerilen 500, 1000, 2000 ve 4000 Hz frekans bileşimi ve 25 dB ortalama işitme eşik değeri dikkate alınmıştır. Tespit edilen işitme kayıplarının değerlendirilmesinde WHO'nun önerdiği sınıflandırma kullanılmıştır. 411 maden işçisine ait işitme testi ölçümleri Nakliyat, Kuyu Vinç, Sinyalci, Mekanizasyon ve Pres, Sondaj Operatörü, Tulumbacı, Kompresör ve Anapervane Operatörü, Ağaç İşleri İşçiliği ve Maden Makineleri Fabrikası İşçiliği olmak üzere 10 farklı gruba ayrılmıştır.Nakliyat, Sinyalci, Mekanizasyon ve Pres, Sondaj Operatörü, Anapervane Operatörü, ve Maden Makineleri Fabrikası işçiliğinde sol kulak için elde edilen ortalama işitme eşiği değerleri sağ kulaktan, Kuyu Vinç, Tulumbacı, Kompresör ve Ağaç İşleri İşçiliğinde sağ kulak için elde edilen ortalama işitme eşiği değerleri ise sol kulaktan bütün test frekanslarında istatistiksel (P < 0,01 t-test) olarak anlamlı ölçüde büyük bulunmuştur.Gürültüye bağlı işitme kaybında ilk olarak 4000 Hz daha sonra 6000 Hz ve sonrasında da 3000 Hz frekansları etkilenmektedir. Sol kulak 4000 Hz'de ortalama işitme eşiği değerleri 33,6 ? 50,1 dB arasında değişmektedir. Yine aynı şekilde 6000 Hz ve 3000 Hz'deki ortalama işitme eşiği değerleri ise sırasıyla 34,7 ? 46,8 dB ve 26,3 ? 39,4 dB arasındadır. Sağ kulak 4000 Hz'de ortalama işitme eşiği değerleri 33,9 ? 48,7 dB arasında değişim göstermiştir. 6000 Hz ve 3000 Hz'deki ortalama işitme eşiği değerleri ise sırasıyla 34,7 ? 48,8 dB ve 25,7 ? 42,5 dB arasında değişmektedir.En zayıf kulağa göre 4000 Hz'de ortalama işitme eşiği değerleri 37,7 ? 53,5 dB arasında değişmektedir. 6000 Hz ve 3000 Hz'deki ortalama işitme eşiği değerleri ise sırasıyla 36,2 ? 50,3 dB ve 29,6 ? 43,8 dB arasındadır. Bütün meslek grupları için 3000 ? 8000 Hz arası yüksek frekanslarda elde edilen ortalama işitme eşiği değerleri 500 ? 2000 Hz arası düşük frekanslarda elde edilen ortalama işitme eşiği değerlerinden daha büyüktür. Sol ve sağ kulak ortalama işitme eşiği değerleri arasındaki fark 2000 Hz'den küçük frekanslarda 2 dB'den daha küçüktür. 4000 Hz frekansta ise en fazla 3,5 dB'dir. Bu fark 6000 ve 8000 Hz frekanslarda ise 4,7 dB'e kadar çıkabilmektedir.10 farklı meslek grubu için elde edilen ortalama işitme eşik değerleri bir kaç frekans hariç hemen hepsinde 25 dB ortalama işitme eşik değerinden daha büyüktür. Ortalama işitme eşik değerleri genellikle 25 ? 40 dB (Hafif İşitme Kaybı Sınıfı) arasında değişmektedir. Bazı meslek gruplarında ise yüksek frekanslarda 40 ? 60 dB (Orta Sınıf İşitme Kaybı) arası işitme eşik değerleri tespit edilmiştir.TTK'da çalışan 411 maden işçisinin gürültüye bağlı işitme kaybı yaş gruplarına göre de değerlendirilmiştir. İşçiler yaşlarına göre 30 yaşından küçük, 30 ? 39, 40 ? 49, 50 ? 59 ve 60 yaşından büyük olmak üzere 5 farklı yaş grubuna ayrılmıştır. 411 işçinin % 11'i 30 yaşından küçüktür. En çok işçi 30 ? 39 ve 40 ? 49 yaş gruplarındadır. Bu gruplardaki işçilerin oranı sırasıyla % 31 ve % 42'dir. İşçilerin % 12'si 50 ? 59 yaş grubuna ait iken sadece % 3'ünün yaşı 60'dan büyüktür. İşçilerin yaşları arttıkça ortalama işitme eşiği değerlerinin de buna paralel olarak arttığı belirlenmiştir.Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda çalışan işçilerin işitme kayıpları ile yaş ve gürültü düzeyi arasındaki ilişki istatistiksel yöntemlerden regresyon analizi ile araştırılmıştır. İşçilerin 500, 1000, 2000 ve 4000 Hz frekans bileşimindeki ortalama işitme eşiği değerleri ile yaşları (etkilenme süresi) arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Yaş - ortalama işitme eşiği bir başka ifade ile işitme kaybı arasındaki ilişkinin belirlenebilmesi için yapılan regresyon analizinin sonuçlarına göre, söz konusu büyüklükler arasındaki ilişkinin belirtme kaysayısı R2 = 0,802 olarak bulunmuştur.Gürültü düzeyi ile işitme kaybı arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla bağımsız değişken olarak Nakliyat, Kuyu Vinç, Sinyalci, Mekanizasyon ve Pres, Sondaj Operatörü, Tulumbacı, Kompresör, Anapervane Operatörü, Ağaç İşleri İşçiliği ve Maden Makineleri Fabrikası İşçiliği olmak üzere 10 farklı homojen etkilenim grubu için tepit edilen ortalama günlük gürültü etkilenim düzeyi değerleri kullanılmıştır. Bağımlı değişken olarak 40 yaşından büyük, Nakliyat, Kuyu Vinç, Sinyalci, Mekanizasyon ve Pres, Sondaj Operatörü, Tulumbacı, Kompresör, Anapervane Operatörü, Ağaç İşleri İşçiliği ve Maden Makineleri Fabrikası İşçilerinin 4.000 Hz frekansındaki ortalama işitme eşiği değerleri esas alınmıştır. Ortalama günlük gürültü etkilenim düzeyi ile 4000 Hz ortalama işitme eşiği bir başka ifade ile işitme kaybı arasındaki ilişkinin belirlenebilmesi için yapılan regresyon analizinin sonuçlarına göre günlük gürültü etkilenim düzeyi ile 4000 Hz ortalama işitme eşiği arasındaki ilişkide belirtme kaysayısı R2 = 0,884 olarak bulunmuştur.
Özet (Çeviri)
Mining is an ancient occupation, long recognized as being arduous and liable to injury and disease, both underground and on the surface. It remains an important industrial sector in many parts of the world. On the health front, miners have long been aware of the hazards posed by the gases, dusts, chemicals, and mine fires in the work environment and in working under conditions of extreme temperatures (hot or cold) and high altitudes. Although progress has been made, occurrences of silicosis, pneumoconiosis (black lung disease) and other health problems have long been associated with and continue to occur in mining operations. Development of modern mechanized operations in mining industry has been considerably decreasing the physical burden of work. But the most undesired and unavoidable by-product of these operations is the generation of high levels of noise. Occupational noise exposure of mine workers is a potentially serious health problem. High-level of noise not only hinders communication between workers, but, depending upon the level, quality, and exposure duration of the noise, it may also result in different type of physical, physiological and psychological effects on the workers, especially noise induced hearing loss (NIHL).The National Institute for Occupational Safety and Health (NIOSH) of USA has identified occupational noise-induced hearing loss as one of the ten leading work-related diseases and injuries. Prolonged exposure to noise causes short and long term effects on workers. Short term effects of noise exposure are temporary hearing loss, stress, annoyance, difficulty in verbal communication and safety hazards. The major long term health effect of noise exposure is permanent hearing loss and noise induced hearing loss cannot be cured by medical treatment. Noise sources have increased owing to the increase in mechanisation. The equipment such as cutting machines, locomotives, haulage trucks, loaders, long-wall shearers, chain conveyors, continuous miners, loader-dumper, fans and pneumatic percussion tools are the main cause of noise in underground mining. NIOSH estimates that 80 % of US miners are exposed to noise level that exceeds 85 dBA and 25 % of these are exposed to noise level that exceeds 90 dBA.Occupational exposure limits specify the maximum sound pressure levels and exposure times to which nearly all workers may be repeatedly exposed without adverse effect on their ability to hear and understand normal speech. An occupational exposure limit of 85 dB for 8 hours should protect most people against a permanent hearing impairment induced by noise after 40 years of occupational exposure. Many countries have introduced regulations in order to limit high level of occupational noise exposure based on the method defined in International Standard ISO 1999:1990 ?Acoustics - Determination of occupational noise exposure and estimation of noise-induced hearing impairment?. Most countries have an exposure limit of 85 dBA allowed with halving rates of 3 dB and working schedules of 8 h/day and five days a week, i.e. 40 h/week. The European Union has reached agreement on new directives dealing with noise in the working environment - Noise at Work Directive 2003/10/EC. The Member States and candidate countries like Turkey are to comply with this Directive before 15 February 2006. The limit and action values are given in this directive. According to this directive, noise exposure exceeds the lower exposure action values, the employer shall make individual hearing protectors available to workers and if noise exposure matches or exceeds the upper exposure action values, individual hearing protectors shall be used. If exposures above the exposure limit values are detected, the employer shall take immediate action to reduce the exposure to below the exposure limit values, identify the reasons why overexposure has occurred and amend the protection.The specific objectives of this study were to describe workplace average noise levels in Zonguldak Bituminous Coal Mines, to estimate occupational noise exposure levels of mine workers, to determine the extent and pattern of hearing loss among the miners, to assess the risk factors that influence hearing loss at each of the conventional frequencies tested, and finally to evaluate the knowledge and practice of workers to noise hazards.Two different measuring techniques have been used to measure the noise level, the ambulatory and the zonal methods. The zonal method was proposed as the most cost-effective method. It consists of locating an integrating sound level meter at a point near the worker. This method provides more accurate noise measurements. In this study, the zonal method was selected as measuring technique due to the most cost-effective method. Noise measurements were carried out using a Type 1 integrated sound level meter (model NL-31) manufactured by RION Co. Ltd., Japan. It is compliant not only current measurement law, JIS and IEC regulations but also with the new international standard for the sound level meters IEC 61672-1: 2002. The equipment was operated on the A-weighted network, slow response and was acoustically calibrated before, during, and after each shift. Calibration was done using the RION NC-74 sound level calibrator which emits a 94 dB, 1 kHz tone.It is necessary to define an average noise level characterizing the mean exposure of the person to check compliance of noise exposure with regulations or to estimate the individual risk of hearing loss of an exposed person. Two parameters are defined by the ISO 1999 (1990) standard. These are daily and weekly noise exposure levels. The daily noise exposure level (LEX,8h = LAeq,8h = LEP,d) is time weighted average of the noise exposure levels, in dBA, for a nominal eight-hour working day. It covers all noises present at work, including impulsive noise. This concept is used when the worker is exposed daily, for 5 days per week, to the same level. If this is not the case - for instance a work cycle of more than one day or less than 5 days per week - the concept of the weekly noise exposure level (LEX,w ) is used. This is time-weighted average of the daily noise exposure levels, in dBA, for a nominal week of five eight-hour working days.The mine workers employed in the Turkish Hard Coal Enterprise were mainly divided into three categories as underground, surface and mining machine plant. The underground, surface and mining machine plant workers were then listed into 11, 9 and 5 occupational groups respectively. The noise survey consisted of measuring and noting two variables: (1) the noise levels to which the worker was exposed and (2) his exposure time to those levels per work shift. After completion the survey, the daily noise exposure level of workers were calculated.The daily noise exposure levels for underground workers varied from 73.9 to 103.3 dBA. The noisiest location in an underground coal mine is at the working face. The primary activity at the face is extraction of coal. The daily noise exposure level of face worker is 89.7 dBA. Development and transportation workers are very important for underground mining operations. The daily noise exposure levels of these workers were determined as 101.3 dBA and 93.3 dBA respectively. The daily noise exposure levels of workers employed in underground such as face, development, transportation, cager, mechanization and press, drilling and pumping are out of compliance with the EU Noise Directive of 2003/10/EC. The employer shall take immediate action to reduce the exposure to below the exposure limit values. The daily noise exposure levels of locomotive repairman, engineman, ripping and withdrawal and blasting workers are compliance with standard.The calculated daily noise exposure levels for surface workers varied from 80.8 to 100.1 dBA. These noise levels were obtained for engineman and carpenter workers respectively. The daily noise exposure level of engineman is only compliance with the EU Noise Directive of 2003/10/EC. The calculated daily noise exposure levels of other worker groups are out of compliance with the EU Noise Directive of 2003/10/EC. The employer shall take immediate action to reduce the exposure to below the exposure limit values.The daily noise exposure levels for mining machine plant workers varied from 86.5 to 97.7 dBA. These noise levels were obtained for welding and mechanization and press workers respectively. The daily noise exposure level of machinist, casting worker and electrician were determined as 91.6 dBA, 97.6 dBA and 88.7 dBA respectively. The daily noise exposure levels calculated for all occupational groups are out of compliance with the EU Noise Directive of 2003/10/EC. The employer shall take immediate action to reduce the exposure to below the exposure limit values.The present study was conducted to determine the prevalence of hearing loss associated with occupational noise exposure among the workers employed in Turkish Hard Coal Enterprise.A total of 411 workers audiometric examination results were analyzed in this study. The audiometric examination was conducted for both ears at frequencies 0.5, 1, 2, 3, 4, 6, and 8 kHz, using a manual pure-tone audiometer. The audiometer was calibrated according to the American National Standards Institute (ANSI) S3.6-1969 standard. The audiometric examination was conducted in the audiometric room. The background noise level of audiometric examination room was lower than 45 dBA and fulfilled the criteria proposed by British National Labratory.For the estimation of the prevalence of hearing loss, the following were applied. First, prevalence of hearing loss was estimated without any age adjustment to measure the real hearing status of mine workers, as recommended by the Criteria ISO-1999 and TS-2607:ISO 1999. Second, HTL (Hearing Threshold Level) of 25 dB was used as the low fence. Third, HTL measurements in the worst ear were used to measure the true extent of hearing loss if there is unequal hearing loss in the two ears. Fourth, prevalence of hearing loss was determined at each of the test frequencies (0.5?8 kHz) and pure-tone threshold average (PTA) at 0.5, 1, 2, and 4 kHz. The prevalence of hearing loss at PTA (0.5, 1, 2, and 4) was determined using the American ISO-1999 Method, the most popular method for calculating material impairment of hearing to assess the risk of NIHL. The study was interested in prevalence of hearing loss at PTA (0.5, 1, 2, and 4) because understanding speech is the most critical function of human hearing.Lastly, the extent of hearing loss was then assessed using the grading system proposed by the World Health Organization (WHO): less than 25 dB (normal), 25?40 dB (slight), 41?60 dB (moderate), 61?80 dB (severe), and above 80 dB (extreme).Data were analyzed using SPSS (version 13.0). Descriptive statistics, means and standard deviations were calculated to describe central tendencies in each of the groups. T-test for independent samples was used to evaluate the differences between mean of the groups, and between right and left ears in each group. Regression analysis was performed to study the effect of noise and age on hearing loss and the interaction between them.Audiometric examination belong to 411 mine workers were divided into 10 different occupational groups as transportation crew, drilling operator, shaft crane and signal crew, mechanization and press, pumper, compresor and fan operator, carpenter and mining machine plant workers.There was a statistically significant difference in the mean HTLs between the left and the right ears at all test frequencies. The left ear showed significantly poorer hearing at frequencies of 2?8 kHz and had slightly better hearing at 1 kHz than the right ear (p < 0.05). The differences of the mean HTLs between the two ears are clearly bigger in higher frequencies (3?8 kHz), most notably at 3, 4, and 6 kHz, than in lower frequencies (0.5?2 kHz). Mean differences between the left and the right ears for frequencies lower than 2 kHz were smaller than 2 dB and up to about 3.5 dB, the largest HTLs differences at 4 kHz. In both ears, 6 - 8 kHz had the greatest mean HTL, compared with the other tested frequencies.Prevalence of hearing loss dramatically increases at the higher frequencies (from 3 kHz). Mean HTLs steadily increase as frequency increases in both ears and the worst ear, dramatically increased at 3 kHz and flattened at 4, 6, and 8 kHz. The mean HTLs in the higher frequency range from 4 to 8 kHz increased up to 36.2 ? 53.5 dB. The means of HTLs for the left and the right ears at 4 kHz varied from 33.6 ? 50.1 dB and 33.9 ? 48.7 dB respectively. The means of HTLs for all occupational groups at all test frequencies were grater than HTL of 25 dB. Mean HTLs generally were changed between 25 ? 40 dB (slight). In some occupational groups mean HTLs were changed between 40 ? 60 dB (moderate). The results of this study shows that increasing the workers age, the mean HTLs increased.The results of regression analysis showed that there were a relation between the hearing threshold level at 0.5, 1, 2, and 4 kHz and the workers age (p< 0.001). This indicates that as workers age increased, the mean of the measured hearing threshold values increased too. The effect of noise on hearing was also statistically significant (p< 0.001). This means that at every frequency tested the exposed subjects had worse measured hearing threshold values than the non-exposed subjects regardless of age.
Benzer Tezler
- Türkiye Taşkömürü Kurumu ocaklarında meydana gelen iş kazalarının incelenmesi
Investigation of work accident occured in Turkish Hardcoal Enterprises
EVREN ALTIN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Maden Mühendisliği ve Madencilikİstanbul Teknik ÜniversitesiMaden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ABDULLAH FİŞNE
- Püskürtme beton teknolojisinin TTK ocakları ana galerilerinde uygulanabilirliğinin araştırılması
Investigation of the applicability of shotcrete technology in the main galleries of TTK mines
ŞAKİR YURDAKUL
Yüksek Lisans
Türkçe
2001
Maden Mühendisliği ve MadencilikZonguldak Karaelmas ÜniversitesiMaden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HASAN GERÇEK
- A quantitative risk assessment methodology for occupational accidents in underground coal mines:A case of Turkish Hard Coal Enterprises
Yeraltı kömür madenlerindeki iş kazaları için sayısal bir risk değerlendirme metodolojisi:Türkiye Taşkömürü Kurumu uygulaması
HASAN HÜSEYİN ERDOĞAN
Doktora
İngilizce
2016
Maden Mühendisliği ve MadencilikOrta Doğu Teknik ÜniversitesiMaden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAFİZE ŞEBNEM DÜZGÜN
DOÇ. DR. AYŞE SEVTAP KESTEL
- Türkiye Taşkömürü Kurumu Armutçuluk Taşkömürü İşletme Müessesesi yeraltı ocaklarında yüksek basınçlı su jetleriyle kömür kazısının araştırılması ve uygulanabilirliği
The Investigation of coal excavation with high-pressure water jets and its applicability to the underground mines of Armutçuk hardcoal company of Turkish hardcoal enterprise
NURİ ALİ AKÇIN
Doktora
Türkçe
1986
Maden Mühendisliği ve Madencilikİstanbul Teknik ÜniversitesiPROF. DR. ŞİNASİ ESKİKAYA
- Türkiye Taşkömürü Turumu ocaklarında solunabilir toz içindeki kül ve kuvars miktarlarının sistematik olarak ölçülmesi ve istatistiksel değerlendirilmesi
Systematic measurement and statistical evaluation of ash and quartz amounts in respirable dust in the mines of Turkish Hardcoal Enterprise
İLKNUR EROL
Doktora
Türkçe
2012
Maden Mühendisliği ve MadencilikZonguldak Karaelmas ÜniversitesiMaden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. VEDAT DİDARİ