Geri Dön

Ege bölgesinde yağış dağılışı ve yağış özellikleri

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 26411
  2. Yazar: ARİFE KARADAĞ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. İBRAHİM ATALAY
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Coğrafya, Meteoroloji, Geography, Meteorology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1993
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 131

Özet

- 122 - Ege Bölgesi 'nde kuraklığın zaman içinde gösterdiği değişmelere gelindiğinde, 1960-1990 periodunda bazı yıllarda yağışların ortalamanın altına düştüğü, bazı yıllarda üzerine çıktığı gözlenmiştir. Bunun sonucu olarak 1960-1990 periodunda nemli ve kurak dönemlerin yaşandığı söylenebilir. Standardize yıllık yağış anomalilerine göre kuraklığın ve nemliliğin şidde ti belirlenmiştir. Bunun için de normal frekans dağılımı yönte minden yararlanılmıştır. Buna göre; Ege Bölgesi 'nde su açığının etkili olduğu kurak yıllar 1970, 1972/73 ve 1983/84 yıllarıdır. Nemli yıllar olan 1966/67/68, 1976 ve 1981 yılları ise bölge bütününde hemen hemen su açığının hiç görülmediği yıllara karşılık gelmektedir. Burada dikkat çeken husus, 1960-1990 periodu içinde gö rülen kurak veya nemli yılların İç Batı Anadolu bölümünde 1-2 yıl önce başlaması ve son bulmasıdır. Ayrıca, bu kurak dönemlerde, özellikle bitkilerin yetiş me dönemleri de kapsadığından çeşitli etkinlikler, bilhassa tarımsal etkinlikler açısından kritik dönemler yaşanmaktadır. Ancak, yağış yetersizliği ya da kuraklık sorununun teh likeli boyutlarda olduğunu söyleyebilmek için, yağış tutarları nın uzunca bir periodda daimi iniş trendi göstermesi gerekir. Oysa, Ege Bölgesi için 1960-1990 periodu içinde yıllık yağış miktarının değişimine, ortalamadan sapma değerlerine bakıldı ğında; sürekli bir iniş trendi görülmemektedir. Bu nedenle, normal sayılabilecek bir devirsellik gösteren bu durumu, büyük- 123 - bir tehlikenin işareti olarak değerlendirmenin gereği yoktur. Bununla beraber, Ege Bölgesi için, yağış yetersizliği sorununun arttığı dönemlerdeki olumsuz etkilerini önlemek için teknik çalışmaların hızlanması gerekmektedir. Konu ile ilgili kuruluşların, ortaya çıkabilecek diğer problemleri de gözönüne alarak ortak bir çözüm içini biraraya gelmeleri gereklidir. Nitekim bu amaçla yapılan her çalışmanın, bölgenin tarımsal etkinliklerinin yanısıra diğer sosyal ve ekonomik aktiviteleri açısından da olumlu sonuçlar vereceği inancında yız.- 122 - Ege Bölgesi 'nde kuraklığın zaman içinde gösterdiği değişmelere gelindiğinde, 1960-1990 periodunda bazı yıllarda yağışların ortalamanın altına düştüğü, bazı yıllarda üzerine çıktığı gözlenmiştir. Bunun sonucu olarak 1960-1990 periodunda nemli ve kurak dönemlerin yaşandığı söylenebilir. Standardize yıllık yağış anomalilerine göre kuraklığın ve nemliliğin şidde ti belirlenmiştir. Bunun için de normal frekans dağılımı yönte minden yararlanılmıştır. Buna göre; Ege Bölgesi 'nde su açığının etkili olduğu kurak yıllar 1970, 1972/73 ve 1983/84 yıllarıdır. Nemli yıllar olan 1966/67/68, 1976 ve 1981 yılları ise bölge bütününde hemen hemen su açığının hiç görülmediği yıllara karşılık gelmektedir. Burada dikkat çeken husus, 1960-1990 periodu içinde gö rülen kurak veya nemli yılların İç Batı Anadolu bölümünde 1-2 yıl önce başlaması ve son bulmasıdır. Ayrıca, bu kurak dönemlerde, özellikle bitkilerin yetiş me dönemleri de kapsadığından çeşitli etkinlikler, bilhassa tarımsal etkinlikler açısından kritik dönemler yaşanmaktadır. Ancak, yağış yetersizliği ya da kuraklık sorununun teh likeli boyutlarda olduğunu söyleyebilmek için, yağış tutarları nın uzunca bir periodda daimi iniş trendi göstermesi gerekir. Oysa, Ege Bölgesi için 1960-1990 periodu içinde yıllık yağış miktarının değişimine, ortalamadan sapma değerlerine bakıldı ğında; sürekli bir iniş trendi görülmemektedir. Bu nedenle, normal sayılabilecek bir devirsellik gösteren bu durumu, büyük- 123 - bir tehlikenin işareti olarak değerlendirmenin gereği yoktur. Bununla beraber, Ege Bölgesi için, yağış yetersizliği sorununun arttığı dönemlerdeki olumsuz etkilerini önlemek için teknik çalışmaların hızlanması gerekmektedir. Konu ile ilgili kuruluşların, ortaya çıkabilecek diğer problemleri de gözönüne alarak ortak bir çözüm içini biraraya gelmeleri gereklidir. Nitekim bu amaçla yapılan her çalışmanın, bölgenin tarımsal etkinliklerinin yanısıra diğer sosyal ve ekonomik aktiviteleri açısından da olumlu sonuçlar vereceği inancında yız.- 122 - Ege Bölgesi 'nde kuraklığın zaman içinde gösterdiği değişmelere gelindiğinde, 1960-1990 periodunda bazı yıllarda yağışların ortalamanın altına düştüğü, bazı yıllarda üzerine çıktığı gözlenmiştir. Bunun sonucu olarak 1960-1990 periodunda nemli ve kurak dönemlerin yaşandığı söylenebilir. Standardize yıllık yağış anomalilerine göre kuraklığın ve nemliliğin şidde ti belirlenmiştir. Bunun için de normal frekans dağılımı yönte minden yararlanılmıştır. Buna göre; Ege Bölgesi 'nde su açığının etkili olduğu kurak yıllar 1970, 1972/73 ve 1983/84 yıllarıdır. Nemli yıllar olan 1966/67/68, 1976 ve 1981 yılları ise bölge bütününde hemen hemen su açığının hiç görülmediği yıllara karşılık gelmektedir. Burada dikkat çeken husus, 1960-1990 periodu içinde gö rülen kurak veya nemli yılların İç Batı Anadolu bölümünde 1-2 yıl önce başlaması ve son bulmasıdır. Ayrıca, bu kurak dönemlerde, özellikle bitkilerin yetiş me dönemleri de kapsadığından çeşitli etkinlikler, bilhassa tarımsal etkinlikler açısından kritik dönemler yaşanmaktadır. Ancak, yağış yetersizliği ya da kuraklık sorununun teh likeli boyutlarda olduğunu söyleyebilmek için, yağış tutarları nın uzunca bir periodda daimi iniş trendi göstermesi gerekir. Oysa, Ege Bölgesi için 1960-1990 periodu içinde yıllık yağış miktarının değişimine, ortalamadan sapma değerlerine bakıldı ğında; sürekli bir iniş trendi görülmemektedir. Bu nedenle, normal sayılabilecek bir devirsellik gösteren bu durumu, büyük- 123 - bir tehlikenin işareti olarak değerlendirmenin gereği yoktur. Bununla beraber, Ege Bölgesi için, yağış yetersizliği sorununun arttığı dönemlerdeki olumsuz etkilerini önlemek için teknik çalışmaların hızlanması gerekmektedir. Konu ile ilgili kuruluşların, ortaya çıkabilecek diğer problemleri de gözönüne alarak ortak bir çözüm içini biraraya gelmeleri gereklidir. Nitekim bu amaçla yapılan her çalışmanın, bölgenin tarımsal etkinliklerinin yanısıra diğer sosyal ve ekonomik aktiviteleri açısından da olumlu sonuçlar vereceği inancında yız.- 122 - Ege Bölgesi 'nde kuraklığın zaman içinde gösterdiği değişmelere gelindiğinde, 1960-1990 periodunda bazı yıllarda yağışların ortalamanın altına düştüğü, bazı yıllarda üzerine çıktığı gözlenmiştir. Bunun sonucu olarak 1960-1990 periodunda nemli ve kurak dönemlerin yaşandığı söylenebilir. Standardize yıllık yağış anomalilerine göre kuraklığın ve nemliliğin şidde ti belirlenmiştir. Bunun için de normal frekans dağılımı yönte minden yararlanılmıştır. Buna göre; Ege Bölgesi 'nde su açığının etkili olduğu kurak yıllar 1970, 1972/73 ve 1983/84 yıllarıdır. Nemli yıllar olan 1966/67/68, 1976 ve 1981 yılları ise bölge bütününde hemen hemen su açığının hiç görülmediği yıllara karşılık gelmektedir. Burada dikkat çeken husus, 1960-1990 periodu içinde gö rülen kurak veya nemli yılların İç Batı Anadolu bölümünde 1-2 yıl önce başlaması ve son bulmasıdır. Ayrıca, bu kurak dönemlerde, özellikle bitkilerin yetiş me dönemleri de kapsadığından çeşitli etkinlikler, bilhassa tarımsal etkinlikler açısından kritik dönemler yaşanmaktadır. Ancak, yağış yetersizliği ya da kuraklık sorununun teh likeli boyutlarda olduğunu söyleyebilmek için, yağış tutarları nın uzunca bir periodda daimi iniş trendi göstermesi gerekir. Oysa, Ege Bölgesi için 1960-1990 periodu içinde yıllık yağış miktarının değişimine, ortalamadan sapma değerlerine bakıldı ğında; sürekli bir iniş trendi görülmemektedir. Bu nedenle, normal sayılabilecek bir devirsellik gösteren bu durumu, büyük- 123 - bir tehlikenin işareti olarak değerlendirmenin gereği yoktur. Bununla beraber, Ege Bölgesi için, yağış yetersizliği sorununun arttığı dönemlerdeki olumsuz etkilerini önlemek için teknik çalışmaların hızlanması gerekmektedir. Konu ile ilgili kuruluşların, ortaya çıkabilecek diğer problemleri de gözönüne alarak ortak bir çözüm içini biraraya gelmeleri gereklidir. Nitekim bu amaçla yapılan her çalışmanın, bölgenin tarımsal etkinliklerinin yanısıra diğer sosyal ve ekonomik aktiviteleri açısından da olumlu sonuçlar vereceği inancında yız.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Tavşanlı ilçesinin fiziki coğrafyası

    Physical geography of Tavşanli district

    MÜRİVET KIYMACI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    CoğrafyaKarabük Üniversitesi

    Coğrafya Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZNUR YAZICI

  2. Ege Bölgesi'nde insan sağlığı ve mekân arasındaki ilişkiler (Guatr örneğinde)

    The relationships between the human health and space in the Aegean Region (the Goiter case)

    GÜZİN KANTÜRK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    CoğrafyaDokuz Eylül Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Bölümü

    YRD. DOÇ. DR. HASAN ÇUKUR

  3. Sensitivity analysis of regional climate model COSMO-CLM over Turkey

    COSMO-CLM iklim modelinin Türkiye üzerinde duyarlılık analizi

    ASLI İLHAN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2018

    Meteorolojiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Meteoroloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YURDANUR ÜNAL

  4. Türkiye'de biyoklimatik bölgelerin mekansal analiz yöntemleriyle sınıflandırılması

    Classification of bioclimatic regions in Turkey by spatial analysis methods

    FAZİLET ATASOY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    CoğrafyaÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

    Coğrafya Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ FAİZE SARIŞ