Kükürt dioksit gazının izole sıçan damarı üzerine etkileri
Effects of sulfur dioxide gas on rat vein
- Tez No: 270331
- Danışmanlar: PROF. DR. MEHMET ALİ ONUR
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Biyoloji, Biology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2010
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Biyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 62
Özet
Yapılan çalışmalar, 30 yıl öncesine kadar sadece metabolik atıklar olarak değerlendirmiş olduğumuz nitrik oksit, karbon monoksit ve hidrojen sülfit vb gibi bazı gaz moleküllerinin, bugün gazotransmitterler olarak adlandırdığımız, memelilerde düzenleyici sinyal molekülleri olarak rol alabildiklerini ortaya koymuştur.Kısa bir süre önce kükürt dioksit gazının da memeli damar dokusunun gevşemesini sağlayıp damardaki basıncı bölgesel olarak düzenleyebilen bir gazotransmitter olduğu gösterilmiştir.Bir çok çalışmada, kükürt dioksitin gazotransmitter özelliğini gözlemlemek amacıyla izole edilen sıçan aort damarı üzerinde deneyler yapılmıştır. Bu çalışmada da endoteline zarar verilmeden izole edilmiş sıçan aort damarından elde edilen aortik halkalar in vitro koşullarda bulundukları besleyici sıvı içerisinde kontrol aşamasından sonra kükürt dioksit gazına maruz bırakılmış ve kükürt dioksitin aort kas dokusu üzerindeki gevşetici etkisi gözlenmiştir.Bu çalışmada kükürt dioksit gazının sıçan aort damarı üzerine etkilerinin gözlemlenmesi amacı ile sıçandan torasik aort damarı izole edilmiş, izole edilen aort damarının in vitro koşullar altında kontrol değerleri gözlenmiş, ardından adrenalin ve asetilkolin ortama verilerek kasılma/gevşeme cevapları gözlenmiş ardından kükürt dioksit gazı ortama verilmiş damarın gevşeme cevapları gözlenmiştir.Kontrol kasılma değerleri ortalama 737.8880 ± 6.5702 mg seviyesinde seyrederken, adrenalin uygulanması ile bu değer ortalama 886.4141 ± 102.0153 mg seviyelerine çıkmış ve asetilkolin uygulaması ile ortalama 564.6985 ± 202.3235 mg seviyelerine kadar düşmüştür.SO2 gazı uygulanmasının ardından ise ortalama 560.2162 ± 206.2950 seviyelerinde düşüş gözlenmiştir. İstatistiksel analizlerde bu düşüş %95 güven aralığında kontrol grubu ve adrenalin değerleri ile kıyaslandığında önemli, asetilkolin değerleri ile kıyaslandığında ise önemsiz bulunmuştur.Günümüzde ölüm oranlarının büyük çoğunluğunun hipertansiyon kaynaklı damar rahatsızlıklarına bağlı olduğu düşünülürse, damar dokusunun gevşemesini sağlayan bu ve benzeri moleküllerin tekrarlı deneyler sonucu ortaya konması ve klinik olarak kullanılabilir şekilde geliştirilmesi ilgili hastalıkların tedavisi açısından büyük bir adım olacaktır.
Özet (Çeviri)
Studies showed that, such of gas molecules like nitric oxide, carbon monoxide and hydrogen sulfide etc., which have been considered as only metabolic waste until 30 years ago, can act as regulator signaling molecules in mammals which we call gasotransmitters nowadays.Not a long time ago, it has been indicated that also sulphur dioxide is a gasotransmitter which can regulate mammal vein pressure locally by relaxing vein tissue.In many studies, experiments made on isolated rat aorta due to observe gasotransmitter characteristic of sulphur dioxide. In this study, aortic rings, which have been prepared from isolated endothelium-intact rat aorta, exposed to sulphur dioxide after control stage in nutrient solution that is being kept at in vitro conditions and relaxant effect of sulphur dioxide observed on aorta muscle tissue.In this study, for the purpose of observing effects of sulphur dioxide gas on rat vein, thoracic aorta isolated from rat, control values of this isolated aorta observed in vitro conditions, later on adrenaline and acetylcholine applied and contraction/relaxation responses observed, later on sulphur dioxide applied and relaxation response of aorta observed.Control contraction avarage values are in 737.8880 ± 6.5702 mg ranges, meanwhile after adrenalin applied avarage values rised to 886.4141 ± 102.0153 mg ranges and when acetylcholine applied avearge values increased down to 564.6985 ± 202.3235 mg values.And after SO2 gas administration an increase observed at 560.2162 ± 206.2950 mg ranges in avaerage. With statistical analysis, this increase found significant at %95 confidence interval when considered with control and adrenaline values but not found significant at %95 confidence interval when considered with acetylcholine values.In our day, if we consider that most of mortality rates are based on hipertension dependent cardiovascular diseases, introducing and developing in the useable clinically manner such of these molecules which have vasorelaxant effect on vein tissue, will be a big step from the point of related diseases treatments.
Benzer Tezler
- Kayısı kükürtlemede çalışan işçilerde kükürt dioksit gazının solunum üzerine etkisinin araştırılması
Başlık çevirisi yok
NURHAN KÖKSAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1999
Göğüs Hastalıklarıİnönü ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. H. CANAN HASANOĞLU
- Kayısı kükürtlemede çalışan işçilerde kükürt dioksit gazının, nazal mukosiliyer aktivite üzerindeki etkisinin sakkarin testi ile araştırılması
Başlık çevirisi yok
ZEKİ KAYA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2000
Kulak Burun ve Boğazİnönü ÜniversitesiKulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. ORHAN ÖZTURAN
- Termik santrallerin FGD ünitelerinde kükürt dioksit arıtma veriminin belirlenmesi
Determination of sulfur dioxide removal efficiency in FGD units of thermal power plants
SEMİH ERYILMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Çevre MühendisliğiZonguldak Bülent Ecevit ÜniversitesiÇevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYTEN GENÇ
- Yatağan ve çevresinde morfo-klimatik özelliklerin ortam-insan sağlığı ilişkisi ve çevre eğitimi
Yatağan and it's around morfo-climatic characteristics impact on natural environment-human healty and environment education
SELİN KAMIŞOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2008
CoğrafyaDokuz Eylül ÜniversitesiEğitim Bilimleri Bölümü
YRD. DOÇ. DR. HASAN ÇUKUR
- Kükürt dioksit (SO2) gazının buğday tohumlarındaki içsel hormon sentezi üzerine etkileri
Effect of SO2 the endogenous hormone synthesis wheat seeds
YAŞAR KIRAN