Latince sanat terimleri üzerine karşılaştırmalı bir inceleme: Procopius 'de Aedificiis'
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 27341
- Danışmanlar: PROF.DR. ERENDİZ ÖZBAYOĞLU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Eski Çağ Dilleri ve Kültürleri, Ancient Linguistics and Cultures
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1994
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Latin Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 112
Özet
ÖZET Latince sanat terimlerinin kökbilgisel açıdan ele alındığı ve Yunanca - Türkçe karşılılarının verilmesinin amaçlandığı, bu tez çalışmasında incelenen belli başlı terimler Bizans tarihçisi Procopius' un“De aedificiis”adlı eserinin Latince çevirisinden çıkartılmış ve Yunanca aslı ile karşılaştırılmıştır. Klasik filoloji incelemelerinde temel olan eşzamanlı ve artzamanlı yöntemlere uygun olarak çalışmaların sürdürülmesiyle, sözcüklerin zaman içinde gerek anlam, gerekse ses bakımından geçirdiği değişimler gösterilmiştir. Kökbilgisi, artık, sadece sözcüğün başlangıç noktasıyla en son şeklinin incelenmesinden ziyade geçirdiği bütün evreleri açıklamaya çalışan bir bilim haline gelmiş ve bunun sonucunda anlam bilgisiyle birlikte dilbilimin bir kolu olan sözcük bilgisini ortaya koymuştur. Betimsel anlam bilgisinde sözcüklerin“geçirimli”ve“geçirimsiz”olarak temelde iki ana gruba ayrılması, kökenlerine ulaşılmasında önemli bir yol göstericidir. Geçirimsiz sözcüklerin kökeni, genellikle belli güdülere dayalı olarak, tintinnire (tınlamak), ululare (ulumak) gibi, doğal seslerin yansımasından kaynaklanabilir. Geçirimli sözcüklerde ses ile anlam arasındaki bağ insanların istemine göre biçimlendirilmiştir. Belli temel kavramlardan yeni sözcükler elde edilirken biçimbilgisel güdülerin izleri, özellikle bileşik yapıdaki sözcüklerde açıkça görülür. Bunlar dili konuşanlar tarafından da kolaylıkla çözümlenebilir niteliktedirler (bkz. Ullmann s. 91 vd). Bu 110tür sözcükler çoğunlukla edatla isim, isimle fiil, isimle isim, sıfatla sıfatın birleştirilmesi yoluyla elde edilir ve kendilerini oluşturan sözcük gruplarının anlamlarına göre anlam kazanırlar. Bunun yanı sıra, yine dilin kendi yapısından kaynaklanan bir fiil, bir isim, bir sıfatı temel alarak elde edilen yeni sözcükler vardır. Bu sözcüğün anlamı üretken sözcüğün anlamına bağlı kalmakla birlikte kimi zaman ilk anlamıyla birlikte yada onu tamamıyla ortadan kaldırarak yeni bir anlam edinebilir. Kökeni tam olarak bilinmeyen, belgelenmemiş aedo fiilinden ya da Sanskritçe edhah veya idmah (yakılacak odun) grubu kökeninden geldiği ileri sürülen aedes' in ilk anlamı“ateş ocağı, ateşin yakıldığı yer”dir. Zaman içinde çeşitli anlam kaymalarıyla“bölümleri olmayan tek bir yer”e, imparatorluk döneminde“her türlü yapı”ya işaret eder; en sonunda“tanrının evi, tapmak”anlamlarına ulaşır ve templum ile eşanlamlı kabul edilir. Kaplumbağa için kullanılan testudo, bu anlamıyla birlikte kaplumbağanın bağına olan benzerliğinden dolayı bir yapının üstünü örten üst örtü anlamında da kullanılmıştır. Klasik dönemde Latince üzerindeki Yunan etkisi, bu dilden alman sözcüklerin Latinceleştirilmesiyle azaltılmaya çalışılmışsa da sanat teknik terimlerinin büyük bir bölümü Yunancadır: aula, corona, gynaeceum, machina, nartex, oecus, stadium, sphaera, tholos, xenodochium vb. Yunanlılardan aldıklarım özümseyerek bir bilim dili ortaya koyan Latinler bunun en belirgin örneğim Yunanca'dan Latince'ye geçen belli kavramlardan Yunanca'da olmayan yeni sözcükler elde ederek göstermişlerdir: arca, cisterna, pavimentum vb. 111Latincede cinssiz bir isim olarak kabul edilen metal isimlerinin kökeni tam olarak bilinmemektedir. Evle ilgili sözcüklerin, İtalya'da kent yaşamını Etrüksler düzenlediği için, Etrüks kökenli olduğu ileri sürülmektedir. Kökenleri tam olarak açıklanamayan sözcüklerde başka dillerle gösterdikleri ses benzerlikleri ve anlam yakınlıkları ele alınır. Bu yakınlaşmalar, Latince'nin ait olduğu Hint-Avrupa dil ailesi içinde gerçekleşir. İncelememiz sırasında, pari''nin Sanskritçe, Yunanca, Litvanya dili ve Slavcaya; pictura'nın Sanskritçe ve Slavcaya, alter' in Hititçe'ye, aes' in Got diline olan yakınlıkları ortaya konmuştur.“De aedificiis”in Yunanca ve Latince çevirisine göre sözcüklerin Yunanca karşılıkları verilirken aynı anlamda farklı sözcüklerin kullanıldığı görülür. Buna göre aedes hpov, ve&s, rkfisvos, hKKkt\o(a; aedificium diKodopCa, KTurıs; artifex TexvirrfS, X1O0X&70S; moenia 7repi|3oXoı, tslxos; quadratus TSTpaywpos, rfirp^xXeupos; saxum rârpa, Xtoos; tectum 8poîs, vermiculatum emblema şeklinde ifade edilmiştir. Latince sanat terimlerinin karşılaştırmalı olarak incelendiği bu tez çalışmasında herkes tarafından kabul edilen dilin dural bir olgu olmadığı bir kez daha ortaya konmuştur. 112
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Hitit sanatında lituus tasvirleri
The lituus depictions in the Hittite art
İSMAİL COŞKUN
Yüksek Lisans
Türkçe
2007
ArkeolojiMustafa Kemal ÜniversitesiArkeoloji Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. HATİCE KÜBRA ENSERT
- Alanya Arkeoloji Müzesi'ndeki Türk İslam Dönemi mühürleri
Seals of Turkish-İslamic period in Alanya Archeology Museum
EDA SAKA
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Sanat TarihiAkdeniz ÜniversitesiSanat Tarihi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ LOKMAN TAY
- Bilim tarihinde denizcilik ve navigasyon
Maritime and navigation in the history of science
HATİCE ŞEYMA SELBESOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Bilim ve Teknolojiİstanbul Teknik ÜniversitesiBilim Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYTEKİN ÇÖKELEZ
- Antik Roma yemek kültürü
Food culture of Ancient Rome
EMİNE KAPKA
Doktora
Türkçe
2022
Beslenme ve DiyetetikOndokuz Mayıs ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZLEM GENÇ
- Temsil edilmiş Türk operalarındaki keman ve viyolonsel sololarının yeri
The importance of violoncello and violin solos in performed Turkish operas
GÜLİN ERDEVİREN