Geri Dön

Çocukluk çağı solid tümörlerinde dokuda transforming growth factor -ß1 (TGF-β1), transforming growth factor-ß reseptörleri ve fascinin immunohistokimyasal yöntemle incelenmesi, tanı, remisyon ve eğer gelişirse relapsta serum TGFβ-1 düzeylerinin ölçülmesi ve sonuçlarının prognoz üzerine etkilerinin araştırılması

TGF-β1, tgf b receptor and fascin expression on childhood solid tumors tissues and serum tgf b1 levels on diagnosis, remission and relaps

  1. Tez No: 334185
  2. Yazar: HİKMET GÜLŞAH TANYILDIZ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. GÜLSAN YAVUZ
  4. Tez Türü: Tıpta Yan Dal Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Çocukluk çağı kanserleri, TGF-ß, TGF-ß reseptör, fascin, prognoz, Childhood cancers, TGF-ß, TGF-ß receptor, Fascin, Prognosis
  7. Yıl: 2013
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Onkoloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 93

Özet

Çocukluk çağının 66 değişik solid tümörlü olgularında, serumda TGF-ß düzeyi ve dokularda TGF-ß, TGF-ß reseptör ve fascin düzeyleri çalışıldı. Yaşları 5-205 ay arasında değişen olguların 25?i kız, 41?i erkekti. Solid tümörlerin histopatolojik dağılımda, 12 (%18) nöroblastom, 17 (%26) osteosarkom, 14 (%21) Ewing sarkom, 15 (%23) rabdomiyosarkom ve son olarak 8 (%12) nadir görülen solid tümörlü olgunun olduğu görüldü. Tüm gruplarda ilk tanıda serumda anlamlı olarak TGF-ß düzeyi yüksek saptandı (p:0.015). Remisyonun sağlanması ile birlikte tüm hasta gruplarında serum TGF-ß düzeyleri düştü ve bu fark istatistik olarak da anlamlı bulundu (p:0.008). Tüm hasta gruplarında relaps geliştiğinde serum TGF-ß düzeylerinin yeniden yükseldiği görüldü. Ancak yükselen serum TGF-ß düzeylerinin relapsta ilk tanı düzeylerine ulaşmadığı belirlendi. Burada dikkati çeken husus sadece Ewing sarkom grubunda serum relaps TGF-ß değerlerinin nöroblastom, rabdomiyosarkom ve osteosarkom gruplarına göre daha yüksek değerlerde ölçülmesidir. Tümör dokuları TGF-ß reseptör ekspresyonu açısından değerlendirildiğinde, TGF-ß reseptör pozitifliğinin metastatik hastalık ve ileri evre ile beraberliği dikkat çekiciydi. Gruplar arasında alveoler histopatolojideki rabdomiyosarkom olgularının %88?inin TGF-ß reseptörü taşıdığı ve alveoler histopatoloji birlikteliğinde TGF-ß reseptör pozitifliğinin olumsuz prognostik belirteç olduğu düşünüldü. Yine TGF-ß reseptör pozitifliğinin hem tanıda ve hem de ikinci cerrahiden sonraki dokularda değerlendirilmesinin hastaların klinik izleminde önemli, prognoz açısından yol gösterici olduğu anlaşıldı. Çocukluk çağı solid tümörlerinde, fascin dokularda skorlanarak değerlendirildiğinde tanı fascin total skoru >4 olduğunda hastalarda relaps riskinin arttığı görüldü ve yüksek tanı fascin skorunun TGF-ß reseptör ekspresyonunda olduğu gibi rabdomiyosarkom grubunda kötü histopatoloji ile birlikteliğine dikkat çekildi. Tüm bu sonuçlardan yola çıkılarak çocukluk çağında solid tümörlü olgularında ilk kez serumda TGF-ß ve dokularda TGF-ß, TGF-ß reseptör ve fascin gibi prognostik önemi olan belirteçlerin varlığından bahsedilmiştir. Çocukluk çağı tümörlerinin ileri evrede tanı almaları ve metastatik hastalık eğilimlerinin yüksek olduğu göz önüne alındığında TGF-ß, TGF-ß reseptör ve fascin ekspresyonlarının, tümörün patogenezinde ve prognozunu belirlemede önemli bir yere sahip olduklarını düşünmekteyiz.

Özet (Çeviri)

Serum and tissue levels of TGF-ß, TGF-ß receptors and fascin were studied in 66 different childhood solid tumors. 25 female and 41 men patients having an age group between 5 and 205 months were enrolled to the study. Histopathological distribution pattern of solid tumurs was composed with 12 (%18) neuroblastoma, 17 (%26) osteosarcoma, 14 (% 21) Ewing sarcoma, 15(% 23), rhabdomyosarcoma and 8 (%12) solid tumors rarely seen. Serum TGF- ß levels were higher significantly in all groups at first diagnostic work up (p:0.015). After remission period TGF-ß levels were decreased in all cases and found significant statistically (p:0.008). In case of relapse periods, TGF-ß levels were increased again but this increasing rates did not reach the levels at first diagnosis. In Ewing sarcoma cases, serum TGF-ß levels at relapse period were higher than levels of patients included in neuroblastome, rhabdomyosarcoma and osteosarcoma groups. Positiveness of TGF-ß receptor was associated with metastatic and late stage diseases. Rhabdomyosarcoma cases showed alveolar histopathology were having TGF-ß receptors with a ratio of % 88 and this was considered as a poor prognostic factor. In addition, we understood that TGF-ß receptor positiviness was also a useful prognostic marker for patients follow up at both diagnosis and after secondary surgical interventions. When tissue levels of fascin were scored in childhood solid tumors, fascin scores higher than 4 at diagnosis were associated with increased risk of relapse. High scores of fascin levels at diagnosis were also related with poor histopathology in rhabdomyosarcoma group like TGF-ß receptor expression. By the help of all these results this is first time mentioned about serum and tissue levels of TGF-ß and TGF-ß receptor s and fascin values for prognostic markes in childhood solid tumors. When we consider the late stage diagnostic course and malignant behaviour of childhood solid tumors we thought that TGF-ß, TGF-ß receptor and fascin expression were an important indicator for determining the pathogenesis and prognosis of tumors.

Benzer Tezler

  1. Çocukluk çağı akut lösemi ve malign lenfomalarında anjiyogenezisin serumda ve dokuda araştırılması

    Serum amd tissue vascular endothelial growth factor (VEGF) levels in children with acute leukemia and malignant lymphoma

    HANDAN UĞUR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    OnkolojiAnkara Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. GÜLSAN YAVUZ

  2. Çocukluk çağı solid tümörlerinde kanser kök hücre belirteci olarak Piwil2 ekspresyonunun araştırılması ve Piwil2'nin biyomarker olarak kullanılabileceğinin gösterilmesi

    Investigation of Piwil2 expression as a cancer stem cell marker and demonstration of its availability as a biomarker in solid tumors of childhood

    YILMAZ SEÇİLMİŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıErciyes Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSA KARAKÜKCÜ

  3. Çocukluk çağı solid tümörlerinde retinoik asitin PI3K/AKT ve RAS/MAPK yolakları üzerine etkisinin western blot yöntemi ile saptanması

    Determining the effect of retinoic acid on PI3K/AKT and RAS/MAPK pathways on childhood solid tumors by using western blot

    ÖZDE ELİF GÖKBAYRAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    OnkolojiDokuz Eylül Üniversitesi

    Temel Onkoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SAFİYE AKTAŞ

  4. Çocukluk çağı solid tümörlerinde aminoasit düzeyleri

    Başlık çevirisi yok

    MELTEM PELİT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1994

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıGazi Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

  5. Çocukluk çağı solid tümörlerinde doksorubisine bağlı kardiyotoksisitede RARG rs2229774,SLC28A3 rs7853758 ve UGT1A6 *4 rs17863783 genlerinin rolü

    Başlık çevirisi yok

    ABDULLAH GÜNDÜZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıMersin Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DERYA KARPUZ

  6. Solid tümörlerde serum laktik dehidrogenaz ve izoenzimlerinin değeri

    Başlık çevirisi yok

    TÜLAY ERKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1992

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İNCİ YILDIZ