Geri Dön

Yeni doğan taylarda görülen yetersiz bağışıklık sendromlarını engellemek amaçlı gebe kısraklara verilen bağışıklık uyarıcılarının etkilerinin değerlendirilmesi

Evaluation of effects of the immuno-stimulants which was given to pregnant mares to overcome the passiive trasfer failure in neonatal foals

  1. Tez No: 503753
  2. Yazar: GÜNEŞ SÖNMEZ ÇEŞME
  3. Danışmanlar: PROF. DR. HAYRİ EKİCİ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Veteriner Hekimliği, Veterinary Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Doğum ve Reprodüksiyon Hastalıkları (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 55

Özet

Taylarda doğumu takiben her ne kadar 3. haftadan sonra bağışıklık sistemi fonksiyonel olmaya başlasa da 4.-5. aylara kadar tam olarak gelişmediği için anneden kolostrum yoluyla alınacak pasif bağışıklık düzeyi çok önemlidir. Çalışmamızda annelere doğal veya kimyasal kökenli immun uyarıcılar verilerek anneden taya geçen pasif bağışıklık yetersizliğinin önüne geçilmesi amaçlandı. Bunun için kısraklara gebeliklerinin son döneminde belirlenen immun uyarıcılar; Ekinezya purpurea (Ep), Hümik+Fülvik Asit (HFA) ve Parapoxvirus ovis virus (Orf) verilerek, kısrakta immun artış olup olmadığı, seviyesi ve aynı immunitenin kolostruma yansıması tespit edildi. Doğumu takiben de kolostrumu emen taylarda gelişen immünite ölçüldü. Çalışmada tüm gebelikleri boyunca takip edilen kısraklardan rastgele seçilen 3-24 yaşlı 107 kısrak arasından dört grup oluşturuldu. Çalışmadaki kısrakların tamamından gebeliklerinin 300. gününde kan alındı. Kan serumundaki bağışıklık seviyelerini tespit etmek üzere Cluster of differentition 4 (CD4) markır ölçümleri akış sitometrisi (ASM) ile ölçüldü. Daha sonra birinci gruba (n:31) Ep, ikinci gruba (n:30) HFA doğuma kadar geçen sürede ortalama otuz gün süre ile verildi, üçüncü gruba (n:30) Orf ilk ölçümleri takiben 0., 2., ve 9. günlerde olmak üzere üç doz olarak yapıldı. Dördüncü grup (n:16) ise kontrol grubu olarak takip edildi. Uygulamaya başlandıktan sonraki 10., 20. ve doğumun olduğu günlerde kan alınarak CD4, Immunoglobulin G (IgG) markır ve CD4 + IgG ölçümleri yapıldı. Doğumu takiben tay anneyi emmeden kolostrum alınarak Brix Refraktometresi (BRM) ile kolostrum kalitesi ölçüldü. Yeni doğan taylardan anneyi emmeden önce ve emmeyi takiben 12. saatlerde alınan kanlardan ASM ile IgG değerleri ölçüldü. Ayrıca tayda kolostrum alınımını takiben 8-12 saat arasındaki IgG seviyeleri kan serumundan refraktometre ile serum total protein (sTP) tayini ile yapıldı. SPSS kullanılarak Ep, HFA, Orf ve Kontrol gruplarından elde edilen sonuçlara göre yapılan Tek yönlü Anova testinde sadece 0. gün alınan örneklerin CD4 değerleri ve IgG değerleri bakımından gruplar arasında istatiksel fark saptandı. Kolostrum kalitesi açısından istenilen değerler (>20gr/lt) üzerinde bulunma yüzdesine bakıldığında en yüksek grup Orf grubu oldu, onu Ep ve HFA takip etti en düşük grup kontrol grubu idi. Taylarda SRM ile sTP ölçümlerine baktığımızda ise en yüksek istenilen değer (4,4 gr/100ml) görülme oranı Ep grubunda olurken, onu HFA ve Orf grupları takip etti. Kontrol grubu en düşük grup idi. Tüm bu sonuçlara göz önüne alındığında kısraklar bakımından başlangıçda bağışıklığı en yüksek grup kontrol grubu olmasına rağmen immun uyarıcıların verilmesi ile diğer grupların aynı bağışıklığı yakaladığı ve üstüne çıktığı görüldü. Doğum esnasında konrol grubunda doğum stresi ile bağışıklık seviyeleri düşerken diğer gruplarda düşmemesi bize immun uyarıcıların doğum stresi ile oluşan bağışıklık kaybının önüne geçtiğini düşündürdü. Kolostrum kalitesi ve taylardaki bağışıklık düzeylerine bakıldığında ise kontrol grubunun en düşük seviyelerdeki grup olması bize immun uyarıcıların etkili olduğunu ortaya koydu. İmmun uyarıcı verilen grupların arasında önemli bir fark olmadığı için kullanım şekli, dozu, pratikliği ve maliyetini göz önüne alarak immun uyarıcı tercihinin işletmenin imkanlarına göre yapabileceği kanaatine varıldı.

Özet (Çeviri)

In foals, because of, even thought after 3rd week starts functioning, immune sytem does not totally progress untill 4-5th mounts, the level of passive immunity from colostrum of the mare is very important. In our study it was aimed to overcome the faliure of passive transfer by giving mares natural or chemical immunostimulants. For this Echinecea purpurea (Ep), humic + fulvic asids (HFA) and Parapox ovis virus (Orf) was given to mares at their last period of pregnancy as immunostimulants and their effects was evaluated as in mares for if the immunity increases, its amount, if the immunity reflects to colostrum was determined. After birth the immunity in foals that sucks their mother was evaluated. In our study among 107 mares between 3-24 ages that was monitored through their pregnancies 4 group was made. From all of the mares that are in the study blood samples were taken at 300th day of their pregnancy. To determine the imune level in blood serums Cluster of Differentiation 4 (CD4) marker evaluations was done with flow cytometry (ASM). After that to first group (n:31) Ep, second group (n:30) HFA was given till birth, avarage of 30 days was given, to third group (n:31) Orf was injected at days 0., 2. and 9. days as 3 doses after blood samples were taken. To the forth group (n:16) nothing was given and the group was monitored as Control group. After aplications started at 10., 20. and birth days blood samples were taken and CD4, Immunoglobulin G (IgG) markers and CD4+IgG evaluations were done. After birth before foals sucks their mothers colostrums were taken and their quality was measured with Brix Refractometer (BRM). In neonatal foals blood samples were taken from foals before and 12 hours after sucking their mother and evaluated with ASM for IgG. Also in neonatal foals 8-12 hours after colostrum digestion levels of IgG was determined from blood serums with serum refractometer (SRM) total serum protein levels. According to the results gained from Ep, HFA, Orf and Control groups oneway ANOVA test was performed using SPSS, statical difference was only in diference between CD4 and IgG values at day 0. As colosrum quality evaluations required value (>20 gr/lt) seen percentace was highest in Orf group, it was fallowed by Ep and HFA, the lowest was in control group. When we evaluated the sTP levels measured by SRM highest required value (4,4 gr/100ml) seen was in group Ep and it was followed by HFA and Orf groups. Control group was the lowest group. When we take all these results in considirationin mares even though at begining the highest immunity was in control group, after immunostimulants were given it was seen that the other groups also achieved the same immunity and go over it. At birth in control group with foaling stress imunity was decreased but in other groups it did not, that made us think about immunostimulants has over come the immunity lost in foaling by foaling stress. When colostrum quality and immunity in foals was evaluated seeing control group as the lowest group in both has stated that immun stimulants were effected. There was no significant difference between groups so we decided that choosing immune stimulants can be done according to management oppinion.

Benzer Tezler

  1. Rhodococcus equi vapa geninin rekombinasyonu, proteinin saflaştırılması ve aşı hazırlanması

    Recombination of rhodococcus equi vapa gene, purification of protein and vaccine preparation

    GÖKÇENUR SANİOĞLU GÖLEN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    BiyoteknolojiSelçuk Üniversitesi

    Mikrobiyoloji (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. OSMAN ERGANİŞ

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ASLI SAKMANOĞLU

  2. Gözenekli bazı doğal taşların fiziksel bozundurma koşulları altında yapısal ve termal özelliklerindeki değişimlerin incelenmesi

    Analysis of the changes in structural and thermal properties of some porous material stones under physical weathering conditions

    HİLAL ÖZER TOKLU

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2018

    Maden Mühendisliği ve MadencilikSüleyman Demirel Üniversitesi

    Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İBRAHİM UĞUR

  3. İzmir-Menderes yöresi pomza cevherinin kullanımına yönelik teknolojik özelliklerinin araştırılması

    Determination of the technological properties of the İzmir-Menderes pumice ores as an industrial mineral

    ECE KILINÇ AKSAY

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Maden Mühendisliği ve MadencilikDokuz Eylül Üniversitesi

    Maden Mühendisliği Bölümü

    PROF. DR. ALİ AKAR