The man who would be caliph: The evolving life-story of Abū 'Ubaydah b. al-Jarrāḥ
Neredeyse halife olan sahabe: Ebu Ubeyde b. El-cerrah'ın dönüşen hayat hikayesi
- Tez No: 508673
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ABDURRAHMAN ATÇIL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Din, Tarih, Religion, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2018
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Şehir Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 177
Özet
Peygamberin vefatı üzerine Ebu Bekir'in İslam toplumuna liderlik etmesi için iki aday gösterdiği rivayet edilir: Ömer ve Ebu Ubeyde b. el-Cerraḥ. En nihayetinde Ebu Bekir'in kendisi seçildi ve kendinden sonra halife olması için Ömer'i atadı. Rivayetlere göre Ömer daha sonra şöyle dedi: eğer Ebu Ubeyde daha uzun yaşamış olsaydı, onu üçüncü halife olarak atardım. Ebu Bekir ve Ömer'in halife olması için Ebu Ubeyde'ye verdikleri söylenen bu destek, Sünni kimliğin temel yönlerinden biri olan“makamı en yüksek sahabeler, halifeliğe geldikleri sıra hasebiyle; ilk dört halifedir (Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali)”fikri ile çelişiyor gibi görünüyor. Ancak, sorunlu olabilecek içermelerine rağmen, bu rivayetler nakledilmeye devam edildi. Bu tez çalışması, Sünni tarihçilerin bu raporları neden aktardıklarını, bunları nasıl yorumladıklarını ve Ebu Ubeyde'nin mirasını nasıl anladıklarını araştırmaktadır. Bu tez, 3'üncü/9'uncu ve 10'uncu/16'ıncı yüzyıllar arasında Sünni tarihçilerin Ebu Ubeyde hakkında yazdıkları 50 biyografik kaydı analiz etmektedir. Bu araştırmada, kayıtların çoğunun bu raporlardan en az birini içerdiği ve bu rivayetlerin nakledilme oranının zaman içerisinde arttığı görülmektedir. Fakat aynı tarihçilerin çoğu, sahabe makamlarının sıralamasında Sünni doktrini açıkça desteklemiştir. Yerleşik doktrine uymayan rivayetleri nakletmeye razı olmaları Sünni tarihyazımının bir dereceye kadar doktrinin dış baskısına karşı dirençli olduğunu gösteriyor, fakat aynı zamanda bu tür rivayetlerin teolojik içermelerini incelemeye isteksiz olmaları da diğer bir açıdan Sünni tarihyazımının teolojik baskılardan tamamen yalıtılmış olmadığını gösteriyor. Bu araştırmanın ehemmiyeti, sadece Müslümanların ilk halifesi olabilecek bir sahabenin şimdiye dek hafife alınmış mirasını açıklığa kavuşturmakta değil, aynı zamanda Sünni tarihçiler tarafından sorunlu rivayetlerle başa çıkmak için kullanılan yorumlayıcı araçlara da ışık tutmakta ve İslam düşüncesinde, tarihyazımı ve teolojinin arasındaki dinamik ilişkiyi incelemektedir.
Özet (Çeviri)
Upon the death of the Prophet, Abū Bakr reportedly nominated two candidates to lead the Islamic polity: 'Umar and Abū 'Ubaydah b. al-Jarrāḥ. Ultimately Abū Bakr himself was chosen, and he appointed 'Umar as caliph after him. Later, 'Umar reportedly remarked that had Abū 'Ubaydah lived longer, 'Umar would have appointed him as third caliph. The reports that document Abū Bakr and 'Umar's alleged support for Abū 'Ubaydah's caliphate seem to contradict foundational aspects of Sunni identity, namely that the best Companions are the first four caliphs (Abū Bakr, 'Umar, 'Uthmān, and 'Alī) by virtue of their receiving the caliphate in that order. However, despite their problematic implications, these reports continued to be narrated. This thesis studies why Sunni historians narrated these reports, how they interpreted them, and how they understood Abū 'Ubaydah's legacy. It analyzes about fifty biographical entries on Abū 'Ubaydah from Sunni historians of the 3rd/9th to the 10th/16th centuries. The study finds that a majority of entries narrate at least one of these reports, and that the rate of narration increases over time. However, many of these same historians also explicitly supported the Sunni doctrine on ranking Companions. They were willing to narrate reports that did not fit established doctrine - suggesting that Sunni historiography was to some degree resilient to the external pressure of doctrine - but they were unwilling to explore the theological implications of such reports - suggesting that in other respects, Sunni historiography was not fully insulated from theological pressures. The issue is important not just because it clarifies the hitherto-understated legacy of a man who nearly became Islam's first caliph, but also because it sheds light on the interpretative tools Sunni historians deployed to deal with problematic reports, and explores the dynamic between historiography and theology in Islamic thought.
Benzer Tezler
- Abbasîlerin ilk döneminde Bağdat'ta siyasi ve sosyal durum (145-232/762-847)
Abbasids the first in the period in Bagdat political and social situation (145-232/762-847)
NURULLAH PAZAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
DinÇukurova Üniversitesiİslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ALİ HATALMIŞ
- Tasavvufun tasarıma etkisi: Osmanlı tasarım düşüncesinin bazı boyutları ve rönesans italyasıyla mukayesesi
The effect of sufism on design: Some aspects of ottoman design thought and its comparison with renaissance italy
NAZENDE YILMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
DinÜsküdar ÜniversitesiTasavvuf Kültürü ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MUHAMMED BEDİRHAN
- Âyetlerin te'vilinde zamanın tağayyürü (Kevnî âyetler örneği)
The change of time in the internpretation of the verses (Verses about becoming)
ZEHRA BAYAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
DinBayburt ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ABDUSSAMET VARLI
- Kur'ân'da şeytani dürtüleri ortaya çıkaran sebeplerin tahlili
Analysis of the causes that reveal satanic impulses in the Qur'an
RÜVEYDE DİNÇ KAMAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
DinKafkas ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MUHAMMET KARA