Avrupa Birliği'nin Akdeniz'deki demokrasi teşviki politikaları: Mısır örneği
European Union's democracy promotion policies in the mediterranean: The case of Egypt
- Tez No: 534717
- Danışmanlar: PROF. DR. ÇAĞRI ERHAN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, demokratikleşme, demokrasi teşviki, Akdeniz, Mısır, European Union, democratization, democracy promotion, Mediterranean, Egypt
- Yıl: 2018
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 306
Özet
Soğuk Savaş sonrasında AB, demokrasi teşvikinin önemli aktörlerinden biri olarak ortaya çıkmıştır. Akdeniz bölgesi, AB'nin demokrasi teşviki faaliyetleri yürüttüğü bölgelerin başında gelmektedir. Ancak yakın bir incelemede görülebileceği üzere, AB'nin bölgedeki demokrasi teşviki faaliyetleri başta serbest ve adil seçimler olmak üzere politik alanın demokratikleşmesine yönelik faaliyetler olmaktan çok ekonomik alanın liberalleştirilmesine ve politik alanın yalnızca belirli reformlar üzerinden örneğin kadın ve çocuk hakları gibi otoriter rejimlerin varlığını tehdit etmeyen türden reformlar, sınırlı bir şekilde liberalleştirilmesine yönelik faaliyetlerdir. Genel olarak AB'nin Akdeniz'in güneyine yönelik demokrasi teşviki stratejisi otoriter rejimleri karşısına almaktan çok onlarla iş birliğine gitmeye dayalıdır. Bu durumun temel sebebi AB'nin bölgede yaşamış olduğu demokrasi-istikrar ikilemidir. Bölgede gerçekleşecek bir demokratik kırılmanın sonucunda bölgenin zaten hassas olan istikrarının bozulacağı düşüncesi ve aynı zamanda bölgenin otoriter rejimleriyle sürdürülen iş birliğinin bozulacağı düşüncesiyle AB, bölgede yürütmüş olduğu demokrasi faaliyetlerinin içeriğinde önemli bir kısıtlamaya gitmiştir. Bölgede gerçekleşmesi muhtemel serbest ve adil seçimlerden en çok fayda görecek tarafın siyasal İslamcılar olması, AB'yi Akdeniz'de demokrasi teşviki konusunda iki kez düşünmeye itmektedir ve bu da AB'nin demokrasi teşviki konusundaki iddialı retorik ve uygulamalar arasında farklılıklar doğmasına yol açmaktadır. AB'nin siyasal İslam'ı özellikle istikrara yönelik bir tehdit olarak görmesi Soğuk Savaşı sonrası yaşanan iki olayın da etkisiyle şekillenmiştir, bu iki olay 1991 Cezayir seçimlerini siyasal İslamcı FIS'in kazanması ve sonrasında gerçekleşen darbe ve iç savaş ile 2006 Filistin seçimlerini siyasal İslamcı Hamas'ın kazanmasıdır. AB'nin Akdeniz'in güneyine yönelik sınırlı demokrasi teşviki politikalarının, söz konusu politikaların hedefi olan ülkelerde kayda değer bir demokratikleşme yaratmadığı açıktır. Dahası, AB politikalarının bölgenin otoriter rejimlerinin güçlenmesine hizmet ettiğini savunmak yanlış olmaz. Bu durumun en önemli sebebi AB'nin de teşvikiyle yürütülen limitli politik reformların bölgedeki otoriter rejimlerin hayatta kalma stratejileriyle uyumlu olmasıdır. Ayrıca AB'nin demokrasi teşviki araçları olan Barselona Süreci ve Komşuluk Politikası kapsamında yapmış olduğu maddi yardımların doğrudan bütçe desteği şeklinde yapılması da otoriter rejimlerin elini rahatlatır niteliktedir. Son olarak, AB'nin dahliyle bölge ülkelerinde gerçekleştirilen başta özelleştirmeler olmak üzere ekonomik liberalleşme politikaları toplumsal dengeleri rejim elitleri veya rejim yanlısı elitler lehine bozduğundan dolayı Akdeniz'in güneyinde demokratikleşmenin aleyhinde etki yapmaktadır. Örnek ülke Mısır'a yönelik demokrasi teşviki faaliyetleri, AB'nin bölge genelindeki demokrasi teşviki faaliyetlerini aynı şekilde yansıtmaktadır. Demokrasi-istikrar ikileminde istikrardan yana olan AB, Hüsnü Mübarek iktidarı boyunca demokrasi teşviki faaliyetlerinin içeriğinde önemli bir kısıtlamaya gitmiş ve ağırlığı ekonomik liberalleşme politikalarına vermiştir. Dahası, Mısır'da gerçekleşen insan hakları ve demokratik prensiplerin ihlal edilmesi göz ardı edilmiş ve herhangi bir yaptırım veya koşulsallık uygulanma yoluna gidilmemiştir. Retoriksel düzeyde olan değişime rağmen, Arap Baharı sonrasında da Mısır'da AB'nin demokrasi-istikrar ikilemine olan bakış açısı değişmemiştir ve otoriter yönetim altında var olduğu iddia edilen istikrarın korunmasına yönelik politikalar izlenmeye devam edilmiştir.
Özet (Çeviri)
The EU has emerged as a prominent democracy promotion actor after the Cold War. The Mediterranean region is one of the pivotal areas of democracy promotion for the EU. However, upon closer inspection, the EU's democracy promotion activities on the region are not based on the democratization of the political space through free and fair elections but instead it puts emphasis on the liberalization of the economic space and also on limited political reforms such as women's and children's rights that do not threaten the existence of authoritarian regimes. In general, the EU's democracy promotion strategy towards the southern part of the Mediterranean is based on cooperating with the authoritarian regimes of the region, instead of opposing them. The main reason for this is the democracy-stability dilemma that the EU faces in the region. For the fear that a democratic watershed in the region would disrupt the stability in an already volatile region such as the South Mediterranean and also for the fear that the cooperation with the authoritarian regimes of the region would be disrupted, the EU has drastically reduced the extent of her democracy promotion activities in the region. The fact that the party that would benefit most from free and fair elections taking place in the region are political Islamists, makes the EU think twice about the promotion of democracy in the Mediterranean and this in return leads to a cleavage between the ambitious rhetoric of the EU and the actual practice. Two events after the Cold War has shaped the EU's perception of political Islam as a threat: the victory of the Islamist FIS in the 1991 elections of Algeria and the subsequent civil war, and the victory of Islamist Hamas in 2006 Palestinian Elections. It is obvious that the EU's limited democracy promotion campaign towards the Southern part of the Mediterranean has not lead to substantial democratization in the region. Moreover, it is actually possible to argue that EU policies help strengthen the authoritarian regimes of the region. The most important reason for that is related with the fact that EU's limited political reform agenda in the region is compatible with the survival strategies of the authoritarian regimes of the region. Also, the way that the EU transfers aid to the regimes of the region through direct budget support provides relief for the said regimes. Finally, the economic liberalization policies, particularly privatization, that are being conducted with the involvement of the EU, disrupts the balance in a society for the benefit of regime elites or regime favoring elites, which in return acts against democratization. Democracy promotion activities in the case country Egypt fully reflects the region wide democracy promotion activities by the EU. The EU, who favored stability in the democracy-stability dilemma, drastically reduced the extent of her democracy promotion activities and instead leaned towards economic liberalization during the entire rule of Hosni Mubarak. Moreover, violations of human rights and democratic principles that took place in Egypt were ignored and tolerated without appealing to any kind of sanctions or conditionality. Despite the rhetorical change, the EU's stance towards democracy-stability dilemma has not changed after the Arab Spring and the policies towards upholding the authoritarian rule that supposedly provides stability, has continued.
Benzer Tezler
- Military and democracy in Turkey and algeria: The success or failure of EU's mediterranean policy
Türkiye ve Cezayir'de ordu-demokrasi ilişkisi: AB'nin Akdeniz politikasının başarı ya da başarısızlığı
AYŞE ASLIHAN ÇELENK
Yüksek Lisans
İngilizce
2003
Kamu Yönetimiİhsan Doğramacı Bilkent ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DR. AYLİN GÜNEY
- The Kurdish question in Turkey from the European Union perspective
Avrupa Birliği perspektifinden Türkiye'deki Kürt sorunu
MEHMET ALİ GÖNGEN
Yüksek Lisans
İngilizce
2012
HukukAkdeniz ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. WOLFGANG VOEGELİ
YRD. DOÇ. DR. RAMAZAN İZOL
- Avrupa Birliği süresince Kıbrıs meselesi
Başlık çevirisi yok
BARAN GÜRSES
Yüksek Lisans
Türkçe
2004
Uluslararası İlişkilerGazi ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TÜREL YILMAZ
- Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde bir kamu diplomasisi enstrümanı olarak medyanın rolü: TRT World örneği
The role of the media as an instrument of public diplomacy in Turkey's European Union membership process: The case of TRT World
EMRAH BUDAK
- 1950'den günümüze Türkiye ve dünyada ekonomi-siyaset ilişkisi
The relations between economy and politics in Turkey and in the world from 1950 until today
ALİ HAYDAR OLCAYTO
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Siyasal BilimlerAkdeniz ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ RAMAZAN İZOL