Endemik guvatr etiyopatogenezinde iyod, selenyum, bakır ve çinko düzeylerinin önemi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 60269
- Danışmanlar: DOÇ. DR. METİN ÖZATA
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1997
- Dil: Türkçe
- Üniversite: GATA
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 53
Özet
VI. ÖZET Endemik guvatrm ülkemizde yapılan baza çalışmalarda %9.2 ila %72.4 gibi yüksek bir prevalansa sahip olduğu gösterilmiş olmasına rağmen etiyopatogenezi ile ilgili yeterli çalışmalar yapılmamıştır. Yapılan bazı çalışmalarda daha çok içme sularında; toprak veya gıda maddelerindeki iyod içeriği çalışılmış, ancak doğrudan idrar iyod ölçümleri esasına dayanan geniş çalışmalar yapılmamıştır. Ayrıca son zamanlarda endemik guvatr gelişiminde selenyum (Se), bakır (Cu) ve çinkonun (Zn) rolü olduğu ileri sürülmüştür; ancak bu konuda da ülkemiz için hiçbir veri yoktur. Bu konuya açıklık getirmek amacıyla 105 erkek ötiroid guvatr hastası (yaş=22.25±0.19 ile) bunlara yaşadıktan bölgece ve yaşça uygun sağlıklı 84 erkekten oluşan kontrol grubu (yaş=21.81±0.28) çalışmaya dahil edildi. Hasta ve kontrol grubunda 24 saatlik idrarda iyod miktarı iyonmetre cihazında; Se, Cu ve Zn düzeyleri ise atomik absorpsiyon yöntemi ile ölçüldü. Hasta grubunda idrar iyod düzeyleri (38.7+2.26 (ig/gün) kontrol grubundan (50.73+2.56 ug/gün, P=0.001) anlamlı olarak düşük bulundu. Zn değerleri de hasta grubunda (1.04±0.03 ug/ml.) kontrol grubuna (1.16+0.02 ug/ml., P=0.001) göre anlamlı olarak düşük bulundu. Se ve Cu düzeyleri açısından gruplar arasında anlamlı bir faklılık bulunamadı. Guvatrh olgular diflıiz (n=56) ve nodüler guvatrh (n=49) olarak ayrılıp (İyod, Se, Cu ve Zn açısından) karşılaştırıldığında anlamlı bir farklılık bulunamadı. Hastalar coğrafi bölgeye göre incelendiğinde ise tüm bölgelerde yetersiz olmakla birlikte özellikle Karadeniz, Ege ve Akdeniz bölgelerinde belirgin iyod yetersizliği olduğu saptandı. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise çinko yetersizliği de saptandı. Çalışmamızda sonuç olarak Türkiye'de gerek endemik guvatr olgularında, gerekse normal popülasyonda orta derecede bir iyod yetersizliği olduğunu, bazı bölgelerdeki anlamlı düzeyde olan Zn eksikliğinin endemik guvatr etiyopatogenezinde rolü olabileceğini; öte yandan Se ve Cu'nun ülkemizde endemik guvatr etiyopatogenezinde rolleri olmadığı göstermiştir. 43
Özet (Çeviri)
VII. SUMMARY Although the endemic goiter has been shown to have high prevalances such as 9.2% - 72.4% in Turkey, there isn't enogh studies explaining the etiopathogenesis of it satisfactorily. There are some studies on the content of iodine in soils, drinking water and food stuff. However daily urinary excretion of iodine in goitrous people haven't been studied. Selenium (Se), Copper (Cu), and Zinc (Zn) have also been suggested to have roles in goitrogenesis recently. No data on the subject exists for Turkish population. We studied on 105 male euthyroid goiter (mean age 22.25+0.19) and on 84 healthy male controls with matching ages (mean age 21.81+0.19). Their regions were also correspondent with the patient group. Iodine concentrations were determined by ionometric method by atomic absorbtion method in both groups. Daily urinary iodine excretion was determined to be significantly lower in the patient group (38.7±2.26 ug/day) than that of controls (50.73±2.56 ug/day, P=0.001). Plasma Zinc concentrations were also determined to be significantly lower in patient group (1.04±0.03 ug/ml.) than that of controls (1.16+0.02 ug/ml., P=0.001). No significant difference was determined in Se and Cu concentrations between the patient and control groups. More profound iodine deficiency was determined in patients from Blacksea, Aegean, and Mediterranean regions in regional analyses. Zinc was also significantly deficient in the patients from Southeast and Central Anatolia. In conclusion, our study discloses a moderate iodine deficiency in both endemic goiter cases and control subjects throughout in all Turkey, which indicates the important role of iodine deficiency in the etiopathogenesis of endemic goiter in the country. Zinc deficiency may also contribute to the pathogenesis in some regions. Selenium and Copper don't seem to have any role in the etiopathogenesis of endemic goiter in Turkey. 44
Benzer Tezler
- Türkiye'nin değişik coğrafi bölgelerinde ötiroid guatr etiyolojisinde iyot eksikliğinin önemi
Başlık çevirisi yok
MURAT FAİK ERDOĞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1995
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAnkara Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF.DR. NURİ KAMEL
- Endemik guvatr bölgesinde iyod eksikliğinin tiroglobulin düzeyi ve tiroid fonksiyon testlerine etkisi
The Effect of iodine deficiency on thyroglobulin level and thyroid functiontest in endemic goitre area
BERRİN ÇETİNARSLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1996
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAnkara ÜniversitesiPROF.DR. GÜRBÜZ ERDOĞAN
- Türkiye'de endemik guvatr etyolojisinde brassica grubu bitkilerin yeri
The Importance of brassica spesies plants in the etiology of endemic goiter in Turkey
MURAT FAİK ERDOĞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1998
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAnkara Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NURİ KAMEL
- Yenidoğanlarda konjenital hipotiroidinin erken tanısı üzerine ön çalışma
Başlık çevirisi yok
ALİ KUCUR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1988
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAtatürk ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Kuzey Kıbrıs'ta iki ayrı yerleşim merkezinde iyot durumu ile tiroid ilişkisinin araştırılması
Relationship between the iodine status and thyroid volume in two areas of Northern Cyprus
HASAN SAV
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1999
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAnkara ÜniversitesiEndokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜRBÜZ ERDOĞAN