Kırıkkale ilinde 40 yaş üzeri popülasyonda bordetella pertussis bağışıklık düzeyinin saptanması
Determination of Bordetella pertussis hyper level in populationover 40 years old in Kırıkkale
- Tez No: 685750
- Danışmanlar: DOÇ. DR. SERDAR GÜL
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları, Clinical Microbiology and Infectious Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Kırıkkale Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Enfeksiyon ve Klinik Mikrobiyoloji Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 80
Özet
Boğmaca, çocukluk çağında önemli bir morbidite ve mortalite oluşturan, akut, bulaşıcı bir solunum sistemi hastalığıdır. Dünyada özellikle 1980'lerden sonra aşılama oranlarındaki artışa bağlı olarak olgu sayıları giderek azalmakla birlikte son 15 yıl içinde dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde insidansının arttığı görülmektedir. Aşı ile önlenebilen enfeksiyon hastalıklarının ortadan kaldırılabilmesindeki en önemli faktör bağışıklığın uzun ömürlü olmasını sağlayabilmektir. Ancak boğmacaya karşı oluşan bağışıklık uzun süreli değildir. Yapılan çalışmalar doğal enfeksiyon sonrası 7-20 yıl, aşılanma sonrasında 4-12 yılda (ortalama 5 yıl) immünitenin azaldığını ve kaybolduğunu göstermiştir. Enfeksiyon veya aşılama ile kazanılan bağışıklığın zaman içinde kaybolması sonucunda özellikle erişkin popülasyonda duyarlı bireylerin sayısı artar. Erişkin yaş grubu, küçük bebeklere etkenin bulaşında önemli bir kaynak oluşturur. Bebeklerde hastalık çok daha ağır, hatta fatal seyretmektedir. Bebekleri koruyabilmek için adölesan ve erişkin dönemde duyarlı olan bireyler tespit edilmeli ve pekiştirme aşıları uygulanarak hastalığı bulaştırmaları engellenmelidir. Bu çalışmada amaç Kırıkkale ilinde 40 yaş üzeri popülasyonda belirlenen yaş aralıklarında boğmaca hastalığına karşı bağışıklık oranının saptanması ve duyarlı bireylerin tespit edilmesidir. Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Polikliniğine başvuran hasta ve yakınlarından gönüllü olan 400 kişi bilgilendirilmiş gönüllü onam formu alınarak çalışmaya dahil edildi. Bu çalışma Kırıkkale Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu tarafından 12.06.2018 tarih ve 14/01 sayılı karar ile onaylandı. Hastalar 40-50 yaş, 50-60 yaş, 60-70 yaş ve 70 yaş üzeri olacak şekilde gruplara ayrıldı. Hedef örneklem büyüklüğü her yaş aralığı için 100 olarak belirlendi. Araştırmaya dahil edilen gönüllülerin 1 defa kanları (5 cc) alındı. Hastalardan biyokimya tüplerine alınan 5 cc kan 5000 devir/10 dk'da santrifüj edildikten sonra 1 cc serum epandorf tüplerinde -20°C'de vaka alımı tamamlanıncaya kadar saklandı. Vaka alımı sonunda örnekler biyolojik materyal transfer formu ile Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarına götürülerek, otomatik ELISA yöntemi ile serumda anti-Pertussis Toksin (PT) IgG ve anti-Filamentöz Hemaglutinin (FHA) IgG titresi ölçüldü. Katılımcılara sosyodemografik özellikleri içeren bir anket uygulandı. Yaş, eğitim durumu, DBT/Tdap aşılanma durumu, hastalık öyküsü, ek hastalık varlığı, sigara kullanımı sorgulandı. Sosyal belirleyicilerle seropozitiflik arasındaki ilişki istatistiksel olarak incelendi. Ölçülen anti-PT IgG düzeylerine göre, kullanılan ELISA kitinin prospektüsü doğrultusunda 400 hastanın 190'ı (%47,5) B. pertussis açısından bağışık saptanırken, 60'ı (%15) şüpheli bağışık, 150'si (%37,5) duyarlı tespit edildi. Şüpheli olan gruba eğer klinik olarak boğmaca belirti ve bulguları varsa erken dönemde antikor saptanamayabileceğinden 2 hafta sonra titre artışını saptayabilmek için test tekrarı önerilmektedir. Klinik şüphe yoksa bağışık değil olarak kabul edilmelidir. Bizim çalışmamızda da hastalık belirtisi ve şüphesi olanlar çalışma dışı bırakıldığı için şüpheli bağışıklık tespit edilen grup bağışık değil olarak kabul edildi. Yaş grupları ile bağışıklık oranları arasındaki ilişki incelendiğinde ölçülen anti-PT IgG düzeyleri doğrultusunda 40- 50 yaş aralığında yüksek saptanan bağışıklık oranının (%49) 51-60 yaş aralığında (%39) düştüğü, 61-70 yaş aralığında (%44,6) geri yükseldiği, 71 yaş üzeri grupta (%57,6) en yüksek değerine ulaştığı tespit edildi, fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p=0,059). Ölçülen anti-FHA IgG düzeyleri doğrultusunda 400 hastanın 294'ü (%73,5) B. pertussis açısından bağışık saptanırken, 106'sı (%26,5) duyarlı tespit edildi. Yaş grupları ile bağışıklık oranları arasındaki ilişki incelendiğinde ölçülen anti-FHA IgG düzeyleri doğrultusunda 40-50 (%62) yaş aralığında yüksek saptanan bağışıklık oranının 51-60 (%69) ve 61-70 (%73,3) yaş aralığında yükseldiği tespit edildi. 71 (%89,9) yaş üzeri grupta en yüksek değerine ulaştı. Fark istatistiksel olarak anlamlıydı (p
Özet (Çeviri)
Whooping cough is an acute infectious respiratory system disease that causes significant morbidity and mortality in childhood. Although the number of cases has gradually decreased due to the increase in vaccination rates in the world especially after the 1980s, it is seen that the incidence has increased in many developed countries of the world in the last 15 years. The most important factor in the elimination of vaccinepreventable infectious diseases is to ensure longevity of immunity. However, immunity against whooping cough is not long-lasting. Studies have shown that immunity decreases and disappears in 7-20 years after natural infection and in 4-12 years (average 5 years) after vaccination. As a result of the loss of immunity gained by infection or vaccination over time, the number of susceptible individuals increases, especially in the adult population. Adult age group constitutes an important source of transmission of the agent to young babies. In infants, the disease is much more severe and even mortal. In order to protect babies, individuals who are susceptible in adolescence and adulthood should be identified and they should be prevented from transmitting the disease by applying booster vaccines. The aim of this study is to determine the immunity rate against pertussis disease in the age range determined in the population over 40 years old in Kırıkkale province and to identify susceptible individuals. 400 volunteers from the patients and their relatives who applied to the Infectious Diseases Outpatient Clinic of Kırıkkale University Faculty of Medicine were divided into groups as 40-50 years old, 50-60 years old, 60-70 years old and over 70 years old by taking informed consent form. The target sample size was set as 100 for each age range. The blood of the volunteers included in the study was taken once (5 cc). 5 cc of blood taken from the patients into biochemistry tubes was centrifuged at 5000 rpm / 10 min, and then stored in 1 cc serum epandorf tubes at -20°C until the case intake was completed. At the end of the case, the samples were taken to the Microbiology Reference Laboratory of the General Directorate of Public Health with a biological material transfer form, and anti-Pertussis Toxin (PT) IgG and anti-Filamentous Hemagglutinin (FHA) IgG titers were measured in serum by automated ELISA method. A questionnaire containing sociodemographic characteristics was applied to the participants. Age, education, DBT/Tdap vaccination status, disease history, comorbidity, and smoking were questioned. The relationship between social determinants and seropositivity was analyzed statistically. In line with the measured anti-PT IgG levels, 190 (47.5%) of 400 patients were found to be immune to B. pertussis, 60 (15%) were found to be susceptible and 150 (37.5%) were found to be susceptible. Since antibodies may not be detected in the suspicious group in the early period, repetition of the test is recommended for those with suspected acute disease to detect an increase in titer after 2 weeks. However, since those with symptoms and suspicions of the disease were excluded from the study in our study, the group with suspected immunity was accepted as not immune. When the relationship between age groups and immunity rates was examined, in line with the measured anti-PT IgG levels, the high rate of immunity (49%) in the age range of 40-50 years decreased (39%) in the age range 51-60 (44.6%), It was determined that it increased to the highest value in the group over 71 years old (57.6%), it was statistically significant at the border (p=0.059). In line with the measured anti-FHA IgG levels, 294 (73,5%) of 400 patients were found to be immune to B. pertussis, while 106 (26,5%) were detected to be susceptible. When the relationship between age groups and immunity rates was examined, it was determined that the high immunity rate (62%) in the age range of 40-50 years increased in the age range 51-60 (69%) and 61-70 (73,3%) in line with the measured anti-FHA IgG levels. It reached its highest value in the group over the age of 71 (89,9%). It was statistically significant at the border (p
Benzer Tezler
- Kırıkkale ilindeki Meriones tristrami türünün biyolojik, ekolojik ve karyolojik özellikleri (Mammalia: Rodentia)
Ecological, biological and karyological characteristics of Meriones tristrami in Kırıkkale province (Mammalia: Rodentia)
YASİN DEMİRBAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2004
BiyolojiKırıkkale ÜniversitesiBiyoloji Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. NAHİT PAMUKOĞLU
- Kırkıkkale ilinde adolesan sağlık durumunun ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi
Determination of adolescents' health and effecting factors in Kırıkkale
AYÇA AĞAR GÜVEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıKırıkkale ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. SELDA HIZEL
- Bir fabrikada çalışan işçilerin kaygı ve iş doyumu düzeyleri
Anxiety and job satisfaction levels of workers working in a factory
ELİF YILMAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Halk SağlığıKırıkkale ÜniversitesiHalk Sağlığı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MERAL SAYGUN
- Kırıkkale ili matebolik hastalık durumu ve sistinüri prevalansının belirlenmesi
Evaluation of metabolic disease and prevalance of cystinuria in Kırıkkale
ALP TUNÇ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıKırıkkale ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. SELDA HIZEL BÜLBÜL
- 2-6 yaş arası çocuğu olan annelerin depresyon ve anksiyete düzeyleri ile çocuğun beslenme alışkanlıkları ve durumu arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi
Assessment of the relationship between the depression and anxiety levels of mothers who have children between the ages of 2 and 6 years old and the eating habits and situation of those children
ŞULE BÖLÜKBAŞ ÖZDEMİR
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Beslenme ve DiyetetikKırıkkale ÜniversitesiBeslenme ve Metabolizma Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SELDA FATMA BÜLBÜL