Berlin Kongresi'nden I. Dünya Savaşı'nın başlamasına kadar Osmanlı İmparatorluğu ile Alman İmparatorluğu arasındaki siyasi ilişkiler (1878-1914)
Political relations between the Ottoman Empire and German Empire from the Congress off Berlin until First World War (1878-1914)
- Tez No: 73939
- Danışmanlar: DOÇ. DR. GÜMEÇ KARAMUK
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1998
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 110
Özet
ÖZET Osmanlı İmparatorluğu Yeniçağ'ın sonlarında birtakım iç ve dış sebeplerle Büyük Güçler arasındaki yerini kaybetmiştir. İmparatorluk bundan sonra diğer güçlü devletler arasında bazen birine yaslanarak, bazen de aralarındaki rekabetten faydalanarak bölgedeki varlığım korumaya ve devam ettirmeye çalışmıştır. Tabiî burada İmparatorluğun elinde bulundurduğu toprakların stratejik öneminin payı da yok değildi. 19. yüzyılın başlarından itibaren İngiltere'nin Osmanlı İmparatorluğu politikası da bu ölçüte göre oluşmuştur. Britanya adalarından Hindistan'a giden en kısa yol Akdeniz'den geçtiği için, İngiltere bölgede kendi çıkarlarım tehdit edemeyecek, fazla güçlü olmayan bir Osmanlı Devleti'nin varlığı üzerine politikasını kurmuştur. Ancak bu politikaya göre Osmanlı İmparatorluğu fazla zayıf da olmamalıydı, yani en azından Ruslar'ın Akdeniz'e ulaşmasını engelleyebilmeliydi. Bu politika çerçevesinde İngilizler 1878 Berlin Kongresi'ne kadar bölgede statükonun devamı yönünde çalışmışlardır. 1877-78 Osmanlı-Rus savaşmda Osmanlılar çok ağır yenilgilere uğramışlardır. Bundan sonra İngiltere artık Osmanklar'ın kendilerine biçilen rolü oynayamayacakları düşüncesiyle geleneksel politikasından vazgeçip Osmanlı topraklarından parçalar kopararak burada kuracağı devletler vasıtasıyla, ya da buraları işgal ederek bizzat kendisi Ruslar'ın güneye ulaşmasını engellemeye çalışmıştır. Osmanlılar arkalarındaki İngiliz desteğini kaybettikten sonra sırtlarını dayayacak yeni bir devlet bulmakta gecikmediler. Bu yeni güç 19. yüzyılın ikinci yarısında Büyük Güçler arenasına Prusya'nın yerine yeni bir kimlikle çıkan Almanya'dır. Almanya, Şansölye Bismarck'ın öncülüğünde birliğini kurduktan sonra bir süre Kıta içinde bir denge politikası izlemiştir. Bismarck, Almanya'yı herhangi bir çatışmadan uzak tutmak için izlediği hassas politikayla Avrupa'da barışı korumayı başarmıştır. Ancak zamanla gelişen Alman endüstrisinin hammadde ve pazar ihtiyacı, Almanya'yı daha Bismarck görevdeyken dışa açılmaya zorlamıştır. Hele de 1890'da Bismarck'ın görevden ayrılmasından sonra, ülke İmparator EL Wilhelm'in11 yönetiminde emperyalist politikaya atılmıştır. Ancak Almanya'nın sömürge bulma konusunda fazla bir seçme imkânı kalmadığından, Büyük Güçlerin çıkar ve etki alanına giren Osmanlı imparatorluğu ile ilgilenmeye başlamıştır. Bu tutum Osmanlı yöneticilerinin görüşlerine de uygundu, çünkü Almanya diğer devletler gibi topraklarım palaşmak yerine, İmparatorluğun topraklarının bütünlüğünden yanaydı ve Osmanlı tmparatorluğu'nu Alman ekonomisine kazandırmayı hedefliyordu. Almanya'nın Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki ekonomik sebeplerle başlayan ilgisi zamanla siyasî bir şekle dönüşmüştür, ve Osmanlı İmparatorluğu'nda büyük bir rekabet konusu olan demiryolu yapım ihalelerini Almanlar kazanmışlardır. Almanya'nın Osmanlı İmparatorluğu ile olan ekonomik ilişkileri hızla gelişirken, zamanla Osmanlı ordusunun yeniden düzenlenmesi işini de Almanlar almışlardır. Osmanlı Ordusu'nun Alman askerî sistemine göre yapüandınlışında ihtiyacı olan tüm silâh ve teçhizat Alman Silâh Sanayisi tarafından karşılanmıştır. Bu durum, bölgede Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılması varsayımı üzerine politika yürüten devletleri rahatsız etmeye başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda 1908 yılında Jön Türkler idareyi ele geçirdiklerinde, Osmanlı-Alman ilişkileri bir süre için kesintiye uğramıştır. Ancak, devletin yeni yöneticileri tüm isteklerine rağmen İngiltere ve Fransa'dan olumlu karşılık göremeyince, yönlerini tekrar Almanya'ya döndürmek zorunda kalmışlardır. Dünyanın hızla cepheleştiği bir dönemde Osmanlıiar'ın ısrarla İtilâf Devletleri araşma girme teşebbüsleri bir sonuç vermedi, çünkü bu devletlere göre Osmanlı İmparatorluğu çoktan tarihî görevini tamamlamıştı. Çıkacak bir savaşta yalnız kalmaları halinde devletin bütünlüğünü koruyamayacağına inanan Osmanlı yöneticileri, çaresiz olarak 2 Ağustos 1914'te İttifak Devletleri'ne katılmışlardır. Bu antlaşma çerçevesinde Alman sempatizani Enver Paşa'nın başım çektiği grup, devleti Almanya' nın yanında savaşa sokmuştur.
Özet (Çeviri)
w ZUSAMMENFASSUNG Als Folge mancher innen- und aussenpotitischer Ursachen verlor das Osmanische Reich in der ausgehenden Neuzeit seinen Platz unter den Grossmâchten. Von da an versuchte das Reich, seine Existenz in der Region zeitweise durch Anlehnung an eine Grossmacht, zeitweise durch Ausnützung der Rivalitâten zwischen den Drittmâchten zu bewahren. Selbstverstândlich trug die strategische Bedeutung der von den Osmanen beherrschten Territorien auch zum Fortbestehen des Reichs bei. Vom Beginn des 19. Jahrhunderts an gestaltete sich die Osmanenpolitik Englands nach eben diesem Kriterium. Da der kürzeste Weg von den Britischen Inseln nach Indien durch das Mittelmeer führte, baute England seine Politik auf der Existenz eines nicht allzu starken Osmanischen Reiches auf, das die britischen Interessen in der Region nicht gefâhrden konnte. Allerdings durfte das Osmanische Reich gemâss dieser Politik auch nicht zu schwach sein; wenigstens sollte es die Russen daran hindern können, das Mittelmeer zu erreichen. im Rahmen dieser Politik bemühten sich die Englânder bis zum Berliner Kongress von 1878 um die Beibehaltung des Status quo in der Region. im osmanisch-russischen Krieg von 1877-78 erlitten die Osmanen sehr schwere Niederlagen. Von da an gab England seine traditionelle Politik in der Erwagung, dass die Osmanen die ihnen auferlegte Rolle nicht mehr spielen könnten, auf und versuchte, die Russen durch neugegriindete Staaten auf ehemaligem osmanischen Boden oder durch direkte Besetzung osmanischer Territorien eigenhândig daran zu hindern, nach Süden hin zu expandieren. Bald nachdem die Osmanen die englische Unterstiitzung verloren hatten, fanden sie einen neuen Rückhalt in Deutschland, das in der zweiten Hâlfte des 19. Jahrhunderts mit einer neuen Identitât den Platz Preussens unter den Grossmâchten einnahm. Deutschland, das unter der Regierung des Kanzlers Bismarck seine EinigungIV zustandegebracht hatte, übte auf dem Kontinent eine Zeit lang eine Gleichgewichtspolitik aus. Mit seiner vorsichtigen Politik, Deutschland von irgendwelchen Konflikten fernzuhalten, gelang es Bismarck, den Frieden in Europa zu wahren. Das Bedürmis der anwachsenden deutschen Industrie nach RohstofFen und Absatzmarkten jedoch trieb Deutschland noch zur Amtszeit Bismarcks zur Überseepolitik. Nach der Entlassung Bismarcks 1890 schliesslich wandte sich das Land unter Kaiser Wilhelm n. offen einer imperialistischen Politik zu. Da Deutschland allerdings in bezug auf Kolonien keine grosse Auswahlmoglichkeit besass, begann es, sein Augenmerk auf das Osmanische Reich zu richten, das in den Interessen- und Einflussbereich der Grossmachte geraten war. Diese Halting entsprach auch der Einstellung der osmanischen Staatsleitung, denn Deutschland befurwortete im Gegensatz zu den anderen Staaten keine Aufteilung, sondern die Integritât des Reiches und verfolgte das ZieL, das Osmanische Reich der deutschen Wirtschaft zu erschliessen. Das Interesse Deutschlands am Osmanischen Reich, das vorerst aus wirtschaftlichen Grimden erwacht war, wandelte sich im Laufe der Zeit in eines politischer Natur, und die Deutschen erwarben die Auftragserteilung fur den Eisenbahnbau, die im Osmanischen Reich ein Gegenstand internationaler Rivalitâten war. Wahrend sich Deutschlands wirtschaftliche Beziehungen zum Osmanische Reich intensivierten, fiel die Aufgabe der Reorganisation des osmanischen Heeres auch den Deutschen zu. Beim Aufbau des osmanischen Heeres nach dem deutschen militarischen System wurde sein Bedürmis an Ausrustung von der deutschen Waffenindustrie gedeckt. Dieser Umstand lief den Interessen der Staaten zuwider, die ihre Schritte im Hinblick auf den erwarteten Zusammenbruch des Osmanischen Reiches bemessen hatten. Als im Osmanischen Reich die Jungturken 1908 ans Ruder kamen, erfolgte ein Unterbruch in den osmanisch-deutschen Beziehungen. Nachdem hingegen die neuen Machthaber trotz all ihrer Bemühungen keine positive Entgegnung seitens Englandund Frankreich erfuhren, sahen sie sich genötigt, sich wieder Deutschland zuzuwenden. In einer Zeit der raschen Frontenbildung in der Welt misstangen die anhaltenden Versuche der Osmanen, unter die Ententemâchte aufgenommen zu werden, weil ihre historische Mission als beendet betrachtet wurde. Die osmanischen Machthaber, die in einer isolierten Stellung bei einem Kriegsfall die staatliche Integritât nicht mehr beibehalten zu können glaubten, sahen sich gezwungen, sich den Mittelmâchten am 2. August 1914 anzuschliessen. Im Rahmen dieses Bündnisses zog die Fraktion unter der Leitung des pro-deutschen Enver Pascha den Staat an der Seite Deutschlands in den Krieg.
Benzer Tezler
- Osmanlı arşiv kaynaklarına göre Osmanlı - Alman ekonomik ilişkileri (1856 - 19914)
Ottoman ? German commercial relations according to Ottoman archival resources (1856 ? 1914)
ÖZKAN ÜNAL
- Shifting alliances in Europe from the Congress of Vienna (1815) to the Congress of Berlin (1878)
1815 Viyana Kongresi'nden 1878 Berlin Kongresi'ne kadar Avrupa'da değişen ittifaklar
MERVE CEMİLE KEYVANOĞLU
Yüksek Lisans
İngilizce
2015
TarihOrta Doğu Teknik ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA SOYKUT
- 20. Yüzyılın başında Rusya'nın Osmanlı politikası 1903 - 1917
The politics of Russia on the Ottoman empire at the beginning of the 20th Century
SEVILYA ASLANOVA
- Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türk boğazları 1841-1953
Başlık çevirisi yok
SADIK ERDAŞ
Doktora
Türkçe
2000
TarihHacettepe ÜniversitesiAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. RİFAT ÖNSOY
- Makedonya meselesi ve Kıbrıslı Kamil Paşa
Başlık çevirisi yok
NURBANU KUTLAY
Yüksek Lisans
Türkçe
1998
TarihAfyon Kocatepe ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA TURAN