Geri Dön

Karasu Nehrinin yukarı havzasının (Dorutay ve çevresi) fiziki coğrafyası

Physical geography of the upper basin of the Karasu River (Dorutay and its surroundings)

  1. Tez No: 742085
  2. Yazar: MEHMET AKİF SEYİTOĞULLARI
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ALİ FUAT DOĞU
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Coğrafya, Geography
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Coğrafya Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 284

Özet

Yukarı Karasu Havzası; Doğu Anadolu 'nun Yukarı Murat-Van Bölümü'nde bölgenin en doğu ucunda ve Türkiye-İran devlet sınırında yer almaktadır. Araştırma sahası sınırları su bölümü çizgisine göre belirlenmiştir. Havzanın uzun ekseni D-B uzanımlı olup, çevresi dağlarla çevrilidir. K-G yönünde ortalama 30 km, D-B yönünde ise ortalama 35 km uzunluğundadır. Neotektonik hareketlere bağlı olarak sahanın topyekün yükselmesine karşılık faylar boyunca çöküntü alanları oluşmuştur. Kuzey ve güneyde bindirmeler arasında, tektonik sıkışma rejimi etkisiyle tektonik yapılar gelişmiştir. Havzada sağ doğrultu atımlı olarak Hasantimur Gölü Fayı ve Dorutay Fayı yer alır. Ayrıca batısında normal fay karakterinde olan Çırakköy Fayı yer alırken, diğer taraftan güneyinde D-B uzanımlı bindirme karakterli bir fay olan Aksorguç Fayı bulunmaktadır. Sağ doğrultu atımlı Hasantimur Gölü Fayı ve Dorutay Fayının varlığı, sahanın pull-apart (çek-ayır) havza özelliklerini taşıdığını göstermektedir. Seydibey ve Aksorguç yerleşim yerleri arasında bindirme karakterli bir fayın olması aynı zamanda sahanın dağ arası havza özelliğinin bir göstergesidir. Böylece Üst Miyosen döneminde dağ arası havza özelliğini gösteren saha, bu dönemden sonra Hasantimur Gölü Fayı ve Dorutay Fayı gibi doğrultu atımlı fayların denetiminde gelişen pull-apart (çek-ayır) bir havza karakterine dönüşmüştür. Sahanın batısındaki Çırakköy mevkiinde, normal fayın olması havzanın günümüzdeki yapısını kazanmasında ve Kuvaterner'de dış drenaja açılmasında önemli rolü vardır. Sahada aşınma faaliyetlerinin başlaması ve havza dolgularının akarsular tarafından aşındırılması Kuvaterner'de gerçekleşmiştir. Üst Miyosen'de yaşanan epirojenik hareketler sonucu havzayı çevreleyen Neojen öncesi yüzeyler yükselmiştir. Yörede Üst Miyosen'i takip eden dönemde tektonik olaylara bağlı olarak yeni bir aşınım-dolgu dönemine girilmiştir. Böylece bu dönemde kuzey ve güneyde gelişen faylarla kesilen dağlık alanlar hızla yükselmiş yeni kaide seviyesine göre aşındırılmış ve diğer taraftan havza doldurulmuş ve sedimantasyon alanı haline dönüşmüştür. Havzanın çevresindeki sahalar üzerinde 2200-2300 m yükseltileri arasında bulunan aşınım yüzeyleri D II sistemlerine karşılık gelmektedir. 2100-2200 m yükseltileri arasındaki Pliyosen aşınım yüzeyleri alçak plato sahalarına karşılık gelmektedir. Sahada geniş olarak bulunan ve oldukça parçalı bir durum gösteren bu yüzeyler D III sistemlerini meydana getirmektedir. Havzadaki D IV sistemleri, Karasu Nehri ve yan kolları tarafından yüksek sahalardan aşındırılıp getirilen materyalle doldurulan birikim alanıdır. Havza tabanında özellikle doğu bölümünde Saray Formasyonuna ait Pliyosen-Pliestosen yaşlı havza dolguları yer almakla birlikte batı bölümünde ise ova tabanında temel arazi üzerinde Kuvaterner yaşlı alüvyonlar yer almaktadır. Havza tabanının batısında Pliyosen yaşlı birimlere rastlanmaması tektonik çökmeden dolayı güneyde birikinti yelpazelerinin havza depolarını adeta kapatmasıyla ilgilidir. Havza tabanında batı bölümünden doğu bölümüne geçildiğinde alüvyonlarla neredeyse eşit seviyede olan Pliyosen-Pliestosen yaşlı havza dolguları bulunmakla birlikte bu dolgular havza kenarında ise taraçalar halinde tespit edilmiştir. Pliyosen'de kapalı havza sistemi ve gölsel ortam yerini flüvyal süreçlere bırakmıştır. Böylece havza Kuvaterner'de dışa drenaja açılmış ve Van Gölü Kapalı Havzasının bir parçası olmuştur. Yıllık ortalama sıcaklık değerinin 6.2 C0, yıllık ortalama yağış değerinin 551.4 mm olduğu araştırma sahasında, karasal iklim görülmektedir. Bu iklime bağlı olarak bozkır bitki örtüsü yaygındır. Havzada doğal orman alanlarına rastlamak mümkün değildir. Sahada alüvyal, kolüvyal, kahverengi ve kestane renkli bozkır toprakları yayılış gösterir. Jeomorfoloji ile insan yaşamı arasındaki ilişki, jeomorfolojik unsurlar ile arazi kullanımı arasındaki ilişkiler, jeomorfolojik kökenli problemler (Sel-Taşkın, Erozyon vb.) ve bunlara karşı alınması gereken önlemler SWOT analizi ile değerlendirilmiştir.

Özet (Çeviri)

Upper Karasu Basin; It is located in the Upper Murat-Van Section of Eastern Anatolia, at the easternmost edge of the region and on the Turkey-Iran state border. The boundaries of the research area were determined according to the water section line. The long axis of the basin is in E-W direction and it is surrounded by mountains. It has an average length of 30 km in the N-S direction, and an average of 35 km in the E-W direction. Due to the neotectonic movements, depression areas were formed along the faults in response to the total uplift of the field. Between the thrusts in the north and south, tectonic structures have developed with the effect of the tectonic compression regime. Hasantimur Lake Fault and Dorutay Fault are located in the basin as right strike slip. In addition, while the Çırakköy Fault, which has a normal fault character, is located in the west, on the other hand, Aksorguç Fault, which is an E-W trending thrust fault, is located in the south. The presence of the right strike-slip Hasantimur Lake Fault and the Dorutay Fault shows that it has the characteristics of a pull-apart (pull-apart) basin. The presence of a thrust fault between the Seydibey and Aksorguç settlements is also an indication of the intermountain basin characteristic of the area. Thus, the area, which showed the characteristics of an intermountain basin during the Upper Miocene period, turned into a pull-apart basin character developed under the control of strike-slip faults such as the Hasantimur Lake Fault and the Dorutay Fault after this period. The presence of a normal fault in the Çırakköy locality in the west of the field has an important role in the formation of the basin today and opening it to external drainage in the Quaternary. Thus, the mountainous areas cut by the faults that developed in the north and south during this period were eroded rapidly according to the new pedestal level, and on the other hand, the basin was filled and turned into a sedimentation area. Erosion surfaces located between 2200-2300 m altitudes on the areas around the basin correspond to D II systems. Pliocene erosional surfaces between 2100-2200 m elevations correspond to low plateau areas. These surfaces, which are large and highly fragmented in the field, form the D III systems. The D IV systems in the basin are the accumulation area filled with material brought by the Karasu River and its tributaries from the higher areas. While there are Pliocene-Pliestocene aged basin fillings belonging to the Saray Formation, especially in the eastern part of the basin, there are Quaternary aged alluviums on the basic land on the plain floor in the western part. The absence of Pliocene aged units in the west of the basin floor is related to the fact that the accumulation fans in the south close the basin stores due to tectonic collapse. There are Pliocene-Pliestocene aged basin fillings at the almost same level with the alluvium when passing from the western part to the eastern part of the basin, but these fillings were identified as terraces on the basin edge. In the Pliocene, the closed basin system and lacustrine environment were replaced by fluvial processes. Thus, the basin was opened to external drainage in the Quaternary and became a part of the Van Lake Closed Basin. The continental climate is observed in the research area, where the annual average temperature value is 6.2 C0 and the annual average precipitation value is 551.4 mm. Depending on this climate, steppe vegetation is widespread. It is not possible to come across natural forest areas in the basin. Alluvial, colluvial, brown and chestnut colored steppe soils are widespread in the area. The relationship between geomorphology and human life, the relationships between geomorphological elements and land use, problems of geomorphological origin (Flood-Flood, Erosion, etc.) and the measures to be taken against them have been evaluated by SWOT analysis.

Benzer Tezler

  1. Long term deformation and earthquake history of the Ovacik fault (Eastern Turkey): Implications and contributions to the intra-plate deformation of Anatolia

    Ovacık fayı'nın uzun süreli deformasyonu ve deprem tarihçesi: Anadolunun levha-içi deformasyonuna etkisi ve katkısı

    MÜGE YAZICI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2018

    Jeoloji Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BORİS NATALIN

    DR. ÖĞR. ÜYESİ CENGİZ ZABCI

  2. Assessing the impact of climate change on Euphrates and Tigris discharge using distributed hydrologic model

    İklim değişikliğinin Fırat ve Dicle nehir akımları üzerindeki etkisinin dağılı hidrolojik modelle değerlendirilmesi

    EMRE SALKIM

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Meteorolojiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Meteoroloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YURDANUR ÜNAL

    DOÇ. DR. MEHMET CÜNEYD DEMİREL

  3. Harmanlanan uydu görüntülerinin karla kaplı alanlar üzerindeki etkisi ve Türkiye'nin Yukarı Fırat Havzası'nda dönemsel kar potansiyelinin modellenmesi

    Impact of modified satellite products on snow covered area and modeling the seasonal snow potential in the Upper Euphrates basin, Turkey

    EGEMEN YAMANKURT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    İnşaat MühendisliğiAnadolu Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ALİ ARDA ŞORMAN

  4. Moğollar / İlhanlılar zamanında Erzincan (1243-1343)

    Başlık çevirisi yok

    BERNA GÜLŞAH BAHAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    TarihErzincan Binali Yıldırım Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ KEMAL TAŞCI

  5. Use of satellite observed seasonal snow cover in hydrological modeling and snowmelt runoff prediction in upper Euphrates basin, Turkey

    Türkiye'nin yukarı Fırat havzasında uydu gözlemleriyle bulunan karla kaplı alanların hidrolojik modellemede kullanımı ve kar erimesinden oluşan akımların tahmini

    ALİ ARDA ŞORMAN

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2005

    İnşaat MühendisliğiOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Bölümü

    Y.DOÇ.DR. ZUHAL AKYÜREK