II. Gıyâseddîn Keyhüsrev dönemi Türkiye Selçuklu Devleti tarihi (1237-1246)
The history of Turkey Seljuqs in the reign of Ghiyath Al-din Kaykhusraw II (1237-1246)
- Tez No: 742475
- Danışmanlar: DOÇ. DR. SAİM HALUK KORTEL
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
- Enstitü: Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Akdeniz Ortaçağ Araştırmaları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 596
Özet
Sultan II. Gıyâseddîn Keyhüsrev dönemi, Türkiye Selçuklu tarihi adına mühim bir devreyi teşkil etmektedir. Kendisinin iktidarı babası ve selefi olan Sultan I. Alâeddîn Keykubâd'ın 1237 yılında uğradığı siyasi cinayetle öldürülmesi üzerine başlamış, 1246 yılında kendisinin de şüpheli ölümüyle sona ermiştir. Sultan II. Gıyâseddîn Keyhüsrev'in 8 buçuk yıllık iktidarı sırasında Türkiye Selçukluları adına önemli siyasi başarılar elde edilmiştir. Sultan I. Alâeddîn Keykubâd'ın Doğu politikası sürdürülerek Eyyûbîlerle yakın ilişkiler kurulmuştur. Ayrıca Mardin Artukluları'nın ve Kilikya Ermenileri'nin Türkiye Selçukluları'na olan tâbiiyet bağları devam ettirildiği gibi Halep, Humus, Şam ve Meyyâfârikîn Eyyûbîleri ile Musul Atabegliği hâkimiyet altına alınmıştır. Bu şekilde oluşturulan blok Türkiye Selçukluları'nın bölgedeki en büyük rakibi olan Mısır Eyyûbîleri'ne karşı başarılı bir dış politika sürdürülmesini de sağlamıştır. Böylece Türkiye Selçukluları'nın hâkimiyet sahası hiç olmadığı kadar genişletilmiştir. Ayrıca siyasi atmosferin sağladığı imkânlardan oldukça iyi bir şekilde istifade edilerek, Sümeysat (Samsat), Süveyda (Siverek), Âmid (Diyarbakır), Eğil, Arkanin (Ergani) ve Çermük (Çermik) gibi merkezler ele geçirilmiş, devletin fiziksel sınırları da en geniş haline ulaştırılmıştır. Aynı devirde Sultan I. Alâeddîn Keykubâd zamanında iyice yoğunlaşan imar faaliyetleri de sürdürülmüş Anadolu üzerinden geçen uluslararası ticaret güzergâhları üzerinde birçok han inşa edilmiştir. Ayrıca çok sayıda cami, mescid, hankâh, türbe ve medrese gibi bina ile Türkiye Selçuklu merkezleri daha mamûr hale getirilmiştir. Sultan II. Gıyâseddîn Keyhüsrev iktidarının ilk yılları Türkiye Selçukluları'nın gücüne güç kattığı ve zenginleşmeyi sürdürdüğü bir devir olmuştur. Aynı dönemde Babaî ayaklanması gibi büyük bir iç isyan da yaşanmış, bu isyan devletin kudretine zarar vermekle birlikte bastırılmıştır. Hâkimiyet sahası genişleyen, oldukça zenginleşen ve alt yapı çalışmalarıyla toprakları günden güne mamûr hale gelen Sultan II. Gıyâseddîn Keyhüsrev'in iktidarına en ağır darbeyi o devrin en büyük gücü olan Moğollar vurmuşlardır. Gerçekleştirdikleri Avrupa seferlerinden sonra artık Ortadoğu'ya yönelen Moğol kuvvetleri Baycu Noyan komutasında ilk olarak 1242 yılında Erzurum'u zaptetmiş, ertesi yıl Kösedağ'da bizzat Sultan II. Gıyâseddîn Keyhüsrev komutasındaki Türkiye Selçuklu kuvvetlerini mağlup ederek Sivas, Kayseri, Erzincan ve Malatya gibi merkezleri tahrip etmişlerdir. Bu yaşananlar Moğollara daha önce tâbi hale gelmiş olan Türkiye Selçukluları'nın daha ağır şartlarla bir kez daha hâkimiyet altına alınmalarına sebep olmuştur. Moğolların vurdukları darbe devlete oldukça zarar verse de Türkiye Selçukluları'nın siyasi gücünü ve ekonomik zenginliğini tamamen ortadan kaldıramamıştır. Nitekim Sultan II. Gıyâseddîn Keyhüsrev iktidarındaki devlet, Kösedağ ve sonrasındaki tahribata rağmen imar faaliyetlerine ve askeri seferlere devam etme kudretini gösterebilmiştir. Bununla birlikte Moğol istilasının daha yıkıcı sonuçları Sultan II. Gıyâseddîn Keyhüsrev'in ölümünden sonra çocuk yaştaki oğullarının iktidarı zamanında yaşanmıştır. Bu süreçte Türkiye Selçukluları, iktidar dizginlerini eline geçiren Selçuklu emîrleri ve günden güne Anadolu üzerinde baskılarını arttıran Moğollar eliyle hızla yıkılış sürecine girmiştir.
Özet (Çeviri)
The era of the Sultan Ghiyath al-Din Kaykhusraw II was of great importance for the Seljuks of Turkey (i.e., the Sultanate of Rum). Kaykhusraw's rule started with the assassination of his father Alâeddîn (Alā ad-Dīn) Keykubâd I in 1237, his predecessor, and ended with his own, again, suspicious death in 1246. During Kaykhusraw's reign of eight and a half years, remarkable deeds for the Sultanate were achieved. A close relationship was established with the Ayyubids maintaining the eastern policy of Alâeddîn I; moreover, not only the subordination of the Artuqids (of Mardin) and Cilician Armenians to the Seljuks of Turkey was maintained but also cities like Aleppo, Homs, Damascus and the Ayyubids of Mayafarikin together with the Atabeglik of Mosul were brought under control. This political bloc paved the way for the Sultanate to follow a successful strategy regarding their most competitive Muslim rival, the Ayyubids of Egypt. The area of influence of the Seljuk Sultanate extended to limits it had never reached before. Moreover, seizing the opportunities, centers like Samsat (Sümeysat), Süveyda (Siverek), Âmid (Diyarbakır), Eğil, Arkanin (Ergani) and Çermik were captured, extending the domination of the state to these unprecedented borders. Also the urbanization efforts which had gained velocity during the reign of the Alaaddin were continued with numerous hans constructed on the international commercial routes; in addition, Seljukid centers such as: mosques, masjids, hankâhs, sepulchers and madrasas became relatively more ubiquitous. During the early years of the Kaykhusraw's rule, the Seljuks of Turkey became more powerful and made notable progress, it was also during this time that the Babaî Revolt, a massive upheaval, began and put down although not without damaging the authority of the state. It was the Mongols who dealt the biggest blow to the rule of the Sultan who had expanded his borders with his territory growing in extent day by day. The Mongols heading towards the Middle-East after their European expedition, under the command of Baiju Noyan in 1242 first captured Erzurum, then the following year in the Kosedag region they defeated the troops of the Seljuks of Turkey which were commanded by the Sultan himself. They devastated important centers like Sivas, Kayseri, Erzincan and Malatya. All of these resulted in the Seljuks of Turkey this time coming under an even a heavier Mongolian yoke, as already subjugated by them, with harsher conditions. Even if Mongols did hurt the Sultanate's rule dearly, still it wasn't a blow large enough to obliterate their political and economic power. In addition, the Sultanate under the rule of Kaykhusraw, managed to relatively prosper in terms of urbanization and military progress even in the face of the destruction that took place after the Battle of Kosedag. In fact, the more catastrophic effects of the Mongolian invasion were felt during the rule of the Sultan's infant sons, following Sultan Kaykhusraw's death. It was during this period that the rule of the Seljuks of Turkey, due to the Seljukid emirs (Turkish, singular: emir) seizing the means of administration and with the Mongols' ever-increasing pressure on Anatolia, eventually began to collapse.
Benzer Tezler
- Muînüddin Süleyman Pervâne: Hayatı ve siyaseti
Muînüddin Süleyman Pervâne: Life and politics
İLKNUR ÇAKIR
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
TarihÇankırı Karatekin ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SAYİME DURMAZ
- Türkiye Selçuklularında Moğol hakimiyetine karşı tepkiler (1243-1277)
Reactions against Mongol hegemony in anatolian Seljuk Empire (1243 – 1277)
OĞUZHAN ÇAKIR
- Sultan IV. Rükneddin Kılıç Arslan dönemi Türkiye Selçuklu Devleti tarihi
History of the Turkey Seljuk State in the period of Sultan Rukn al-Dīn Kilidj Arslan IV.
AYBÜKE ÖZCAN
- Türkiye Selçuklu Devleti tarihi Sultan II. Gıyâseddin Mesud Dönemi (1280-1308)
History of Turkey Seljukians, II. Gıyaseddi̇n Massoud Period (1280-1308)
AHMET BALANTEKİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
TarihKahramanmaraş Sütçü İmam ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET SUAT BAL