Hemoroidektomilerden sonra görülen erken ve geç komplikasyonlar
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 80577
- Danışmanlar: Belirtilmemiş.
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Gastroenteroloji, Genel Cerrahi, Gastroenterology, General Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1986
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 64
Özet
SONUÇ ve ÖZET Çalışmamızda, Ankara üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi kliniğinde son Uç yılda hemoroidektomi yapılan 163 hastanın erken ve geç dönemde karşılaştıkları komplikasyonlar araştırılmıştır. Bu arada çeşitli hemoroildektomi metodlarının birbirine ve dinya literatürüne göre karşılaştırılması yapılmıştır. Geç takip süremiz hastadan hastaya değişmek üzere 2-29 aydır. Geç takipte hastanın tekrar muayenesi haricinde, hastaların adresine yollanan standart anket formlarından yararlandık (Şekil 6). Bu formlar % 58,89 oranında başarılı olmuştur. Hastaların % 63,03 üne Eksizyon ve sütür tekniği, % 32,51 ine Eigasyon ve eksizyon tekniği, % 1,21 ine Submukozal hemoroidektomi, % 3,03 üne hemoroid içeren tüm dokunun eksizyonu ve sütür tekniği (Whitehead.yöntemi) % 0,60 na Ligasyon eksizyon ile birlikte Farrag yöntemi uygulanmıştır. Hemoroidlerle birlikte başka bir anorektal hastalığı olan hastalarımızın oranı % 20,85 dir. Her iki patolojinin de ameliyat endikasyonu gerektirmesi nedeniyle bu hastaları çalışma içine aldık. Hemoroidektomi ile birlikte fistülektomi yada fissürektomi ve internal sfinkterotomi uygulanan bu hastalarda daha çok komplikasyon ile karşılaştık. Hastalarımızın % 9,81 ' i daha önce hemoroidektomi ya da başka bir anorektal ameliyat geçirmişti.-59- Hastalarımızın % 70,9 u 3, ve 4. derece hemoroidlerdi. Hastaların % 67.26 sinde 3 ve 3 den çok pake eksizyonu uygulanmıştır. Bu bakımdan ameliyat endikasyonunun doğru konduğunu söyleyebiliriz. Standart formlardan aldığımız cevaba göre hastaların % 87.85'i ameliyat sonucundan memnun olduklarını belirtmişlerdir. % 92,5 oranın- da hasta ise aynı şikayetleri olan başkalarına da ameliyat tavsiye etmektedirler (Tablo : 10). Memnuniyetsizliğin en önemli nedeni darlık ve inkontinansdır (Tablo : 11). Hastalarımızın % 57 'si 5 gün içinde taburcu olmuştur. Daha uzun süre hastahanede yatmanın en önemli nedeni, hastaların ameliyat olmadan önce hastahanede beklemeleri ve özellikle uzak yerlerden gelen hastaların tıbbi bir neden olmadan geç taburcu edilmeleridir. Ameliyat sonu duyulan ağrının herhangi bir ameliyat yöntemi ile ilgisi bulunamamamıştır. Ağrıyı azaltmak için ameliyat öncesi anal dilatasyon ya da kısmı internal sfinkterotominin fazla önemi yoktur. Ameliyat sonrası ağrıda ödem ve iltihabi değişiklikler de önemli rol oynamaktadır. Ameliyat sonrası kanama % 1,2 oranında saptanmıştır. Bu oran literatüre uymaktadır. Hastalarımızdan 8 ine prolabe ve tromboze hemoroidler nedeniyle acil hemoroidektomi uygulanmıştır. Hiç komplikasyon görülmemesi cesaret vericidir. Radikal olarak tek seansta tedaviyi sağlayan bu yaklaşımın uygulanabileceği kanısındayız. Hemoroidektomi den sonra saptanan nüks oranları takip süresi ile ilişkilidir. Zaman 6-7 yıl gibi uzun süreleri içerdiğinde, bu oran da artmaktadır. Bizim serimize göre nüks, eksi zyon,sütür tekniğinde % 4,83,.60- ligasyon eksizyon tekniğinde ise % 4,80' di r. Bu oran literatürdeki çok değişik oranlara rağmen kabul edilebilir niteliktedir. Eksizyon ve sütür tekniğinden sonra % 9,65, ligasyon-eksizyon tekniğinden sonra, ise % 7,3 oranında darlıkla karşılaştık. Hastaların geçirdiği ikinci ameliyatlar, üçden çok pake eksızyonu anal darlık için önemlidir. Ayrıca hastanın ameliyattan sonra takibi özellikle anal darlık bakımından büyük önem taşır. Postoperatif 7 ve 10. günlerde muayene edilip darlık eğilimi görülen hastalarda hemen anal dilatasyona başlanmalıdır. Anal yetmezlik, eşlik eden fissür veya perianal fistül gibi has talıklar olduğunda önem kazanan bir konudur. Serimizde anal inkontinans gelişen iki hastada fistül ve fissür vardı ve sfinkterotomi yapılmıştı {% 1,8). Eksizyon-sütür tekniğinde % 1,61, ligasyon eksizyon tekniğinde ise hiç fissür komplikasyonu görmedik. Bu oranlarımız literatüre- uygun dur. Vakalarımız arasında eksizyon-sütür tekniğinde % 1,61 oranında perianal fistül ile karşılaştık. Diğer yöntemlerde bu komplikasyonu görmedik. Ligasyon-eksizyon tekniğinde % 2,43 oranında mukoza prolopsusu ile karşılaşılmıştır. Bunun haricinde diğer yöntemlerde mukoza prolapsu-, su görülmemiştir. Bizim vakalarımızda kapalı hemoroidektomi uygulanmamıştır. Ancak literatürde bu yöntemi savunan ve uygulayanlar çoktur. Avantajlarından biri yara iyileşmesinin diğer metodlardan daha çabuk olmasıdır. Bu nedenle bu metod denenmeye değer görünmektedir..61- Günümüzde hemoroidektomiye alternatif yöntemlerin popüler olmasının en önemli nedenleri hastaların hastahanede daha az yatmaları ve ekonomik nedenlerdir. Hemoroidektomi lokal anestezi ile yapıldığında yukarıda sayılan avantajlara sahip olabilir. Nitekim literatürde lokal anestezi ile yapılmış başarılı hemoroi dektomiler yayınlanmıştır. Whitehead ameliyatı uygulanan vakalarda çok sayıda komplikasyon ile karşılaşılmıştır. Bize göre mümkün olduğu kadar uygulanmaması gere kir. Çok sayıda sekonder pili olduğunda bunları Farrag yöntemi ile tedavi etmek mümkündür. Whitehead ameliyatı haricindeki diğer ameliyat tekniklerinin uygulama ve sonuç bakımından fazla farklı olmadığını söyleyebiliriz.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Hemoroidektomilerde damar kapama sistemi (Ligasure®) ile konvansiyonel ferguson yönteminin karşılaştırılması:Prospektif randomize klinik çalışma
Comparison of vessel sealing system (Ligasure®) hemorrhoidectomy with conventional ferguson hemorrhoidectomy:A prospective reandomized clinical study
SERKAN TEKSÖZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
Genel Cerrahiİstanbul ÜniversitesiCerrahi Tıp Bilimleri Bölümü
PROF. DR. NİHAT YAVUZ