Geri Dön

Geochemistry, mineralogy, and genesis of the zinc-lead sulfide ore deposit, Kirazlıyayla, NW Turkey

Kirazlıyayla (KB Türkiye) çinko kurşun sülfid maden yatağının jeokimyası, mineralojisi ve jenezi

  1. Tez No: 859165
  2. Yazar: FARHAD JAVID MAJD
  3. Danışmanlar: PROF. DR. EMİN ÇİFTÇİ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Jeoloji Mühendisliği, Geological Engineering
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Jeoloji Mühendisliği Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 222

Özet

Çalışma alanı olan Kirazlıyayla, Pontidlerin batısında yer almaktadır. Temel kayaların uzanımı D-B yönündedir ve Anadoluyu oluşturan ana tektonik birliklerden biri olan Pontid Tektonik Kuşağı ile paralel uzanıma sahiptir. Kirazlıyayla yatağı, Karakaya kompleksinin metamofitlerini kesen andezitik volkanizm ile ilişkili volkanitler içinde bulunan, Batı Anadolu Bölgesindeki sülfidik Zn-Pb cevherleşmelerinden biridir. Kristalin şist, kireçtaşı ve diyabaz Paleozoyik'e ait en eski kaya birimleri olarak tanımlanır ve aynı zamanda bölgedeki Tersiyer formasyonunun temel kayalarını oluşturur. Tersiyer'in başlarında çeşitli bileşimlerde şiddetli volkanik etkinlikler meydana gelmiştir. Bazik ve ortaç bileşimli volkanizm ile başlayan volkanik faaliyetler sonucunda bazaltik, andezitik ve traki-andezitik kayaçlar oluşmuştur. Kirazlıyayla volkanitlerinin yüzeye çıkış yaşı 49.37 ± 0.73 My olarak belirlenmiştir. Daha sonra dasitik bileşimde volkanik faaliyet başlamıştır. Cevher yatağı, temel metamorfitleri kesen Eosen yaşlı ileri derecede altere olmuş andezitik volkanitler içerinde yer almaktadır. Kirazlıyayla, yapısal-kontrollü, damar-stokvork tipi, epi-mezotermal bir cevher yatağıdır. Cevherleşmede yaygın ornatım, breşleşme, damar/damarcıklar, yeme ve deniz-ada gibi cevher dokuları tespit edilmiştir. Cevherleşme hidrotermal süreçlerle oluşmuştur. Yapısal olarak kontrol edilen Eosen volkanizmasına bağlı asidik hidrotermal çözeltilerin neden olduğu hidrotermal alterasyon neticesinde, Kirazlıyayla yatağı içinde ve çevresinde bir dizi kil mineralinin oluşmuştur. Dasitlerin andezitler ile kontak zonu boyunca kaolinleşme ve silisleşme gibi alterasyonlar tespit edilmiştir. Alterasyon jeokimyası, altere kayaçların esas olarak silisleşme ve yoğun serisit alterasyonu ile karbonat ve klorit alterasyon tiplerine sahip olduğunu göstermiştir. Cevherleşme, dasit ve andezitin silisleşmiş kontak zonlarında stokvork damarları şeklinde meydana gelmiştir. Çoklu alterasyon tipleri içindeki büyük ölçekli stokvorkler mineralizasyonu tanımlar: propilitik alterasyon zonu merkezi fillik alterasyon zonunu çevrelemektedir ve çevresinde az miktarda ferruginasyon (oksitli zon) bulunmaktadır. Bu stokvork zonu, galen ile kalkopirit ve sfalerit içeren iri taneli sülfid cevherleşmesini kapsar. Dasitler ile ilişkili cevher zayıf olup küçük bir cevher kütlesine de sahiptir. Bu bölgede cevherleşme zonları D-B ve K-G olmak üzere iki farklı yönde uzanmaktadır. Kirazlıyayla cevherleşmesi, Karakaya metamorfitleri içinde tektonik kontrollü olarak andezitik volkanizm ile ilişkili bir Zn-Pb cevherleşmesidir ve Batı Anadolu'daki diğer oluşumlarla ortak özelliklere sahiptir. Pirit (FeS2), kalkopirit (CuFeS2), yegane sülfosalt minerali olarak tennantit Cu6[Cu 4(Fe,Zn)2]As4S13), galen (PbS) ve sfalerit (ZnS) ana cevher mineralleri olarak belirlenmiştir. Cevher mineral parajenezi pirit, sfalerit, kalkopirit, galen, tennantit ve kovellitten oluşur. Gang minerallerini kuvars, kalsit, dolomit ve kaolinit oluşturur. Kapsamlı cevher mikroskobu çalışmaları ile üç cevherleşme evresi belirlenmiştir. Başlangıç evresi piritin kristalleşmesini ve ardından birinci nesil kalkopiritin çökelmesini içerir. İkinci safhada ikinci nesil kalkopirit, eser oranlarda tennantit ve majör sfalerit oluşmuştur. İkinci aşamanın ardından önemli miktarda galen oluşumu gerçekleşmiştir. İncelenen alanda süpergen evre önemsizdir. Kendisi kısır olan ve herhangi bir sülfid cevherleşmesi içermeyen, ürün olarak kalsit ve dolomit oluşturan önemli bir post mineralizasyon karbonatlaşma meydana gelmiştir. Kayaçların bileşimini, magma süreçlerini ve hidrotermal olayları belirlemek için örneklere çok değişkenli istatistiksel teknikler uygulanmıştır. Jeokimyasal grafikler, seçilen parametrelerin jeokimyasal davranışını belirlemek için yararlı araçlardır. Kirazlıyayla'da jeokimyasal verilere istatistiksel yöntemler uygulanarak iki grup element tanımlanmıştır: birinci grup (Al-Fe-Ti-V) normal dağılım paterni gösterirken, ikinci grup (Zn-Pb-Cu-Cd-Na-K) -Cr-Ni-Mn-Mg) pozitif çarpıklıkla log-normal dağılım sergiler. Ayrıca elementler arasındaki ilişkileri ortaya çıkarmak için Pearson Korelasyon Matrisi kullanıldı. Bu bağlamda örneğin Zn-Pb çifti en güçlü pozitif korelasyona sahiptir (r = 0,94). Cr-Ni, Cd-Zn, Ti-V ve Fe-V çiftleri pozitif korelasyona sahiptir (0,8 < r < 0,9). Co-V, Cd-Pb, Mg-Mn, Cu-Pb, Mn-Zn, Sc-V, Fe-Mg, Cd-Cu, Cu-Zn, Mn-Pb ve Fe-Mn çiftleri orta derecede pozitif korelasyonlara sahiptir (0,7 < r < 0,8). Çinko ve kurşun cevherleşmesiyle ilişkili jeokimyasal anormallikleri belirlemek için Temel Bileşen Analizi (PCA) ve Hiyerarşik Küme Analizi (HCA) modelleri kullanıldı. PCA çeşitli bileşenlerin konsantrasyon ölçümlerini entegre etmek için kullanılırken, HCA karmaşık jeolojik ortamlardaki karışık jeokimyasal bileşenleri anlamak için kullanılır. HCA'ya dayanan ilk küme (Pb-Zn-Cd-Cu-S) sülfit mineralizasyonunu gösterir; ikincisi (Mg-Mn-Ti-V-Fe-Sc-Co-Al), çözünmüş, tespit edilemeyen ferromagnezyum minerallerinin ana kayalardaki ilkel etkisine işaret eder; üçüncüsü (Cr-Ni-Ca-Sr), bölgedeki metamorfik kayaçların yüzeysel olarak olası oluşumunu ifade eder; dördüncüsü ise (Ba-K-Na) bölgedeki alterasyon olaylarını göstermektedir. Sonuç olarak, PCA'daki ilk faktör (Zn-Pb-Cd-Cu-S) sülfit fazını, ikincisi (Ti-V-Sc-Fe-Al) magmatik ana kayadaki silikat fazına, üçüncü faktör ise magmatik ana kayadaki silikat fazına karşılık gelir. (Ni-Cr) faktörü zayıf metamorfik etkiyi açıklarken, dördüncü (Ca-Ba) ve beşinci (Sr-Ca) faktör Kirazlıyayla bölgesindeki alterasyon (kil) sürecini göstermektedir. Kirazlıyayla cevher yatağı, felsik kayanın ikincil bir faktör olduğu bir ara ana kaya bileşimi ile ilişkilidir. Sülfürlerin δ34S değerleri 0,7 ila 6,8 ‰VCDT arasında değişmekte olup, ortalama değer 2,13 ‰VCDT'dir. Çalışma alanındaki magmatik kayaların varlığı, magmatik imzaya sahip tek tip bir kükürt kaynağı için kanıt sağlamaktadır. Kükürt izotop bileşimindeki değişkenlik, orta ve yüksek sülfidasyonlu cevher minerallerinde gözlemlenir. Kuvars, 11,9 ile 12,7 ‰VSMOW arasında değişen δ18OVSMOW değerlerine sahiptir ve hidrotermal sıvının hesaplanan oksijen izotopik bileşimleri 10,8 ila 11,5 ‰VSMOW arasında değişmektedir, bu da genellikle hidrotermal sıvının magmatik kökenine işaret etmektedir. Ana cevherleşme parajenezine ait olan kuvars ve sfalerit örneklerinde belirlenen sıvı kapanımlar üzerinde kapsamlı bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmanın temel amacı, her bir kapanım için donma ve homojenleşmenin meydana geldiği sıcaklıkları belirlemektir. Sıvı kapanım incelemeleri sfalerit ve kuvars minerallerinde birincil olarak kategorize edilen iki fazlı sıvı-gaz kapanımlarının varlığını gösteriştir. Sfalerit FI'leri için Te (ötektik sıcaklıklar) -22,2 ile -16,2°C arasında değişmektedir. Kuvars FI'leri için Te değerleri -26,7 ile -16,2°C arasında değişmektedir. Bu bulgular bir H2O-NaCl sisteminin varlığını göstermektedir. Sıvı kapanımlar için Tm (en son erime sıcaklıkları), sfalerit mineralleri için -3,6 ila -0,8°C ve kuvars mineralleri için -4,3 ila -1,8°C arasında değişir. Kuvars minerallerinin FI'leri ve sfalerit minerallerinin FI'leri için Th (homojenizasyon sıcaklıkları) sırasıyla 95,5 ila 143,5°C ve 168,5 ila 274,2°C'dir. Sonuç olarak Kirazlıyayla Zn-Pb yatağını oluşturan akışkanların orta sıcaklıklardan düşük sıcaklıklara doğru ısıl bir evrim sürecinden geçtiği analşaılmaktadır. Kapanımlar için Tm-buz (en son buz erime sıcaklıkları) ölçülerek tuzluluk oranları hesaplanmıştır. Sfalerit minerallerindeki FI'lerin tuzluluk oranları ağırlıkça % 1,4 ila 6,2 NaCl eşdeğeri arasında değişir. Kuvars kristallerindeki FI'lerin tuzluluğunun ağırlıkça % 3,1 ila 6,9 NaCl eşdeğeri arasında değiştiği belirlenmiştir. Çalışmada sıvı kapanımların genel yoğunlukları da hesaplanmıştır. Hesaplanan yoğunluklar sırasıyla kuvars FI'leri için 0,96 ila 0,98 g/cm3 ve sfaleritin FI'leri için 0,79 ila 0,94 g/cm3 aralığındadır. Sonuç olarak, kuvars ve sfalerit içindeki bu sıvı kapanımların varlığı hidrotermal sular için potansiyel bir meteorik kaynağı gösterir ve cevher oluşumundan sorumlu sıvıların kademeli olarak karışımını tanımlar. Dolaysıyla sıvı akış yolu boyunca meteorik su akışı gerçekleşmiş olmalıdır. Bu nedenle, bu sıvı kapanımları magmatik-meteorik karışımı göstermekte, magmatik sıvı ve seyreltilmiş meteorik su arasındaki etkileşim nedeniyle düşük tuzlulukta cevher oluşturan sıvıların oluşmasına neden olmakta ve mineralizasyonun geç aşamasında daha fazla mineralizasyona yol açmaktadır. Hidrotermal sıvılardaki çinko, kurşun ve bakır, sıvı karışım koşulları altında aşırı doygun hale gelerek çökelmişlerdir. Batı Anadolu'daki (Türkiye) volkanik kökenli baz metal cevherleşmelerinin çoğu, Balcılar, Koru, Tesbihdere ve Şahinli gibi Eosen magmatik aktiviteleriyle ilişkilidir. Bu bağlamda Kirazlıyayla sahasında kurşun-çinko cevherleşmesine mekam kayalık yapan volkanik kayalar, sfalerit ve galen ile temsil edilen çinko ve kurşunun, Orta Eosen'deki hidrotermallerin dolaşım yoluyla, cevherleşme için en muhtemel yaş olarak belirlenen Eosendeki volkanik aktivitelerinden ve çevredeki volkanitlerden liç yoluyla türediği önerilmiştir. Bu nedenle, inceleme alanındaki hidrotermal akışkanların geçişine yol açan kırık ve faylar gibi yapısal elemanların, Eosen'deki volkanik aktivite ve hidrotermal sistemin oluşumundan önce gelişmiş olması gerekir. Sonuç olarak, Kirazlıyayla yatağı Eosen volkanizması ile ilişkili çeşitli fizikokimyasal koşulların ve hidrotermal akışkanların bir ürünüdür. Bu akışkanlar kabuğa nüfuz ederek civardaki kayalardan metalleri liç yoluyla çözer ve çalışma alanındaki KD doğrultulu faylar ve kırıklar yoluyla yüzeye doğru hareket eder. Bu hidrotermal sıvılar daha düşük basınç veya sıcaklık bölgelerine ulaştığında, çözünmüş metallerin sıvıdan çökelmesine ve damarlar ve damarcıklar şeklinde cevherleşme oluşturmasını mümkün kılan bir mineralizasyon süreci yaşanmış olmalıdır. Bu nedenle, volkanizm hem bir ısı kaynağı hem de hidrotermal sıvıları harekete geçiren bir mekanizma olarak önemli bir rol oynamıştır. Alterasyon desenleri, kükürt izotop oranlarının sıfıra yakın aralıkta değişim göstermesi ve cevherleşmenin volkanitler içinde yer alması, Kirazlıyayla cevherleşmesinin volkanojenik bir sistemin ürünü olduğunu göstermektedir.

Özet (Çeviri)

The investigation area, Kirazlıyayla, is located on the western part of the Pontides, one of the main tectonic units forming Anatolia. The extension of basement rocks is E-W and in the same direction as the regional tectonic setting that formed the Pontides' tectonic belt. One of the zinc-lead deposits in the region related to the andesitic volcanism that cuts through the Karakaya Fm's metamorphics is the Kirazlıyayla deposit. Crystalline schist, limestone, and diabase are defined as the oldest rock units, which belong to the Paleozoic, and in the meantime, they are the basement rocks of the Tertiary Fm in the area. In the early Tertiary, various sorts of severe volcanisms occurred. As a result of volcanic activities that started with basic to intermediate composition, basaltic, andesitic, and trachy-andesitic rocks were formed. 49.37 ± 0.73 Ma is measured as dating the extrusion of volcanism into the surface for the Kirazlıyayla volcanic rocks. Afterward, the dacitic volcanism took place. The ore deposit is hosted by highly altered andesitic volcanics of Eocene age, cutting through the basement metamorphics. The Kirazlıyayla is an epi-mesothermal, vein-stockwork type ore mineralization that is structurally controlled. Ore textures observed within the mineralization include brecciation, replacement, carries, veins and veinlets, dissemination, and sea-islands. Mineralization was formed by hydrothermal processes. Acidic hydrothermal solutions related to structurally controlled Eocene volcanism resulted in the formation of a number of clay minerals in and around the Kirazlıyayla zinc-lead mineralization. In the contact zone of dacite with andesite, alterations such as kaolinization and silicification have been detected. The alteration geochemistry indicated that the altered rocks had mainly composed of silicification and intense sericite alteration processes, with carbonate, and chlorite alteration types. Mineralization occurs in the silicified contact zones of dacites and andesite in the shape of stockwork veins. Large-scale stockworks within multiple alteration types identify the mineralization: centered extensive alterations of phyllic with subordinate propylitic and mildly weathered-oxidized zone (ferrugination). This stockwork zone is overlain by coarse grain sulfides, which have banded chalcopyrite and sphalerite with galena. The ore deposits associated with the dacite extrusive are weekly mineralized and have a small ore body as well. In this region, mineralization zones extend in two different directions, E-W and N-S. Shared characteristics with other occurrences in northwest Anatolia, the Kirazlıyayla deposit is a tectonically controlled zinc-lead mineralization hosted by andesitic volcanism within the Karakaya metamorphics. Ore minerals including pyrite (FeS2), chalcopyrite (CuFeS2), tennantite Cu 6[Cu 4(Fe,Zn)2]As4S13) as the sulfosalt mineral, galena (PbS), and sphalerite (ZnS) were identified as the main ore minerals. The ore mineral paragenesis is composed of pyrite, sphalerite, chalcopyrite, galena, tennantite, and covellite. Quartz, calcite, and dolomite with kaolinite account for the gangue minerals. Three ore mineralization stages were determined in the mineralization by thorough ore microscopy studies. The initial phase involves the crystallization of pyrite, followed by the precipitation of the first-generation chalcopyrite. Second generation chalcopyrite, subordinate tennantite, and sphalerite formed in the second stage. Significant galena deposition took place following the second stage. Supergene stage is insignificant in the studied area. Significant carbonatization occurred in the form of calcite and dolomite as product of post mineralization event, which itself is barren and ot produced any sulfide mineralization. Multivariate statistical techniques have been applied to samples to ascertain the composition of rocks, magma processes as well as hydrothermal phenomena. Geochemical plots are useful tools for identifying the geochemical behavior of selected parameters. Two groups of elements are identified in the Kirazlıyayla by applying statistical methods to geochemical data: the first group (Al-Fe-Ti-V) show a normal distribution pattern and the second group (Zn-Pb-Cu-Cd-Na-K-Cr-Ni-Mn-Mg) exhibits log-normal distribution with a positive skewness. Additionally, the Pearson Correlation Matrix was used to figure out relationships between the elements. In this context, for example, the Zn-Pb pair has the strongest positive correlation (r = 0.94). Pairs of Cr-Ni, Cd-Zn, Ti-V, and Fe-V have positive correlations (0.8 < r < 0.9). Pairs of Co-V, Cd-Pb, Mg-Mn, Cu-Pb, Mn-Zn, Sc-V, Fe-Mg, Cd-Cu, Cu-Zn, Mn-Pb, and Fe-Mn have moderately positive correlations (0.7 < r < 0.8). The Principal Component Analysis (PCA) and Hierarchical Cluster Analysis (HCA) models were used to identify geochemical anomalies associated with zinc and lead mineralization. While PCA is used to integrate the concentration measurements for several components, HCA is used to understand the mixed geochemical constituents in complex geological environments. The first cluster (Pb-Zn-Cd-Cu-S), based on the HCA, displays sulfide mineralization; the second (Mg-Mn-Ti-V-Fe-Sc-Co-Al), points out the primitive impact of dissolved, undetectable ferromagnesian minerals in the host rocks; the third (Cr-Ni-Ca-Sr), expresses the superficially probable occurrence of metamorphic rocks in the area; and the fourth (Ba-K-Na), shows the alteration events in the area. Consequently, the first factor (Zn-Pb-Cd-Cu-S) in the PCA illustrates the sulfide phase, the second (Ti-V-Sc-Fe-Al) one corresponds to silicate phase in the magmatic host rock, the third (Ni-Cr) factor explains the weak metamorphic impact, and the fourth (Ca-Ba) and fifth (Sr-Ca) factors indicate the alteration (clay) process in the Kirazlıyayla area. The Kirazlıyayla ore deposit is associated with an intermediate host rock composition, with felsic rock being a secondary factor. The sulfides' δ34S showed an average value of 2.13 ‰VCDT, with a range of 0.7 to 6.8 VCDT. The research area's igneous rock composition offers indications of a consistent sulfur source with a magmatic fingerprint. Intermediate and high-sulfidation ore minerals exhibit diversity in sulfur isotope composition. Quartz has δ18OVSMOW values ranging from 11.9 to 12.7 ‰VSMOW, and the calculated oxygen isotopic compositions of hydrothermal fluid range from 10.8 to 11.5 ‰VSMOW, indicating the magmatic origin for the hydrothermal fluids. A comprehensive study was performed on fluid inclusions from quartz and sphalerite that belong to main mineral paragenesis to determine the temperatures at which freezing and homogenization occurred for each inclusion. Two-phase liquid-vapor inclusions, which are classified as primary inclusions, have been observed in both the sphalerite and quartz minerals based on fluid inclusion examinations. Te (eutectic temperatures) for sphalerite mineral FIs range from -22.2 to -16.2°C. In quartz crystals, the Te values for FIs range from -26.7 to-16.2°C. These findings demonstrate the existence of an H2O-NaCl system. For fluid inclusions, the Tm (latest melting temperatures) ranges from -3.6 to -0.8°C for sphalerite minerals and -4.3 to -1.8°C for quartz minerals. The Th (homogenization temperatures) for FIs of quartz minerals and FIs of sphalerite minerals are 95.5 to 143.5°C and 168.5 to 274.2°C, respectively. This suggests that the hydrothermals thermally underwent through evolving process from intermediate to low temperatures. By measuring the Tm-ice (latest ice melting temperatures), the salinities were computed. The salinities of FIs in sphalerite minerals ranged from 1.4 to 6.2 wt % NaCl equivalent. It appears that the salinities of FIs in quartz crystals vary from 3.1 to 6.9 wt % NaCl equivalent. The overall densities of these FIs were also calculated. The calculated densities range from 0.96 to 0.98 g/cm3 for the FIs in quartz minerals and 0.79 to 0.94 g/cm3 for the FIs in sphalerites, respectively. Conclusionlly, the presence of these FIs within quartz (SiO2) and sphalerite (ZnS) suggests a possible meteoric source, and it could be related to the slow mixing of fluids that formed ore mineralization since meteoric water tracks the fluid flow pattern. As a result, these FIs demonstrate magmatic-meteoric mixing, which led to the formation of low-salinity ore-forming fluids as a result of the interaction between diluted meteoric water and magmatic fluid. This interaction furthered the mineralization process during the late stage of mineralization. Under fluid mixing environments, zinc, lead, and copper in hydrothermal fluids may supersaturate, forming the ore minerals. Most of volcanic-hosted base metal mineralizations in NW Anatolia (Türkiye) are associated with Eocene magmatic activities such as Balcılar, Koru, Tesbihdere, and Şahinli. In this context, volcanic rocks that host to zinc-lead mineralization in the Kirazlıyayla area, and it is suggested that the zinc and lead represented by sphalerite and galena were derived from the Eocene volcanic activities and surrounding volcanics through hydrothermal alterations in the middle Eocene, which is the most probable age for the mineralization. Therefore, the structural elements including fractures and faults that served as pathway for the hydrothermal fluids within the investigated area must have developed prior to volcanic activity and hydrothermal system in the Eocene. In conclusion, several types of physicochemical factors related to volcanism and the circulation of hydrothermal fluids have an important role on the formation of Kirazlıyayla deposit. Through the research area's NE-trending faults and fractures, these fluids may circulate and flow towards the surface while reaching the crust and leaching the metals from surrounding rocks. Mineralization frequently happens when these hydrothermal fluids approach zones of reduced pressure or temperature, enabling dissolved metals to separate from the fluid and form mineralized veins. Consequently, the volcanism improved our knowledge of metallogenesis in northwest Türkiye by serving as a heat source and a mechanism for releasing hydrothermal fluids. As indicated by alteration patterns, sulfur isotope ratios range near zero, and mineralization hosted by the volcanic rocks, the Kirazlıyayla mineralization is a product of a volcanogenic system.

Benzer Tezler

  1. Mut (Mersin) Göcekler köyü manyezit yataklarının mineralojisi, jeokimyası ve jenezi

    Mineralogy, geochemistry and genesis of magnesite deposits of GÖcekler village (Mut-Mersin)

    TUĞBA TOROS

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Jeoloji MühendisliğiMersin Üniversitesi

    Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FEVZİ ÖNER

  2. Ürgüp formasyonu Mustafapaşa üyesi'nin (Kapadokya) jeolojisi, kil mineralojisi, jeokimyası ve jenezi

    Geology, clay mineralogy, geochemistry and genesis of the Mustafapaşa member of the ürgüp formation (Cappadocia)

    TACİT KÜLAH

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Jeoloji MühendisliğiEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SELAHATTİN KADİR

  3. Reşadiye (Tokat) geç kretase volkano-sedimanter birimlerdeki bentonitlerin mineralojisi, jeokimyası ve kökeni

    Mineralogy, geochemistry and genesis of bentonites in the late cretaceous volcano-sedimentary units of the Reşadiye (Tokat)

    NERGİS ÖNALGİL UYANIK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Jeoloji MühendisliğiEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SELAHATTİN KADİR

  4. Gevrekseydi (Kütahya) ve yakın çevresindeki kil yataklarının jeolojisi, mineralojisi, jeokimyası ve jenezi

    Geology, mineralogy, geochemistry and genesis of gevrekseydi (Kutahya) and its vicinity's clay deposits

    CUMHUR EREN IŞIK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Jeoloji MühendisliğiKütahya Dumlupınar Üniversitesi

    Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜRSEL YANIK

  5. Gümüşhane yöresi erken-orta Jura yaşlı Şenköy formasyonu'nda gelişen K-bentonitlerin mineralojisi, jeokimyası ve jenezi

    Mineralogy, geochemistry and genesis of K-bentonites in Şenköy formation from the Gümüşhane area

    İREM BAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Jeoloji MühendisliğiKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. EMEL ABDİOĞLU YAZAR