Index modulation based designs, error performance and physical layer security analyses for unmanned aerial vehicle networks
İnsansız hava aracı ağları için indis modülasyonu tabanlı tasarımlar, hata performansı ve fiziksel katman güvenlik analizleri
- Tez No: 887618
- Danışmanlar: PROF. DR. İBRAHİM ALTUNBAŞ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Elektrik ve Elektronik Mühendisliği, Electrical and Electronics Engineering
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Elektronik-Haberleşme Eğitimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Telekomünikasyon Mühendisliği Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 134
Özet
5G ağlar gelecek nesil haberleşme sistemlerinin uygulamalarından beklenen talepleri karşılamada yeterli olamayacaktır. Bu sebeple, 2030'dan sonra kullanıma girmesi beklenen 6G kablosuz iletişim ağları üzerinde araştırmalara başlanmıştır. 6G kablosuz iletişim ağlarının geliştirilmiş mobil geniş bant (enhanced mobile broadband plus, eMBB-Plus) teknolojisini daha da iyileştirmesi, nesnelerin interneti teknolojisinin kapsamını genişletmesi ve ağları/cihazları daha akıllı hale getirmesi beklenmektedir. 6G'deki bağlantı hedeflerine ulaşmak için ana teknoloji gelişmeleri arasında tüm spektruma dinamik erişimi olan ayarlanabilir alıcı ve vericiler, küp uydular (CubeSats) ve insansız hava araçları (unmanned aerial vehicle, UAV) tarafından sağlanan teknolojiler, mevcut kablosuz haberleşme hücrelerinden bağımsız ultra büyük çoklu giriş çoklu çıkış (multiple-input multiple-output, MIMO) iletişim ağları ve aktif sinyal iletimi ve alımı ile kablosuz bir yayılma ortamı sağlayan akıllı iletişim araçları bulunmaktadır. Terahertz ve optik radyo bantlarını kullanan 6G ağlarının saniyede $1-10$ terabit veri hızına ulaşması hedeflenmektedir. Yüksek frekanslı bantlar kullanıldığı durumda, kullanıcı deneyimi veri hızının ise saniyede gigabayt seviyelerine ulaşabilmesi beklenmektedir. Spektrum verimliliğinin 5G'ye kıyasla $3-5$ kat artırılabilmesi ve daha iyi ağ yönetimi için yapay zeka kullanımı yoluyla enerji verimliliğinin yaklaşık $10$ kat artırılabilmesi hedeflenmektedir. Geniş kapsama alanı sağlamak amacıyla 6G kablosuz iletişim ağları, 1G-5G'deki karasal iletişim ağlarından, uydu, UAV, karasal ultra yoğun ağlar, yeraltı iletişimi ve deniz iletişimi dahil olmak üzere entegre uzay-hava-yer-deniz ağlarına doğru genişleyecektir. Bu teknoloji gelişmelerinin ve 6G uygulamalarının getirdiği ihtiyaçlar doğrultusunda yeni performans ölçütlerine ve tekniklere ihtiyaç bulunmaktadır. Bununla birlikte, 6G ağlarının daha kapsamlı bir değerlendirmesini sağlamak için maliyet, güvenlik kapasitesi, kapsama alanı, akıllı haberleşme sistemi işletim seviyeleri gibi temel performans göstergeleri de oluşturulmalıdır. Son birkaç yılda, esnek tasarımları, hızlı konumlanabilme kabiliyetleri ve düşük maliyetli olmaları sebebiyle UAV uygulama alanları oldukça artmıştır. UAV'ler, geniş alan kapsama özellikleri nedeniyle 6G ağlarında uçan baz istasyonu (base station, BS), kullanıcı ekipmanı (user equipment, UE) veya röle olarak kullanılabilmektedir. UAV'ler 6G için bir başka potansiyel iletişim platformu olan uydu ağlarında da kullanılabilir. UAV teknolojisinde kaydedilen önemli ilerlemelere rağmen, hala UAV destekli haberleşme sistemleri için çözülmesi beklenen birçok zorluklar bulunmaktadır. UAV'lerin üç boyutlu konumlanabilmelerinden, uzamsal ve zamansal hızlı kanal değişimlerinden ve havasal gölgeleme etkilerinden dolayı, UAV kanallarını modellemek için kapsamlı araştırmalara ihtiyaç bulunmaktadır. UAV kanallarının modellemesinde karşılaşılan zorluklara ek olarak, UAV tabanlı iletişimde karşılaşılan diğer temel zorluklardan bazıları güvenlik ve standardizasyon sorunları, UAV'lerin sınırlı pil ömrü ve mevcut ağlarla entegrasyonu olarak sıralabilir. UAV destekli iletişimin spektral verimliliğini artırmak için indis modülasyonu (index modulation, IM) potansiyel bir teknik olarak ele alınabilir. IM, sistemin spektral verimliliğini artırmak için kablosuz iletişim ağının ana bileşenlerini veri iletimi aracı olarak kullanmaktadır ve akademik çevrelerden gitgide artan bir ilgi görmektedir. Yaygın IM tekniklerinden biri olan uzaysal modülasyon (spatial modulation, SM), bilgi bitlerini anten indislerine eşler. SM kavramına benzer şekilde, dağıtılmış uzaysal modülasyon (distributed spatial modulation, DSM), işbirlikli bir sistemde röle indislerini kullanarak bilgi bitlerinin iletilmesine olanak sağlar. DSM tekniği sistemin toplam verimini artırır ve dağıtılmış çeşitleme kazancı ile kaynak güvenilirliğini geliştirir. Bir diğer yaygın IM tekniği olan ortam tabanlı modülasyon (media-based modulation, MBM), radyo frekansı (radio frequency, RF) aynaları ve PIN diyotları benzeri unsurların yeniden yapılandırılabilir bir antene (reconfigurable antenna, RA) entegre edilmesiyle oluşturulmaktadır ve çeşitli kanal durumları arasından belirli bir iletim kanalının seçimi ile bilgi iletimine olanak sağlamaktadır. MBM'lerdeki farklı kanal durumu oluşturan elemanlara benzer şekilde, yeniden yapılandırılabilir akıllı yüzeylerdeki (reconfigurable intelligent surface, RIS) akıllı yansıtıcı elemanlar (reflecting elements, RE) yayılma ortamını zenginleştirir ve ayrıca kanalı değiştirmek için uygun faz kaymaları gerçekleştirir. Bu sayede düşük maliyetli PIN diyotlar veya varaktörler aracılığıyla sinyal-gürültü-oranı (signal-to-noise-ratio, SNR) artırılabilir. MBM ve RIS benzer yapılardan oluşmasına rağmen, MBM tekniği ile ek bilgi bitleri iletilirken, RIS genel sistem güvenilirliğini artırmaktadır. 6G iletişim ağları, yüksek operasyonel esneklik, bağımsız iletişim yapısı ve güvenilir bağlantı özellikleri gözönüne alınarak tasarlanmaktadır. Bu avantajlarına rağmen, 6G ağları UAV'leri ve uyduları içeren farklı katmanlı yapısı sebebiyle güvenlik tehditlerine karşı bir çok zorluğu da aşmaya gereksinim duymaktadır. Bu nedenle, fiziksel katman güvenliği (physical layer security, PLS), radyo erişim ağının güvenilirliğini artırmak için uyarlanabilir olarak ek bir güvenlik katmanı olabilir. Güvenliği sağlamak için yapay gürültü (artificial noise, AN) kullanan aktif rölelerin veya dost bozucuların (friendly jammer, FJ) kullanılması gibi geleneksel PLS çözümleri, donanım maliyetlerinin ve güç tüketiminin artmasına neden olabilir. Bu sebeple, RIS tabanlı PLS, güvenli ve uygun maliyetli 6G ağlarının güvenliği için bir çözüm olarak sunulmaktadır. Bu tezde, öncelikle UAV kanallarına ilişkin ölçümler yapılarak UAV kanal katsayılarının dağılımları araştırılmıştır. Ardından, gelecek nesil haberleşme ağlarının yüksek güvenilirlik ve yüksek veri hızı taleplerini karşılamaya yönelik olarak UAV sistemleri için DSM ve MBM teknikleri ele alınmıştır ve teorik sonuçlar elde edilmiştir. UAV'ler için veri güvenilirliği analizlerinin ardından UAV ağları için haberleşme güvenliğine yönelik olarak gölgeleme yan bilgisi (shadowing side information, SSI) tabanlı röle seçimi, RIS, ortak verici-alıcı örüntü seçimi (joint transmit-receive pattern selection, JTRPS) yöntemlerinin kullanılması önerilmiştir. Bu tezin ilk çalışması olarak UAV kanallarını modellemek için, gerçekçi dış ortamda hava-yer (air-to-ground, AtG) kanal koşullarında elde edilen ölçüm sonuçları ve (maximum likelihood, ML) karar kuralı kullanılarak kanal istatistikleri araştırılmıştır. Bu çalışmada, yol kaybı üsteli eğri uydurma yöntemi ile bulunmuş ve sönümleme istatistikleri ML karar kuralı kullanılarak kestirilmiştir. Pratik ölçümler, AtG kanalının literatür çalışmalarına benzer şekilde Nakagami ve Rician dağılımları ile modellenmesinin mümkün olduğunu göstermiştir. Kanal modelleme çalışmalarının ardından tezin ikinci kısmında, sistem verimini artıran IM tekniklerinden biri olan DSM, hem UAV röleleri ile yer-yer (ground-to-ground, GtG) iletişimi hem de UAV-BS ile yer röleleri arasındaki AtG iletişimi için çalışılmıştır. UAV'lerin sınırlı güce sahip olmaları göz önünde bulundurularak, döngüsel artıklık kontrolü (cyclic redundancy check, CRC) destekli yenilikçi bir DSM yapısı önerilmiştir. Bu şekilde hatalı UAV aktivasyonu, dolayısıyla hata yayılımı ve boşuna güç tüketimi önlenmektedir. Ayrıca, DSM tekniği UAV-BS'nin röle indislerinin yanında modüle edilmiş sembolleri de kullanılarak bilgi iletebildiği bir biçimde genelleştirilmiştir. Önerilen sistemler için teorik bit hata olasılıkları (bit error probability, BEP) elde edilmiş ve simülasyon sonuçları ile doğrulanmıştır. UAV'ler için IM teknikleri çalışmasının devamı olarak, RA gömülü UAV rölesi ile MBM tekniği gerçeklenebilir. Kullanılan RA'daki RF aynalarının farklı açma-kapama durumlarında bağımsız eş dağılımlı (independent identically distributed, i.i.d.) ayna aktivasyon örüntüleri (mirror activation pattern, MAP) oluştuğundan dolayı yüksek kapasite kazançları elde edilebilir. Bu çalışmada, yenilikçi RA-gömülü UAV röle destekli iki atlamalı iletişim sistemi önerilmiş ve bu önerilen sistem sayesinde ilk atlamada SSI tabanlı MAP seçimi ikinci atlamada MBM tekniği ile birleştirilebilmiştir. Bu sistemde yalnızca bir RF zinciri gerektiğinden, RA-gömülü UAV'ler uygun maliyetli gerçeklenebilmektedir. Ayrıca, SSI tabanlı MAP seçimi, hızlı kanal durum bilgisi (channel state information, CSI) taşıyan yüksek veri hızına sahip bir geri besleme kanalına ihtiyacı ortadan kaldırması nedeniyle spektral verimliliği artırmaktadır. Teorik analizi basitleştirmek ve standardizasyon parametrelerini dikkate almak için AtG kanalı çift Nakagami dağılımı ile modellenmiştir. Teorik BEP analizi ve asimptotik ifadeler elde edilmiş ve simülasyon sonuçları ile doğrulanmıştır. Ayrıca, işbirlikli GtG iletişimde RA gömülü röle UAV'ler için bir tasarım kılavuzu sunulmaktadır. Hata analizi çalışmalarının yanı sıra PLS de 6G ağları için önemli bir konudur. Özellikle, UAV'lerin ve uyduların geniş alanlara yayın yapabilmeleri, onları güvenlik tehditlerine daha açık hale getirmektedir. Ayrıca, hava birimleri yer kullanıcılarıyla büyük olasılıkla yüksek görüş hattına (line-of-sight, LOS) sahip olacaklarından dolayı bazı UAV'lerin gizli dinleyici veya karıştırıcı olması durumları fiziksel güvenlik zaafiyetine sebep olabilir. Bu sebeplerle, tezin devamında UAV haberleşme güvenliği araştırılmıştır. PLS analizinin ilk bölümünde dik olmayan çoklu erişim (non-orthogonal multiple access, NOMA) tabanlı UAV destekli karasal ağlar için gizlilik analizleri yapılmıştır. Sistem gizliliğini artırmak için iki aşamalı röle seçimi önerilmiştir. PLS analizlerinin ikinci kısmı olarak, tam çift yönlü (full-duplex, FD) UAV röleleri içeren uzay-hava-yer entegre ağlarında (space-air-ground-integrated network, SAGIN) pasif ve aktif gizli dinleyici (passive eavesdropper/active eavesdropper, PE/AE) bulunan kapsamlı bir sistem modeli ele alınmıştır. Önerilen sistem modelinde, SSI tabanlı röle seçimi ile alınan sinyal-gürültü oranı (signal-to-noise ratio, SNR) artırılarak kesinti olasılığı (outage probability, OP) iyileştirilmektedir. Ayrıca, gizli dinleyici ile FD-UAV röleleri arasından en iyi kanala sahip röle FJ görevi görerek gizli dinleyicinin girişimini artıran AN sinyali iletmektedir. Yarı zamanlı (half-duplex, HD) eşdeğerleri iki iletim aralığında çalışırken, önerilen sistem tek bir iletim aralığında çalışmaktadır. SAGIN sisteminin güvenilirlik ve güvenlik performansını kapsamlı bir şekilde değerlendirmek amacıyla iletim gizlilik kesinti olasılığı (transmission secrecy outage probability, TSOP) analizleri yapılmıştır. PLS analizlerinin üçüncü kısmı olarak, düşük maliyetli RE'ler kullanarak yayılma ortamını olumlu bir şekilde etkileyebilen bir iletişim teknolojisi olan RIS teknolojisi UAV ağları için önerilmiştir. RIS yardımıyla RA gömülü BS ve UAV hava iletişiminin gizli bir dinleyici bulunduğu durumda güvenlik performansı ele alınmıştır. UAV'de alınan SNR'yi iyileştirmek için JTRPS tekniği ile RIS'de ideal faz kaydırma yöntemleri biraraya getirilmiştir. Bu tekniklerin diğer bir avantajı da alıcıdaki SNR iyileşirken gizli dinleyicinin performansında ciddi bir artışa sebep olmamalarıdır. Kapasite tabanlı gizlilik kesintisi olasılığı (secrecy outage probability, SOP) ve TSOP analizleri sunulmuştur. Özetle, bu tez gerçekçi kanal modellerini dikkate alarak gelecek nesil ağlar için yenilikçi UAV'lerin dahil olduğu haberleşme sistemleri önermektedir. Bu süreçte, DSM, röle ve örüntü seçimi ve MBM teknikleri kullanılmıştır. Ayrıca, UAV sistemlerinin güvenilirliğini değerlendirmek için ilk olarak BEP ve simge hata olasılığı (SEP) teorik analizleri elde edilmiştir. UAV sistemlerinin gizlilik performansını araştırmak için SOP ve TSOP performansları ayrıntılı ve kapsamlı analizlerle incelenmiştir.
Özet (Çeviri)
Current 5G networks will not be able to meet emerging communications demands. As a result, research has begun on 6G wireless communication networks, which are expected to be deployed after 2030. 6G wireless communication networks will further improve mobile broadband, extend coverage and enable networks to include more and more smart devices. Reconfigurable front-ends for dynamic spectrum access, the Internet of Space Things enabled by CubeSats and Unmanned Aerial Vehicles (UAVs), cell-free massive multiple-input multiple-output (MIMO) communication networks, and intelligent communication environments that enable a wireless propagation environment with active signal transmission and reception are key technology advances to meet the requirements of 6G networks. Therefore, 6G will introduce new technical requirements and performance metrics driven by new application needs. 6G networks using terahertz and optical radio bands could reach $1-10$ terabytes per second. Moreover, high-frequencies can provide data rates that can reach gigabytes per second for user experience. Spectrum efficiency can be increased by a factor of $3-5$, while energy efficiency can be increased by a factor of about $10$ through the use of artificial intelligence for better network management compared to 5G. Other key performance indicators, such as cost-effectiveness, security capacity, coverage, intelligence levels, etc., should also be established to provide a more complete assessment of 6G networks. To provide global coverage, 6G wireless communication networks will expand from terrestrial communication networks in 1G-5G to integrated space-air-ground-sea networks, including satellites, UAVs, terrestrial networks, and marine communications. Over the past few years, a wide range of applications for UAVs has been established due to the advantages of their flexible design, rapid deployment, and low cost. A UAV can be used as aerial base stations (BS), user equipment (UE), or relay terminal in the 6G network because of their flexible design. UAVs can also be used in satellite networks which are another potential communication platform for 6G. In spite of the significant progress made in UAV technology, there are still several challenges. To enable UAV-based communication systems, extensive research is needed to accurately model the channel as UAV channels are unique due to their 3D deployment, high mobility, spatial and temporal instability, and aircraft shadowing. In addition to channel modeling challenges, UAV-based communications face several challenges, including security and regulatory issues, limited battery life, and seamless integration with existing networks. Index modulation (IM) can be considered as a potential technique to increase the spectral efficiency of UAV-based communications. IM uses information about the main building blocks of the wireless communication network to increase spectral efficiency and due to its advantages it has attracted considerable interest from the academia over the past decade. One of the common IM techniques, spatial modulation (SM), maps the information bits to the antenna indices. Similar to the concept of SM, distributed spatial modulation (DSM) allows the transmission of information bits using relay indices in a cooperative system. The DSM technique increases the aggregate throughput of the system and improves source reliability through distributed diversity. Another common IM technique, media-based modulation (MBM), embeds information in the selection of a particular transmission channel from a variety of channel states created by integrating parasitic elements such as radio frequency (RF) mirrors and PIN diodes in a reconfigurable antenna (RA). Similar to the external parasitic elements in MBMs, intelligent reflective elements in reconfigurable intelligent surfaces (RIS) enrich the propagation environment and perform proper phase shifts to modify the channel. This improves overall signal-to-noise ratio (SNR) quality by utilizing low-cost PIN diodes or varactors. Although MBM and RIS are based on similar structures, the MBM technique is designed to transmit additional information bits, while RIS increases the overall system reliability. 6G communication networks are designed for full connectivity with high operational flexibility and autonomy. Despite these advantages, the heterogeneity of the 6G network with UAVs and satellites makes it more vulnerable to security threats. For this reason, physical layer security (PLS) can act as an additional layer of security to enhance the trustworthiness of the radio access network. Traditional PLS solutions, like using active relays or friendly jammers (FJs) which use artificial noise (AN) to provide security, can result in increased hardware costs and power consumption. In this thesis, first the UAV channels are investigated with measurements. Then, in order to meet the high reliability requirements of future generation networks, integrated UAV systems are considered and novelties with solid theoretical foundations are proposed using DSM, and MBM. After reliability analysis for UAV systems, security problems are considered and novel system designs with non-orthogonal multiple access (NOMA), SSI-based UAV relay selection, joint transmit-receive pattern selection (JTRPS), and RIS are analytically investigated. In the first part of this thesis, we have measured the air-to-ground (AtG) channel by exploiting its statistics in realistic outdoor channel conditions for the UAV. In this study, the path loss exponent is found with curve fitting and fading statistics are estimated using the maximum likelihood (ML) decision rule. Practical measurements showed that the AtG channel is likely to be modeled with Nakagami and Rician distributions. In the second part of this thesis, DSM technique, one of the IM techniques, is considered for both ground-to-ground (GtG) communication with UAV relays and UAV BS included AtG communication from error performance perspective due to the increased throughput advantage of DSM. By considering inherited characteristics of UAVs such as limited power, we proposed a cyclic redundancy check (CRC) aided UAV-relays. In this way erroneous UAV activation, error propagation and futile power consumption are prevented. Furthermore, DSM is generalized by using relay indices and modulated symbols for UAV BS to transmit information. As a continuation study of IM techniques for UAVs, MBM technique is realized by using RAs with mirror activation patterns (MAPs), which depend on the different on-off situations of RF mirrors. By this way the higher capacity gains can be achieved since the channel coefficients received from multiple paths are independent and identically distributed (i.i.d.). Therefore, a novel RA-embedded UAV relay-aided dual-hop communication system is proposed, combining SSI-based MAP selection at the first hop with the MBM technique at the second hop. As only one RF chain is required in this system, RA-embedded UAVs are cost-effective. In addition, SSI-based MAP selection improves spectral efficiency by eliminating a high data rate feedback channel carrying fast channel state information (CSI). For the purpose of simplifying the theoretical analysis and taking into account the standardization parameters, the AtG channel is modeled with a double Nakagami distribution. Theoretical bit error probability (BEP) analysis and asymptotic expressions are obtained and validated with simulation results. Besides the spectrum efficiency and high reliability {\color{Green}concerns}, PLS is also a significant concept for 6G networks. Especially, the intrinsic broadcast nature of UAVs and satellites makes them more susceptible to security threats. In particular, UAV eavesdroppers or UAV jammers have a physical channel advantage because of the high line-of-sight (LOS) probability with ground users. Motivating from this point, security threats are investigated for UAV networks. In the first part of the PLS analysis, NOMA based UAV BS aided terrestrial networks are investigated with secrecy analysis. In the second part of the PLS analysis, passive and active eavesdropper (PE/AE) {\color{Green}UAVs are} considered in space-air-ground-integrated network (SAGIN) that includes full-duplex (FD) UAV relays. Furthermore, the received SNR is increased with SSI-based relay selection, which improves the outage probability (OP). One of the PLS improving methods, FJ, is deployed in SAGIN by selecting from the FD-UAV relays. The proposed system operates in one transmission slot, unlike its half-duplex (HD) counterparts. Transmission secrecy outage probability (TSOP) expressions are derived to comprehensively evaluate the reliability and security performance of the SAGIN. In the third part of the PLS analysis, RIS, {\color{Green}which} favorably adapts the propagation environment by using low-cost reflective elements (REs), is considered for aerial communication in the existence of UAV eavesdropper to enhance security performance. To improve the received SNR both JTRPS and ideal phase shifting at RIS are proposed. Moreover, capacity-based secrecy outage probability (SOP) and TSOP expressions are derived and theoretical results are validated by simulations. In summary, this thesis presents novel UAV-included communication systems for future-generation networks by considering realistic channel models and channel parameters in standardization studies. Through this process, we deployed DSM, relay and pattern selection, MBM, NOMA techniques to UAV-based systems. Moreover, we initially investigated BEP, symbol error probability (SEP) to evaluate the reliability of the UAV systems. To investigate the secrecy performance of UAV systems, SOP, and TSOP expressions are studied with detailed comprehensive analysis.
Benzer Tezler
- Next-generation MIMO systems: From index modulation to deep learning
Yeni nesil çok-girişli çok-çıkışlı sistemler: İndis modülasyonundan derin öğrenmeye
BURAK ÖZPOYRAZ
Yüksek Lisans
İngilizce
2022
Elektrik ve Elektronik MühendisliğiKoç ÜniversitesiElektrik-Elektronik Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ERTUĞRUL BAŞAR
- Ortam-tabanlı modülasyonlu özgün sistem tasarımları
Novel system design with media-based modulation
İBRAHİM YILDIRIM
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Elektrik ve Elektronik Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiElektronik ve Haberleşme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İBRAHİM ALTUNBAŞ
DOÇ. ERTUĞRUL BAŞAR
- Algorithms for interference immunity and efficient radio resource utilization in wireless communications systems
Kablosuz iletişim sistemlerinde girişim direnci ve verimli radyo kaynağı kullanımı için algoritmalar
ARMED TUSHA
Doktora
İngilizce
2023
Elektrik ve Elektronik Mühendisliğiİstanbul Medipol ÜniversitesiElektrik-Elektronik Mühendisliği ve Siber Sistemler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HÜSEYİN ARSLAN
- From media-based modulation to reconfigurable intelligent surfaces: Novel index modulation solutions
Ortam-tabanlı modülasyon'dan uyarlanabilir akıllı yüzeylere: Özgün indis modülasyon çözümleri
ZEHRA YİĞİT
Doktora
İngilizce
2022
Elektrik ve Elektronik Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiElektronik ve Haberleşme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ERTUĞRUL BAŞAR
PROF. DR. İBRAHİM ALTUNBAŞ
- Ortam tabanlı modülasyonlu işbirlikli dik olmayan çoklu erişim
Media-based modulated cooperative non-orthogonal multiple access
MEHMET CAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Elektrik ve Elektronik Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiElektronik ve Haberleşme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İBRAHİM ALTUNBAŞ