Geri Dön

Gözyaşı kesesinde östrojen ve progesteron reseptörlerinin araştırılması

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 91209
  2. Yazar: HASAN HÜSEYİN UYSAL
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ORHAN BAYKAL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Göz Hastalıkları, Eye Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2000
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Atatürk Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 67

Özet

IV ÖZET İdiyopatik Kronik Dakriyosistitler orta yaş kadınlarda fazla görülür. Bu hastalıkhğın östrojen-progesteron hormonlan ile bir ilişkisi olabileceği düşünüldü. Bu ilişkiyi belirleyebilmek için insan gözyaşı kesesinde östrojen-progesteron reseptörü aramaya karar verildi. Hasta grubu 10 erkek 25 kadın toplam 35 hasta olarak belirlendi. Bunlara dakriyosistorinostomi ameliyatı yapılarak kese numuneleri alındı. Kontrol grubu olarak, dosya incelemeleri ve aile anemnezleri sonucunda bu hastalık bakımından sağlam oldukları anlaşılan ve parça alındıktan sonra yapılan histolojik inceleme ile dakriosistit olmadıkları teyit edilen 10 kadın 7 erkek toplam 17 postmortem kese örneği alındı. Vaka ve kontrol grubu kese örneklerinde streptoavidin-biotin yöntemi ile östrojen ve progesteron reseptör protein antijeni (DAKO) ile boyandı. Kontrol grubunda 5 premenapoz kadından 2'sinde ve 7 erkekten Finde östrojen reseptör proteini müspet bulunurken vaka grubunda 13 premenapoz kadından 4'ünde östrojen reseptör proteini müspet bulundu. Progesteron reseptör proteini sadece bir örnekte, 13 premenapoz vaka örneğinden l'inde, müspetti. Gözyaşı kesesinde Östrojen-Progesteron reseptör proteinin varlığı ile ilgili literatür taramasında herhangi bir bilgiye rastlanılmamıştır. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda immünolojik/romatoid hastalıklarla östrojen ilişkisinin önemine işaret edildiği göz önüne alındığında, bizim gözyaşı kesesinde östrojen reseptör proteininin varlığım tespit etmiş olmamız hastalığın etiyolojisini tespit ve tedavinin yönlendirilmesi çalışmalarına yeni bir katkı sağlayacaktır. Hormonlar, etkileri ve hormon reseptörleri konusunda mevcut bilgilerimiz henüz çok azdır. Bu konuda hızlı ve sürekli bir gelişme görülmektedir. Hormon reseptörleri ve onların belirlenme yöntemleri hakkında yeni bilgiler elde edilmekte ve yeni sonuçlar açıklanmaktadır. Bu olumlu gelişmeler nedeniyle kronik dakriosistitlerin etiyolojisi hakkında yakın bir gelecekte ilerleme kaydedilebileceğini umuyoruz. T.c. yükseköğretim kurull Hi

Özet (Çeviri)

SUMMARY Idiopathic chronic dacryocystitis is commonly seen in middle-aged women. It was considered that there might be a relationship between this illness and estrogen -progesteron hormones. In order to define this relationship it was decided to look for the estrogen- progesterone receptor in the lacrimal sac. As case group, the subjects were defined as 10 male and 25 female, a total of 35 patients. The lacrimal sac examples were taken from the subjetcts by clacryocystorhinostomy (DCR) operation. 17 postmortem lacrimal sac examples (from 7 male and 10 female),after examining the files and family anamnesis and verifying with a histological examination that they were not dacryocystitis, were taken from the subjects in control group. The lacrimal sac examples, both in case and control groups, were painted with estrogen-progesteron receptor protein antigene (DAKO) by using streptoavidine-biotin method. In control group, estrogen receptor protein was found positively in 2 out of 5 premenaposal female and in 1 out of 7 male and, in case group, estrogen receptors protein was found positively in 4 out of 13 premenaposal female. Progesteron receptors protein in only 1 subject in only 1 out of 13 premenaposal case exaples, was positive. It was not seen in any literature study that there was a relationship between the lacrimal sac and the estrogen-progesteron receptor protein. As in recent studies, it was emphasized that the relation between immunologic/ romatoid illnesses and estrogen is important, our defining (this is the firs study in this area) the estrogen receptor protein in the lacrimal sac would contribute to the treatment and definitions of this illness. Present knowledge on hormones, their effects and receptors is very little. A rapid and continuous improvement has been seen on this subject. New knowledge has been improved about the techniques on hormon receptors and the ways defining them. We hope that in recent years there will be new developments about the etiology of the chronic dacryocystitis because of the positive efforts in this area.

Benzer Tezler

  1. Dakriyosistorinostomi cerrahisinde bikanaliküler silikon tüp entübasyonu ve cerrahi başarıya etkileri

    Bicanalicular silicone tube intubation in dacryocystorhinostomy surgery and its effect on outcomes

    CENK ZEKİ FİKRET

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Göz HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    UZMAN MELTEM YALÇIN

  2. Riskli dakriyosistit olgularında birbiri içine geçmeli çift tüp uygulamasının fonksiyonel prognoza etkisi

    Başlık çevirisi yok

    ATİLA VELİ KUŞÇU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Göz HastalıklarıSüleyman Demirel Üniversitesi

    Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA DURMUŞ