Sadrüşşerîa'nın Osmanlı kelâmına etkisi: Hüsün-Kubuh meselesi
The Effect of Sadr El-Sharia on the Ottoman theology: The Subject of Husn-Qubh
- Tez No: 915442
- Danışmanlar: PROF. DR. RAMAZAN YILDIRIM
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Din, Religion
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Kelam Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 348
Özet
İyi ve kötünün mahiyeti ile fiillerimizin ahlakiliğine ilişkin tartışmalar, insanlık tarihi kadar eskidir. Kelâm ve usulün ortak meselelerinden biri olan hüsün-kubuh, bu tartışmalara bilgi-varlık-değer perspektifinden çözüm üreten, sistematik ve tutarlı bir teoridir. Hanefî-Mâtürîdî geleneğin önemli temsilcilerinden Sadrüşşerîa'nın hüsün-kubuh anlayışı pek çok problemle bağlantılı olması bir yana özellikle bilgi ve değer ekseninde işlenmiştir. Onun yorumu,“bazı şeylerin”hasen ve kabihliğinin aklen bilinmesi tezi ile dinin; insanın fiillerinde bir tür ihtiyara sahip olduğu ve dolayısıyla eylemlerin hasen ve kabih olarak değerlendirilebileceği tezi ile de teklifin temellendirilmesini makul bir seviyede açıklama imkânı sunar. Bu çalışmanın amacı, Sadrüşşerîa'nın hüsün-kubuh fiil ilişkisi bağlamında Eş'arîlere; hüsün-kubuh akıl ilişkisi bağlamında Mu'tezile'ye yönelttiği eleştiriler neticesinde ortaya koyduğu yorum ve sentezin, 18. yüzyıl Osmanlı kelâmı için belirleyici olduğunu göstermektir. Özellikle el-mukaddimâtü'l-erbaʿa haşiyeleri, irâde-i cüz'iyye, hüsün-kubuh ve ihtilaf risaleleri bu etkiyi takip edebileceğimiz en önemli metinlerdir. Mâtürîdîlik vurgusunun artmaya başladığı bu yüzyılda, Sadrüşşerîa'nın insan fiillerini temellendirmek üzere kabul ettiği hâl görüşü kasd, tercih, ihtiyar, kesb ve nihayet irâde-i cüz'iyyenin ontolojik statüsünü açıklamak için vazgeçilmez bir teori haline gelmiş ve tecrübenin elde edildiği zaman dilimi kaydıyla marifetullahın akılla vacip olduğu ikrar edilmiştir. Mâtürîdî ekolünün diğer mezheplerden ayrışan yönlerini vurgulamak isteyen kelâmcılar için hüsün-kubuh meselesi kilit bir rol oynamış ve bu konuda başvurdukları en önemli isim Sadrüşşerîa olmuştur.
Özet (Çeviri)
The debate about the nature of husn and qubh and the morality of our actions is as old as human history. Husn-qubh, one of the common issues in kalam and usul, is a systematic and consistent theory that provides solutions to these debates from the perspective of knowledge, existence, and value. Sadr al-Sharia, one of the important figure of the Hanafi-Maturidi tradition, has extensively explored the concept of husn-qubh, particularly in terms of knowledge and value, connecting it to many problems. His interpretation offers a reasonable explanation for the justification of religion by the thesis that 'some things' are known by reason to be good and bad, and for the justification of the obligation (taklif) by the thesis that human beings have choices in their actions, and therefore their actions can be evaluated as good and bad. This study aims to show that Sadr al-Sharia's critique of the Ash'ari's in the context of the relationship between husn-qubh and action, and his critique of the Mu'tazila in the context of the relationship between husn-qubh and reason, were decisive for 18th-century Ottoman kalam. Particularly, the litarature on the al-mukaddimat al-arba'a, irada al-juz'iyya, husn-qubh, and contoversy texts are the most productive texts through which this influence can be followed. In this century, as the emphasis on Maturidism began to increase, Sadr al-Sharia's hâl theory, which he accepted to justify human actions, became an indispensable theory to explain the ontological status of kasd, preference, choice, acquisition (kasb), and ultimately irada al-juz'iyya. It was acknowledged that knowledge of God (ma'rifatullah) is necessarily acquired through reason within the timeframe of experience. The issue of husn-qubh played a key role for the theologians who tried to underline the features that distinguished the Maturidi school from other sects, and the main authority they referred to in this regard was Sadr al-Sharia.
Benzer Tezler
- Osmanlı Dönemi fıkıh usûlü çalışmaları: Hüsün-Kubuh zemininde oluşan Mukaddimât-ı Erbaa literatürü
Usûl al-fiqh studies during Ottoman Period: Literature of al-Muqaddimāt al-Arba'a in the context of Husn-Qubh
ŞULE GÜLDÜ
Doktora
Türkçe
2019
DinOndokuz Mayıs ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OSMAN ŞAHİN
- Sadrüşşeria es-Sâni'nin hukukçuluğu (Et-Tavzîh fi Halli Ğavâmizi't Tenkîh adlı eseri bağlamında)
Sadr al-Shariah es-Sâni, his being the jurist (Within the context of his work entitled 'Et-Tavzîh fi Halli Ğavâmizi't-Tenkîh')
SEZAYİ BEKDEMİR
Doktora
Türkçe
2016
DinCumhuriyet ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAKKI AYDIN
- Mustafa b. Abdullah el-Vânî'nin insan fiillerine dair risâlesinin tahlil, tahkik ve tercümesi
Başlık çevirisi yok
ZEHRA BETÜL KÜÇÜK
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
DinMarmara ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HATİCE KELPETİN ARPAGUŞ
- Şeyhülislam Kemal Paşazâde'nin 'Şerhu Tağyîri't-Tenkîh' isimli eserinin 'et-Taksîmü's-Sânî'ye kadar olan kısmının tahkîki
The critical text of Sheikh al-Islam Kemal Pashazade's 'Sarh Tagyir at-Tenkih' up to the second part
AHMET SELMAN SARAÇ
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
DinMarmara ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERTUĞRUL BOYNUKALIN
- Bir telif tarzı olarak 'Tağyir': Kemalpaşazâde'nin et-Tavzîhu'l-Musahhah Şerhu't-Tenkîhi'l-Münekkah isimli eseri
A method of authorship 'Taghyīr': Kemālpas̲h̲azāde's Work al-Tawḍīḥ al-Muṣaḥḥaḥ Sharḥ al-Tanqīḥ al-Munaqqaḥ
EBUBEKİR DAŞDEMİR
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
DinSakarya ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OSMAN GÜMAN