Geri Dön

Dirençli esansiyel hipertansiyonu olan hastalarda helicobacter pylori sıklığı ve helicobacter pylori eradikasyonunun kan basıncı üzerine etkisi

Prevelans of helicobacter pylori in patients with resistent primaryhypertension and the relation between eradication of h. pyloriand blood pressure changes

  1. Tez No: 943245
  2. Yazar: JAMSHID HAMDARD
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. CUMALİ KARATOPRAK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: İç Hastalıkları, Internal diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2016
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Bezm-i Alem Vakıf Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıklar (İmmünoloji) Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 52

Özet

Giriş ve Amaç: Helicobacter pylori (H. pylori) enfeksiyonu dünyada çok yaygın olarak görülen ve yaklaşık dünya popülâsyonun %50 sini etkileyen ve gelişmekte olan ülkelerde daha sık rastlanan bir enfeksiyondur. Son yıllarda H. pylorinin ekstraintestinal olarak birçok patolojiye neden olduğu bilinmektedir. Bu bakterinin trombositopeniden ateroskleroz gelişimine kadar birçok patolojik duruma yol açtığını gösteren çalışmalar her geçen gün artmaktadır. Birçok çalışmada ateroskleroz, migren ve primer Raynaud fenomeni gibi kardiyovasküler hastalıklarda H. pylori enfeksiyonunun rolü araştırılmıştır. Yapılan bir çalışmada hipertansif hastalarda H. pylori sıklığına daha fazla rastlandığı gösterilmiştir. Aynı çalışmada H. pylori eradikasyonu yapıldığında ortalama arterial basıncın azaldığı gösterilmiştir. Çalışmaların bazılarında H. pylori enfeksiyonunun gastrite yol açtığı ve bunun sonucunda hipoklorhidriye neden olup ilaç emilimini azalttığı gösterilmiştir. H. pylori enfeksiyonunun aynı zamanda ilaçların etkisinde azalmaya neden olduğu yapılan çalışma ile gösterilmiştir. Son ESC/ESH kılavuzuna göre biri diüretik olmak üzere 3 ve daha fazla anti-hipertansif ilaçla kan basınçları kontrol altına alınamayan olgular dirençli hipertansiyon olarak kabul edilmiştir. Dirençli hipertansiyon klinik olarak bir sorun olmaya devam etmektedir. Hala mekanizması tam olarak anlaşılmamıştır. Bizde yaptığımız araştırmada dirençli hipertansiyonu olan hastalarda tedaviye yanıtsızlıkta H. pylorinin rolünün araştırılmadığını saptadık. Yukarıda bahsedilen çalışmalarda dikkate alındığında H. pylorinin hem ilaçların emilimini etkileyebilir hem de direkt olarak damar duvarına etkisine bağlı olarak hipertansiyonun kontrolünü zorlaştırdığı düşünülebilir. Bu çalışmada dirençli hipertansiyonu olan hastalarda H. pylori sıklığını ve H. pylori eradikasyon tedavisinin ortalama kan basınçları üzerine etkisini araştırmak istedik. Gereç ve Metod: Araştırmamızda esansiyel hipertansiyon tanısı ile takip edilen biri diüretik olmak üzere en az 3 anti hipertansif ilaç kullanmasına rağmen arterial kan basıncı 140/90 mm-Hg nın altına düşürülemeyen 18 yaşından büyük ve 65 yaşından küçük hastalar dâhil edildi. Bu hastalardan gaitada H. pylori antijeni bakılan ve dirençli hipertansiyonu olan hastalar toplandı. Bütün hastaların ambulatuvar kan basınç monitörizasyonu ile 24 saatlik kan basınçları ölçüldü ve ortalama sistolik 140 mmhg ve/veya diastolik 90 mm-Hg'nın üzerinde olan hastalar çalışmaya alındı. Çalışmaya uygun bulunan hastalar H. pylori pozitif olanlar bir grup negatif olanlar diğer grup olmak üzere ikiye ayrıldı. H. pylori antijeni negatif olan hastalarda tedaviye uyum, tuzsuz beslenme ve kilo vermenin önemi anlatılarak 6 hafta sonra kontrole çağrıldı ve 24 saatlik kan basıncı monitorizasyonu tekrar yapıldı. H. pylori antijeni pozitif olan hastalara 14 günlük standart (lansoprozol, amoksisilin ve klaritromisin) H. pylori eradikasyon tedavisi verildi. Eradikasyon tedavisi bittikten 4 hafta sonraki kontrollerinde dışkıda H. pylori antijeni negatif olanlarda eradikasyon başarılı kabul edildi. Bu hastalarda kontrol ambulatuvar kan basıncı monitorizasyonu ile 24 saatlik takip sonrası kan basınçları ortalamaları alındı. Elde edilen verilerden dirençli hipertansiyonu olan ve daha önceden sekonder bir nedeni bulanamayan esansiyel hipertansiyonlu hastalarda 6 haftalık aralarla elde edilen sistolik ve diyastolik kan basınçları karşılaştırıldı. Sonuç: Bu çalışmada dirençli hipertansiyon olarak kabul edilen ve sekonder hipertansiyonu olmayanlarda H. pylori sıklığı % 24.5 bulunmuştur. H. pylori pozitif hastalar tedavi edildiğinde hem sistolik (26.7 mm-Hg) hemde diastolik (9 mm-Hg) kan basıncında anlamlı düşüşler gözlenmiştir (P=0.002, P=0.011 sırasıyla). Diğer taraftan H. pylori negatif olanlarda tedavi uyumunun arttırılmasına yönelik önerilere rağmen hem sistolik (-0.5 mm-Hg) hem de diastolik (0.3 mm-Hg) kan basıncında anlamlı bir değişiklik olmamıştır (P=0.52, P=0.73, sırasıyla). Bu sonuçlar direçli hipertansiyonu olan hastalarda H. pylori aranması gerektiğini düşündürmektedir. Ve eğer H. pylori pozitif saptanırsa eradikasyon tedavisinin arterial kan basıncı kontrolunu sağlamada yardımcı olabileceğini göstermektedir.

Özet (Çeviri)

Background and Aim: It is known that Helicobacter pylori (H. pylori) can cause numerous extraintestinal pathologies. Number of studies showing that this bacteria can cause many pathological conditions like atherosclerosis and thrombocytopenia are increasing with each passing day. In some studies its shown that H. pylori infection causes gastritis and hypochlorhydria and as a result reduces the absoption of drugs. There are studies demonstrating the positive effects of H. pylori eradication on primary hypertension. In this study, we will investigate H. pylori prevelance and the impact of H. pylori eradication on blood pressure in resistant hypertensive patients with systolic blood pressure>140mm-Hg and diastolic blood pressure>90mm-Hg despite three antihypertensive medication including one diuretic. Material and Method: In our study, patients above 18 and under 65 years old with diagnosis of essential hypertension whose blood pressure could not be reduced below 140/90mm-Hg despite using at least three anti-hypertensive drugs, including one diuretic were included. Patients with H. pylori antigen positive in their stool samples and who had indications for eradication therapy of H. pylori were collected from cardiology and internal medicine clinics. The blood pressure of patients who fulfill the inclusion criteria was measured by 24-hour Holter and patients with blood pressure above 140/90mm-Hg were selected. Patients were checked for H. pylori antigen in their stool sample. A 14-day Standard eradication therapy were given to the patients with H. pylori antigen positive in their stool sample. Four weeks after the eradication therapy, patients with negative H. pylori antigen were considered successfully treated. These patients' blood pressures was measured again by 24-hour Holter and the average blood pressures were compared with values before treatment. Results: In this study the incidence of H. pylori in patients with resistant hypertension and without secondary hypertension was found to be 24.5%. When H. pylroi-positive patients were treated, significantly decreases were observed in both systolic (26.7mm-Hg) and diastolic (9mm-Hg) blood pressures (P=0.002, P=0.011 respectively). On the other hand, there has been no significant change in both systolic (-0.5 mm-Hg) and diastolic (0.3 mm-Hg) blood pressures of H. pylori-negative patients despite recommendations to improve the treatment compliance (P=0.52, P=0.73 respectively). These results suggest that H. pylori should be sought in patients with resistant hypertension. And it shows that if H. pylori detected to be positive, eradication therapy can be helpful in maintaining the blood pressure control.

Benzer Tezler

  1. Hipertansif nondiyabetik hastalarda insülin direnci ve antihipertansif ilaç kullanımının açlık serum insülin düzeylerine etkisi

    İnsulin resistance on hipertansive nondiyabetik patiences and effects of using anhipertansive drug on serum fasting insulin levels

    DİLEK GÜVEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖMER ŞENKAL

  2. Vascular function in chronic end-organ damage: pharmacological characterization of vasomotor function in systemic vasculature

    Kronik uç-organ hasarında vasküler fonksiyon: Sistemik damarlarda vazomotor fonksiyonun farmakolojik karakterizasyonu

    NADİR ULU

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2009

    Eczacılık ve FarmakolojiUniversity of Groningen (Rijksuniversiteit Groningen)

    Tıbbi Farmakoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ROBERT HENK HENNING

  3. Philadelphia kromozom (BCR-ABL) negatif klasik kronik miyeloproliferatif hastalıklardan polisitemia vera ve esansiyel trombositemi ile yorgunluk arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the relationship between philadelphia chromosome (BCR-ABL) negative classical chronic myeloproliferative diseases, polycythemia vera, essential thrombocytemia and fatigue

    PELİN DERDİYOK DEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    İç HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TAYYİBE SALER

  4. Hipertansif ebeveynlerin normotansif çocuklarında kan basıncı sirkadiyen ritmi

    The circadian rythm of blood pressure in normotensive children with family history of essential hypertension

    RABİA TÜTÜNCÜ TOKER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. ZÜBEYİR KILIÇ