John Rawls'un hukuk felsefesi ve adalet anlayışı
John Rawls's philosophy of law and conception of justice
- Tez No: 110813
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. İSMAİL KILLIOĞLU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2002
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İlahiyat Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 83
Özet
Bu çalışma çağdaş liberal düşüncenin en önemli temsilcilerinden biri olan John Rawls'un hukuk felsefesini ve adalet anlayışını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Rawls, 1971 yılında yayınladığı A Theory of Justice (Bir Adalet Teorisi) adlı kitabıyla hukuk, siyaset ve ahlak felsefesi alanlarında önemli etkiler yaratmış, bu alanlarda yeni tartışmaların başlamasına sebep olmuştur. Rawls'un hukuk felsefesi klasik toplumsal sözleşme teorisine dayanır. Rawls'un geliştirdiği toplumsal sözleşme teorisinde insanların, toplumda var olan adalet duygusundan hareketle toplumsal işbirliğinin temeli olarak belirlediği adalet ilkeleri, hukuk sisteminin ve toplumsal kurumların çerçevesini çizer. Hukukun bağlayıcılığı toplumsal sözleşme sırasında ifade edilen karşılıklı rızaya dayanır. Hukukun üzerinde herhangi bir ahlaki değer yer almaz. Hukuk, arzularını azami düzeyde tatmin etmek isteyen ve çatışan çıkarları olan rasyonel kişilerin toplumsal işbirliğine gitmeleri sonucunda oluşturdukları bir siyasi uzlaşma zeminini kendine temel alır. Bu açıdan Rawls, ahlak ve hukuk ayrımı yapan, hukukun oluşumunda empirik olgulara müracaat eden hukuksal pozitivistlerden sayılır. Rawls'un adalet anlayışı toplumsal sözleşme ile belirlenen iki adalet ilkesine dayalıdır. İlk ilke herkese eşit özgürlük verilmesini öngörür. İkinci ilke ise ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin toplumda en az avantajlı durumda olan kişinin yararına olacak şekilde düzenlenmesini ve görev ve mevkilerin fırsat eşitliğine göre herkese açık olmasını öngörür. Adalet ilkelerine toplumda var olan bir adalet duygusundan hareketle ulaşılır. Bu adalet duygusu, eşitlik ve özgürlük düşüncesini bize verir. Adalet ilkeleri hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu bir anayasal sistemde hayata geçirilir. Adalet teorisinin ulaşmak istediği toplum, üyelerinin kendilerince iyi bulduğu yaşam tarzlarını hayata geçirmelerine izin veren ve kamusal bir adalet anlayışı ile etkili bir biçimde yönetilen toplumdur. Bu toplumda herkes diğerlerinin de aynı adalet ilkelerini kabul ettiğini bilir. Temel toplumsal kurumlar adalet ilkelerini hayata geçirecek şekilde düzenlenmiştir. Rawls'un başlangıç konumu dediği durumda kabul edilen adalet ilkeleri takip edildiğinde çerçevesi çizilen bu iyi düzenlenmiş toplum biçimine kavuşmak mümkündür.
Özet (Çeviri)
This study aims to present John Rawls's philosophy of law and conception of justice. As one of the most significant representatives of contemporary liberal thought, Rawls, publishing his book titled A Theory of Justice in 1971, made an important contribution to contemporary political, moral and legal philosophy. Rawls's legal theory takes the classical theory of social contract as basis. In social contract theory, which Rawls developes, the principles of justice that men determines as basis for their social cooperation, draws the framework of the social institutions and the legal system. The coercion of the legal system is derived from the individuals' consent declined in social contract. Accordingly, there is no moral value over law. Legal system is based upon a political consensus which rational men, demanding to advance their interests and having conflicting ideas of good, made as a result of their social coopereation. According to these ideas, Rawls can be seen as a legal pozitivist deviding moral and law and referring empirical facts as basis of laws. Rawls's theory of justice is based upon two principles of justice determined by social contract. First principle is about equal liberty for all. The second one is about arranging social and economical inequalities to the greatest benefit of the least advantaged, and providing fair equality of opportunity. The two principles of justice can be arrived by referring the sense of justice which the society has. This sense of justice gives us the notions of liberty and equality. The society that the theory of justice wants to reach is the well ordered society: designed to advance the good of its members and also effectively regulated by a public conception of justice; that is, everyone accepts and knows that the others accepts the same principles of justice and the basic social institutions generally satisfy these principles.
Benzer Tezler
- John Rawls'un sosyal adalet teorisi bağlamında yaşlı istismarı
Elder abuse in the context of John Rawls's social justice theory
MUHAMMET KOÇAKGÖL
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
HukukAnkara ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜLRİZ UYGUR ÇALMİDİS
- John Rawls ve Norman Barry'de sosyal adalet düşüncesi
The idea of social justice in John Rawls and Norman Barry
NİSANUR ÖNAY
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
FelsefeGalatasaray ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BİRDEN GÜNGÖREN BULGAN
- Le rapport des droits de l'homme au politique: Lefort et Rancière
İnsan haklarının politik-olan bağlantısı: Lefort ve Rancière
EYLEM YOLSAL MURTEZA
Doktora
Fransızca
2022
FelsefeGalatasaray ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİYE KARABÜK KOVANLIKAYA
- Ronald Dworkin'in eşitlikçi liberalizminde Anayasal Demokrasi teorisi
The theory of Constitutional Democracy in Ronald Dworkin's egalitarian liberalism
ERTUĞRUL KAAN YILDIRIM
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
HukukGalatasaray ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZEYNEP ÖZLEM ÜSKÜL ENGİN
- John Locke ve John Rawls'un devlet anlayışlarında liberal düşünüşün yeri
The place of liberal thinking in John Locke?s and John Rawls?s government understandings.
BEKİR GEÇİT