Geri Dön

Kişilik ve toplum etkileşimi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 11614
  2. Yazar: LALE TÜLİN ÖZGÜN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MEHMET NİYAZİ ÖKTEM
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Halkla İlişkiler, Public Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1990
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 191

Özet

- 179 - ÖZET Kişilik, bir insanı başkalarından ayıran bedensel, zi hinsel ve ruhsal özelliklerin bütünü olarak tanımlanmaktadır. Kişiliğin temel kaynakları kalıtsal ve çevresel etmenlerdir. İnsanının kişiliğini belirleyici temel bir katman olarak Benlik Kavramı, kişinin kendisini değerlendirmesi süreci olduğundan oldukça önemlidir. Benlik kavramı kişinin kendisi hakkında çevreden edindiği izlenimler sonucu oluşan bir sentezdir. Ye tişme çağında eleştiri ve küçümsemelerin, kısıtlanmaların yo ğunluğu, bireyde Benlik Saygısının yitimine sebep olur. Kendine saygısı olmayan olumsuz bir Benlik Kavramı geliştirmiş kişinin hayatı engelleyici ve tehdit edicidir. Kendini sıkıntılı, üzün tülü ve güvensiz hisseder. Bu kişinin arzusu, kendinden kaçmak, yepyeni bir kimliğe bürünmek, kendini önemli hissedebileceği bir gruba katılmaktır. Böyle bir kişi, diğerlerinin önünde maske takıp rol oynamaya eğilimlidir ve kendini kitle hareket lerine katmakla kişiliğinin saygı göreceğini umar. Bu nedenle çocuklar ve gençlerle olan ilişkilerde onların Benlik Saygıla rını yükseltmek esas olmalıdır. İnsanın kişiliğine alınan tüm etkenler Benlik Kavramına uygun hale getirilerek alınır. Erik- son'un“İnsanın Sekiz Evresi”Benlik Gelişiminin aşamaları olarak tanımlanır. Her evrede Benlik belli birtakım gelişmeleri tamamlamakta, sorunları çözmekte ve evreye özgü bir psikososyal bunalım atlatmaktadır. Bu bunalımlar sırasındaki yanlış ebeveyn davranışları çocuğun ilerde karşılaşacağı olumsuz kişilik özel likleriyle sonuçlanır. İnsan toplumsal bir varlık olarak diğer insanlarla bir likte olmak gereksinimindedir. Her bireyin hayalindeki hedef, o kişinin yaşam planını etkiler. İnsanda doğal olarak bulunan hafif aşağılık duyguları kişinin ileriye doğru gitmesine ve yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olur. İnsanın sevgi,- 180 - güven ve katılma gibi duygu ve gereksinimleri engellendiğinde kişi bunlara kıskançlık ve düşmanlık gibi tepkiler gösterir. Savunma durumunda olmayan insanın tepkileri ve davranışları olumludur, ınsan, günlük yaşamında bazı sınırlar içinde de olsa, seçimlerini özgürce yapabilmeli ve olaylar üzerinde dene time sahip olabilmelidir. Kendini savunmalarla sürekli kısıtla yan bir benlik, sonunda o kişiyi kendi kendisi olmaktan kaçan bir robot haline sokar. İnsanın toplum içinde var olduğunu söylemiştik. İnsanın topluma uyumu ise toplumsallaşma süreci ile gerçekleşir. Top lumsallaşmanın, kişinin gereksinim duyduğu yetenek ve disiplini sağlamak, toplumun değerler sistemini ideallerini ona iletmek ve sosyal hayatta oynayacağı rolleri kişiye öğretmek gibi fonk siyonları vardır. Büyümekte olan çocuk çevresindeki insanlarla etkileşim sonucu, onlara benzer davranışlar geliştirir. Böylece aynı toplumda yaşayan kuşaklar arası bireylerde benzer özellik ler görülür. Toplumun kuralları ve değerler çocukluk süresince çevreden edinilen izlenimler ile öylesine yerleşirler ki, kural olmaktan çıkıp kişiliğin bir parçası haline gelirler. Toplum sallaşma, kişiye, içinde yaşadığı toplumun kültürünü aşılar. Kültür bireylerin kişiliklerine etki ederek onlarda kültüre bağlı ortak özellikler ortaya çıkarır. Birey toplumdaki kültürü öğrenir, davranışlarında göste rir ve kendinden sonrakileri de bu yolla etkiler. Bu süreç içinde kitle iletişim araçları aile, gelenek ve görenekleri etkisini artırmak, ya da azaltmak yönünde etkili olabilirler. Böylece her kişide içinde yaşadığı topluma özgü bir temel kişiliği ile, toplumda üstlendiği görevin gereği bir de statü kişiliği oluşur. Bireyin davranışları, psikolojik gerek sinmeleri ile, toplumsal rol beklentilerine uyduğu takdirde, o- 181 - kişi için“işlevsel uyuşma”söz konusudur ve sosyal normlara uyma davranışı bireye psikolojik bir tatmin verir. Ancak değişme içindeki toplumlarda bu uyum her zaman görülmeyebilir. Kurumsal değişmeler ve rol beklentileri, toplumdaki temel kişi lik özelliklerine ters düştüğü takdirde, bireyler huzursuz, pasifize ya da devrim yaratmaya eğilimli bir potansiyel oluş tururlar. Sanayi toplumlarındaki değişmeler, modernleşme olarak ifade edilir. Modernleşme, sosyal yapıda kurumsal değişmeleri, bireysel düzeyde tutum ve davranış değişmelerini içerir. Böy lece modernleşmede kendi amacına uygun bir insan modeli oluşur. Modern insan, zamana önem verir, bilime inanır, geleneksel inançlara körü körüne bağlı değildir, ebeveyn otoritesinden bağımsızdır, yeni deneyimlere açıktır. Modernleşme, endüstri leşme ile gelir ve maddeler dünyasında bireyin ihtiyaçlarını artırır, özgürlükler ufkunu genişletir ve ulaşılacak sonsuz seçenekteki hedefler gösterir. Ancak gösterilen amaçlara giden araçların dağıtımında pek dikkatsiz olduğundan, modern toplum üyelerinin var olduğunu düşündükleri seçim özgürlüklerini kı sıtlayarak, bireylerde reaktanz oluşturur. Reaktanz sınırlandı rılmış, engellenmiş özgürlüğün, tekrar oluşturulması amacını güden bir heyecan durumudur. Kişi kısıtlanan özgürlüğünü elde etmek için her yolu dener. Reaktanz 'ı sık yaşayan kişi, seçim lerin ve sonuçların kendisine bağlı olmadığını ve dış faktörler tarafından kontrol altında tutulduğunu hisseder ve iç denetim sizlik yaşamaya başlar. Denetimsizliğin algılanması sonucunda birey kendini çaresiz hissetmeye başlar ve çaresizliğini benzer hayat deneyimlerine de taşır. Çaresizlik kişiyi küskünlük ve pasifliğe sürükler. Sonuçta kişi ya depresyon gibi ruhsal has talıklara tutulur, ya da kendini yabancılaşma içinde bularak, kendine yeni bir benlik, ait olacağı bir grup aramaya başlar. Yabancılaşma bireyi, topumsal kurumlardan, değerlerden ve ku rallardan, ilişkilerden uzaklaştırır. Yabancılaşan birey durumuna, kadercilik, protesto ederek geri çekilme, devrimci girişim ve reformculuk şeklinde tepki gösterir. Kurallar- 182 toplumu denet leyemez hale geldiğinde birey kendini güvensiz ve yalnız hisseder ve ya eskiden var olan düzenlere sıkıca bağla nır, ya da ait olacağı bir kitle hareketine yönelir. Bu sonuç ların hafifletilebilmesi için, sosyal değişme hızının yavaş, kültürel baza uygun bir şekilde ve tüm sosyal tabakalarla birlikte uygulanması gerekir. Mülkiyetin yaygınlaştırılması, demokratik hak ve özgürlüklerin tanınması, kültürel ve sosyal hedeflerin sosyal kabul görmelerinin sağlanması yabancılaşma ile gelen kitle hareketlerini önleyici tedbirlerdendir. İnsanın değişikliğe uyumu tutumları paralelinde gerçek leşir. Tutumlar öğrenme yolu ile aile, akran, gelenekler ve kitle iletişim araçları etkileriyle oluşur. Bir tutumda psiko lojik, bilişsel ve davranışsal olmak üzere üç öge vardır ve bunlar arasında tutarlılık ve denge esastır. Öğeler arası tu tarsızlık eya güç derecesinde farkılık, tutumun yerleşmemesine ve değişime açık olmasına neden olur. Kişide belli bir tutumu değiştirmenin en kestirme yolu tutumun, bileşenleri arasında bir tutarsızlık veya çelişki meydana getirmektir. Bir tutum bu kişi için önemli bir ihtiya cın tatmini ise kuvveti fazladır ve uygun ortamda mutlaka davranışa yansır. Ortam davranışın ortaya çıkmasında engelleyi ci bir faktör olabilir. Tutumların değişimi özellikleri, karşısındaki kişiyi etkilemek ve fikrini kabul ettirmek isteyen herkes için önemli dir. Tutumun, bireydeki psikolojik bağlılığının kuvveti, tutumun değiştirilip değiştirilmemesine etki eder. İnsan düşü nüşü ve davranışı tutarsızlıktan kaçıp tutarlı olmaya yönel diğinden, tutum ve davranış arası tutarlılık her zaman sağlan maya çalışılır. Tutarsızlığın kaldırılması için, tutum değişti rilebileceği gibi, çelişki yaratan yeni bilgi akımını- 183 - durdurmak, yok saymak, önemsememek veya çarpıtmak da başvurulan yollardır. Davranış değişimleri, baskılı bir dış nedene bağlı olarak ortaya çıkarlarsa, tutum değişimine sebep olamazlar. Davranış bir dış nedenden bağımsız olarak ortaya çıkarsa, tutum değişimine neden olmaktadır. Tutum değiştirme sürecinde, kitle iletişim araçlarından etkileyici bir iletişim için yararlanıl maktadır. Yüzyüze yapılan iletişim, iletişim kaynağının sevilme ve uzmanlık özelliklerini vurgulayabilmesi ve karşı tezleri anında çürütebilmesi açısından daha avantajlıdır. Ancak yeni tutum eski tutumdan orta derecede bir farklılık gösteriyorsa, değişmeye etkili olur. Bireye yeni tutum hakkında aydınlatıcı bilgiler verilmesi ve ona bu yeni tutumun sağlayacağı psikolo jik tatminlerin üzerinde durması ve davranışa geçmesi için uygun ortam koşullarının bulunduğunun anlatılması oldukça ikna edici olur. Değiştirilecek tutumun ters yönünde olan görüşlerin iletişim sırasında çürütülerek verilmesi, hedefi karşı etkilere karşı aşılar. Mesajın hedef kitlenin seviyesine uygun ve onun kullandığı kanallardan verilmesi, tekrarlanarak unutulmasının engellenmesi, gerektiğinde Halk Oyu Liderlerinin kullanılması iletişimi etkili kılar. Tüm bu etkileme çabalarına rağmen insan düşünen bir varlıktır ve ancak ihtiyaçları ve kendi arzusu oranında etki lere açıktır. Kitle iletişim araçları da en büyük etkilerini, hedef kitlelerine onların istediklerini verdikleri oranda yapa bilirler. Toplumun bireylerinde bu düşünme alışkanlığının ge nişletilmesi ve bilgi akımlarının çok yönlü kaynaklardan alına rak bireye özgü görüş açılarının saptanması yeteneğinin geliş tirilmesi, insanları büyük ölçüde güdülebilecek bir kitle ol maktan kurtaracaktır.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Türkiye ve Azerbaycan toplumlarında aile tutumunun bireyin kendi kişilikleriyle ilgili ara inançlarını nasıl etkilediğinin incelenmesi

    An examination of how family attitudes in the turkish and azerbaijani societies affect the individual's main beliefs about their personalities

    AYDAN SABIRLI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    PsikolojiÜsküdar Üniversitesi

    Klinik Psikoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. REFİA ASLIHAN DÖNMEZ

  2. Anayasa ışığında basın özgürlüğü ve kişilik hakları

    Başlık çevirisi yok

    SEZAİ UĞURLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1996

    Siyasal BilimlerGazi Üniversitesi

    DOÇ.DR. ATTİLA ÖZER

  3. Peyami Safa ve Halide Edip Adıvar' ın romanlarında toplumsal cinsiyet

    Gender in novels of Peyami Safa and Halide Edip Adıvar

    TÜRKAN ERDOĞAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    SosyolojiHacettepe Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. NEVİN GÜNGÖR ERGAN

  4. Mimar ve yapısı: Özne ve nesne etkileşimlerinin doğası

    Architect and his building: The nature of the subject and object interactions

    RABİA KÖSE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    MimarlıkKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞENGÜL ÖYMEN GÜR

  5. Evli bireylerde evlilik doyumunu yordayan değişkenlerin incelenmesi

    Examinations of variables that predict marital satisfaction in married individuals

    İREM BEDİR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Psikolojiİstanbul Arel Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ZEYNEP BELMA GÖLGE