Güneybatı Anadolu'dan 'Black on Red' tekniğinde üç arkaik krater-dinos
Three arkaik crater dinos in black on red technique from Southern West Anatolia
- Tez No: 122540
- Danışmanlar: DOÇ.DR. BURHAN VARKIVANÇ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Arkeoloji, Archeology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2002
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Arkeoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 30
Özet
ÖZET Tez konusunu, Antalya ve Burdur Müzeleri 'nde bulunan, biribirleri ile form ve bezeme bakımından ilişkili üç krater-dinos oluşturmuştur. Vazoların dinosları andıran formlarına karşın kulp ve kaidelerinin olması adlandırılmalarında zorluklar yaratmaktadır. Genel form ve ayrıntı benzerlikleri nedeniyle krater-dinos terimi tercih edilmiştir. Bu eserler buluntu yerleri ve boyama özellikleri göz önünde bulundurulduğunda Güneybatı Anadolu seramik sanatında“black on red”boyama tekniği olarak adlandırılan ve geometrik, bitkisel ve çizgisel bezekler yanında hayvan figürleri de içeren bezeme geleneği kapsamına girmektedirler. Uylupınar vazosu, bitkisel bezemeli metop ve kullanılan lotus-palmet bezeğinin formu açısıdan Batı Anadolu oryantalizan stilininin etkilerini de yansıtır. Karaburun III ve Korkuteli krater-dinosları ise daha yalın ve çizgisel bir bezeme anlayışında boyanmıştır. Anadolu Demir Çağ seramiği genel olarak boyama tekniklerine ya da bezeme sistemine göre gruplandırılmaktadır. Ancak, bu grupların birbirileriyle ortak özelliklerinin bulunması ve birbirine çok yakın alt grupların varlığı yanında mevcut malzemenin yetersizliği, tanımlanması ve tarihlenmesi problemli olan Güneybatı Anadolu ve“black on red”seramiklerinde böylesine bir ayırım yapılması için henüz erken olduğunu göstermektedir.“Black on red”tekniğinin uygulanması, M.Ö. 8. yy.da başlar 5.yy.la kadar uygulanmaya devam etmiştir. Buluntuların sınırlı olması nedeniyle farklı atölyelerden sözetmek henüz mümükün değildir. Form özelliklerine göre kaplar, aynı atölyeden veya birbirlerine yakın çıktığını ekollerin eserleri olmalıdır. Bununla da, Kuzey Likya'da, ya da Likya'nın kuzeyinde İon ve Karya sanatının etkisinde kalmış ancak yerel stili de devam ettiren bir atölyenin varlığından söz etmek mümkün olmaktadır. Eserlerin ele geçtiği coğrafya, kültürler arası geçiş bölgesi niteliğindedir. Bu nedenle yörenin ve atölyenin Grek sanatından çok, Batı Anadolu'da, oryantalizan stilin önemli ekollerinin etkisinde kalmış olması muhtemeldir. Bezeme stili ve form karşılaştırmaları sonucunda Uylupınar, Karaburun III ve Korkuteli krater-dinosları formsal ve bezeksel açıdan birbirinden ayrılamayacak karakteristik özellikler taşıdıkları ve kapların Geç 7.yy. ile erken 6.yy. arasında yapıldıkları saptanmıştır.
Özet (Çeviri)
ZUSAMMENFASSUNG In der vorliegenden Arbeit werden drei Vasen, die in den Museen zu Antalya und Burdur aufbewahrt werden, ausfuhrlich behandelt. Sie stehen hinsichtlich der Form und der Verzierung eng zueinander. Alle drei Vasen weisen einen Dinos ahnlichen Körper, wobei ihnen ungewohnlicherweise einen Fuss und Henkeln angefugt sind, was bei der Bennenung der gesamten Form Schwierigkeiten bringt mit sich. Daher wird dabei die Bennenung“Krate-Dinos”bevorzugt. Hinsichtlich der Fundorten und der Verzierung gehören sie einer Gruppe, die in der Keramikforschung der sudwestlichen Kleinasiens unter der sog. Maltechnik“black on red”bekannt ist. In dieser Technik verzierte Vasen weisen allgemein geometrische, pflanzliche und lineare Motive, wobei selten auch Tieren vorkommen. Unter den behandelten Vasen ziegt diejenige aus Uylupmar pflanzliche Motive in Metopen und spiegelt den EinfluB der im Westkleinasien bekannte orientalischen Stil wider. Die Vasen aus Karaburun und Korkuteli sind dagegen bescheidener und linear verziert. Die eisenzeitliche Keramik Anatoliens wird in der Forschung nach ihrer Maltechnik und Verzierung. Dafl diese Gruppen oft gemeinsame Merkmale und âhnliche Untergruppen aufweisen, und das zu untersuchende Material mangelhaft erschein, erschwert eine richtige Bennenung, exakte Gruppierung und chronologische Einordnung der in sog.“black on red”Technik bemalten Keramik Westkleinasiens. Nach allgemeine Meinung tritt die sog.“black on red”Technik erst im 8. Jh. vor. Chr. und bis ins 5. Jh. vor Chr. verbreitet. Der mange lhafte Befung laBt leider keine genaue Angaben über die verscheineden Herstellungsorten zu. Nach ihren Formen scheinen die hier behandelten Vasen aus derselben und benachbarten Werkstatten zu stammen. Trifft das zu, dürfte man die Existenz einer Werkstatt in Nordlykien oder im Norden Lykiens vermuten, die unter dem Einflufi ionischen und karischen Keramik Vasen mit lokalen Eigenschaften herstellte. Ein Vergleich in Form und der Verzierung macht deutlich, daB diese Vasen eng miteinander verwandt sind und stilistisch dem spâten 7-frühen 6. Jh. vor Chr. gehören.
Benzer Tezler
- Larisa'daki (Aiolis) antik taş ocaklarında yöntem ve sürece ilişkin tespitler
Observations on the method and process of the ancient quarries in Larisa (Aiolis)
GİZEM MATER
Doktora
Türkçe
2024
Arkeolojiİstanbul Teknik ÜniversitesiSanat Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NEJAT TURGUT SANER
- Amasya ve çevresinin morfotektonik evrimi
The morphotectonic evolution of Amasya and surroundings
MEHMET KORHAN ERTURAÇ
Doktora
Türkçe
2009
Jeoloji Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiYer Sistem Bilimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OKAN TÜYSÜZ
- Kuzeydoğu Ege kıyı ve deniz alanlarının tersiyer jeolojisi ve sedimantolojisi
Tertiary geology and sedimentology of the Northeastern Aegean offshore and nearshore regions
YAŞAR KESGİN
Doktora
Türkçe
2002
Jeoloji MühendisliğiAnkara ÜniversitesiJeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BAKİ VAROL
- Osmancık'ın (Çorum) beşeri ve ekonomik coğrafyası
The human and economic geography of Osmancik (Çorum)
SUZAN KANCA
- Bakla Tepe Geç Kalkolitik Çağ seramiği'nin Batı Anadolu arkeolojisindeki yeri ve önemi
The significance of Bakla Tepe Late Chalcolithic Period Ceramics in the Archeology of Western Anatolia
RIZA TUNCEL