The Reflection of industrial revolution in Elizabeth Gaskell's Mary Baton and Charles Dickens Hard Times
Elizabeth Gaskell'in Mary Barton ve Charles Dickens'in Zor Zamanlar'ında sanayi devriminin yansıması
- Tez No: 125245
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. ŞEBNEM TOPLU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: İngiliz Dili ve Edebiyatı, English Linguistics and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2002
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Ege Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 128
Özet
115 ÖZET On sekizinci yüzyıl ortalarında James Watt adlı bir İskoç'un buhar makinesini bulması ve yüzyılın ikinci yarısında bu makineyi üretime katmasıyla insanlık tarihinin en büyük gelişmelerinden biri yaşanmış oldu. Bu tarih de Sanayi Devrimi diye bilinen dönemin başlangıcı oldu. Sanayi Devrimi ile birlikte o güne kadar süregelen üretim ilişkileri büyük bir ölçüde değişti. O döneme kadar üretimin büyük bir kısmı evlerde el tezgahlarında gerçekleştirilirken, buhar makinesinin üretime girmesiyle bu el tezgahlarının rekabet gücü kalmadı ve evlerinde üretim yapan insanlar, köylerinden çıkıp sanayi kentleri diye bilinen şehirlere göç ettiler. Sanayi devrimi öncesinde emek üretimde çok büyük bir yer tutarken, sanayi devrimi emeğin üretimdeki payım zayıflattı. Bu emeğin pazarlık payının da zayıflaması demekti. İşte ele alacağımız (1840-50) bu dönemde yazdığı Tast and Present' adlı eserinde devrin en ileri gelen fikir insanlarından biri olan Thomas Cariyle, Sanayi Devrimi ile ortaya çıkan refahın aslında Britanya için öyle söylendiği kadar çokta büyük bir fayda sağlamadığıydı. Zenginlik halkın ancak çok küçük bir bölümü için mevcuttu. Halkın çok büyük bölümü yiyecek ekmeği bile zor bulabiliyordu. Bu dönemde iki yeni sınıf ortaya çıkmıştır:“hands”yani eller ya da işçiler ve de“masters”, efendiler, bir başka deyişle üretim araçlarının sahipleri. Bu tezde ele alman Elizabeth Gaskell'ın (1810-1865) Mary Barton (1848) ve Charles Dickens'ın (1812-1870) Zor Zamanlar (1854) adlı romanları İngiterede on dokuzuncu yüzyılın ilk yarısının sonlarına doğru kendim artık bütün ağırlığıyla hissettiren Sanayi Devriminin ve ona bağlı olarak gelişen ekonomik ve sosyal düşüncelerin ne tür kötü sonuçlar doğurabileceğine dair yazılmış romanlardır. Bu çalışmanın amacı dönemi gerçekçi ayrıntılarla yansıtan bu iki önemli romanın dönemin116 kültürel ve sosyal bağlamı içinde nasıl bir karşıt-egemen (counter-hegemonic) gücü oluşturduğu ve hangi egemen ideolojilere (hegemonic ideologies) karşı yazıldığını ortaya çıkarmaktır. Bu çalışmada İtalyan Marksist siyasetçi ve düşünürü Antonio Gramsci'nin (1891-1937)“egemenlik/karşıt egemenlik”(“hegemony/counter- hegemony”) kuramı ve ondan etkilenerek egemenlik kuramım geliştirmiş Galli edebiyat ve kültür eleştirmeni kültürel materyalizmin (cultural matterialism) en önemli isimlerinden biri Raymond Williams'in“duygu yapısı”(“structure of feeling”) ve Fransız sosyalist düşünür Louis Althusser'in“Devletin ideolojik Aygıtları”kuramlarından yararlanılmıştır. 1917'de Sovyetler Biriliğinde yapılan devrim, devrimin olabilirliği konusunda İtalyan komünistlerini epey ümitlendirdi. Gramsci ve arkadaşları İtalyan fabrikalarındadaki grevleri devrime dönüştürmek için yoğun bir çaba gösterdi. Güneyli köylülerin grev yapan işçilerin yerine çalışmaya başlamasıyla bu büyük grev sona erdi ve hemen birkaç sene arkasından Mussolini seçimle işbaşına gelerek ülkede büyük çaplı bir komünist avına başladı. Gramsci 1926 yılında hapse girdiğinde, İtalyada devrimin niye gerçekleşmediği konusunda düşünmeye başladı. Marx ve Engels'in dediği gibi devletler devamlılıklarını polis, ordu, mahkemeler, hapishaneler ve ceza sistemi sayesinde değil de başka bir şey sayesinde sürdürüyordu çünkü İtalya'da devrimi engelleyen bu baskı mekanizmaları değildi. Kültürel alanda liderliği kazanmadan devrimin olanaksız olduğu sonucuna vardı Gramsci. Yönetici sınıflar ellerinde bulunan gazete, yayınevleri, sinema, tiyatro vb. araçlarla toplumu farkedilemiyecek bir şekilde istediği gibi yönlendirebiliyordu. Gramsci'nin ortaya atmış olduğu“egemenlik”kavramım kısaca şöyle açıklamak mümkün: sanki yokmuş gibi, görünmez ve doğal117 olarak algılanan“ortak sağduyu”(common sense) olmuş fikirlere ve ideolojilere Gramsci egemenlik diyor. Bu düşünceler öylesine doğal ve görünmez oluyor ki insanlar bunları olayların gerçek durumları gibi algılamaya başlıyor. Gramsci'ye göre bu egemenlik kültürel sahada oluşmaktadır. Kültürel yaratılar bu açıdan ya bu egemen ideolojilere hizmet ediyor ya da karşıt egemen bir ideoloji gücü oluşturuyor. Gramsciye göre devrimin gerçekleşebilmesi için bu egemen ideolojiler tahlil edilip devrime karşı mukavemet oluşturan öğeler bulunup karşıt egemen güç oluşturan kültürel yaratılar sayesinde bunlar ortadan kaldırılmalıydı. Politik amaçlara hizmet gayesi taşıyan Gramsci'nin bu teorisi akademik çevrelerde büyük ilgi görmüş ve kültürel çalışmaların (cultural studies) başlamasına çok büyük bir katkısı olmuştur. Bu çalışmada ele alman iki romanın yayınlanmalarının üzerinden yüz elli yıldan fazla zaman geçmiştir. Dönemin sosyal problemlerine işaret etmek ve toplumu bu yönde uyarmak amacıyla yazılmış bu romanların hangi egemen düşüncelere karşı yazıldığı o dönemi bilmeyen insanlar tararından arak anlaşılamamaktadır. Büyük bir sosyal adaletsizliğin yaşandığı bu dönemde hangi ideolojilerin egemen olduğu hangi düşüncelerin hiç sorgulanmadan gerçeğin ta kendisiymiş gibi algılandığı bugünün okuru tarafından bilinmemektedir. Bu çalışmada on dokuzuncu yüzyılın ilk yarısının sonlarına denk gelen orta Viktorya İngiltere'si sosyal, kültürel ve ideolojik bağlamları yeniden yapılandırılarak bu bağlamlar içinde Mary Barton ve Zor Zamanlar adlı romanların nasıl bir karşıt egemen güç oluşturdukları değerlendirilmiştir. Şüphesiz aydınlar ve sanatçılar günün toplumsal koşulları karşısında daima fikirler üretmiş ve yaşadıkları dönemin problemlerini daha bir çok insan fark etmeden tartışmaya açmışlardır. Elizabeth GaskelT in Mary Barton adlı romanı buna çok iyi bir118 örnek olarak verilebilir. Gaskell romanında, eğer bu iki toplum arasında bir uzlaşma sağlanmazsa, toplumda huzurun yerini karmaşanın alacağına dair kuşkulan olduğunu belirtir. Zor Zamanlar' da, sanayi devriminin insanların hayatım ne kadar çekilmez bir hale getirdiğinin yanında, bu dönemde yaygın olan ve bir çok taraftar bulan“Utilitarianism”in yani faydacılığın yanlış bir şekilde eğitime uygulandığında ne kadar kötü sonuçların ortaya çıkabileceği tartışılır. Ele aldığım bu iki yazar da dönemin sosyal ve kültürel olaylarına farklı bakış açılan ve apayn duyarlılıklarla yaklaşmaktadır. Bu çalışmada hedeflenen şey dönemin sosyal ve düşünsel yapısı içinde bu iki eserin nasıl bir yere ve öneme sahip olduğunu tartışmak ve ortaya koymaktır. Elizabeth Gaskell'in romanı Mary Barton az önce de sözünü etmiş olduğumuz sanayi kentlerinden Manchester'da, yoksulluğun işçi sıma açısından en acı şekilde hissedildiği 1840 ile 1850 arasında geçmektedir. Elizabeth Gaskell' m (1810-1865) Manchester'da bulunmasının sebebi bir din adamı olan eşinin görevidir. Hayır işlerine meraklı olan Mrs Gaskell, işçilere verdiği vaazlarda kocasını yalnız bırakmaz. Bu çok çalışan fakat bir türlü emeğinin karşılığım alamayan insanların sefil hali büyük acıma duygusu ve korku uyandırır Gaskell'de. Romanın bir yerinde eğer Frankensteinlar yaratmak istemiyorsa bu toplumun üyeleri birbirinin mutluluğunu gözetmelidir der. Gaskell'in romanı yayınlandığı dönemde her ne kadar işçi sınıfından yana bir roman olarak görülmüşse de geçen zaman aslmda onun ne kadar tarafsız gözlemlerde bulunduğunu ortaya koymuştur. Mary Barton yazarın yayınlanan ilk romanıdır. Ele aldığım ikinci roman Zor Zamanlar da gene bu on yıllık zaman birimi içinde geçmektedir. Ne var ki Dickens'ın romanım Gaskell'inkinden ayıran özelliklerden biri119 bu romanın son derece gerçekçi detaylarla örülü olmasına rağmen hayali bir sanayi kentinde geçmesidir. Romanın geçtiği yer Coketown, Türkçesiyle kok-kömürü- kasabasıdır. Roman Dickens'm yazdığı eserler arasında sosyal bir temayı işlemesi bakımından çok farklı bir yere sahiptir, öyle ki bu romancı bir çok eleştirmence İngiliz dilinin Shakespeare'den sonra yetiştirdiği en büyük dil ve üslup ustası olarak kabul edilmesine rağmen, bu eserinde yazar daha çok ele aldığı konunun daha iyi anlaşılmasına yoğunlaşmış ve daha sade bir dil ve üslup kullanmıştır. Romanda, isminden de anlaşılacağı gibi,“zor zamanlar”ı anlatır Dickens. Bu çalışma ile Sanayi Devriminin ortaya çıkarmış olduğu sorunları tartışan Elizabeth GaskeU'in Mary Barton ve de Charles Dickens'in Zor Zamanlar adlı romanların yazıldığı çağ olan on dokuzuncu yüzyılın ortaları tarihsel, kültürel ve ideolojik olarak tekrar yapılandırılmıştır. Bu tekrar yapılandırılma sayesinde zaman içinde kaybolmuş olan ideolojik ve kültürel detaylar bugünün okuru için daha anlaşılır hale gelmiştir. Bu sayede de bu romanların ne tarzda düşüncelere karşı yazıldığı daha iyi idrak edilebilmektedir.
Özet (Çeviri)
İNGİLİZCE ABSTRACT fen fazla 250 sozcflkl ; In this study, Elizabeth Gaskell's (1810-1865) Mary Barton (1848) and Charles Dickens' (1812-1870) Hard Times (1854) are evaluated under the light of the Italian Marxist Antonio Gramsci's (1891-1937) theory of“hegemony”. Both of these novels were written in the middle of the nineteenth century and they criticise the social, cultural and philosophical aspects of the Industrial Revolution. The counter-hegemonic of these novels have been evaluated by reconstructing the social, cultural and ideological background of the age.
Benzer Tezler
- 19. yüzyıl İngiliz romanında Endüstri Devrimi'nin yansımaları: Dickens'ın Hard Times'ı, Gaskell'in Mary Barton'ı, Disraeli'nin Sybil or the Two Nations'ı
Reflections of the Industrial Revolution In the 19th Century English novel: Dickens' Hard Times, Gaskell's Mary Barton, Disraeli's Sybil or the Two Nations
SUPHİ BURAK ÜSKENT
Yüksek Lisans
Türkçe
2006
Batı Dilleri ve EdebiyatıAnkara ÜniversitesiBatı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. UFUK EGE
- Jane Austen'in kırsal toplum eleştirisi
Jane Austen's criticism on provincial
SENİYE VURAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2005
İngiliz Dili ve EdebiyatıErciyes Üniversitesiİngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. SERDAR ÖZTÜRK
- Sanayileşme ve sanayi yapılarının yeniden işlevlendirilmesinin İstanbul'dan örnekler üzerinde analizi
The analysis of industrialization and refunctioning of the industrial buildings by means of examples from Istanbul
Ş. BÜRKAN EMRE
Yüksek Lisans
Türkçe
2008
MimarlıkMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesiİç Mimarlık Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. SAADET AYTIS
- Ortadoğu ülkelerinde kalkınmanın finansmanı bakımından sermaye hareketleri
Capital movements from maintenance of development finance in Middle East countries
REGAİP KARACA
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
EkonomiMarmara ÜniversitesiOrtadoğu Ekonomi Politiği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NURAY ERGÜL
- 19. ve 20. yüzyılda İstanbul'un avlulu apartmanları
Istanbul's courtyard apartments in the 19th and 20th century
BURCU ÜNSAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
MimarlıkYıldız Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ZAFER SAĞDIÇ