Geri Dön

Yaygın gelişimsel bozukluğu olan çocukların değerlendirilmesi

The assessment of children with pervasive developmental disorder

  1. Tez No: 129637
  2. Yazar: ELİF KOÇAK
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. RASİM SOMER DİLER
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Yaygın Gelişimsel Bozukluk, Otistik Bozukluk, Başka Türlü Adlandınlamayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk vı, Pervasive Developmental Disorder, Autistic Disorder, Pervasive Developmental Disorder Not Otherwise Specified (NOS) Vlll
  7. Yıl: 2003
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Çukurova Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 151

Özet

ÖZET YAYGIN GELİŞİMSEL BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Yaygın gelişimsel bozukluklar; erken çocukluk döneminde başlayan sosyal beceri, dil gelişimi ve davranış alanında uygun gelişmeme veya kaybın olduğu bir grup psikiyatrik bozukluktur. Genel olarak bu bozukluklar gelişimin bir çok alanını etkilerler ve süreğen işlev bozukluklarına yol açarlar. DSM-IV'te Yaygın Gelişimsel Bozukluklar başlığı altında,“Otistik Bozuklu”,“Rett bozukluğu”,“Çocukluğun Dezintegratif Bozukluğu”,“Asperger Bozukluğu”ve“Başka Türlü Adlandınlamayan Yaygın Gelişimsel Bozukluklar”yer almaktadır. Bu çalışmada Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilimdalı'na Ocak 1996 - Haziran 2003 tarihleri arasında başvuran, klinik görüşme ve psikometrik incelemeler sonrası DSM-IV'e göre Otistik Bozukluk tanısı alan 110, BTA- YGB tanısı alan 30 ve 4 Asperger Bozukluğu olgusunun biyopsikososyal özellikleri, eşlik eden organik bozukluklar ve klinik izlem özelliklerinin araştırılması amaçlandı. Olguların 1 10'u erkek, 34'ü kızdı. E/K oranı 3.24/1 idi. Başvuru yaşlan ortalama 40.6 ± 19.8 ay, % 60.4'ü ailenin ilk çocuğu, % 40.3 'ünde dil gelişiminin ve % 44.4'ünde tuvalet eğitiminin kazanıldığı, % 28.6'sında gebelikte sorun ve % 20.8 'inde doğumda komplikasyon, ailelerin % 68.1'nin orta sosyoekonomik düzeyde, annelerin % 6.2 ve babaların % 4.2 psikiyatrik bozukluk olduğu belirlendi. Ailelerin en sık kendi istekleri ile kliniğe ( % 41.7 ) başvurdukları, belirtilerin ilk olarak fark edilme yaşının ortalama 21.3 ± 8.2 ay, en sık başvuru yakınmalarının; %50.0'sine konuşmama, % 41.7'sine iletişim kurmama, % 22.2 göz teması kurmama olduğu, izlem sürelerinin ortalama 27.2 ± 24.6 ay, kontrol sıklığı ortalama 2,8 ±2.1 ay, % 73.6'sının özel eğitim aldığı, % 61.8'nin anaokulu/kreşe gittiği, %53.5'inde en az bir psikotrop ilaç kullanıldığı, Otistik bozukluk ve BTA-YGB grupları karşılaştırıldığında; belirtilerin fark edilme yaşı, doktora ilk başvuru yaşı, kontrol sıklığı, özel eğitim ve anaokulu süreci, ilaç kullanımı açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmazken, izlem süresinin Otistik bozuklukta daha uzun olduğu ve istatistiksel olarak anlamlı bir farkın olduğu belirlendi (p < 0.05). Otistik bozukluk grubunun ÇODÖ toplam puan ortalamasının 40,46 ± 6,27 ve BTA- YGB 'un 30,00 ± 6,31 olduğu, Otistik bozukluk grubunda daha yüksek ve istatistiksel olarak anlamlı bir farkın olduğu belirlendi (p < 0.05). Olguların % 55.6 EEG ve % 43.1 'inde beyin görüntülenmesi yapıldığı, EEG çekilenlerin % 32.5 'inde anomali ve beyin görüntülemesi yapılanların % 22.6'ında anormal bulgu saptamıştır. Yapılan incelemeler sonucu olguların % 33.3 'de organik bozukluk belirlendi. En sık görülenler; %19.4 demir eksikliği anemisi, % 9.0 epilepsi, % 5.6 febril konvülziyon, % 2.1 astım ve hipotiroidi idi. İlaç kullananların ilaç kombinasyonları değerlendirildiğinde; % 68.8'inde sadece antipsikotik, % 11. 7 'sinde sadece antiepileptik, % 9.1 'inde antipsikotik ve antiepileptik birlikte, % 5.2'sinde antipsikotik ve stimulan, % 3.9'unda sadece stimulan kullanıldığı belirlendi. En sık ; hareketlilik, kendine zarar verici davranışlar, uyku sorunları ve sterotipiler nedeniyle ilaç başlandığı belirlendi. Antiepileptiklerin ise, 13 'olguda epilepsi nedeniyle, 4 olguda EEG anomali nedeniyle Çocuk Nöroloji ile konsulte edilerek kullandığı belirlendi.Son zamanlarda çok sayıda araştırmacı yaygın gelişimsel bozukluk spekturumu bozukluklarını çeşitli grup analizi yöntemleriyle tanımlamaya çalışmışlardır. BTA-YGB altında sınıflandırılmaya çalışılan olguların nozolojik özellikleri üzerine fikir birliği tam olarak sağlanamamıştır. Yaygın Gelişimsel Bozukluklar biyopsikososyal özellikleri, eşlik eden organik bozukluklar ve klinik izlem özelliklerinin incelendiği bu çalışmada Otistik Bozukluk ve BTA-YGB gruplannınm benzer biyopsikososyal ve klinik özelliklere sahip olduğu ve BTA-YGB 'ta benzer tedavi yaklaşrmlannm kullanıldığı sonucuna varılmıştır.

Özet (Çeviri)

ABSTRACT THE ASSESSMENT OF CHILDREN WITH PERVASIVE DEVELOPMENTAL DISORDER Pervasive developmental disorders (PDD); comprised of a group of psychiatric disorders which start during early childhood, and result in inappropriate development or loss in social skill, language development and behavioral domains. These disorders generally effect several different domains of development and cause chronic functional disorders. The title of“Pervasive Developmental Disorder”in DSM-IV include“autistic disorder”,“Rett disorder”,“childhood disintegrative disorder”,“Asperger disorder”and“Pervasive Developmental Disorder NOS”. The aim of this study was to investigate the clinical, sociodemographic features and clinical course and comorbid organic disorders of all patients diagnosed as PDD (1 10 autistic disorder, 30 PDD-NOS, 4 Asperger Disorder) according to DSM-IV who applied to outpatient clinics of Child and Adolescent Psychiatry Department of Çukurova University Faculty of Medicine between January 1996 and June 2003. Of all patients, 110 were boys, 34 were girls. Male/female ratio was 3.24/1. The mean age at the time of first referral was 40.6 ± 19.8 months. 60.4% of them were first child of the family; 44.4% had acquired toilet training and 40.3% completed language development. 28.6% of the cases had some sort of problem during their pregnancy whereas 20.8% had birth complication. 68.1% of all families had moderate socioeconomic levels. 6.2% of all mothers, 4.2% of all fathers had a history of psychiatric disorder. The most common referral method was self-referral of the family (41.7%). The mean age at the time of first symptoms was 21.3 ± 8.2 months. The most common complaints at the time of referral were absence of speech (50%), lack of communication (41.7%), lack of eye- contact (22.2%). The mean follow-up periods were 27.2 ± 24.6 months. 73.6% of them were receiving special education, 61.8% were going to pre-school, 53.5% were receiving at least one type of psychotropic drugs. The comparison of autistic disorder and PDD-NOS revealed that the age at the time of first appearance of symptoms, the age at the time of first referral, the follow-up frequency, the educational course, and the frequency of drug usage did not show statistically significant difference. The only difference was that the length of follow-up was significantly longer in autistic group (p < 0.05).The mean total score of CARS were significantly higher in autistic group (40,46 ± 6,27) than in patients with PDD-NOS (30,00 ± 6,31) (p< 0.05). Among patients who underwent EEG (55.6%) and brain imaging (43.1%) evaluation, 32.5% had anomalies in EEG and 22.6% had abnormal findings in brain imaging. 33.3% of all cases also had a diagnosis of at least one organic disorder. The most common organic disorders were iron deficiency anemia (19.4%), epilepsy (9%), febrile convulsions (5.6%) and asthma and hypothroidism (2.1%). The assessment of psychotropic drug usage showed that, 68.8% only used antipsychotic, 1 1.7% only antiepileptic, 9.1% a combination of antipsychotic and antiepileptic Vlldrugs, 5.2% a combination of antipsychotic and stimulant drugs; and 3.9% only used stimulants. The most common reasons for prescribing drugs were; hyperactivity, sleep disorders, stereotypes and self-destructive behavior. The antiepileptic were started on 13 patients for the presence of epilepsy, and in 4 patients for the presence of EEG anomaly after consultation with Child neurology clinics. In recent years, many investigators tried to define PDD spectrum disorders via several group-analysis methods. An agreement on the nosological features of cases which are grouped under the title of PDD-NOS has not been reached yet. The results of this study showed that the patients in both groups of autistic disorder and PDD-NOS had similar biopsychosocial and clinical features pattern and both had been treated with similar treatment approaches

Benzer Tezler

  1. Yaygın gelişimsel bozukluğu olan çocuklarda risperidon tedavisinin beyin kan akımı ile değerlendirilmesi

    The assessment of brain blood flow in children diagnosed as having pervasive development disorder after treatment with risperidone

    DİLŞAD FOTO ÖZDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    PsikiyatriGazi Üniversitesi

    Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. SELAHATTİN ŞENOL

  2. Otizm spektrum bozukluğu olan ve olmayan çocuklarda besin seçimi, beslenme ve büyüme durumunun belirlenmesi

    Determination of food selection, nutrition and growth status in children with and without autism spectrum disorder

    ŞENKAN KİLİN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    Beslenme ve DiyetetikHasan Kalyoncu Üniversitesi

    Beslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYLA GÜLDEN PEKCAN

  3. Trabzon il merkezinde otizm tanısı ile eğitim gören çocukların ailelerinde stres, tükenmişlik düzeyi ve yaşam kalitesinin değerlendirilmesi

    Stress, quality of life and burnout level in parents of children with autism educating in Trabzon

    BETÜL ALTINTAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    PsikolojiKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Sağlık Psikolojisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AHMET TİRYAKİ

  4. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan okul çağı çocuklarında uyku sorunlarının değerlendirilmesi

    Evaluation of sleep problems in school age children with attention-deficit/hyperactivity disorder

    NAZLI ÇELENK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    PsikiyatriMersin Üniversitesi

    Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FEVZİYE TOROS

  5. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanılı çocuklarda yaşam kalitesinin değerlendirilmesi, tip 1 diyabetes mellitus ve sağlıklı kontrol gruplarıyla karşılaştırılarak yaşam kalitesine etki eden faktörlerin belirlenmesi

    Assessment of life quality in the children with attention deficit hyperactivity disorder, investigation of the factors affecting life quality by comparison with type1 diabetes mellitus and healthy control groups

    NİHAL YURTERİ ÇETİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    PsikiyatriDokuz Eylül Üniversitesi

    Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYNUR AKAY