Geri Dön

Pubik kemik kremaster kas bileşik flebi: yeni bir flep modeli (deneysel çalışma)

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 132226
  2. Yazar: A. SİMİN OĞUZ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. İBRAHİM YILDIRIM
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, Plastic and Reconstructive Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2003
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 54

Özet

VIII. ÖZET Yumuşak doku ve kemiği birarada kapsayan geniş doku eksikliklerinin, uygun ve yeterli derecede beslenen bir kemik yapı içeren bileşik doku ile tek seferde kapatılması rekonstrüktif cerrahinin en önemli sorunlarındandır 17. Vaskülarize kemik greftinin, infeksiyona dayanıklılık, beslenmesi bozuk alanlarda yaşayabilirlik, daha yüksek kaynama hızı, erken kemik hipertrofisi ve daha fazla mekanik güce sahip olması açısından vaskülarize olmayan serbest greftlere oranla daha üstün olduğu bildirilmiştir 10,12,14,15,16,17,20,22,32,33,34,35,36 Son yı||arda geliştirilen yeni kemik- kas-deri flepleri yaygın olarak klinikte kullanılmaya başlanmıştır. Ancak, kemik yapının fizyolojik, vasküler, metabolik, immünolojik ve kaynama açısından incelenebilecek yeterli deneysel modelleri bulunmamaktadır 20“24. Bu çalışmanın amacı, sıçanlarda yeni bir flep modeli tanımıdır. Bu amaçla erkek sıçanlarda pudik epigastrik arter (PEA) tabanlı ”pubik kemik- kremaster kas bileşik flebi" planlandı. Gereç- Yöntem: Ağırlıkları 200- 250 gr olan 25 adet erkek Spraugley- Dawley cinsi sıçan 6 gruba ayrıldı. Anatomik Çalışma (Grup I, n=6); grubu. Pudik epigastrik arter (PEA) iliak arterden çıktığı yerden itibaren ortaya kondu. Pubik kemik ve kremaster kasına giden dalları gösterildi. Daha sonra bu arter taban alınarak pubik kemik ile birlikte kremaster kası bileşik flep olarak kaldırıldı. Erken Sintigrafi (Grup II A, n=4);. Pubik kemik- kremaster kas flebi kaldırıldı. vena kava inferiordan Tc- 99m- MDP verildi. 4 saat sonra flep ayrıldı ve kemik yaşayabilirliğinin gösterilmesi için verilen radyoaktif maddenin flepteki tutulumu incelendi. 42Geç Sintigrafi (Grup II B, n=3); Flep hazırlandıktan sonra inguinal bölgede deri altına tespit edildi. 1 hafta sonra v. kava inferiordan Tc- 99m-MDP verildi. 4 saat sonra flep ayrıldı ve kemik tutulumu araştırıldı. Erken Histolojik inceleme (Grup III A, n=5); Flep kaldırıldıktan sonra abdominal aortadan hint mürekkebi verildi. Kemikten alınan histolojik kesitlerde medulla ve korteks damarlarından boya olup olmadığı incelendi. Geç Histolojik İnceleme (Grup III B, n=4); Flep hazırlandıktan sonra inguinal bölgede deri altına tespit edildi. 1 hafta sonra abdominal aortadan hint mürekkebi verildi ve kemiğin histolojik kesitlerinde damarlarda boya tutulumu varlığı araştırıldı.. Mikroanjiografik İnceleme (Grup IV, n=3); Pubik kemik- kremaster kas flebi kaldırıldı. Abdominal aortadan baryum sülfat ve % 5 jelatin karışımı verildi. Flep ayrılarak + 4 ° C buzdolabında 24 saat bekletildi. Radyografiler (X-ray) çekilerek mikroanjiografik olarak flep damarlanması gösterildi. Sonuç: Anatomik çalışmada PEA'den ayrılarak pubik kemik ve çevresindeki kaslara giden ve kemiği beslediği düşünülen pubik dal gösterildi. Mikroanjiografik çalışmada yine bu dal ve kemik çevresi kas kitlesindeki dağılımı net olarak görüntülendi. Sintigrafik incelemelerde, erken ve geç dönem deneklerinde kontrol grubuna göre normal veya yüksek radyoaktivite saptandı. Erken ve geç dönem boya injeksiyonu çalışmalarında, kemik iliği ve korteks damarlarında mürekkep tutulumu olduğu belirlendi. Bu bulgular, kemik beslenmesi ve canlılığının kanıtı olarak yorumlandı. Sonuç olarak, pudik epigastrik arter tabanlı pubik kemik- kremaster kas bileşik flebinin, çok amaçlı ve rekonstrüktif cerrahiye katkıda bulunabilecek özgün ve güvenilir bir deneysel flep modeli olduğu söylenebilir. 43

Özet (Çeviri)

IX. SUMMARY One stage reconstruction of the extensive osseous - soft tissue defects with composite tissue including bone with an adequate vascular supply, is one of the challenging problems to reconstructive surgeons 17. Vascularized bone grafts have been reported to have important advantages over the (non-vascularized) free grafts such as resistance to bacterial infection, survival in a poorly vascularized soft tissue bed, early callus formation, strong union, less bone resorption and reliable mechanical strength10' 12- 14- 15' 16- 17' 20' 22- 32« 33- * 35' 36. In recent years, several osteomusculocutaneous flaps have been developed and used widely in clinical practice. However, the number of experimental flap models, which are used to assess physiological, immunological, vascular, metabolic properties of bone and bone healing, are still limited 20“24. The aim of this study was to introduce a new osseous - muscular composite flap based on pudic epigastric artery (PEA). Material - Method: 25 male Spraugley- Dawley rats were allocated into 6 groups. Anatomical Study (Group I, n=6); Pudic epigastric artery (PEA), branch of the iliac artery, was dissected away from the adjacent soft tissue. Branches to pubic bone and the cremaster muscle were identified. Then, the flap was raised on the PEA as a pubic bone - cremaster muscle composite flap. Early Scintigraphy (Group II A, n=4);. After the flap elevation, Tc-99m-MDP was injected through the abdominal vein. 4 hours after the injection, the flap was taken out and assessed for radioisotope uptake of the bone so that the bone viability would be determined. Late Scintigraphy (Grup II B, n=3); As soon as raising the flap, we secured it subcutaneously under the inguinal region with 3 sutures. 1 week later; Tc-99m- 44MDP was injected. 4 hours after the injection, the flap was taken out and bone viability was evaluated. Early Histological Assessment (Grup III A, n=5); After the flap elevation, India ink was injected through abdominal aorta. The bone segment was harvested and prepared for the histological examination to determine the presence of the ink staining of blood vessels in the bone marrow and the cortex. Late Histological Assessment (Group III B, n=4); As soon as raising the flap, we secured it subcutaneously under the inguinal region. 1 week later; India ink was injected through abdominal aorta. Then, the bone segment was harvested and prepared for the histological examination. Microanjiographic Evaluation (Group IV, n=3); Pubic bone- cremaster muscle flap was raised and the mixture of barium sulphate and 5% gelatin was administered through the abdominal aorta. Then, the flap was harvested and kept in the refrigerator at + 4 ° C for 24 hours. All flaps underwent radiography. Results: Anatomical study revealed that there was a pubic branch rising off the PEA, which was thought to nourish the bone segment of the flap. Presence of this branch was also confirmed with microanjiographic study. In scintigraphic study, the radioisotope uptake of the bone was equal or more than that of the controls in both early and the late scintigraphic groups. Additionally, Ink staining was observed in the vessels of the cortex and the bone marrow. These findings were inferred as an evidence of the bone viability. As a result, we suggested that ”pubic bone - cremaster muscle composite flap" based on the pudic epigastric artery was a reliable and useful experimental flap model. 45

Benzer Tezler

  1. Politravmalı hastalarda radyolojik yöntemlerle tespit edilememiş (Okkült) patolojilerin tüm vücut kan havuzu ve geç tüm vücut kemik sintigrafisi yöntemi ile tanımlanması

    Evaluate the radiologically undetected (occult) bone (fracture, microfracture, fissure, periost reaction, etc.) and soft tissue lesions (hematoma, solitary organ pathologies, etc.) by means of entire body blood pool (EBBP) and late entire body bone scintigraphy (EBBS) and to find out the additional benefits of the method in patients who have polytrauma without life threat.

    AYŞEN SEVER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Radyoloji ve Nükleer TıpOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TARIK BAŞOĞLU

  2. Lumbopelvik ağırısı olan gebelerde ağrı algısını etkileyen psikososyal faktörlerin fiziksel aktivite düzeyi ile ilişkisi

    The relationship of psychosocial factors affecting the pain perception in pregnancy with lumbopelvic pain and physical activity

    TUBA KOLAYLI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Fizyoterapi ve RehabilitasyonÜsküdar Üniversitesi

    Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ AYCAN ÇAKMAK REYHAN

  3. Total abdominal, subtotal abdominal ve tip II histerektomi' nin alt üriner sistem ve cinsel fonksiyonlar üzerine etkilerinin araştırılması

    Başlık çevirisi yok

    SİBEL YAZAN ERKABADAYI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Kadın Hastalıkları ve DoğumEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖMER T. YALÇIN

  4. Erken adrenarşlı kızlarda insülin direnci ve IGF-1, IGFBP-3, IGFBP-1, leptin düzeyleri

    The levels of IGF-1, IGFBP-3, IGFBP-1, leptin and insulin resistance in the girls with premature adrenarch

    AYLA GÜVEN

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıGazi Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. PEYAMİ CİNAZ

  5. Obez çocukların adli tıbbi yaş tayini açısından değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    MEHMET SAKİ ÇELİK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Adli TıpDüzce Üniversitesi

    Adli Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BORA BÜKEN