Kuruluştan Fatih devri sonuna kadar Arapça gramer (Sarf-Nahiv)'e dair eser yazan Osmanlı-Türk alimleri
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 13738
- Danışmanlar: PROF.DR. AHMET SUBHİ FURAT
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Doğu Dilleri ve Edebiyatı, Eastern Linguistics and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1991
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Arap Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 226
Özet
ÖZET Tezimizin konusu“Kuruluştan Fâtih Devri Sonuna Kadar Arapça Gramer(Sarf- Nahiv)'e Dâir Eser Yazan Osmanlı- Türk Alimlerl”dlr. Osmanlı- Türk âlimleri, devrin ilim dili olan Arapça ile dînî,lisânî ve tabiî ilimlere dâir eserler yazmış lardır. Ancak Osmanlı âlimlerinin bu çalışmalarının mevzula- rına göre ele alınıp bugüne kadar bir değerlendirilmesi ya pılmadığından, edebiyat tarihlerinde gereği gibi yer almamış ve hatta Osmanlı devri, Arap edebiyatı açısından bir şerhler ve haşiyeler devresi olarak adlandırılmıştır. Bu sebepten,biz bu çalışmamızda kütüphanelerdeki mevcut malzemeye dayalı ola rak Osmanlı- Türk âlimlerinin bu sahadaki çalışmalarını gün yüzüne çıkarmayı ve sahanın ilgililerinin istifâdesine sun mayı gaye edindik. Ancak esas mevzua geçmeden önce eserleri ni ele aldığımız bu müelliflerin yaladıkları devrin tarihi sosyal ve kültürel durumunun kısaca tanıtılmasını faydalı gördük. Diğer taraftan Osmanlılara tekaddüm eden Anadolu Sel çukluları ile Anadolu Beylikleri devirlerinin tarihi, sosyal ve kültürel durumları da gözden geçirilmiş, böylece mevzuun bir bütün içinde ele alınıp değerlendirilmesi istenmiştir. Anadolu Selçukluları, h. 463(m. 1071) tarihinden iti baren Anadolu'ya yerleşmeye başlamışlardır. Bunların ilk yıl ları bölgenin fethiyle geçtiğinden, geniş anlamda kültürel faaliyetler ancak II. Kılıç Arslan(550- 588/1155- 1192) ile oğlu Rukneddîn Süleyman (588- 600/1192- 1203) zamanlarında başlamış ve gelişerek en yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Bun lar ve diğer Anadolu Selçuklu sultanlarının, halkın dînî ve içtimaî ihtiyaçlarını karşılamak üzere bir çok ilmî ve içti-II mâî tesisler yapmaları, ilme ve ilim adamlarına karşı himâ- yekâr bir tavır almaları, Anadolu'da her bakımdan parlak bir medeniyet kurmalarına zemin hazırlamıştır. Bu devirde dînî edebî ve bilhassa tasavvufî vadide oldukça değerli eserler yazılmıştır. Necmeddîn Dâye(654/1256), Celâleddîn Rumî(670/ 1273) ve Sadreddîn Konevî( 672/1275) gibi ünlü mutasavvıflar bu devirde yaşamıştır. Şüphesiz Anadolu Selçukluları devrin de Anadolu'daki içtimaî müesseselerin en mühimlerini teşkil eden medreselerin kurulmasına ayrı bir ehemmiyet verilmiş Konya, Sivas, Erzurum, Kırşehir ve Kayseri gibi ilim ve kül tür merkezlerinde bir hayli önemli medreseler tesis edilmiş tir. Anadolu Selçuklularının inkırazından sonra ortaya çı kan Anadolu beylikleri devrinde de daha önce başlatılmış olan sosyal ve kültürel faaliyetler devam ettirilmiş, bunlara yenileri ilâve edilerek daha da geliştirilmiş, âlim ve sanaat- karlar her vesileyle himaye edilmiştir. Beylikler devrinde de bir hayli ilmî ve edebî eser kaleme alınmış, ayrıca Farsça ve Arapça'dan Türkçe'ye tercümeler yapılmıştır. Beyler adına ya zılan eserlerin de Türk dili ile kaleme alınması, Türkçe'nin bir ilim dili olarak da gelişmesine yardımcı olmuştur. Anado lu'da bu nevî ilmî, edebî ve içtimaî faaliyetleri teşvik ba kımından Candar, Menteşe ve Aydınoğulları beylikleri başta hatıra gelenlerdir. Üçüncü bölümde ele aldığımız Osmanlılar, önceki de virlerden kendilerine intikal eden sosyal ve kültürel mirası en iyi şekilde korumaya gayret etmişler ve daha önceleri ku rulmuş olan vakıflara dokunmayarak bunların şartlarına uygunIll olarak faaliyetlerine devam etmelerini sağlamışlardır. Os man Gâzî(699- 726/1281- 1326) ve oğlu Orhan Bey(726- 763/ 1326- 1362) zamanları henüz bir kuruluş devri olduğundan sosyal ve kültürel faaliyetlere gereken zaman ayrılamamış-. tır. Ancak İznik'te ilk Osmanlı medresesinin açılarak“bura ya resmî bir müderrisin tayin edilmesi gibi bazı önemli adım lar da atılmıştır. Bundan sonraki devirlerde sürekli olarak gelişen Anadolu'nun sosyal ve kültürel hayatı, sultan Fâtih (855- 886/1451- 1481) devriyle birlikte oldukça parlak bir seviyeye ulaşmıştır. Fetihten sonra başta İstanbul olmak üze re Edirne ve Bursa gibi nehirler önemli birer ilim ve kültür merkezleri haline gelmiştir. Sahn- ı Semân medreselerinin ya pılması ve diğer medreselerin bir teşkilâta tâbi tutulması dînî ilimlerin yanında tabiî ilimlerin de programlı bir şe kilde medreselerde okutulmaya başlaması, eğitimin kalitesini her bakımdan yükseltmiştir. Daha önceki devirlerin aksine, ar tık Osmanlı ülkesi İslâm dünyasının muhtelif yörelerinden âlim ve sanaatkarları cezbetmeye başlamıştır. Bunda, Osmanlı sultanlarının ilme ve ilim adamlarına karsı gösterdikleri teşvik ve himaye de önemli bir rol oynamıştır. Esas konumuzu islediğimiz son bölümde ise Arapça gra mere dâir eser yazan müellifler ve eserleri ele alınmıştır. Bu meyanda başta Osmanlı kaynakları olmak üzere diğer kaynak lardan sahamızla ilgili eser yazan yirmi küsur müellif ve bun lara âit elliden fazla tesbit edilmiştir. Hâlen kütüphaneler de mevcut olan bu eserler ' teker teker gözden geçirilmiş ve kronolojik olarak tavsifleri yapılmıştır. Nüshası besten faz la olan eserler de kronolojik olarak ele alınarak bulundukla rı yerler kaydedilmiştir.IV Bu çalısına neticesinde Osmanlı- Türk âlimlerinin devrin ilim dili olan Arapça'nın grameri (sarf- nahiv)ne ”bü yük ehemmiyet verdiklerini ve“bu vadide değerli eserler ka leme aldıklarını açıkça müşahede ettik. Bö'yle bir netice Osmanlı- Türk âlimlerinin Arap edebiyatındaki yerlerinin”tekrar göz önüne alınarak yeniden değerlendirilmesi gerekti ğini de göstermiştir.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Türkiye'de özelleştirme ve özelleştirmenin Türk çalışma hayatına etkileri
Privatization in Turkey and its effects on Turkish labor life
YALÇIN RAMAZAN ERYILMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
1998
EkonomiCumhuriyet ÜniversitesiÇalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. FATİH DOĞANOĞLU
- İstanbul'da günlük yaşam sahnelerinin Türk resim sanatına yansımaları
Reflections on the Turkish painting art of daily life scenes in Istanbul
EVREN KARAYEL GÖKKAYA
Sanatta Yeterlik
Türkçe
2012
Güzel SanatlarMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiResim Ana Sanat Dalı
PROF. AYDIN AYAN
- Libya'daki Senusi Devleti Döneminde şiir hareketi
Poetry Movement at Senussi Order of Libya
AHMED BİLAL AL AMEN ALHABUNİ
Doktora
Türkçe
2019
DilbilimSüleyman Demirel ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HASAN SOYUPEK
- Anonim şirket devir işlemlerinde kanuna karşı hile
Evasion of the law in joint stock company transfer transactions
MEHMET DURDU
- Mevlânâ'nın gözüyle XIII. yüzyıl Anadolu'sunda toplumsal yaşam
The social life in Anatolia in the 13th century from the perspective of Mevlana
ESEN KÜÇÜKERDEBİL
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
TarihFatih Sultan Mehmet Vakıf ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FAHAMEDDİN BAŞAR