Geri Dön

Kronik böbrek yetmezlikli hastalarda farklı hipertansiyon tedavi yöntemlerinin endotel fonksiyonları, oksidatif sistem ve nitrik oksit düzeyleri üzerine olan etkilerinin değerlendirilmesi

The effect of different hypertension threatment methods on the endothelial function, oxidative system, and the levels of nitricoxide in patients with chronic renal failure

  1. Tez No: 144445
  2. Yazar: SERVİN GÜNAL (YEŞİL)
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. BİLAL ÜSTÜNDAĞ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Biyokimya, Biochemistry
  6. Anahtar Kelimeler: Kronik böbrek yetmezliği, endotelyum, volüm kontrolü, antihipertansifler, oksidatif stres
  7. Yıl: 2005
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Fırat Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Biyokimya Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 112

Özet

I.ÖZET Kronik böbrek yetmezliğinde hipertansiyon, hipervolemi ve üremik toksinler gibi risk faktörleri temelde inflamasyon ve oksidatif strese neden olarak, endotel disfonksiyonunun ortaya çıkmasına ve sonuçta hızlanmış ateroskleroza neden olmaktadırlar. Tedavi almakta olan kronik böbrek yetmezlikli hastaların % 80 ile 90'ı hipertansif ve hipervolemik olduklarından, bu iki risk faktörü en önemli mortalite nedeni olarak kabul edilmektedir. Periton diyalizi hastalan, özellikle tedavinin ikinci veya üçüncü yılından sonra hemodiyalize göre daha hipervolemik ve hipertansif hale geldiklerinden, bu hastalarda kalp-damar hastalıkları daha fazla görülmektedir. Antihipertansif ilaç alarak normotansif hale gelen hastalarda beş yıllık yaşam beklentisi %40-50'lerde iken, sıkı volüm kontrolüyle normotansiyon sağlananlarda ise on yıllık yaşam beklentisi % 70'lere çıkmaktadır. Metod: Çalışma, sağlıklı gönüllülerden oluşan kontrol grubu (n=30), kronik böbrek hastalığı başlamış fakat henüz diyaliz tedavisi almayan pre-diyaliz grubu (n=30), sıkı volüm kontrolüyle normotansiyon sağlanmış periton diyalizi tedavisi alan periton diyaliz grubu (n=30), hemodiyalize giren ve sıkı volüm kontrolü uygulanarak normotansif olan hasta grubu (n=30) ve hemodiyalize giren ve antihipertansif ilaç kullanarak normotansif olan hasta grubu (n=30) olmak üzere, 5 gruptan oluşturuldu. Tüm gruplarda. vWF, D-Dimer, MDA, SOD, CAT, GSHPx, NO, homosistein ve rutin biyokimya değerleri bakıldı. Bulgular: Antihipertansif ilaç alarak normotansiyon sağlanan hemodiyaliz grubunun iki diyaliz arası kilo alımı, sıkı volüm kontrolü uygulananlara göre anlamlı olarak yüksek olmasına rağmen (pO.001), kan basınçları kabul edilebilirdüzeylerdeydi. Ancak, endotel fonksiyon göstergesi vWf düzeyi %20 daha fazlaydı. vWf düzeyi periton diyalizi hastalarında kontrol grubuyla aynı düzeyde iken prediyaliz grubunda belirgin olarak yüksekti. Sıkı volüm kontrolü uygulanarak normotansif olan hemodiyaliz ve periton diyalizi gruplarının vWf düzeyleri benzerdi. Oksidatif stres parametreleri, volüm kontrolü uygulanan hemodiyaliz ve periton diyalizi hastalarında, diğer hasta gruplarına göre daha iyi durumdaydı. Endoteliyal dokunun antikoagülan özelliğinin göstergesi olan D- dimer düzeyleri volüm kontrolü uygulanan hemodiyaliz ve periton diyalizi gruplarında en düşük düzeydeydi. NO düzeyi ise volüm kontrolü uygulanan hemodiyaliz ve periton diyalizi hastalarında en düşüktü. Sonuç: Sonuç olarak, diyaliz hastalarında yüksek kan basıncını antihipertansif ilaçlarla tedavi etmeye çalışmak, bozuk olan endotel fonksiyonlarını düzeltmemektedir. Sıkı volüm kontrolüyle, hastaların hipertansiyonları daha iyi kontrol altına alınabilirken, endotel fonksiyonları da oldukça iyi korunabilmektedir. Genel görüşün tersine, periton diyalizi hastalarında da sıkı volüm kontrolü uygulamakla endotel fonksiyonları hemodiyaliz hastalarından farklı olmamaktadır. Volüm çekilerek normotansiyon sağlanan HD hastalan, ilaçla normotansiyon sağlanan HD hastalan ile kıyaslandığında, hem oksidatif stresi daha az hem de oksidan kapasitesi en iyi olan grubu oluşturmaktadır. Bizim çalışmamızda prediyaliz ve hemodiyaliz hastalannda NO düzeyleri kontrol grubuna göre anlamlı bir şekilde düşük bulunurken, homosistein düzeyleri HD gruplannda yüksek bulunmuştur.

Özet (Çeviri)

II.ABSTRACT By causing endothelial dysfunction via inflammation and oxidative stress, risk factors such as hypertension, hypervolemia and uremic toxins cause the accelerated atherosclerosis in chronic renal failure. Because 80-90% of the patients taking renal replacement therapy are hypertensive and hypervolemic, they are considered to be the most important risk factor. So dialytic efficiency of the peritoneal membrane is getting decrease with time, especially after 2-3 years of the treatment patients on peritoneal dialysis become more hypertensive and hypervolemic than that of hemodialysis patients and consequently the number of cardio-vascular events increase. While five years survival in hemodialysis patients using antihypertensive drugs is 40-50%, ten years survival in hemodialysis patients applied strict volume control is 70%. Methods: The study was composed of five groups as follow: healthy controls (n=30), predialysis patients (n=30), peritoneal dialysis patients (normotensive with strict volume control, n=30), hemodialysis patients (normotensive with hypotensive drugs, n=30), hemodialysis patients (normotensive with strict volume control, n=30). vWF, D-dimer, MDA, SOD, CAT, GSHPx, NO, homocystein and rutin biochemical parameters were studied in all patients. Results: Although the interdialytic weight gain of the hemodialysis patients using antihypertensive drugs was higher than hemodialysis patients applied strict volume control (p

Benzer Tezler

  1. Vascular function in chronic end-organ damage: pharmacological characterization of vasomotor function in systemic vasculature

    Kronik uç-organ hasarında vasküler fonksiyon: Sistemik damarlarda vazomotor fonksiyonun farmakolojik karakterizasyonu

    NADİR ULU

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2009

    Eczacılık ve FarmakolojiUniversity of Groningen (Rijksuniversiteit Groningen)

    Tıbbi Farmakoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ROBERT HENK HENNING

  2. Kronik renal yetmezlikli hastalarda parikalsitol ve kalsitriol tedavisinin fetuin A ve inflamasyon belirteçleri üzerine etkilerinin karşılaştırılması

    Comparison of effects of paricalcitol and calcitriol treatment in patients with chronic kidney disease on fetuin A and inflammation markers

    ÖZNUR KANIGÜR BAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    NefrolojiUludağ Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA GÜLLÜLÜ

  3. Hemodiyaliz ve periton diyalizine giren kronik böbrek yetmezlikli hastalarda mineral ve kemik bozukluğu gelişiminin karşılaştırılması

    Comparison of mineral and bone disorder development in patients with chronic kidney failure in hemodialysis and peritoneal dialysis

    ŞEYMA SAVAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    NefrolojiErciyes Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. OKTAY OYMAK

  4. Hemodiyalize ihtiyacı olan akut böbrek yetmezlikli hastalarda böbreğin sağkalımına etkili faktörler

    Factors affecting renal survival in patients with acute renal failure requesting hemodialysis

    AYSUN YAKUT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    İç HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. REFİK DEMİRTUNÇ

  5. Periton ve hemodiyaliz hastalarında aterosklerotik risk faktörleriyle koroner arter kalsiyum skorlarının karşılaştırılması

    Başlık çevirisi yok

    OKAY ÖZER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    KardiyolojiOndokuz Mayıs Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KUDDUSİ CENGİZ