Kur'an âyetlerinde ikrâh ve ıztırâr
The loathing and 'iztirar' in the verses of Quran
- Tez No: 147462
- Danışmanlar: PROF. DR. DURMUŞ ALİ KAYAPINAR
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Din, Religion
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2004
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Selçuk Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Tefsir Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 152
Özet
Geçmişten günümüze şöyle bir baktığımızda hiç şüphesiz tarihin her safhasında belli bir dînî inancı veya farklı bir düşünceyi savunan insanların, toplumları veya çok kez donemin otoritesi olan kurumlar veya hakim güç olan sınıflar tarafından dışlandıklarını, ezilmeye ve susturulmaya çalışıldıklarını, bu pasifize edilme, hatta yok edilme çalışmalarında önce iknâya, daha sonra kaba kuvvet ve işkenceye mâruz kaldıklarını görmekteyiz. Bu ikna ya da pasifize etme işleminin korkutucu tehdit ya da işkence ile yapılması Kur'an'da“zorlama, mecbur etme, zor kullanma”anlamlarına gelen ikrah kelimesi ile karşılık bulur. Kur'an bu kelimeyi kimi yerde direkt kullanarak, kimi yerde kullanmadan, kendisine tabî olanların din ve dünyaları hususunda böyle bir durumla karşılaştıklarında nasd bir tavır sergilemeleri gerektiğine işaretlerde bulunur. Ayetlerde Müslümanlara dinleri konusunda yapılan eziyetlere ve baskılara karşı sabretmeleri, dinlerinden dönmeye karşı eğer güçleri yetiyorsa hicret etmeleri (yurtlarını değiştirmelerini) tavsiye edilir. Şayet bunlara güç yetirilemezse kalbin imanla mutmain olması(imanın kalpte sağlam olması) şartıyla dil ile küfür kelimesinin kullanımına ruhsat verilir, kâfirlerle dostluk kurmak zorunda kalındığında ise yine bir ruhsat olan takiyeye başvurulmasına müsaade edilir. İman ve ikrahtan bahsederken kullandığımız ruhsat Müslümanların kendilerine haram kılınan yiyeceklerden yemek zorunda kaldıklarında da gündeme gelmektedir. Buna göre Kur'an helal bir yiyecek bulamadığı için açlıktan ölmekten korkan bir kimsenin haram kılınan yiyeceklerden kendisini ölümden kurtaracak kadar yemesine izin verir. Bu konunun izah edildiği ayetlerde ıztırâr lafzı geçmektedir ki bunun anlamı“mecbur etme, ihtiyaç, zorunluluk hali”dir. Kim yeme içme konusunda haram olan yiyeceklere kaçınılmaz ihtiyaç duyarsa ona bu konuda ruhsat tanınır. Böylece gördük ki Allah kullarının kolaylığını dilemiş ve onlara ruhsat yolunu açmıştır. Ancak ayetlerde de belirtildiği gibi ruhsatlardan asgarî ölçüde yararlanmak gerekir.
Özet (Çeviri)
ABSTRACT When we look from past to the future, we see that in every stage of history, people who defend a specific religion or a different thought are excluded, tried to be oppressed and silenced by their nations or associations having great authority in that period or classes having dominant potentials. In these pacification and even termination studies, people are subjected to force and torture after not being persuaded. The execution of this persuasion or pacification operating with terrifying treat or torture is in contrary with the word in Quran“loathing”that has the meanings of“compulsion, forcing someone to do something, usage of force”. Quran presents signals by using this word directly or indirectly for its contingents how to behave when they met this kind of situation about their religion and world. In the verses of Quran, it is advised to Muslims to be patient against tortures and constraints but migrate to other places if they cannot resist against this cruelty. If the power of oppressed people is not enough to resist against these tyrants, there is given permission to oppressed people to say impiety words without losing their beliefs in their hearts. In addition, making takiyye that is also a permission, is allowed when it is needed to make friendship with unbelievers. The permission used while mentioning about belief and loathing comes into consideration when Muslims are obliged to eat foods not allowed by Islam. Therefore, Quran lets a person eat from food forbidden in Islam until he will not die when he cannot find any food allowed by Islam. This subject is explained in the verses of Quran in which the word“iztirar”takes place and has the means of“compulsion, necessity, and obligation”. In the subject of eating and drinking, the same permission is given to the person who inevitably needs foods not allowed by Islam. In this manner we have seen that Allah wished the easiness of the human beings and opened the permission way. However, as stated in the verses of Quran, the permissions should be used with minimum amount.
Benzer Tezler
- Mekkî sureler bağlamında Kur'an'da infak-zekat ilişkisi
Expenditure (infak) and alms (zakat) relations in the Qur'an in the context of mekka suras
ALİ ÇİFTCİ
- Kur'ân ve sünnete göre ceza yargılamasında ispat vasıtaları
The means of proof in criminal trial accoirding the Quran and the sunnah
MELEK ŞAHİN
Doktora
Türkçe
2021
Dinİstanbul ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ABDULAZİZ BAYINDIR
- İbn Teymiyye'de iman esasları (Akidetü'l-Vasitiyye çerçevesinde)
Principles of faith in Ibn Taymiyya (Within the framework of Akidetü'l-Vasitiyye)
MAHMUT AKTAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
DinHarran ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. VEYSEL KASAR
- Kur'ân-ı Kerîm'de kalplerin mühürlenmesi ile ilgili âyetlerin tefsiri
Exegesis of verses about the locking of hearts, in the Qur'an
AYŞE NUR BABACAN DEMİRCİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
DinKastamonu ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BURHAN BALTACI
- Fecr sûresi'nin Rûhu'l-Meânî ve Rûhu'l-Beyân adlı tefsirlerden karşılaştırmalı tefsiri
The comparati̇ve commentary between surah of fajr and commentary named ruh al-meani̇ and ruh al-beyan
İLHAN YILMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
DinYalova ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ AHMET ALABALIK