Geri Dön

Doğu Anadolu bölgesi Hıristiyan dini mimarisinde Jamatun yapıları I

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 148572
  2. Yazar: YALÇIN KARACA
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. OSMAN AYTEKİN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Sanat Tarihi, Art History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2004
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Yüzüncü Yıl Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 428

Özet

Ortaçağ ve sonrası Doğu Anadolu Bölgesi'nde inşa edilmiş mimari eserler arasında ilk sırayı dini yapılar almaktadır. Bu dini yapılar içinde Ermenilerin oluşturdukları manastırlardaki kiliselere, XII. yy. sonlarına doğru jamatun adı verilen ve çoğunluğu kiliselerden daha anıtsal olan yeni bir yapı tipinin eklendiği görülmektedir. Gavit ve darpas olarak da isimlendirilen jamatun, terim olarak“Kilise Evi”anlamına gelmektedir. Bu yapılar, sadece Ermeni mimarisine özgü bir yapı tipidir ve diğer Hıristiyanların mimarilerinde görülmemektedir. Yerleşim birimlerindeki küçük kiliselerde bulunmayan jamatunlar, genellikle manastır kiliselerinin baü cephelerine sonradan büyük bir salon şeklinde eklemlenmiştir. Ekseriyeti kiliselerden daha büyük mekanlara sahiptir. İşlevsel olarak bakıldığında; kiliselere geçiş özelliği gösteren, birçoğunun içinde din büyükleri ve zengin soylu idarecilerin mezarlarının bulunduğu, kısmen eğitim amaçlı kullanılan, sosyal ve dini konuların tartışılıp kararların alındığı toplantılar yapılan, dini ayin ve törenler sırasında kiliselerde yer kalmadığı zaman dua ve ibadetin yapıldığı yan dini yan sivil işlevli yapılardır.“Doğu Anadolu Bölgesi Hıristiyan Dini Mimarisindeki Jamatun Yapıları”ismini taşıyan bu çalışma; jamatunlann bölgesel tespitlerinin yapılarak yayılımının saptanması, objektif araştırmalar sonucu bilimsel literatüre kazandınlması, kendine özgü bir mimarisi olan jamatunlann etkileşim alanlanm araştırarak kaynağının ortaya konulması ve kültürel etkileşimin bu alandaki yansımaların saptanması amacıyla araştırma konusu olarak seçilmiştir. Bu amaçlar doğrultusunda yaptığımız araştırma sonucu; Doğu Anadolu Bölgesi'ne yayılmış 39 jamatun tespit edilebilmiştir. Bu yapılann 1 tanesi Elazığ, 3 tanesi Erzincan, 8 tanesi Bitlis, 8 tanesi Kars, ve 18 tanesi Van'da inşa edilmiştir. Jamatunlann Van Gölü çevresinde yoğunlaştığı görülmüştür. İncelenen yapılardan 8 tanesi, çeşitli sebeplerle tamamen yıkılarak günümüze gelememiştir. Aynca, kilisesi ile birlikte 16 jamatunun 1979-2002 yıllan arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı uzmanlannca tescillerinin yapıldığı belirlenmiştir. Bu alanda kısmen yabancı yayınların bulunmasına karşılık, ülkemizde bilinmeyen ve ele alınmayan jamatun yapılan bir bütünlük içinde ilk kez çalışılarak bilimsel literatüre kazandınlmıştır. Jamatunlann aynntılı arazi çalışmalan yapılarak plan çizimleri gerçekleştirilmiştir. Görsel zenginlikle desteklenerek detaylı anlatımlarla tanıtılan jamatunlann son durumlan ortaya konulmuştur.359 Bölgedeki jamatunlann plan tipolojisi, taşıyıcı sistem ve üst örtülerine göre yapılmıştır. Tipolojik olarak; merkezi, bazilikal ve galerili olmak üzere üç ana plan tipinde inşa edildikleri ortaya çıkartılmıştır. Bölgede plan tipini belirleyebildiğimiz 35 jamatundan; 2 tanesi galerili, 8 tanesi bazilikal, 25 tanesi ise merkezi planlı jamatunlar grubuna girmektedir. Bir bütün olarak bakıldığında, Ermeni jamatun mimarisinin ana plan tipinin merkezi planlı jamatunlardan oluştuğu görülmüştür. Araştırmalarımız sonucunda; bu plan tipinin Asya merkezi mekan geleneğinden kaynaklandığı ve bölgesel etkileşim sonucu jamatun mimarisinde XII. yy. sonlarından itibaren uygulandığı görülmüştür. Bölgede üç nefli bazilikal planlı jamatun örneği bulunmamaktadır. Mnatsakanyan'ın Ermenistan'daki jamatunlar için yaptığı tipolojide bulunmayan iki nefli dört jamatun, bölge için yapılan tipolojiye dahil edilmiştir Van'ın Çatak İlçesi 'ndeki Albıçak Manastırı (Cunik) jamatunu, ilk kez tarafımızca yerinde tespit edilerek kapsamlı bir şekilde değerlendirmeye alınmıştır. XIII. yy. ve sonrasında inşa edilen baza jamatunlardaki girişlerin, Selçuklu kültüründen esinlenerek taçkapı formunda düzenlendiği izlenmektedir. Politik bağımsızlıkları ve ekonomik güçleri sınırlı olan Ermeni toplumunun bölgede oluşturduğu Hıristiyan sanatı; çevrelerinde gelişen ve yönetimleri altında bulundukları devletlerin oluşturdukları kültürün özel bir yorumu olarak tanımlanabilir. İzole olmuş haliyle Ermeni sanatı bir çok yabancı kaynaktan etkilenmiştir. Aynı dinden olmasına rağmen mezhep farklılığı nedeniyle, Bizans etkisi çok dar alanlarda ve kısa süreli (VII. ve X. yy.), Emevi, Abbasi ve Sasani sanatının etkileri ise özellikle Van Gölü çevresinde daha uzun süreli olmuştur (TX.-X. yy.). Bu etkilenme süreci X. yy. sonrası Selçuklu, Gürcü ve Osmanlı zamanında da devam etmiştir. Bu dönemde, jamatun yapılarının plan tipleri bölgesel etkileşim sonucu şekillenmiştir. Ermeniler, Selçuklu sanatından taçkapı, mukarnas, tromp, palmet, rami gibi birçok mimari eleman almışlar ve bunları taş malzeme ile işlerken kendi inanç ve kültürel yorumlarını katmışlardır. Jamatunlarda karşımıza çıkan fresko süsleme, XII. yy. sonu XIII. yy. başındaki Gürcü etkisinden kaynaklanmaktadır. XVI. yy. ve sonrasında inşa edilmiş jamatunlarda görülen Osmanlı tarzı mukarnaslar, kubbelere geçiş unsuru olarak istisnasız pandantif ve bazı kısımlarda tuğla kullanımı, plan tiplerinde olmasa da mimari ayrıntılarda Osmanlı etkisini ortaya koymaktadır. Hiç kuskusuz bir ülkenin mimari yapılaşması, doğrudan siyasi erkin onay verdiği kriterler çerçevesinde şekillenen ve büyük maliyetleri olan sosyo-kültürel gerekliliğin bir sonucu olarak oluşmaktadır. Devletlerin ekonomik güçlerine bağlı olarak gelişim gösteren mimari oluşumların başında dini yapıların varlığı gözden360 kaçmamaktadır. Ağırlıklı olarak Selçuklu ve Osmanlı yönetimleri altında şekillenen Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki manastırların, Ermeni sanatı açısından önemli bir yere sahip oldukları anlaşılmaktadır. DC. yy.'dan başlayarak XX. yy. başlarına kadar kesintisiz olarak bu tür yapıların merkezden kırsala kadar yaygın bir şekilde inşa edilmiş olmaları, özellikle Türk yöneticilerinin Hıristiyan unsurlardan biri olan Ermenilere karşı, kaynağım İslam'dan alan hoşgörü ile davrandıklarının bir kanıtıdır. Bu hoşgörü ortamının, Birinci Dünya Savaşı'nda yaşanan ve dönemin etkin güçlerinin yönlendirmesi ile gelişen kargaşa ortamıyla kesintiye uğradığı bilinmektedir. Bu durum, Hıristiyan nüfusun bölgeden tamamen ayrılmasına sebep olmuş ve dolayısıyla tarihi seyir içerisinde inşa edilen dini yapılar cemaatsiz kalarak işlevsiz hale gelmiştir. Yaklaşık yüzyıldır kendi kaderi ile baş başa kalan merkez ve kırsaldaki Hıristiyanlara ait mimari eserler, geçen zaman içerisinde doğal afetler ve hazine arayıcılarının tahriplerine rağmen günümüze ulaşmayı başarmışlardır. Ülkemizde gelişen kültürel bilince paralel olarak 1979 yılı itibariyle bölgedeki Hıristiyan dini yapılarının T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca korunması gerekli eserler grubuna alınmış olması, bu konuda Türk Devleti'nin ayrıcalıklı davranmadığının bir göstergesidir.

Özet (Çeviri)

Religious buildings occupy the most prominent place among the architectural monuments built in Eastern Anatolia around the Middle Age. Among these monuments, a new type of building k nown as jamatun, m ajority of which were much more monumental than churches, has a special place in church architecture emerged towards the end of the 12th century and added to church structure in Armenian monasteries. Jamatun, also termed as gavit and/or darpas, means church house. These buildings are specifically Armenian in architectural style, which is not known in other Christian architectures. Not seen in smaller churches in Armenian settlements, jamatuns generally integrated into the western front of monastery churches as large saloons after the completion of the churches. They usually have larger space than the church into which they were integrated. As functionally observed, jamatuns serve half civilian, half religious purposes: They function as passages to the churches, they contain the graves of wealthy noble administrators as well as the men of religious eminence, partly used for educational purposes they housed meetings in which social and religious issues were discussed and decision were taken, in the time of large congregationy'amatans also became places for prayers and rituals. This study, titled as“Jamatun Monuments in Christian Architectures in Eastern Anatolian Region ”, is concerned with jamatuns, their history, architectural importance, present situations and regional distributions. The main objectives of the study is to put jamatuns in its deserved place in scientific literature, to find out their origins and the area of diffusions in which they influenced over and they were influenced by through cultural interactions. With t his p urpose i n m ind, a t hrough s tudy h as b een c onducted i n E astern Anatolia during which 39 jamatuns were counted. Of them one is found in Elazığ, three in Erzincan, eight in Bitlis, eight in Kars and eighteen in Van. Jamatuns are found to be concentrated in Lake Van region. Of the monuments studied, eight buildings could not survive to the present for several reasons. Between 1979 and 2002, sixteen jamatuns were registered by the specialists working for the Ministry of Culture and Tourism. Leaving aside some foreign publications concerning the limited scope of the subject, this study will be the first attempt in the relevant literature taking jamatuns into account with all their integrity in detail. For the purpose of the study, detailed field surveys of jamatuns and their plan drawings were carefully conducted. Supported with visual documentations, detailed explanations of jamatuns are presented in their latest situations. The plan typology of jamatuns in the regions was classified according to their carrying systems over covers. Typologically,ya/wata«.y in the regions are found to be built according to three main plans known as central, basilical and gallerical. Of the 35 jamatuns in the region two are classified as gallerical, eight as basilical and twenty five as central concerning their plan types. Looking at as a whole, it seems362 obvious t hat c entral p lan t ypes m ake t he m ain p lan t ype i nj amatuns a rchitecture. According to the result reached through the study, this type of plan originated in Asian central space tradition and through regional interactions was exclusively used in jamatun architecture from 12th. onwards. There found to be no jamatun with three naphthaed basilical plans in the region. But four jamatuns with two naphtaed plans, which, according to the typology made by Mnatsakanyan, does not exist in Armenia, are included in the typology in the region, which Cunik jamatun of Albıçak monastery in Çatak district of Van is thoroughly examined and evaluated first time during our study. In the study, it is also found that entrances of some jamatuns, inspired from Seljukis culture, built in taçkapı form from the 13th century onwards. Taken their limited political independence and economic power into account, it seems to be relevant to suggest that the Christian arts of Armenian society were developed as a special form of culture influenced by the dominant political powers surrounding the region. With its isolated situation the Armenian arts were influenced by many different sources. Although they belong to the same religion, the influence of Byzantine arts remained limited in scope and in duration because of the sectarian differences whereas the influences of Umayyad, Abbasids and Sassanids arts were much deeper in terms of scope and durations. From' the 10th.century onward, this process of cultural interactions continued during the reigns of Seljukis, Georgians and Ottomans. During these periods, the plan typologies of jamatun monuments were formed through the results of regional interactions. Armenians took many architectural elements, such as taçkapı, mukarnas, tromp, palmet, rumi, from Seljukis and p ut t hem i nto t heir stone w orks w ith t heir b eliefs a nd c ultural i nterpretations. The fresco decoration on jamatuns shows the influence of Georgian culture starting roughly in late 12th.century and ending in early 13th century. The Ottoman style of mukarnas, seen on jamatuns built 16th century onwards, are indicative of Ottoman influence in architectural details. Doubtless to say that the architectural structuring of any country is directly related to the socio-cultural institutions developed according to the criteria put forward and/or approved by the political power. Therefore the architectural formations of any country are very much related the states' economic power. In this regard religious monuments occupy a very special place. It seems that monasteries in Eastern Anatolia, which were heavily influenced by the Seljukis and Ottomans, have an important place in Armenian arts. From the 9th.century onwards, century, the uninterrupted expansion of such buildings in urban settlements as well as in rural ones until the 20th proves the very tolerance of Turkish administrators towards Armenians as one of the Christian subjects, a virtue that originates from Islamic beliefs. This atmosphere of tolerance was interrupted by incidents manipulated by great powers during the World War I. As a result, Christian populations left the region, leaving religious monuments without community and function. Left in their fate for nearly a hundred year, Christian architectural monuments in the region have survived into the present despite the many natural363 disaster and the looting of treasure hunters. Parallel to the development of cultural consciousness in the country, the architectural heritage of Christian origin has been taken into conservation by the Ministry of Culture and Tourism since 1979, indicative of the care of the Turkish State with no discrimination concerning its cultural heritage.

Benzer Tezler

  1. Avrupa Birliği'ne entegrasyon sürecinde bankacılık sektörünün konumu (GAP illeri örneği)

    Başlık çevirisi yok

    MEHMET REŞİT SEVİNÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    EkonomiHarran Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. H. MUSTAFA PAKSOY

  2. Van'daki Hıristiyan dini mimarisine ait plastik süslemelerde görülen bitkisel ve geometrik motifler

    Botanical and geometrical motifs seen on plastic ornaments belonging to Christian religious architecture in Van

    EMEL YILDIZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Sanat TarihiYüzüncü Yıl Üniversitesi

    Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. YALÇIN KARACA

  3. Bitlis Tatvan'daki hıristiyan dini mimarisi

    Christian religion architecture in Bitlis Tatvan

    ÖZCAN YILMAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Sanat TarihiVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi

    Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ YALÇIN KARACA

  4. Erzincan'daki Hristiyan dini mimarisi

    Religious architecture of Christian in Erzincan

    ABDULKADİR BEYAZTAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Sanat TarihiVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi

    Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ YALÇIN KARACA

  5. Bitlis merkez ve Tatvan ilçesindeki manastır ve kiliselerde taş süsleme

    Stone decoration in monesteries and churches in Bitlis center and Tatvan distirct

    KÜBRA GÜNDÜZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Sanat TarihiVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi

    Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ YALÇIN KARACA