Hegel ve Nietzsche'de birey, toplum, devlet ilişkileri
Relations between individual, society and state in Hegel and Nietzsche
- Tez No: 160298
- Danışmanlar: PROF.DR. KURTULUŞ DİNÇER
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2005
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 154
Özet
ÖZET insanların ussal varlıklar olduğunu ve eylemlerini kendilerinin oeMeyehüeceğîni öne süren Aydınlanma düşüncesi ile insanların kendileri için en faydalı oknı kendilerinin bulabileceğini ve bu nedenle de eylemlerinde engellenmemesi gerektiğini iddia eden liberalizm, günümüzde, birey ile içinde yaşadığı toplum ve devlet arasında bir gerilimin doğmasına yol açmıştır. Bütünü bütünün yararına aynmlaştırmaya ve örgütlemeye çalışan devlet karşısında, bireyin bağımsızlığını ve özerkliğini savunan taleplerle neredeyse artık hergün karşılaşıyoruz. Bu çalışmada ele alınan iki filozof da, neredeyse tüm felsefi yetenek ve güçlerini tümel ile tekil arasındaki bu gerilimi anlamaya ve çözmeye adamış kişilerdir. Ama felsefe tarihine ait geleneksel bakış, her iki filozofu birbirinin karşıt kutbuna yerleştirerek Hegel'i bireye hiçbir değer vermeyip tümele sonsuz değer atfetmekle suçlamış, Nietzsche'yi de toplumsal belirleme dizgelerine yönelttiği saldırılara bakarak bireysel özgürleşmenin baş savunucusu ilan etmiştir. Bu çalışmada, her iki filozofa yönelik bu karşıt yakıştırmaların yersiz olduğu, değerlendirmelerindeki farklara rağmen birey, toplum ve devlet arasındaki ilişkiler konusunda yaptıkları saptamaların aynı olduğu gösterilmeye çalışılacaktır. Hegel'in toplum ve devlete yüklediği değer, dayanağını, bireysel özgürlük ve refahın ancak belirli bir toplum içerisinde ve belirli bir devletin yönetimi altında olanaklı olmasında bulur. Hegel'e göre, toplum ve devletin olmadığı bir dünyada ortaya çıkacak olan yalnızca bir doğa durumudur; böyle bir durumda ise insan artık insan değil, yalnızca bir hayvandır; bir hayvan olaraksa, gereksinimlerini ancak diğer hayvanların karşıladığı gibi, yani sürekli başkalarıyla ve doğayla mücadele ederek karşılayabilir; oysa toplumsal yaşam, insanların böyle bir mücadele içine girmek zorunda kalmadan, yalnızca çalışmaları sayesinde, gereksinimlerini karşılayıp varlıklarını sürdürmelerini sağlar. Bu durum, görünüşte, bireylerin toplumsal kurallara ve devletin yasalarına uymak zorunda kalması dolayısıyla özgürlüğünden vazgeçmesi anlamına gelebilir; ama bunların olmadığı doğa durumunda da, özgürlük yalnızca güce dayanan ve güçlü olunduğu sürece elde tutulabilen bir olanaktır.in Nietzsche'nin toplum ve devlete yüklediği olumsuz değerse, genel olarak toplum ve devletin kendisine değil, çağının toplum ve devletine yüklenmiştir. Kural ve yasalarıyla artık insanların gereksinimlerini karşılayabilmekten uzaklaşmış, baskıcılığı ve uyguladığı şiddet aracılığıyla yalnızca insan türünün kendini geliştirmesinin önünde bir engel oluşturur hale gelmiş bu iki tümel, bu nedenlerle onun saldırılarının odağmdadır. Bireye yüklediği değer, belirli bireylerin bu tıkanmış yapıyı kırabilecek ve insan türünü yani bir aşamaya geçirebilecek güce ve olanaklara sahip olduğunu düşünmesindendir. Bu iki filozofa daha yalandan bakıldığında, üzerinde oldukları sanılan konumun tam aksini hedefledikleri görülür: Hegel, çalışmalarında, bireyin özgürlüğü ve refahı adına toplum ve devlete ağırlık verir ve bireysel yaşam için bunların işlevini ortaya koymaya çalışırken, Nietzsche, bir tümel olan insan türünün gelişmesi adına bu gelişmeyi sağlayabilecek bireylere değer verir görünür.
Özet (Çeviri)
İV ABSTRACT Two different approaches to human being, on the one side the Enlightenment which claims that human beings are rational beings and so that they have to determinate themselves autonomically and on the other side liberalism which claims that only the person himself can find the thing useful for himself and so that he have to be unrestricted in his actions, causes to occur a tension between individual and both society and state in our age. We meet face to face in our everyday life with the demands which defends independence and autonomy of individuals against the state who differentiates and organizes totality for the benefit of totality. Both philosophers dealt with in this study are thinkers who devoted almost all their philosophical ability and capacity to understand and solve this tension between universal and individual. But the traditional view of history of philosophy usually locates these philosophers against each other. While it accuses Hegel of attributing an unlimited value to universal against individual, from the other side it declares Nietzsche to be the major defender of the individual freedom by taking into consideration his attacks on the social determination systems. In this study it is tried to be shown that these opposite appropriations of these philosophers are not correct and in spite of the differences between their valuations, their determinations on the relations of individual, society and state are seemed to be same from many aspects. The value that Hegel attributes to society and state finds its basis on the thought that the individual freedom and welfare can only be possible in a given society and under the government of a given state. For Hegel, a world without any existent society or state can produce only a“state of nature”; in such a state, human beings are not still human beings, but only animals; as animals, they can meet their needs only by struggling with others and nature that circles them as other animals do; but social life which protects them from these struggles, presents them the possibility to meet their needs and to carry on their existence by only working for society and for themselves. This last situation only at appearence means for individuals to give up their freedom, because the obedience demanded by social rules and state's laws is only way to realizefreedom; at the state of nature which there exists no obedience, freedom is only a possibility which can be appropriated and can be carried on only by power. The negative value that Metzsche attributes is not attributed to society and state in themselves, but to society and state existing at his age. This given society and state which no more have any contact with the needs of human beings and which occurs as a hindrance in front of the development of the human race because of their peculiar properties, becomes the focus of his attacks. The value that he attributes to individuals finds its origin on the belief that some specific individuals can appropriate the capacity and power to destroy the congested social and cultural structure of his age and lead human race to a new age. If it is dealt more closer with these philosophers, it can easily be seen that they are aiming the opposite purpose from the situation they are usually placed: in his works Hegel focuses on society and state and tries to expose the function of them only for the sake of individual life and only from the perspective of the individual freedom and welfare; opposite to this aim, Nietzsche seems to attribute a value to individuals in favor of the development of the human race which is itself in its essence a universal concept.
Benzer Tezler
- Hegel ve Nietzsche'de insan ve eğitim ilişkisi
The relationship of human and education in Hegel and Nietzsche
NURGÜL KARABAĞ
- Moulding and remoulding of the individual in the eighteenth-and nineteenth-century myths of western civilization: Robinson Crusoe, Frankenstein, and Dracula
18. ve 19. yüzyıl batı medeniyeti mitoslarında bireyin yeniden hayat bulması: Robinson Crusoe, Frankenstein ve Dracula örnekleri
SHAMİL TAHA ABDULLAH
Doktora
İngilizce
2019
İngiliz Dili ve EdebiyatıÇankaya Üniversitesiİngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERTUĞRUL KOÇ
- Mimarlıkta bilimin yeri: Dekonstrüktif mimarlığa bir bakış
The Position of science in architecture: A View to deconstructive architecture
MERAL EKİNCİOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
1997
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AYŞE ŞENTÜRER
- The value of sociability in Rousseau, Hegel, and Nietzsche
Rousseau, Hegel ve Nietzsche'de toplumsallığın değeri
EMRE KARATEKELİ
Doktora
İngilizce
2021
FelsefeOrta Doğu Teknik ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ŞEREF HALİL TURAN
- Studien zur literadur und kultur auffassung Friedrich Nietzsche und ihre wiederspiegelung in der Deutschen literadur anhand von Thomas Manns 'Doktor Faustus'
Friedrich Nietzsche'nin edebiyat ve kültür anlayışı ve Thomas Mann'ın 'Doktor Faustus' adlı eserini örnek alarak bu anlayışın Alman edebiyatına olan etkisi
NİLGÜN TÜRKER (MANİSA)
