Uvea melanomlarında rutenyum 106 plak radyoterapisi
Ru-106 plaque radiothrepahy in the treatment of uveal melanoma
- Tez No: 164316
- Danışmanlar: DOÇ.DR. KAAN GÜNDÜZ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Göz Hastalıkları, Eye Diseases
- Anahtar Kelimeler: PLSU, Ru-106 plak radyoterapi, TTT, tümör kalınlığı, uvea melanomu. 56, PLSU, Ru-106 plaque radiotherapy, TTT, tumor thickness, uveal melanoma. 59
- Yıl: 2005
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 79
Özet
ÖZET Uvea Melan omların in Tedavisinde Ru-106 Plak Radyoterapisi Uvea melanomu erişkinde en sık görülen ve ölüme neden olan primer göz içi tümörüdür. Geçmişte en sık kullanılan tedavi yöntemi olan enükleasyon yerine günümüzde göz koruyucu yöntemler daha çok tercih edilmektedir. Göz koruyucu yöntemler arasında radyoterapi, transpupiller termoterapi, lokal rezeksiyon yer alır. Tedavi seçimini etkileyen faktörler arasında tümörün boyutu, yerleşim yeri, tümörün aktivasyonunu gösteren risk faktörleri, etkilenen gözün görme keskinliği, diğer gözün durumu, hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve hastanın tercihi yer almaktadır. Plak radyoterapi uvea melanomlarının tedavisinde günümüzde en çok tercih edilen tedavi yöntemidir. Ru-106 plak radyoterapinin uvea melanomunun tedavisinde etkinliğini ve güvenilirliğim değerlendirmek amacıyla uvea melanomu tanısı almış toplam 65 olguya Ru-106 plak radyoterapisi uygulandı. Plak radyoterapi, 36 olguda tek tedavi olarak, 26 olguda TTT ile kombine olarak ve 3 olguda PLSU cerrahisi sonrası uygulandı. Hastalar yaş, cinsiyet, sistemik hastalık varlığı, başlangıç görme keskinliği, başlangıç tümör çapı ve kalınlığı, subretinal sıvı varlığı, tümör apeksine ve tabanına uygulanan radyasyon dozu ve doz hızı, takiplerde tümör kalınlığındaki değişim, tedavi komplikasyonlan, son görme keskinliği, nüks oram, enükleasyon oram ve metastaz açısından incelendi. Ru-106 plak radyoterapisi 1. grupta siliyokoroid ve koroid melanomlannda tek tedavi olarak; 2. grupta koroid melanomlannda transpupiller termoterapi ile birlikte ve 3. grupta siliyer cisim melanomlannda PLSU cerrahisinden sonra çevredeki uveada kalan tümör hücrelerini yok etmek için uygulandı. 1. grupta koroid ve siliyokoroid melanomu olan 36 olguya primer Ru-106 plak radyoterapisi uygulandı. Ortalama en geniş tümör çapı 9.9 (6-15) mm idi. Ortalama ilk tümör kalınlığı 5.5 (3-8) mm idi. Ortalama izlem süresi 19.4 (1-53) ay idi. Ru-106 plak radyoterapisinden sonra ortalama tümör kalınlığı 3. ayda 4.0 mm; ö.ayda 3.2 54mm; 12.ayda 2.8 mm; 18.ayda 2.8 mm; 24.ayda 2.7 mm ve 30.ayda 2.6 mm olarak bulundu. İlk ayla 3. ay arasındaki tümör kalınlığındaki değişim anlamlı bulunmazken, ilk aya göre diğer aylardaki tümör kalınlığındaki azalma istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Ru-106 plak radyoterapisi grubunda, olguların 9'unda (%25.0) radyasyon retinopatisi, 8'inde (%22.2) vitreus hemorajisi, 8'inde (%22.2) katarakt, 3'ünde (%8.4) eksudatif retina dekolmamnda artış, 2'sinde ( %5.6) radyasyon papillopatisi, 2'sinde (%5.6) iskemik makulopati, l'inde (%2.8) ptozis, Tinde (%2.8) vitreusa pigment dispersiyonu ve l'inde (%2.8) koroid dekolmanı gelişti. Radyasyon retinopatisi gelişen olguların çoğuna tedavi gerekmemiştir. Katarakt nedeniyle 1 olguya katarakt cerrahisi yapılmıştır. Vitreus hemorajisi gelişen 2 olguya hemorajinin gerilememesi nedeniyle enükleasyon yapılmıştır. Eksudatif retina dekolmamnda artış olan olgulara 1 mg/kg/gün sistemik kortikosteroid tedavisi uygulanmıştır ve bu olgularda subretinal sıvı absorbe olmuştur. 1 olguya (%2.8) tümör büyümesi ve 2 olguya (%5.6) gerilemeyen vitreus hemorajisi nedeniyle toplam 3 olguya (%8.3) enükleasyon yapıldı. Ru-106 plak radyoterapisi ile tedavi edilen bu grupta lokal nüks oram % 2.8 ve lokal tümör kontrolü %97.2 olarak bulundu. Hiçbir olguda metastaz görülmedi. Hiçbir olguda izlem süresi boyunca ölüm olmadı. 2. grupta koroid melanomu olan 26 olguya kombine Ru-106 plak radyoterapisi ve TTT uygulandı. En geniş tümör çapı ortalama 9.4 (6.0-12.0) mm idi. Tedaviden önce ortalama tümör kalınlığı 5.6 (2-9) mm idi. Ortalama izlem süresi 25.5 (6.0-51.0) ay idi. Tedavi sonrası 3. ayda ortalama tümör kalınlığı 4.5; ö.ayda 4.1; 12.ayda 4.1; 18.ayda 3.4; 24.ayda 3.0 ve 30.ayda 3.1 mm olarak bulundu, ilk ay ile 3.ay, 6.ay ve 12.ay arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmazken 18.ay, 24.ay ve 30.ayda tümör kalınlığı ilk aya göre anlamlı olarak azaldı. TTT ortalama 2.7 (1-6) seans uygulandı. Kombine TTT ve Ru-106 plak radyoterapisi grubunda, komplikasyon olarak 16 olguda (%61.5) retinopati, 6 olguda (%23.1) eksudatif retina dekolmamnda artış, 5 olguda (%19.2) katarakt, 4 olguda (%15.4) vitreus hemorajisi, 2 olguda (%7.6) papillopati, 2 olguda (%7.6) pigment dispersiyonu ve 1 olguda (%3.8) ptozis 55saptandı. Retinopati gelişen olguların çoğunda tedavi gerekmedi. Yalnızca 3 olguya katarakt nedeniyle Fako-emulsifikasyon ve intraoküler lens yerleştirilmesi yapıldı. Vitreus hemorajisi gelişen olgularda, hemoraji kendiliğinden rezorbe oldu. Eksudatif retina dekolmanında artış olan olgulara 1 mg/kg/gün sistemik kortikosteroid tedavisi uygulandı ve tedavi sonrası subretinal sıvı absorbe oldu. 3 olguya (%11.5) tümör büyümesi nedeniyle enükleasyon ve 1 olguya (%3.8)göz dışı yayılım nedeniyle egzenterasyon yapıldı. Çalışma süresi boyunca lokal nüks oranı %19.2 olarak bulundu. Lokal tümör kontrolü %84.6 olarak saptandı. Hiçbir olguda metastaz görülmedi. Hiçbir olguda çalışma süresi boyunca ölüm görülmedi. 3. grupta ise siliyer cisim melanomu olan 3 olguya PLSU sonrası Ru-106 plak radyoterapisi uygulandı. Cerrahi öncesi ortalama tümör kalınlığı 7.7 (7-9) mm idi. İzlem süresi ortalama 28 (10-50) ay idi. Tedavi sonrası nüks veya metastaz saptanmadı. Ru-106 plak radyoterapisinden en az 1-2 yıl sonra katarakt cerrahisi uygulandı ve olguların hiçbirinde herhangibir komplikasyon görülmedi. Ru-106 plak radyoterapisi veya kombine Ru-106 plak radyoterapisi ve TTT sonrası, Logmar skalasma göre görme keskinliği genel olarak korundu. Sonuç olarak, kısa dönemde seçilmiş uvea melanomlu olguların tedavisinde Ru-106 plak radyoterapi, tek başına, TTT ile kombine edilerek veya PLSU sonrası uygulanan etkili ve güvenilir bir yöntemdir.
Özet (Çeviri)
SUMMARY Ru-106 Plaque Radiotherapy in the Treatment of Uveal Melanoma Uveal melanoma is the most common primary malignant intraocular tumor in adults. In the past, the most common treatment method was enucleation but recently, globe sparing methods have become more popular. Globe sparing treatment methods are radiotherapy, transpupillary thermotherapy and local resection. The factors that affect treatment selection are rumor base size, tumor thickness, location, the risk factors for tumor activation, visual acuity of the affected eye, state of the fellow eye, age of the patient, general health state, patient's preference. Plaque radiotherapy is the most preferred method in the treatment of uveal melanoma. To evaluate the efficacy and safety of Ru-106 plaque radiotherapy in the treatment of uveal melanoma, 65 patients with uveal melanoma were treated with Ru-106 plaque radiotherapy. Plaque radiotherapy was used as a single treatment in 36 patients, in combination with TTT in 26 patients and after PLSU in 3 patients. In all patients age, sex, presence of systemic disease, initial visual acuity, initial largest tumor diameter, initial tumor thickness, presence of subretinal fluid, radiation dose and radiation dose rate at the tumor apex and base, change in tumor thickness during the follow up, treatment complications, last visual acuity, recurrence rate, enucleation rate and metastasis were evaluated. In the first group, Ru-106 plaque radiotherapy was applied as primary treatment in patients with ciliochoroidal and choroidal melanoma. In the second group, combined Ru-106 plaque radiotherapy and TTT was done to treat selected cases of choroidal melanoma and in the third group, plaque radiotherapy was done following PLSU to treat any possible remaining tumor cells in the surrounding uvea. In the first group, there were 36 patients with ciliochoroid and choroidal melanoma treated with plaque radiotherapy only. The mean largest basal diameter of the tumor was 9.9 (6-15) mm. The mean initial tumor thickness was 5.5 (3-8) mm. The mean follow-up period was 19.4 (1-53) months. After the plaque radiotherapy the mean tumor thickness was 4.0 mm at 3 month; 3.2 mm at 6 month; 2.8 mm at 12 57months; 2.8 mm at 18 months; 2.7 mm at 24 months and 2.6 mm at 30 months. The change in tumor thickness between baseline and 3 month was not significant but with regard to the initial, tumor thickness decreased significantly at the other months. Complications in the Ru-106 plaque radiotherapy group, included radiation retinopathy in 9 patients (25.0%), vitreous hemorrhage in 8 patients (22.2%), cataract in 8 patients (22.2%), increase in exudative retinal detachment in 3 patients (8.4%), radiation papillopathy in 2 patients (5.6%), ischemic maculopathy in 2 patients (5.6%), ptosis in 1 patient (2.8%), pigment dispersion into vitreous cavity in 1 patient (2.8%) and choroidal detachment in 1 patient (2.8%). Most of the patients with radiation retinopathy did not require any treatment. Cataract surgery was done to only one patient. Enucleation was done to 2 patients with nonresolving vitreous hemorrhage. For the patients with increase in exudative retinal detachment, 1 mg/kg/day systemic corticosteroid treatment was given and after the treatment subretinal fluid was absorbed. Enucleation was done in one patient (2.8%) due to tumor recurrence and in 2 patients (5.6%) due to nonresolving vitreous hemorrhage. The local recurrence rate was 2.8% and the local tumor control rate was 97.2%. None of the patients developed metastasis and tumor related death. In the second group, combined plaque radiotherapy and TTT were done. in 26 patients with choroidal melanoma. The largest basal tumor diameter was 9.4 (6.0- 12.0) mm. The mean initial tumor thickness was 5.6 (2.0-9.0) mm. The mean follow- up period was 25.5 (6.0-51.0) months. The mean tumor thickness was 4.5 mm at 3 month, 4.1 mm at 6 month, 4.1 mm at 12 months, 3.4 mm at 18 months, 3.0 mm at 24 months and 3.1 mm at 30 months. The change in tumor thickness with regard to baseline was not significant at 3, 6 and 12 months but decrease in tumor thickness was significant at the other months. The mean number of TTT session was 2.7 (1-6). Complications of combined Ru-106 plaque radiotherapy and TTT included retinopathy in 16 patients (61.5%), increase in exudative retinal detachment in 6 patients (23.1%), cataract in 5 patients (19.2%), vitreous hemorrhage in 4 patients (15.4%), papillopathy in 2 patients (7.6%), pigment dispersion into vitreous cavity in 2 patients (7.6%) and ptosis in 1 patient (3.8%). Most of the patients with retinopathy 58did not require any treatment. Cataract surgery was done to only 3 patients. Vitreous hemorrhage was resorbed spontaneously in patients with vitreous hemorrhage. Patients with increase in exudative retinal detachment were treated with 1 mg/kg/day systemic corticosteroid treatment and after the treatment subretinal fluid was absorbed. Enucleation was done to 3 patients (11.5%) due to tumor recurrence and exenteration was done to 1 patient (3.8%) due to orbital invasion. The local recurrence rate during the follow-up was 19.2 % and the local tumor control rate was 84.6%. None of the patients developed metastasis and death. In the third group, plaque radiotherapy was done in 3 patients following PLSU. The initial tumor thickness was 7.7 (7.0-9.0) mm. The mean follow-up period was 28 (10-50) months. No recurrence, metastasis and death were seen during the follow-up. Cataract surgery was done minimum one or two years after Ru-106 plaque radiotherapy without any complication. At the end of the study, according to the LogMar scale visual acuity was generally well preserved. In conclusion, Ru-106 plaque radiotherapy is an effective and safe method either alone, combined with TTT or after PLSU in the treatment of selected patients with uveal melanoma at short term.
Benzer Tezler
- Uvea melanomlarında uygulanan tedavi seçeneklerinin yaşam ve görme işlevi üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi
Treatment options of uveal melanoma assess the effects on visual function and life
MEHMET GÜLMEZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Göz HastalıklarıHacettepe ÜniversitesiGöz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAYYAM KIRATLI
- Uvea melanomlarında mikrovasküler paternler, vasküler endotelyal büyüme faktörü-A(VEGF-A) ve matriks metalloproteinaz-9(MMP-9) ekspresyonunun klinikopatolojik parametreler ile ilişkisi
Analysis of VEGF-A and MMP-9 expression and microvascular patterns in uveal melanomas and their association with the clicopathologic parameters
AFSUN ŞAHİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
Göz HastalıklarıHacettepe ÜniversitesiGöz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. HAYYAM KIRATLI
- Uveal melanomlarda patolojik prognostik faktörler ve braf v600e mütasyonu ile sağkalım ilişkisi
The pathological prognostic factors and braf v600e mutation in uveal melanomas and their association with survey
MERYEM FATOŞ ÇOŞKUN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Moleküler Tıpİstanbul ÜniversitesiPatoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NESİMİ BÜYÜKBABANİ
- Üvea ve retinada ileri derecede yapısal değişiklik gösteren Behçet hastalığına bağlı üveitli olgularda fundus floresein anjiografisi ve indosiyanin yeşili anjiografisinin birlikte değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
HAMİT ÖZEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1999
Göz Hastalıklarıİstanbul ÜniversitesiGöz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YILMAZ ÖZYAZGAN
- Uvea polikliniğinde 15 yıllık retrospektif etyopatogenetik araştırma
Başlık çevirisi yok
MOHAMMED GHASSEMİ