Geri Dön

Hipertansiyonlu vakalarda pindolol tedavisinden önce ve sonra plazma renin aktivitesi (PRA) ile eritrost katyon muhtevalarındaki değişikliklerin araştırılması

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 173123
  2. Yazar: ÖNER ENGİN
  3. Danışmanlar: PROF.DR. ALİ EKMEKÇİ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1981
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 65

Özet

- 53 - ÖZET Çalışmanın amacı, farklı renin aktivitesi gösteren esansiyel hipertansiyonlu vakalarda; eritrosit katyon (Na, K, Ca, Mg ) düzeylerini araştırmak ve beta-bloker bir ajan olan pindolol'ün, tansiyon arteryel; nabız dakika sayısı ile PRA ve eritrosit katyon düzeyleri üzerine olan etkilerini incelemektir.“* ”Çalışmanın materyelini yaşları 23 ile 61 arasında, or- tablama 46,4+10,9 olan, 24 esansiyel hipertansiyonlu hasta ve yaşları 27 ile 60 arasında, ortalama 38,9*2,3 olan, 10 sağlam gönüllü oluşturmuştur. Eritrosit katyon düzeyleri indirekt me fodla, flame fotometre ile tayin edilmiştir. PRA düzeyleri radioimmunoassay ile (international CİS) tayin edilmiştir. PRA'si yüksek olan grupda eritrosit Na ve Ca 'u yük- sek, Mg ve K düzeyleri normal bulunmuştur. Tedaviden sonra + ++ PRA' sinde, eritrosit Na 'u ve Mg 'unda anlamlı düşme olurken eritrosit K 'unda da anlamlı yükselme olmuştur. PRA düzeyleri + ile eritrosit Na düzeyleri arasında pozitif bir korelasyon fespit edilmiştir. PRA'si normal ve düşük grupta ise eritrosit 'Na, K, ++. ++. Mg değerleri normal, eritrosit Ca düzeyleri yüksek bulun muştur. Her iki grupta tedaviden sonra PRA'si ve eritrosit katyon düzeylerinde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Bunun- 54 - yanında her üç grubun arteryel kan basınçlarında ve nabız da kika sayılarında anlamlı derecede düşme tespit edilmiştir. Sonuç olarak esansiyel hipertansiyon patogenezinde, hücre içi ve dışı elektrolit dengesini ayarlıyan Na-K ATP'ase sisteminde inhibisyon olduğunu ve buna bağlı oluşan elektro lit değişmelerinin damar düz kaslarında büzülmeye yol açtığı nı, damarlarin sempatik aktivatörlere karşı duyarlığını art tırarak hipertansiyona yol açtığını söyleyebiliriz. Beta-blo- ker tedavisi hem sempatik deşarjı azaltarak, hem de oluşan elektrolit değişikliklerini kısmen düzelterek ve daha birçok mekanizmalarla tansiyonu düşürmektedir. PRA'si yüksek olsun veya olmasın beta-blokerlerin hipertansiyon tedavisinde etki li olduğu görülmüştür. Gerek tanı ve gerekse tedavinin başarısını tayin bakı mından hipertansiyonda oluşan hücresel düzeydeki değişmelerin takibinin yararlı olacağını Söyleyebiliriz.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. İdiopatik intrakranial hipertansiyonlu vakalarda endolenfatik hidrops bulgularının araştırılması

    Investigation of the presence of endolymphatic hydrops findings in the patients with idiopathic intracranial hypertension

    SERDAR ÖZER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Kulak Burun ve BoğazHacettepe Üniversitesi

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. LEVENT SENNAROĞLU

  2. Elazığ bölgesindeki hipertansiyon ve hiperlipidemi insidansının belirlenmesi ve diğer koroner risk faktörleriyle karşılaştırılması

    Başlık çevirisi yok

    ARİF KARADABAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    KardiyolojiFırat Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İ. NADİ ARSLAN