Geri Dön

Çeşitli akciğer hastalıkları ve perfüzyon bozukluklarının radyoaktif metodlarla incelenmesi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 174027
  2. Yazar: İBRAHİM KAYA
  3. Danışmanlar: DOÇ.DR. OKTAY ÖZKARAŞ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Göğüs Hastalıkları, Chest Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1976
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: GATA
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 70

Özet

60 ÖZET Bilindiği gibi solunum fonksiyonları birçok fizyolojik olay larla sağlanmaktadır. Bu olaylar ventilasyon, diffüzyon, distrü- bisyon ve perfüzyon olarak bilinmektedir. Biz, konumuzu ilgilen dirdiğinden perfüzyon olayını ele alarak çeşitli akciğer hasta - lıklarındaki durumunu saptamaya yönelik bir çalışmaya giriştik. Radyoaktif metotların tıp sahasına girmesiyle akciğerleri görü nür hale getirme olanakları doğmuştur. Böylece genel pulmoner perfüzyonu tesbit için bir test, akciğer hastalıklarının bozduğu bölgesel perfüzyonu tesbit için bir teşhis vasıtası olarak Önem kazanmıştır. Akciğer s in t igr af ileri çapları 10-6C mikron kadar olan radyoaktif partiküllerle gerçekleşir. Pulmoner kapillerle- rin ortalama çapları ise 7 mikron kadar olduğundan İ.V. olarak verilen radyoaktif partiküller kapillerler tarafından tutularak bloke edilir. Göğüs duvarına yerleştirilen dedektörlerle radyo aktif partiküllerin neşrettikleri ışınlar tesbit edilerek kağıt ve röntgen filmi üzerine noktalar halinde kayıt edilir. Tek de- dektörlü cihazlarla PA, AP ve her iki yan olmak üzere 4 yönlü, iki dedektörlü cihazlarla ise bunlara ek olarak her iki etlik yönde de tetkik yapılarak 6 yönlü sintigrafik inceleme yapma olanakları vardır. Bu gün en çok kullanılan ve çalışmacıdaki ol guların s int igr af il er inin yapıldığı radyoaktif partiküller İn-113m'dir. İ.V. olarak 2-4 mCi. dozlarında verilen bu parti küller pulmoner kapillerlerin ancak fol kadarını bloke ederler. Onun için kapiller blokaja ait komplikasyonlar görülmemektedir. 1963 yılında WEIBEL ve arkadaşları yaptıkları araştırmalarla insan akciğerlerinde 280 milyar kadar kapiller segment olduğunu saptamışlardır (58). Sintigrafik tetkiklerde ise ancak 1-2 milyon kadar partikül verildiğinden kapiller blokajın çok az olduğu ve bu nedenlerle komplikasyonların olmadığı görülecektir. Diğer taraftan 1966 yılında GOLD ve arkadaşları sintigrafik61 tetkikten önce ve sonra ventilasyon, kan gazları ve difüzyon de ğerlerini ölçerek yaptıkları çalışmalarda hiç bir bozukluğun ol madığını görmüşlerdir. Bu tetkikin emin ve güvenilirliğine deği nerek daha önce pulmoner vasküler hastalıkları olanlarda bile çekinmeden yapılmasını önermişlerdir (19). Çalışmamda yer alan 52 olgunun standart teşhis met odlarına ek olarak pulmoner kan akımını tesbit için sintigrafik inceleme si yapılmıştır. Tablo 2 de 52 olgunun standart teşhis metodları ile sintigrafik uygunluğunun olup olmadığı araştırıldığında 9 ve 13 numaralı olgular hariç tutulacak olursa 50 olgunun uygunluk gösterdiği görülecektir. Konu oldukça geniş olduğundan çalışmamda yer almayan daha bir çok akciğer hastalığının olabileceği ortadadır. Bütün akci ğer hastalıklarını içine alabilecek bir çalışmanın çok daha uzun süreli olması ile sintigrafik tetkiklerin yararlılığının daha iyi anlaşılabileceğini ümit ediyorum. Dünyanın bir çok nükleer tıp merkezlerinde radyoaktif gaz ve radyoaktif kolloidal madde lerle yapılan inhalasyon sintigrafileri de Akademi Radyoizotop Enstitüsüne girdiği zaman aynı anda perfüzyon ve ventilasyon fonksiyonlarını ölçme olanakları doğacaktır. Böylece elde edi lecek bulgularla solunum fonksiyonlarının bilinmeyen tarafla - rina aydınlık getirilmiş olacaktır. Kısa süreli çalışmamızla akciğer hastalıklarının teşhisinde standart metodların yanında akciğer sintigrafisinin de değerli bir tetkik metodu olarak yer alması gerektiğine inandık.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Akut pulmoner tromboemboli hastalarında soluble ST-2 düzeyi ile kronik tromboembolik pulmoner hipertansiyon arasındaki ilişki

    With soluble ST-2 level in patients with acute pulmonary thromboembolism Relationship between chronic thromboembolic pulmonary hypertension

    MURAT KERKÜTLÜOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    KardiyolojiKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HAKAN GÜNEŞ

  2. Proksimal aort cerrahisinde innominate arter kanülasyonu

    Innominate artery cannulation for proximal aortic surgery

    MURATCAN GÖKDUMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiPamukkale Üniversitesi

    Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÖKHAN ÖNEM

  3. HELLP sendromu (Hemoliz, yükselmiş karaciğer enzimleri ve düşük trombosit sayısı) olan 75 gebede maternal morbidite ve mortalite

    Maternal morbidity and mortality in 75 patients suffering from HELLP syndrome (Hemolysis, elevated liver enzymes and low platelets)

    HAKAN GÜRBÜZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    Kadın Hastalıkları ve Doğumİstanbul Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YILDIRIM ALKAN

  4. İleri evre solid tümörlerde uzun, düşük doz gemsitabin infüzyonunun etki ve toksisite araştırması

    The Efficacy and toxicity of low dose and protracted gemcitabine infusion in advanced solid tumors

    SALİM BAŞOL TEKİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    Onkolojiİstanbul Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞE SÜHEYLA SERDENGEÇTİ

  5. Koroner bypass'a alınan hastalarda aort klemp süresinin 60 dakika altı ve üstü grupların üre ve kreatinin değerlerinin karşılaştırılması

    The comparison of urea and creatinine levels of groups that ss 60 mins above and below of aortic clamp duration on coronary bypass patients

    AZİZ RAGIB YILMAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisiİstanbul Medipol Üniversitesi

    Perfüzyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HALİL TÜRKOĞLU