Geri Dön

HELLP sendromu (Hemoliz, yükselmiş karaciğer enzimleri ve düşük trombosit sayısı) olan 75 gebede maternal morbidite ve mortalite

Maternal morbidity and mortality in 75 patients suffering from HELLP syndrome (Hemolysis, elevated liver enzymes and low platelets)

  1. Tez No: 69814
  2. Yazar: HAKAN GÜRBÜZ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. YILDIRIM ALKAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1998
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 62

Özet

5-SONUÇ VE ÖZET Preklampside ve eklampside HELLP sendromu gelişimi ve klinik tablonun gidişi hakkında son yıllarda yayınlanmış pek çok yayın bulunmaktadır. Tüm literatür gözden geçirildiğinde : tanımlamada, tanıda, görülme sıklığı, ortaya çıkma sebepleri ve klinik yönetim hakkında tartışmalı ve çelişkili noktalar gözlenmektedir. HELLP sendromunun ağır preeklampsi ve eklampsili hastalar arasındaki insidansı %2 ile %12 arasında dır. Bununla birlikte gerçek insidans; tanı kriterlerindeki farklılıklardan dolayı tam olarak bilinememektedir. Ayrıca insidansı etkileyen bir çok faktör de vardır. Bunlar ; yaş, ırk, parite, coğrafi bölge, doğumdan önce geçen preeklampsi süresi gibi dır. HELLP sendromu insidansı; yaşlı, beyaz ve multipar hastalarda daha yüksek olarak bildirilmektedir. Çoğunlukla tanısı geciken ve/veya doğum zamanın uzadığı preeklamptik hastalarda daha yüksek insidanslar yayınlanmaktadır. Bizim çalışmamızda ki 75 HELLP sendromlu hasta ; literatürdeki hasta grupları ile karşılaştırıldığında; iyi dökümante edilmiş belirli kiriterlere göre sınıflandırılmış oldukça iyi bir grubu oluşturmaktadır. Tüm ağır preeklampsili hastalar arasındaki HELLP sendromu oranımız ise %13.6 dır. Kliniğimizin referans merkezi olması nedeni ile periferdeki sağlık kuruluşları tarafından risk faktörü taşıyan hastaların sevk edilmesine bağlı olarak, kliniğimizde HELLP sendromu için ortaya çıkan rakam ; gerçek insidansdan uzak kalmaktadır. Bizim serimizde 75 HELLP sendromlu vaka arasında 23 tane eklampsili hasta (%28) mevcuttur. Kliniğimiz ağır preeklampsi ve eklampsi hastalarının antenatal takiplerinin olup olmadığına bakıldığında ; 75 HELLP sendromlu hastadan sadece 8 hasta (%11) düzenli antenatal takipli hasta iken 67 hasta (%89) diğer merkezlerden refere edilmiştir. Refere edilen kliniklere göre dağılımı değerlendirdiğimiz de ise % 62 ile özel klinikler ilk sırada görürken % 23 oranı ile devlet hastaneleri ikinci sırada gelmekte bu sırayı %15 ile sigorta hastaneleri takip etmektedir. Çalışma grubumuzun yaş ve pariteleri ise şöyle bulunmuştur. Ortalama yaş 27.9+6.6 ; parite ise ortalama 1.11dir.Hastaların %27'si multipar %53'ü ise nullipardır. Günlük uygulamada komplike olmaya doğumlar; 24-48 saat sonra hastaneden çıkartılmaktadır. Burada önemli olan nokta post partum hastaların hastaların HELLP sendromu prodromal bulguları açısından bilgilendirilmesidir. Bu danışma normotansif komplike olmayan normal hastalara ve preeklamptik hastaların tümüne uygulanmalıdır. Bulantı kusmasağ üst kadran ağrısı veya kanama bulguları olan hastalarda HELLP sendromundan şüphelenilmelidir. Ve hemen tanıyı doğrulamak için tam kan sayımı ile karaciğer enzimleri tetkik edilmelidir. Temel yaklaşım olarak çalışma grubumuz içinde ; HELLP sendromu tanısın konduğu anda, hastalara doğum kararı verilmiştir. HELLP sendromlu hastaların bazılarında hipertansiyon ve proteinüri olmayabilir veya çok hafif şekilde seyredebilir. Hastalar çeşitli semptomlara ve bulgulara sahip olabilir. ; ayrıca hiçbirinde ağır preeklampsi kriterleri olmayabilir. Bu bulguların önemli bir kısmı nonspesifik olabilmekte özellikle hipertansiyon ve proteinürinin yokluğunda rutin antenatal muayene esnasında hastalar gözden kaçabilmektedir. Sıklık ile bu semptomlar ile gelen hastalar medikal ve cerrahi çeşitli hastalıkları ön tanı olarak almaktadır. Bu durum özellikle termden uzak olan, preeklampsi bulguları (Hipertansiyon, proteinüri) silik olarak seyreden hastalar için çok daha önemlidir. Takiben bu hastalar bir çok medikal ve cerrahi işleme maruz kalabilirler. Kemik iliği biopsisi, karaciğer biopsisi, böbrek biopsisi, laparotomi kullanılabilecek müdahalelerden birkaçıdır. Burada çok önemli bir nokta ; gebe kadınlar ile ilgilenen tüm sağlık elemanlarının HELLP sendromu başlangıcı ile ilgili semptom ve bulguları çok iyi bilmelerinin gerekli olduğudur.. Hemoliz, yükselmiş karaciğer enzimleri düşük trombosit sayısı ve böbrek yetmezliğinin gebelik ile birlikteliği çok sık görülmeyen fakat özellikle post partum dönemde görülen iyi tanımlanmış bir komplikasyondur. Bu çalışmada HELLP sendromu olan hastalarda Akut böbrek yetmezliği insidansı % 18 olarak belirlenmiştir. Bu hastaların çoğunda kardiyovaskular, pulmoner ve merkezi sinir sistemi gibi bir çok organ sisteminde bozukluklar ortaya çıkmaktadır. Ek olarak bu gebelikler ablasyo plasenta, Fetal ölüm, DIC. post partum kanama ve sepsis gibi multiple komplikasyonlar ile birliktelik göstermektedir. Bu bulgular ; bu grup hastaların doğum esnasında ve postpartum dönemde yakından izlenmesinin önemini göstermektedir. Aynı zamanda bu hastaların uygun yoğun bakım ortamının olduğu tersiyer merkezlere transferinin gerekliliğine işaret etmektedir. HELLP sendromu patogenezinde DIC in rolü tartışmalıdır. DIC tanısını rutin koagulasyon testleri ile koymak oldukça zor dur. DIC tanısında en duyarlı labaratuar parametreleri: Antitrombin III, Fibrinopeptid A, Fibrin monomerleri, D-Dimerleri, Alfa 2- antiplazmin plazminojen, prekallikrein, ve fibronektindir. Ancak bu testler hem çok zaman alıcı hemde günlük rutin uygulamada kullanılamayacak kadar pahalıdır. DIC tanısında klinisyen konvansiyonel koagulasyon parametrelerini kullanarak yorum yapmak zorunda kalmaktadır. Klinikde DIC tanısına giderken trombositopeni, PT ve PTT de uzama ile düşük fibrinojen seviyeleri esas alınmaktadır DIC tanısında kullanılan koagulasyon parametreleri diğer sistemlerin labaratuar bulguları ve maternal morbidite ile oldukça yakın ilişki göstermektedir. Maternal durumun doğrudan HELLP sendromunun bir yansıması olduğunu söylemek çok zor olsa da; DIC ile birlikteliğin maternal durumdaki bozulmayı artırıcı bir faktör olduğunu söylemek hiç de zor değildir.Çalışmamızda DIC ; HELLP sendromunun son aşamasında oldukça önemli bir rol oynayan faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. DIC in yaygınlığı oldukça önemli bir prognostik faktördür. Çünkü peri partum dönemde hayatı tehdit edici maternal komplikasyonların görülmesinin sıklığı ; DIC tablosunun ağırlığı ile paralellik göstermektedir. Karaciğer, akciğer, beyin, böbrek gibi organ sistemlerindeki yaygın hasar ; bu hastalardaki fulminan DIC tablosunun bir takipçisi olarak görülmektedir. Çünkü DIC; damar duvarlarında hasar, permeabilite artışı, perfuzyon bozukluğu, makrofaj aktivasyonu makrotromboz ve sonuçda doku hipoksisi ve iskemik nekrozlara yol açar. HELLP sendromu yaklaşık olarak 100 yıl önce tanımlanmasına karşılık sebebi belirsiz, prognozu değişken tedavisi spekulatifdir. Medikal tedavi olarak; plazma hacim genişleticiler; albumin, taze donmuş plazma infuzyonu.plazmaferez, hemodializ, prednizon, aspirin, sedatifler, antikonvulzif kullanımı gündeme gelebilir. HELLP ile komplike olmuş gebeler de beraberinde akut böbrek yetmezliğide gelişir ise çok iyi formüle edilmiş bir yönetim planı gereklidir. Bu tablonun gelişmesi doğum kararının verilmesi için endikasyon oluşturur. Yüksek maternal ve perinatal komplikasyonların olması nedeni ile bu özelliklei taşıyan hastalar maternal ve neonatal yoğun bakım şartlarının olduğu tersiyer merkezlere refere edilmelidir. Son olarak hastalarda preeksistan kronik hipertansiyon veya böbrek hastalığı yok ise prognozları oldukça iyi olabilmektedir. Bu çalışmadan çıkan önemli sonuçlardan biriside; HELLP sendromunun belirgin derecede artmış maternal morbidite ve mortalite oranları ile birliktelik göstermesidir. Bu yüksek komplikasyon oranlarını; yüksek riskli hastaların refere edilmesi bunun yanında komplike olmayan ağır preklampsi vakaları ve çok hafif seyreden HELLP sendromu vakalarının refere edilmemesine bağlamak doğru olabilir. Bu faktör muhtemelen çeşitli merkezlerden gelen sonuçlar arasındaki morbidite ve mortalite farklarını açıklamaktadır. HELLP sendromu ile komplike giden ağır preeklampsi vakaları kötü maternal ve fetal sonuçlar ile birliktelik gösterir. Bu hastalarda artmış maternal morbidite ve mortalite oranları gözlenmektedir. Bizim çalışma grubumuz içinde HELLP sendromu gelişen hastalarımız da mortalitemiz 75 hasta arasında 2 dir. Mortalite vakalarında literatürdeki mortalite vakaları ile benzer ölüm sebepleri görülmektedir Bu nedenlerden hiçbiri önlenebilecek nitelikteki sebeplerden değildir.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. HELLP sendromunda serum-plasental salusin ve ghrelin düzeylerinin araştırılması

    Investigation of serum and placental salusin-ghrelin levels in patients with HELLP syndrome

    NAZAN ÖZDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Kadın Hastalıkları ve DoğumFırat Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET ŞİMŞEK

  2. Hellp sendromlu hastalarda serum çinko ve bakır düzeyleri

    Serum zinc and cu levels in patients with hellp syndrome

    ÖZGE NUR GÜNEŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    BiyokimyaAtatürk Üniversitesi

    Tıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NURİ BAKAN

  3. Preeklampsi, eklampsi, HELLP sendromlu olgularda serum haptoglobin değerleri

    The levels of the plasma haptoglobin in the preeclampsia, eclamsia and HELLP syndrome patients

    BİNNUR BABACAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Kadın Hastalıkları ve DoğumDokuz Eylül Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TALİP GÜL

  4. Yoğun bakımda hellp sendromlu hastalara uyguladığımız plazma değişiminin retrospektif değerlendirilmesi

    Retrospective evaluation of plasma exchange which we applied to hellp syndrome patients with intensive care

    ABDULLAH GÖK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Anestezi ve Reanimasyonİnönü Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYTAÇ YÜCEL

  5. Hellp'li gebelerde HE4 (human epididymis 4) protein düzeylerindeki artışın araştırılması

    Investigation of the increase in HE4 (human epididymis 4) protein levels in pregnant women with hellp

    TANER ÇAM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kadın Hastalıkları ve DoğumAtatürk Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ GAMZE NUR CİMİLLİ ŞENOCAK