Pemfiguslu olgularda otoantikor titrelerinin klinik şiddet ve tedaviye yanıtları ilişkisinin değerlendirilmesi
Assessing the autoantibody levels in relation to disease severity and therapy response in pemhigus patients
- Tez No: 175189
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. YAVUZ PEKSARI
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Dermatoloji, Dermatology
- Anahtar Kelimeler: indirek immunfloresan, klinik şiddet, otoantikor, pemfigus, tedavi yanıtı. 49, Indirect immunofluorescence, disease severity, autoantibody, pemphigus and therapy response. 51
- Yıl: 2007
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Dermatoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 74
Özet
ÖZET Pemfiguslu Olgularda Otoantikor Titrelerinin Klinik Şiddet ve Tedaviye Yanıtları İlişkisinin Değerlendirilmesi Amaç: Pemfigus olgularının yönetiminde, klinisyene destek olabilecek immünolojik bir parametre olarak otoantikor titrelerinin değerini belirlemek amacıyla, klinik şiddet ve tedavi yanıtı ile ilişkileri incelendi. Gereç ve Yöntem: 47 pemfigus vulgaris hastasının klinik özellikleri incelendi ve hastaların serumları, substrat olarak maymun özofagusunun kullanıldığı indirek immunfloresan inceleme ile otoantikor titreleri yönünden değerlendirildi. Bulgular: İndirek immunfloresan, pemfigus vulgariste genel olarak değerlendirildiğinde %89 sensitif, mukozal tipte ise %100 sensitif bulundu. Tedavi almayan grupta sensitivite %92,5, tedavi alan grupta ise %85 olarak hesaplandı. Mukozal şiddet skorunun yüksekliği ile antikor titreleri arasında anlamlı ilişki olduğu, deri ve genel şiddet skorlarının yüksekliği ile ise ilişki olmadığı görüldü. Tedavinin birinci ayında en az bir mukozal lezyonu olan hastaların ilk antikor titreleri, hiç mukozal lezyonu olmayanlardan anlamlı derecede yüksek bulundu. Hastalarda tedavi ile lezyonların, antikor titrelerinin düşmesinden önce gerilediği gözlendi. Yeni lezyon çıkışı görülen ve görülmeyen hastalar arasında, ilk ve yeni lezyon çıkışı öncesi en son bakılan antikor titreleri açısından anlamlı bir fark saptanmadı. Hastaların %58,8'inde yeni lezyon çıkışıyla birlikte antikor seviyelerinde yükselme görüldü. Sonuçlar: Serum otoantikor seviyeleri, uygun teknik ile ölçüldüklerinde, özellikle henüz tedavinin başlanmadığı olgularda hastalık şiddetinin belirlenmesinde ve uygun tedavinin seçiminde yardımcıdır. Çalışmamızda 48da substrat olarak maymun özofagusu üzerinde bakılan indirek immunfloresan testle, antikor titreleri mukozal hastalık şiddetiyle korele bulunmuştur. Tedavi almakta olan olgularda, tedavinin genellikle antikor seviyelerini düşürmeden önce klinik tabloyu geriletmesi nedeniyle, antikor titrelerini klinik şiddet ve tedavi yanıtı ile ilişkilendirmek güçtür. Bununla birlikte tedavinin kesilme kararının alınmasında ve hasta takibinde hastalık alevlenmelerinin önceden belirlenmesinde faydalı olabilirler.
Özet (Çeviri)
SUMMARY Assessing The Autoantibody Levels in relation to Disease Severity and Therapy Response in Pemhigus Patients Objective: The purpose of this study is to determine the clinical significance of the autoantibody levels in relation to disease severity and therapy response, as an immunological parameter which can be a support for the clinician, in pemphigus management. Material and Method: The clinical features of 47 pemphigus vulgaris patients were assessed and patient's sera were investigated by indirect immunofluorescence using monkey oesophagus as a substrate for autoantibody levels. Results: The sensitivity of indirect immunofluorescence was %100 in mucosal dominant type and %89 in pemphigus vulgaris generally. Sensitivity was found %92,5 in patients who had not any treatment and %85 in patients who had treatment. A relationship between antibody titers and mucosal severity score was found statistically significant, however there was no relationship between antibody titers and cutaneous and general scores. Initial antibody titers of the patients with at least one mucosal lesion at the first month of therapy, were found significantly higher than the patients who had no mucosal lesion. With therapy, lesions resolved earlier than the antibody titers. The last antibody titers between the patients who had relapse and who had no relapse showed no significant difference. The elevation of the antibody titers with the relapse was seen in 58,8% of patients who had relapse. Conclusion: Sera autoantibody titers, assessed with appropriate technique was helpful in determining disease severity and choosing 50appropriate treatment, especially in patients whose treatment had not began yet. In our study, we found a correlation between antibody levels and mucosal severity with indirect immunofluorescence technique using monkey oesophagus as a substrate. In patients who had treatment, making a relation between the autoantibody levels with disease severity and therapy response was difficult. However antibody levels can be helpful in determining the treatment withdrawal and estimating recurrences earlier in patient follow up.
Benzer Tezler
- Pemfiguslu hastaların sağlıklı birinci derece akrabalarında pemfigus otoantikorlarının sıklığının araştırılması
Investigating of the freguency of pemphigus autoantibodies in the first-dagree healty relatives of patients with pemphigus
SUHAN GÜNAŞTI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
DermatolojiÇukurova ÜniversitesiDermatoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. SONER UZUN
- Pemfigus vulgaris hastalarında osteoporoz sıklığı
The frequency of osteoporosis in patients with pemphigus vulgaris
DERYA UÇMAK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
DermatolojiDicle ÜniversitesiDermatoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET HARMAN
- 1972-1979 yıllarında izlenen 68 pemfigus olgusunun klinik araştırma sonuçları
Başlık çevirisi yok
GÜZİN ÖZARMAĞAN
- Pemfigus olgularında doku grubu antijenleri
HLA class I ve class II antigens in Turkish patients with pemphigus
AHU BİROL
- Pemfiguslu hastalarda yaşam kalitesinin değerlendirilmesi
Quality of life assessment in patients with pemphigus
GONCAGÜL BABUNA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Dermatolojiİstanbul ÜniversitesiDeri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
PROF. DR. RIFKİYE KÜÇÜKOĞLU