Geri Dön

11 Eylül sonrası terör algısı ve Türkiye' ye etkileri

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 175278
  2. Yazar: ZEYNEP DURUKAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. LEVENT ÜRER
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Savunma ve Savunma Teknolojileri, Uluslararası İlişkiler, Defense and Defense Technologies, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2007
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Harp Akademileri Komutanlığı
  10. Enstitü: Stratejik Araştırmalar Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 189

Özet

TASNİF PİSİ ÖZET 11 Eylül 2001 'i takiben dünyada baş döndürücü bir değişim gözlenmiştir. Terör, bir savaş tarafı haline gelirken ötekileştirme sürecinin son halkası olarak 1997'de ilk kez literatüre giren islamofobi kavramı, 11 Eylül'ün ardından sıklıkla atıf yapılan bir kavram haline gelmiştir. Korku ve tehditlere paralel olarak güvenlik ihtiyacı da artmıştır. Dünya üzerinde tüm bunlar olup biterken ABD'nin özellikle mercek altına alınması gerekir. Nitekim, 11 Eylül'deki failin hedefi ABD'dir. 11 Eylül sonrası süreç incelendiğindeyse ABD'nin bu süreci lehine işlettiği görülmektedir, öyle ki Soğuk Savaş sonrası tek kutuplu dünyanın liderliğine soyunan ABD, bu konumunu meşrulaştırma arayışı içine girmiştir. 1 1 Eylül saldırıları, deyim yerindeyse ABD'nin aradığı reçete olmuştur. Dünya artık güvenli bir yer değildir ve güvenliği sağlamak için ABD'nin gücüne ihtiyaç vardır. ABD, özgürlük ve demokrasi gibi idealist söylevlerin perdelemesinde güç diplomasisini atağa geçirmiştir. Bush Doktrini ve teröre karşı savaş bunun en somut örnekleri olmuştur, önleyici savaş kapsamında ABD, tehdit algıladığı yerlere müdahale tekelini eline geçirmiştir; buradaysa algılanan tehdidin çıkarlara denk düşmesi göze çarpmaktadır, öyle ki tehdit kapsamındaki müdahalenin ekseninde önümüzdeki 50 yılın dünyasını şekillendirecek olan enerji kaynaklarının merkezi Orta Doğu'nun bulunduğu dikkatten kaçmamaktadır. Benzer şekilde 1 1 Eylül sonrası popülarite kazanan islamofobi kavramının da Orta Doğu'nun karakteristik özelliği İslam'ı dışlayıcı bir yönü olduğu ve ötekileştiren islam aracılığıyla Orta Doğu'ya yapılan müdahalelere bir meşru zemin daha oluşturulduğu aşikârdır. Üstelik bu islamofobi küreselleşmenin kurallarına da denk düşer; küreselleşmenin birinci kuralı ulus bağlarının yok edilmesidir, işte bu kapsamda rıza ve meşruiyetin sağlanabilmesi için gerekli aidiyet bağı ulus bağının yerine yerleştirilen“din”ile öne çıkmaktadır; küresel insanın ayırt edici özelliklerinden biri de Tanrı ile arasındaki bağı Hıristiyanlık üzerinden kurması olmuştur. Denklem basit gibi görünmektedir. 1 1 Eylül saldırıları tez; ABD'nin saldırılara verdiği karşılık anti-tez olarak karşımıza çıkarken sentez ABD'nin çıkarlarının gerçekleşmesidir. Ne var ki süreç, bu kadar pürüzsüz işlememektedir. Uluslararası arenanın diğer aktörleri ve başta iç ve dış kamuoyunun rızası, hegemon güç TASNİF PİSİ üTASNİF DIŞI ABD'nin çıkarlarını gerçekleştirebilmesi için elzem nitelik taşımaktadır. İşte tam da bu noktada“algı”kavramı öne çıkar. ABD, 1 1 Eylül sonrası atağa geçirdiği güç diplomasisinin çıkarlarıyla örtüşmesi için artık sadece“reel politik”e başvuramayacağını anlamıştır. Dolayısıyla meşruiyeti sağlamak için gerekli olan“rıza”unsuruna erişmek için algıları fethetmek gerektiğinden hareketle adım atar. Teknoloji ve iletişimdeki muazzam gelişmeyle tanımlanan“Enformasyon Çağ”nın en temel özelliği bilginin artık tek tuşla anında aktarılabilmesidir. işte ABD de bu tuşlara hâkim olabilmek için önce bilgiyi sonra gerçeği tahrif etmiştir. Bu yolda ABD'nin ilk ve en önemli başvuru kaynağı da medya olmuştur. Asli görevi, sunduğu bilgilerle gerçeği yansıtmak olan medya, 1 1 Eylül sonrası ne yazık ki -özellikle medyadaki tekelleşmenin etkisiyle- başarısız bir gazetecilik sınavı vermiş ve adeta egemen güçlerin sözcüsü gibi yayın yapmıştır. Gerçek, olan değil olması istenen şekliyle yansıtılmıştır. ABD, senteze ulaşmak için gerekli tüm koşulları sağlamış görünmektedir. Bu esnada Türkiye'nin konumu da ciddi bir çıkmaza işaret etmektedir, öyle ki, Türkiye bir yandan laik kimliğini muhafaza etmek istemekte, öte yandan içerden de gelen baskılar ve barındırdığı yoğun Müslüman nüfus sebebiyle İslam ülkesi kategorisine girmektedir. Orta Doğu kültürünün de izlerini taşıyan Türkiye'nin NATO üyesi olması ona bir yandan avantaj sağlarken öte yandan dezavantajları da beraberinde getirmektedir. Çeyrek yüzyılı aşkın süredir terörle mücadele eden Türkiye, şu an dünya üzerinde“öteki olamayan öteki”konumundadır ve bu konumuyla kendi iç terör belasının yanında bir de dünya sathındaki küresel terörle mücadeleye girişmiştir. TASNİF DIŞI III

Özet (Çeviri)

TASNİF PİSİ ABSTRACT Following September 11 2001, there has been a rapid change all over the world. Terrorism, has become become a side in war. Besides, the term Islamophobia which symbolizes the last phase of marginalization and used for the first time in 1997 has become a frequently used term after September 1 1. Parallel to fear and threats, the need for security has increased. While all of these are happening in the world, the USA should be carefully examined. The target of the perpetrator was the USA in September 11. But after examining the process after September 1 1, it can be seen that the USA has taken the advantage of the process. USA, which has reclaimed the leadership of the unipolar world after Cold War, has started to look for the ways to legitimize it. In other words, September 1 1 attacks gave the opportunity to USA, which it had been looking for. World is not a safe place anymore and the USA power is necessary to provide security in the world. The USA has started to use power diplomacy in the name of idealist discourses such as freedom and democracy. Bush doctrine and war against terrorism have become the most apparent examples of this. In the name of pre emptive war, the USA has taken the monopoly of being able to interfere with the places of perceived threat. Here, it can be seen that, the perceived threat is parallel with the USA's interests. It can be observed that, the Middle East, which is in the centre of the world's energy sources that will shape the world of next fifty years, is the main target of the threat related interference. Similarly, it is clear that the term Islamophobia, which has gained popularity after September 1 1, also means to exclude Islam as the characteristic feature of the Middle East and it also legitimizes the interferences in the Middle East by means of marginalized Islam. Religion turns out to be the main force which replaces national bonds in order to achieve the consent and legality required. From now on, one of the significant features of global people becomes the fact that they try to communicate with God by way of Christianity now on. The equation seems simple. September 11 attacks is the thesis and the USA's reactions is the anti-theses; the synthesis is to fulfill the interests of the USA. Nevertheless, the process does not flow smoothly. The actors of the international arena and the common consent of public, both in and out of the USA are crucial for TASNİF DISI IVTASNİF pisi the fulfillment of the interests of the USA as the dominant power. At this point, the notion“perception”becomes vital. The USA has seen that she would not be able to use“reel politics”in order to fulfill her interests by power diplomacy which she started after September 1 1. So, she acts knowing that she has to conquer perceptions in order to get“consent”to attain legality. The basic feature of“Information Age”, which is defined by the great development in technology and communication, is being able to reach information with a single button. The USA first defined knowledge and then reality in order to get the“control of the buttons”. So media has become the USA's first and the most important tool. Media, whose basic mission is to reflect the reality with the information it presents, has unfortunately failed in journalism and reacted as if it is the voice of the dominant powers. Media distorted the events while reflecting so we couldn't even comprehend“how they really were”. The USA seems to achieve all the necessary conditions to reach the“syntheses”. Meanwhile, Turkey's situation looks problematic. On the one hand, Turkey wants to maintain her secular identity; on the other hand, she falls into the category of Islamic countries, both due to the pressure within the country and her dense Muslim population. Turkey has also Middle Eastern characteristics and she is both at an advantageous position by being a member of NATO, however she also suffers from it. At the moment, Turkey, who has been struggling against terrorism for more than a quarter century, is“the other who is not the other”and now she started struggling against global terrorism, besides her inner terrorism. TASNİF DIŞI

Benzer Tezler

  1. Türkiyede güvenlik açısından asimetrik tehdit algısı(Suriye ve Irak bağlamında 1991'den günümüze)

    Perception of asymmetrical threat in turkey in terms of security (in the context of Iraq and Syria since 1991 to the present)

    ERHAN YILMAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    TarihDokuz Eylül Üniversitesi

    Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ KENAN KIRKPINAR

  2. Avrupa Birliği üyeliği perspektifinde Avrupa'da Türk algısı ve lobicilik

    Turkish image and lobbying within the perspective of European Union membership

    FATİH BAYEZİT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Uluslararası İlişkilerÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SONER KARAGÜL

  3. Geçmişten günümüze değişen Türk dış politikası kapsamında Türkiye-Gürcistan ilişkileri

    In the context of changement from past to present Turkey-Georgia relations

    HURİYE YILDIRIM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Siyasal BilimlerAkdeniz Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. SANEM ÖZER

  4. Avrupa kimliği inşa süreci ve Türkiye-AB ilişkileri

    The establishment process of European identity and Turkey- EU relations

    AYLİN KILIÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Uluslararası İlişkilerBaşkent Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ NAZLI ŞENSES ÖZCAN

  5. Amerikan hegemonyasının devamı ve Ortadoğu'nun yeniden yapılandırılması arasındaki pozitif korelasyon

    The positive correlation between the restructuring of Middle East and the continuation of the U. S. (American) hegemony

    ALİ DURAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Uluslararası İlişkilerAtılım Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ULVİ KESER